en beğenilenleri (412) - sayfa 11

başlık listesine taşı
  • gri yakalı işçi

    erkan baş'ın yaşamak için sosyalizm adlı metninde tanımladığı, beyaz yakalı işi yapan ancak mavi yakalı gibi yaşayan işçi.

    "türkiye işçi partisi'nin bir üyesi olarak öncelikle emekçilere bakmam kimseyi şaşırtmayacaktır. ama işçi sınıfının içinde de çok farklı katmanlar, bölmeler mevcut. iş kollarına, yörelere, eğitim düzeylerine göre pek çok sınıflandırmaya gidebiliriz. bizim tespitimiz, "gri yakalı" adı verilen bir emekçi kesiminin güncel olarak öne çıktığı yönünde. beyaz yakalı gibi çalışan ama mavi yakalı gibi yaşamak zorunda bırakılan emekçilerden söz ediyorum. uzaktan baktığınızda, yaptıkları işler, içine girmeye zorlandıkları tüketim kalıpları, eğitim düzeyleri, dünyayla kurdukları ilişki biçimleri bakımından beyaz yakalı gibi görünseler de çalışma koşullarına, ücretlerine baktığınızda mavi yakalılara yaklaşan, hatta yer yer onların da gerisine düşen çok büyük bir nüfus mevcut."

    baş, erkan. 2022. yaşamak için sosyalizm. 3. bs. istanbul: ileri kitaplığı yayınevi. sf.79.

  • anarşist

    varlığı minimum dolayımla deneyimleme talebini siyasal etkinliğinin temeline yerleştirmiş kişi.

  • cinsiyetler arasındaki biyolojik farklılıklar

    (bkz: aidiyetin performans üzerindeki rolü nedir?) özellikle kadınlar öncelikle burayı bi okusunlar.

    kadınlarla erkekler arasındaki biyolojik farklılara bakmaya cinsel farklılıklardan başlayabiliriz.
    erkekler olarak her boşalmada 2 mililitre ile 5 mililitre arasında meniyi dışarıya atar. bu da 80 ile 300 milyon arası sperm demek. erkekler olarak ömrümüz boyunca 8 milyar sperm üretiyoruz ve bu da aşağı yukarı 10.000 boşalma demek. yani arkadaşlar çok da saçmamakta fayda var. kadınlar için ise durum daha vahim. kadınlar aşağı yukarı 400 yumurtalıkla doğuyorlar ve her ay bu yumurtalıklardan bir tanesi kullanılmadığı için dışarı atılıyor- buna adet döngüsü diyoruz. yaş arttıkça kadınların regl dönemlerinin daha da zorlu geçmesinin sebebi de aslında organizmanın üreme talebindeki ısrarcılığı olarak değerlendirilebilir.

    kadın beyni erkek beyni diye bir şey yok aslında[1]. tamamen aynı olmamakla birlikte aynı olan tarafları farklı olan taraflarına nazaran ezici olarak üstün[2]. ancak beynin hangi bölümlerinin daha büyük olduğuna bakarak erkeklerin kadınlardan biraz daha zeki kadınların da erkeklerden biraz daha akıllı olduğunu söylemek mümkün. basitçe erkeklerin beyindeki lob içi bağlantıları daha güçlüyken kadınların loplar arası bağlantıları daha güçlü[3], bu da iyi şaka yapmanın daha çok erkeklerle, iyi şakadan anlamanın da daha çok kadınlarla alakalı olduğunu açıklıyor, keh keh.

    kadın ve erkek arasındaki biyolojik farklılıklar daha bebek altı aylık değilken bile ölçülebiliyor. örneğin erkek bebekler objelere daha uzun bakarken dişi bebekler insan yüzlerine daha çok bakıyor[4]. ya da kadınlar yol bulma görevlerinde sabit yapıları esas alarak yer yönlerini bulmaya yatkınken erkekler hareket edişlerini ve hareketli şeyleri değerlendirerek yer yön bulmayı tercih ediyor[5].

