en beğenilenleri (412) - sayfa 12

başlık listesine taşı
  • coğrafya kader değildir

    türkiye coğrafyası harran'da ilk üniversiteyi, çatalhöyük'te ilk insan yerleşimini ve efes'te, milet'te felsefeyi ortaya çıkarmaya engel olmamıştır.

    coğrafya değil kültür bizim sorunumuz.

  • cehalet

    cehaletin aslında bilinen iki anlamı var. bir tanesi tdk'da tanımlandığı üzere bilgisizlik. diğeri de google - oxford işbirliği ile hazırlanmış sözlükte değinilen "toyluk" hali.

    bunların ikisi de doğru tdk neden ikinci anlamı vermemiş bilmiyorum ancak meselemiz sözlük fareliği yapmak değil, cehaleti düşünmek ve bir de üçüncü bir anlamı olduğunu iddia etmek.

    cehaletin ikinci "toyluk" anlamı ile başlayalım. bu toyluk sadece bir meselede yeterince olgun olmamayı anlatmaz, aynı zamanda genel edep ve adap kurallarını ve toplumsallaşmayı bilmemek olarak kullanılır. şehirli bir ilkokul mezunu için dağlı bir ilkokul mezunu son derece cahildir. zira bağırarak konuşur, kadınlara uzun uzun bakar, üstü başı bakımsızdır, sohbet içinde aniden sinirlenir, anormal tepkiler verir vs. anadoluda "cahilde eksik olan akıl değil edeptir" vecziyle de bu noktanın altı çizilir. aynı şekilde alman bir profesör anadolu'da bir köyde "ayıp olmadığı için * osurursa profesörlüğü onun cehaletini kapatmak için yetmez olur. zira "tahsil cehaleti alır, eşeklik baki kalır." buradaki eşeklik anadolu halkının özellikle eski kuşaklarının anladığı anlamıyla cehalettir.

    cehaletin birinci anlamı çok daha basit: bilmemek. herhangi bir şeyi bilmeyen insan için onun cahili diyebiliriz. ben evde bitki yetiştirmenin cahiliyim örneğin, origaminin cahiliyim vs. ancak bu cahillik kötü değil bilakis sempatiktir. zira bilmediği bilmek sokrates'ten beri bir erdemdir ayrıca zaten kim istisnasız bütün konuların bilginidir ki? büyük resimde herkes zaten aşırı derecede cahildir.

    ancak benim için önemli olan üçüncü anlamı. bu anlamıyla cehaleti şöyle tanımlıyorum: "değişim kaygısıyla, değişim ihtiyacını doğuran bilgiyi anlamayı reddetme hali. "

    bu tanımı daha iyi anlayabilmek için öncelikle anlamak başlığına bakmanızı öneririm. orada anlamayı "değişmek" olarak tanımlıyorum. bugünlerde denk geldiğimiz ve sosyal medya tarafından desteklenen yeni bir cehalet türü bu. `post-modern cehalet `diyebiliriz buna. bu yeni cehalet tipinde inanç hürriyetinin suistimali söz konusudur. google'da hastalık araması yapmak gibi düşünün. google size baş ağrınızın beyin kanseri olmadığına dair bin sayfa, kanser olabileceğine dair de bir sayfa gösterir. siz eğer o bin sayfa yerine o tek bir sayfaya inanırsanız, platon'un tanımıyla "gerekçelendirilmiş doğru inanca" ulaşmış olursunuz. "internet bile size hak veriyordur artık!"

    netice itibarıyla artık iki değil üç cehaletimiz var. daha detaylı tartışma için (bkz: post-modern cehalet)

  • mutlu eden basit şeyler

    sözlüğü gerçekten hayatına alan, üslubuyla kalitesini belli eden herhangi bir yeni sapiensten haberdar olmak.

  • !naber iq camiası

    para yok, o işi zaten unutalım. burası entelektüel not defteri abi. şimdi ben bunları yazıyorum, başkası da bir ara mantık hatalarını yazıyordu, bir diğer mitoloji ile ilgiliydi eğer insanlar bu tip şeyleri yazarsa zaten iqsözlük farklı değerleri birleştiren gerçek bir değer olacak. yoksa ekşi orada duruyor abi aynısını yapmanın ne alemi var?

    elbette insanların farklı kaygıları olabilir, farklı şeylere farklı oranlarda zaman harcamak isteyebilirler. ancak ben cebimde bu sitenin server parasını ödeyecek para oldukça burayı not defteri olarak kullanmaya devam edeceğim, site tutsun diye değil, kendi çalışmalarım için bir defter olsun diye.

    bu sebeple sevgili dostlar bira hakkındaki görüşler, okey; ünlemli başlıkta her şeyi yazmak, okey. bu sözlük burada yazanların ortak olduğu bir yer o yüzden herkes iqsözlük denen metin bazlı kolektif aktiviteye istediği yerden katkı sağlayabilir.

  • iqsözlük

    hakkında bitti iddiaları çıkmış ancak bitmemiş sadece biraz yorulmuş sözlüktür.

    uzun ve zor bir yola çıkmıştır ve kullanıcıların entelektüel not defteri, okuma kırıntılarının tek adresi olmayı sürdürdükçe parlayacağı zaman mutlaka gelecektir.

  • nil admirari

    hiçbir şeye hayret etmemek anlamına gelen latince deyiş.

    "kimi zaman soru olma yolunda donup kalmış bir şaşkınlık anlatımı vardır ineklerin yüzünde. buna karşılık, daha yüksek zekanın gözlerinde nil admirari serilidir, bulutsuz gökyüzünün tekdüzeliği gibi."

  • ihsan oktay anar

    galiz kahraman romanında büyük hayal kırıklığına uğrayıp sonraki kitaplarını okumama kararını aldığım yazar. her şeye rağmen açıkça söylemek gerekir ki türk edebiyatının yaşayan efsanelerindendir. felsefe çıkışlı olmasıyla gönlümde ayrı bir yeri vardır.

  • sınıflandırıcı çiftleşme

    sapyoseksüellik olarak da bilinir.

    "ihtiyacın fazlası olan altmış binden fazla kelime cinsel seçilim­le açıklanabilir. dilin evrimsel işlevi sadece etkili iletişim sağlamak değil aynı zamanda bir seçilim değeri ve genel zeka göstergesi ol­maktır. bariz hastalık belirtileri dışında en iyi sağlık göstergesi vücut simetrisidir. ama vücut simetrisiyle zeka arasındaki kore­lasyon sadece %20 civarındadır. kelime hazinesi ve dağarcığın ne kadar etkili ve yaratıcı biçimde kullanıldığı zekayla çok daha ya­kından ilintilidir. bu yüzden hala hem profesyonel psikolojik test­lerde hem de genel olarak hepimiz tarafından başkalarının akıllılığını tartmak için otomatik olarak kullanılmaktadır.

    kelime dağarcığı isabetli kullanıldığında ruhun derinliklerine ulaşıp şah­sın zihinsel gücünü tespit etme potansiyeline sahip oldukça fayda­lı bir niceliksel ölçüdür. kelimelerin kavranışına dair hassasiyetimiz dilin cahilce veya akılsızca kullanımına karşı genel duyarlılığımız­la yakından ilişkilidir. bu ilişki, insanların mrs. malaprop gibi popüler gülünç karakterlerden ya da shakespeare'deki hiçbir şeyden anlamayan ve boylarını aşan kanuni terminolojiyi kullanmaya çalışırken ellerine yüzlerine bulaştıran polis amirlerini izlemekten neden hoşlandığını da açıklar.

    boyutları iyi pazular veya gençliği gösteren bir cilt vücut geliştirme salonlarının ve kozmetik endüst­risinin yakın zamanda işsiz kalmayacağını nasıl garanti ediyorsa, dil kullanımının seçilim değeri göstergesi işlevi de kitapların ve "kelime hazinesini geliştirmeye yönelik" işitsel programların her zaman alıcısı olacağı anlamına gelir. kelime dağarcığı dilin başka insanların zihninin içine bakma­mıza olanak tanıyan yönlerinden sadece biridir.

    dilbilgisi, sözdi­zimi, kelime seçimi, yerindelik, anlam bütünlüğü, bağıntılılık, cevap hızı, zeka kıvraklığı, ritim, kelimelerle oynayabilme ve ori­jinalliğin de katkısı olur. bu beceri ve niteliklerin hepsi bir araya gelince ortaya hitabet çıkar ve hitabete duyulan hayranlığın insan evrenselleri listesinde sağlam bir yeri vardır.