    bir diğer fark erkek bebeklerin soyutlama becerileri daha yüksekken kız çocuklarının çok daha erken dili çözebilmeleridir. bu da erkekleri daha sayısalcı kadınları ise daha sözelci yapar. örneğin 16 aylık kadınlar 95 kelime bilirken 16 aylık erkekler 25 kelime biliyor[6]. tabi bu genel geçer kural gibi düşünülmemelidir bahsettiğimiz şey "genel olarak erkekler ile genel olarak kadınlar" arasındadır. yoksa dünyanın en iyi matematikçisinin bir kadın dünyanın en iyi yazarının bir erkek olması şaşırtıcı bir şey olmaz. tıpkı dünyanın en iyi golfcüsünün siyah dünyanın en iyi repçisinin beyaz olmasının garip olmaması gibi. (bkz: tiger woods) (bkz: eminem)

    kadınlarla erkekler arasında sosyal hayat içinde de farklılıklar var. örneğin kadınlar göz temasını sürdürebilme, jest ve mimik kullanımı, ortak dikkat gibi konularda erkeklerden öndeler[7]. fiziksel alanda ise insan hareket becerileri ikiye ayrılıyor: gross ve fine motor becerileri ki biz bunlara kaba işler ve ince işler diyelim. bu kaba işlerde erkekler daha zekice davranırken kadınlar ise ince işlerde daha zekice davranıyor[8]. yani bir inşaat yapacaksanız erkeklere ihtiyacınız var ancak bir restorasyon çalışmasında kadınlar daha işe yarardır.

    iq testlerinde ise kadın erkek ortalamaları birbirine çok yakın olsa da göze çarpan garip şey erkeklerin farklılaşmasıdır. yani en üstteki ve en alttaki %10'da da erkekler daha kalabalıkken kadınlar arasında zeka farkları daha düşük[9]. iqsözlük olarak biz de bu veriyi doğrulayabiliriz. 12'de 12 yapan erkek sayısı kadın sayısından fazla.

    bir diğer fark kadınların erkeklerden çok daha empatik olması. kadınlar bir başka insanın ne durumda olduğunu erkeklere nazaran çok daha hızlı anlıyorlar ve kendilerini onun yerine koymakta daha hevesliler [10][11]. kadınlar, ince belli ve merhametli güzel kadınlar. ayrıca kadınlar sosyal alanlarda da daha başarılılar. kadınlar muhataplarını daha çok umursuyorlar, başkalarının dertlerine daha samimiyetle ilgi gösteriyorlar ve sosyal davranışlar göstermeye daha yatkınlar[12]. bayramlarda akrabaları ziyaret etme konusunda kimlerin nasıl davrandığını düşünürseniz bu bulgu kafanızda daha iyi oturacaktır. üstelik bu sosyallik sadece insan kadınlarına da özgü değil. pek çok araştırma [13][14][15] gösterildiği üzere sadece insanlarda değil, farelerde primatlara hemen hemen tüm memeli türlerinde kadınlar "daha iyi" yaratıklar.

    tabi erkekler de tamamen cinsiyetlerin "ötekisi" değil. rekabette erkekler çok daha öndeler. erkekler kendi grupları rekabet içinde olduğunda daha çok çalışıyorlar[16]. kadınlar için ise rekabet içinde olmak o kadar da bir anlam ifade etmiyor. erkekler risk almaya çok daha istekliler[17], yani aslında kadınlardan çok daha cesurlar. kadınlar her ne kadar yüzleri erkeklerden daha iyi analiz ve tasnif etsede kızgın surat tanımada erkekler bir anda öne geçiyorlar [18]. bunun sebebini evrim ışığında anlamak son derece basittir diye tahmin ediyorum.erkekler daha makyavelist [19]. yani istediğini almak için her şey serbesttir, kadınlar için ise tam tersi. yani bir şeyi istiyorum diye onu elde etmek için pislikleşmem gerekmez ya da gerekiyorsa bunu yapmamayı tercih ederim.

    son olarak, erkekler daha komik[20]. keh keh.


    kaynak
    1-s. ıvan, daniela o., b. d. jaroslava ,sex differences matter: males and females are equal but not the same, physiology & behavior, volume 259, 2023, 114038, ıssn 0031-9384, https://doi.org/10.1016/j.physbeh.2022.114038. (https://www.sciencedirect.com/...e/article/pii/S0031938422003420)