    tüm kültürlerde in­sanların önünde iyi konuşabilme yeteneğinin saygıyla karşılanma­sı bu durumun bir göstergesidir. ama edmund rostand'ın cyrano de bergerac'da ikna edici bir biçimde ele aldığı gibi, en samimi bağlamda, kur yapmada da kritik bir öneme sahiptir. rostand'ın oyununun şöhretine rağmen kelime dağarcığının genişliği, isabet­li sözdizimi ve dilsel yaratıcılık gibi niteliklerin, eş seçim tercihlerinde çekicilik kaynağı olarak adları pek geçmez. hatta birçok profesyonel dilbilimci, mükemmel konuşma sanki neredeyse uta­nılacak bir şeymiş gibi yaparak belki bir tür politik/dilbilimsel eşitlikçilik anlayışıyla (ya da belki de insanlara dilbilgisi dayatan öğretmenler gibi algılamak korkusuyla), yüksek dilsel becerileri ve "doğruluğu" sadece bir toplumsal sınıf göstergesi diye kenara ayı­rır. ama insanın sofistike ve orijinal dile duyduğu ilgi tüm toplum­sal geleneklerden daha derindedir.

    miller, "bekar kadın, elli bin işe yaramaz eşanlamlı kelime bilen adam arıyor" diye bir kişisel ilan bulmanın şaşırtıcı olacağına dik­kat çeker. ancak uzun süreli ilişkiler yaşayan çiftlerin kelime da­ğarcıklarının gerçekten de aşağı yukarı aynı boyutlarda olduğunu ve çiftler arasındaki bu eşleşme denkliğinin diğer niteliklerden daha fazla belirginlik gösterdiğini bildirir. dolayısıyla kelime ha­zinesinin boyutu ve dil kullanımı becerisi sınıflandırıcı çiftleşme­nin ileriki aşamalarıdır. bireyler burada "bana razı olacaklar arasından elde edebileceklerimin en iyisi" diyerek kendi seviyele­rine alçalacaklar arasından mümkün olan en iyisini seçerler.

    yani sofistike dil becerilerine sahip bir genç kız, delikanlının "benimde canım sıkılıyor." demesiyle bir ürperme yaşayıp maalesef gelecek hafta sonu işi olduğu söyleyebilir. dikkat ederseniz burada kesinlikle bir iletişimsizlik yaşanmamış, kız delikanlının demek istediğini gayet iyi anlamıştır. ancak kasten ilet­mekten ziyade belirtisini gösterdiği durum, "-de,-da" eklerini ayırmayı pek bilmediği ve dolayısıyla belki de onun tarzı bir adam olmadığıdır. bağlaç ile ek arasında­ki farkı kendileri de bilmeyen ama kendisinden etkilenecek çok sayıda genç kadın olması delikanlı için bir teselli olabilir. herkes kendi yeterlilik seviyesine göre: sınıflandırıcı çiftleşme böyle işler."

    kaynak
    dutton, d. (2017). sanat içgüdüsü (m. turan, çev.; 1. bs). ayrıntı yayınları.sf.171-172

  • jeolojik dönemler

    1- prekambriyen dönem (dünya'nın oluşumundan yaklaşık olarak 541 milyon yıl öncesine kadar)

    1.a. hadean eon (dünya'nın oluşumundan 4 milyar yıl öncesine kadar)
    1.b. arkean eon (4 milyar yıldan 2.5 milyar yıl öncesine kadar)
    1.c. proterozoik eon (2.5 milyar yıldan 541 milyon yıl öncesine kadar)

    2- paleozoik çağ (541 milyon yıldan 252 milyon yıl öncesine kadar)

    2.a. kambriyen dönem (541-485 milyon yıl önce)
    2.b. ordovisyen dönem (485-443 milyon yıl önce)
    2.c. silüriyen dönem (443-419 milyon yıl önce)
    2.d. devoniyen dönem (419-359 milyon yıl önce)
    2.e. karbonifer dönem (359-299 milyon yıl önce)
    2.f. perm dönem (299-252 milyon yıl önce)

    3- mezozoik çağ (252 milyon yıldan 66 milyon yıl öncesine kadar)

    3.a. triyas dönem (252-201 milyon yıl önce)
    3.b. jura dönem (201-145 milyon yıl önce)
    3.c. kretase dönem (145-66 milyon yıl önce)

    4- senozoik çağ (66 milyon yıldan günümüze)

    4.a. paleosen dönem (66-56 milyon yıl önce)
    4.b. eosen dönem (56-33.9 milyon yıl önce)
    4.c. oligosen dönem (33.9-23 milyon yıl önce)
    4.d. miyosen dönem (23-5.3 milyon yıl önce)
    4.e. pliosen dönem (5.3-2.6 milyon yıl önce)
    4.f. pleistosen dönem (2.6 milyon yıl öncesinden 11,700 yıl öncesine kadar)
    4.g. holosen dönem (11,700 yıl öncesinden günümüze)

  • evrimsel psikoloji

    "evrimsel psikoloji, zihnin kültürel ürünlerini hangi yollarla şekillendirdikleri de dahil olmak üzere, adaptif işlevlerin gelişim­sel tarihlerinin incelenmesidir. evrimsel psikoloji, steven pinker'ın belirttiği gibi, "zihnin tasarım ve amacını" -bireysel özelliklerini, önyargılarını ve kapasitelerini- "mistik ve teleolojik anlamda değil, doğal dünyaya hakim bir mühendislik benzerliği olarak anlama umudu taşır."

    pinker, steven,(1997). how the mind works. new york: w w norton. sf.20
    dutton, d. (2017). sanat içgüdüsü (m. turan, çev.; 1. bs). ayrıntı yayınları.sf.102

  • nesil

    denis dutton'un kullandığı anlamıyla bir nesil 20 senedir. platon 120 nesil önceyken ilk şehirler 380 nesil öncedir. türkiye cumhuriyet 5 nesildir hayatta. osmanlı 31 nesil ayakta kalmıştı. zamanı böyle ölçmek tatlı olabilir gibi geliyor, deneyeceğim.

  • sanat içgüdüsü

    sanatın ne olduğunu evrim kuramı içerisinden anlamaya çalışan,denis dutton'a ait bir kitaptır.

    "insanların tercih ettiği manzaraların ortak özelliği tutarlılık ve anlaşılabilirliktir." (bkz: pleistosen dönem) (bkz: doğal soya çekim) (bkz: america's most wanted)

    dutton, d. (2017). sanat içgüdüsü (m. turan, çev.; 1. bs). ayrıntı yayınları.sf.31.

  • yeni gine çardak kuşu

    insan sanatına en yakın şeyi üreten hayvandır. buradan işleri izlenebilir.

    ayrıca,

    "insan sanatı üretimine en yakın hayvan adaptasyonu örneği şaşırtıcı bir şekilde homo sapiens' e o kadar uzak bir türden gelir ki, primat olmak bir yana, memeli bile değil­dir. yeni gine çardak kuşu, bir insanda olsa kesinlikle sanatsal denebilecek davranışlar sergiler. ördüğü, boyu iki metreye yakla­ şan çardağın hem içi hem de dışı oldukça süslüdür. kuş, bu çarda­ğın tabanını ve iç duvarlarını çalı yemişleriyle, kızıl yapraklarla, çiçeklerle, meşe palamutlarıyla, başka kuşların parlak tüyleriyle, rengarenk böcek kanatlarıyla ve bulursa sigara paketi, şişe kapağı, alüminyum folyo veya dergi parçaları gibi değişik renklerde insan atıklarıyla donatır. sonra da çardağını en amansız eleştirmene, dişi çardak kuşuna açar. dişi kuş ancak beklentilerini tam olarak karşılayan süsleme­ lerin yaratıcısına çiftleşme hakkı tanıyacaktır. çardak kuşunun durumunu özel kılan, bir cinsin hayal gücüne açık bir süs nesnesi yaratması ve ardından bu nesnenin diğer cins tarafından eleştirel bir şekilde değerlendirilmesidir. buna uzaktan yakından benzer bir şeyi yapan tek diğer tür aynı zamanda manhattan adasında veya başka yerlerde büyük sanat galerileri inşa edendir."

    dutton, d. (2017). sanat içgüdüsü (m. turan, çev.; 1. bs). ayrıntı yayınları.sf.18

  • charles sprading

    1913 yılında basılan liberty and the great libertarians adlı kitabında liberter kelimesini her türlü anti devletçilik için kullanan amerikalı şahıs. liberter kelimesini o denli geniş bir anlamda kullanmıştır ki liberter kelimesi bireyciler ile komünistleri beraber kapsar olmuştur.

    kaynak
    zwolinski, m., & tomasi, j. (2023). the individualists: radicals, reactionaries, and the struggle for the soul of libertarianism (first edition). princeton university press.sf.11

  • istisna hali

    giorgio agamben'e ait bir kitap. agamben için kitabın amacını "kamu hukuku ile siyasal olgu arasındaki ve hukuk düzeni ile yaşam arasındaki bu ara bölgeyi irdelemektir. ancak bu belirsiz bölgeyi örten sis perdesi kaldırılırsa, siyasal olan ile hukuki olan arasındaki ve hukuk ile canlı arasındaki farklılıkta -ya da sözde farklılıkta- nelerin söz konusu olduğunu anlamaya yaklaşabileceğiz. ve belki de ancak o zaman batı siyasetinin tarihinde sürekli olarak yankılanan soruya yanıt vermek olanaklı olacak: siyasi olarak hareket etmek ne demektir?"

    agamben, g. (2018). istisna hali (k. atakay, çev.; 1. bs). ayrıntı yayınları.sf.10.

« / 28 »