    2- d joel, z berman, ı tavor, et al., sex beyond the genitalia: the human brain mosaic,
    proc. natl. acad. sci. usa., 112 (50) (2015), p. 15468, 10.1073/pnas.1509654112


    3-ritchie, s. j. et al., sex differences in the adult human brain: evidence from 5216 uk biobank participants, cerebral cortex, volume 28, ıssue 8, august 2018, pages 2959–2975, https://doi.org/10.1093/cercor/bhy109

    4-w sommer, a hildebrandt, o kunina-habenicht, a schacht, o. wilhelm, sex differences in face cognition, acta psychol. (amst), 142 (1) (2013), pp. 62-73, 10.1016/j.actpsy.2012.11.001


    5-jennifer t. sneider, derek a. hamilton, julia e. cohen-gilbert, david j. crowley, ısabelle m. rosso, marisa m. silveri, sex differences in spatial navigation and perception in human adolescents and emerging adults, behavioural processes, volume 111, 2015, pages 42-50, ıssn 0376-6357, https://doi.org/10.1016/j.beproc.2014.11.015.

    6-m carpenter, k nagell, m. tomasello, social cognition, joint attention, and communicative competence from 9 to 15 months of age, monogr. soc. res. child dev., 63 (4) (1998), pp. 1-143, i-vi

    7-adani s, cepanec m. sex differences in early communication development: behavioral and neurobiological indicators of more vulnerable communication system development in boys. croat med j. 2019 apr 30;60(2):141-149. doi: 10.3325/cmj.2019.60.141. pmıd: 31044585; pmcıd: pmc6509633.

    8 - l liutsko, r muinos, jm tous ral, mj contreras, fine motor precision tasks: sex differences in performance with and without visual guidance across different age groups, behav. sci, (basel), 10 (1) (2020), p. 36, 10.3390/bs10010036

    9- johnson, w., carothers, a., & deary, ı. j. (2008). sex differences in variability in general ıntelligence: a new look at the old question. perspectives on psychological science, 3(6), 518–531. https://doi.org/10.1111/j.1745-6924.2008.00096.x

    10- leonardo christov-moore, elizabeth a. simpson, gino coudé, kristina grigaityte, marco ıacoboni, pier francesco ferrari, empathy: gender effects in brain and behavior, neuroscience & biobehavioral reviews, volume 46, part 4, 2014, pages 604-627, ıssn 0149-7634, https://doi.org/10.1016/j.neubiorev.2014.09.001.


    11-dj langford, ah tuttle, k brown, et al., social approach to pain in laboratory mice
    soc. neurosci., 5 (2) (2010), pp. 163-170, 10.1080/17470910903216609


    12-martin schulte-rüther, hans j. markowitsch, n. jon shah, gereon r. fink, martina piefke,
    gender differences in brain networks supporting empathy,neuroımage,volume 42, ıssue 1,
    2008,pages 393-403,ıssn 1053-8119,https://doi.org/10.1016/j.neuroimage.2008.04.180.

    13- ınbal ben-ami bartal et al. ,empathy and pro-social behavior in rats.science334,1427-1430(2011).doı:10.1126/science.1210789

    14- cordoni, g., palagi, e. & tarli, s.b. reconciliation and consolation in captive western gorillas. ınt j primatol 27, 1365–1382 (2006). https://doi.org/10.1007/s10764-006-9078-4

    15-el möller, m majdandzic, w de vente, sm. bögels, the evolutionary basis of sex differences in parenting and its relationship with child anxiety in western societies , j. experim. psychopathol., 4 (2) (2013), pp. 88-117, 10.5127/jep.026912

    16- m van vugt, d de cremer, dp. janssen, gender differences in cooperation and competition: the male-warrior hypothesis, psychol. sci., 18 (1) (2007), pp. 19-23,, 10.1111/j.1467-9280.2007.01842.x

    17-j byrnes, d miller, w. schafer, gender differences in risk taking: a meta-analysis, psychol. bull., 125 (1999), pp. 367-383, 10.1037/0033-2909.125.3.367

    18-j van honk, a tuiten, e hermans, et al., a single administration of testosterone induces cardiac accelerative responses to angry faces in healthy young women, behav. neurosci., 115 (1) (2001), pp. 238-242, 10.1037/0735-7044.115.1.238

    19-ff youssef, k dookeeram, v basdeo, et al.,stress alters personal moral decision making
    psychoneuroendocrinology, 37 (4) (2012), pp. 491-498, 10.1016/j.psyneuen.2011.07.017

    20-g greengross, p silvia, e. nusbaum, sex differences in humor production ability: a meta-analysis, j. res. personal., 84 (2019), article 103886, 10.1016/j.jrp.2019.103886

  • sanat eleştirisi

    "eleştiri daha çok okur veya izleyiciyi her şeyden önce kavramların değişmesiyle kaybolabilecek veya yapıtın dışsal zorluklarıyla ulaşılamaz hale gelebilecek; kabul edilmiş kültürel donanımın yerleştirmede yetersiz olduğu yapıtın etkisine yanıt vermek için gereken bilgiyle donatmaya yarar."

    arthur, d. (2019). sıradan olanın başkalaşımı (e. berktaş & ö. ejder, çev.; 2. bs). ayrıntı yayınları. sf.195.

    yani bir eserde anlamaya değer nelerin olduğunu söyleyen kişiye sanat eleştirmeni diyoruz.

    bu yaklaşımın üç sorunu var bana göre. birincisi sanat eleştirmeninin objektif bir değerlendirme yaptığını ve sanatçı adayından bir çıkar sağlamadığını nereden biliyoruz? "bu eserden bana 10.000 dolar kazandır üstü senin, kıps".

    ikincisi eleştirmenin sanat eserinde görülmesi gerektiğini düşündüğü şeylerin hem var olduğunu hem de sanatçının gerçekten bunu düşünerek çalıştığına nasıl emin olabiliriz? yani sanatçı yanlışlıkla, hiç haberi olmadan fırça darbeleri ile büyük bir sanatçıyı andırmışsa ona bir referans verdiğini ya da sanatına ondan "aşırdıklarını" eklediğini iddia eden eleştirmene karşı ne diyeceğiz?

    üçüncüsü ise "yapıtın etkisine yanıt vermek için gerekli olan bilgi"lerin ne olduğuna kim/ler karar veriyor? bana bu yaklaşım daha çok sanat eleştirmeni olarak piyasadan ekmek yemek isteyenlerin dayatmasıymış gibi geliyor. hele sanat eserinde "anlaşılacak" bir şey olması zorunluluğu iddiası başlı başına bir tartışma konusuyken.

  • !her ayın 19'u

    sitenin sunucu ödemesinin yapıldığı tarihtir. ben uyanıp sitenin kapanmış olduğunu görüp ödeme yapana kadar sitenin kapalı kaldığı özel bir gündür.

    eğer bir ara çok kalabalıklaşır da bi zirve yapalım dersek ayın 19'unu seçeceğim. keh keh.

  • kızını dövmeyen dizini döver

    bence toplumun kızlarını dövmesine karşı çıkanların varlığını ispatlayan bir atasözü.

    o dönemdekilerin kimisi demek ki kızlarını dövmeyi reddediyorlardı ki birileri onlara bu aklı vermeyi uygun gördü. sorun şu ki toplumda hala "söylenegelen" bir şey bu. demek ki hala kadınların dövülerek hizada tutulabileceğini düşünen bir kesim hala var. her şey değişiyor da hiçbir şey değişmiyor gibi.

  • aeon

    roger penrose kısa cv'si wikipedia'da "sir roger penrose om frs, ingiliz matematiksel fizikçi, matematikçi ve bilim felsefecisidir. oxford üniversitesi matematik enstitüsü'nde matematik fahri profesörüdür ve aynı zamanda wadham koleji'nde fahri akademi üyesidir." şekilde verilen '31 doğumlu krallar kralı bir fizikçi-matematikçidir.

    kendisi aeon denilen çok soğuk ve birbirine big bang'ler ile eklemlenen dizilerin bildiğimiz en geniş varlık tanımı olduğunu iddia ediyor. yani bildiğimiz evren o kadar süratli bir şekilde genişliyor ki en sonunda büyük kara delikler buharlaşıyor ve sonraki evreni oluşturuyor.

    buradan bakabilirsiniz.

  • ben, zargana, deus ex machina

    teoman'ın 2023 eylül tarihli albümüne ismini veren ve kendini nasıl gördüğünü samimiyetsiz bir gerçekçilik ve abartılı bir merhametle anlattığı parçası

  • heykel

    ressam bamett newman'a göre "bir tabloyu daha iyi görebilmek için geri geri gittiğinizde çarptığınız şeydir".

    danto, a. c. (2014). sanat nedir (z. baransel, çev.; birinci baskı: kasım 2014). sel yayıncılık.sf.45.

  • şair

    percy bysshe shelley'e göre şairler dünyanın onaylanmamış yasa koyucularıdır.

    shiner, l. e. (2020). sanatın icadı: bir kültür tarihi (i. türkmen, çev.; 6 basım). ayrıntı yayınları.sf.281.

  • !modernizm ve post-modernizm üzerine

    modernizm ve post-modernizm'in arasındaki temel fark modernizmin her şeyi keskin çizgilerle ayırarak birbirinden bağımsızlaştırmasına karşılık, post-modernizmin bir şeyi diğerinden ayıracak tüm hatları imha etmeye çalışmasıdır.

    modernizmin hatası bir şeyin diğerinden insan aklının katkısı olmadan tamamen ayrılmayacağını kabul etmemesi iken post-modernizmin hatası şeyleri birbirinden ayırmamanın şeyleri birbirine çok yakın tutacağını ve nihayetinde hakkında konuşulamayacak hale getireceğini görememesidir. modernizm siyah ya da beyazken post-modernizm sınırları reddeden bir spektrumdur. modernizmde bir günde maymundan insana geçilmişken post-modernizmde bir fil bile doğru koşullar altında bildiğimiz sapiense dönüşebilir. modernizmde siyaset cinayetsiz mümkün değilken post-modernist siyasette kontrol mümkün değildir.

  • !sanatçı gariplikleri

    tino sehgal 2005 venedik bienali'ndeki bir performansında alman pavyonunun üniformalı bekçilerini oyuncu olarak kullandı. bekçiler sergi mekanında dolaşıp belirli aralıklarla "it's so contemporary!" diye bağırıyorlardı.

    " carsten höller 'in 2006 sonbaharında londra'da tate modern'de sergilenen test site [test alanı] adlı enstalasyonu galeride tam bir ker­mes havası yaratmıştı. sanatçı beş kaydırak yaptırmıştı; bunların en yükseği 58 metreydi ve spiral biçiminde, binanın üçüncü katına kadar uzanıyordu. ziyaretçiler kaydıraktan kayarken ışık efektleri oluşuyor, höller'in deyişiyle, ruhlara şifa bir "kuantum çılgınlığı" yaşıyorlardı. bu çılgınlığı her gün yaşamak isteyen milanolu moda tasarımcısı miuccia prada, ofisine özel olarak yaptırdığı kaydırak sayesinde bütün binayı kayarak geçtikten sonra şoförünün beklediği kapalı garaja ulaşıyor"

    jason rhoades benim medinem - peygamberin öldüğü şehre ithafen- adlı neon enstalasyonunda vajina anlamına gelen 1724 sözcük sergiledi. sanatçının çıkış noktası ingilizce cunt kelimesi ile filozof kant'ın okunuşları şakası yapmak. kant 1724 doğumludur.

    çinli sanatçı xiao yu heykellerinde gerçek ceset parçaları kullanır. 2005 yılında bir martının gövdesi ile bir ceninin başını birleştirerek sergilemiştir.

  • marcel duchamp

    ilk kavramsal sanatçıdır. "sanatı sanat yapan izleyicidir" demiştir.(1)

    1887 1968 yılları arasında yaşamıştır. kariyerinin erken dönemlerinde harekete kafayı takmış ve onu bir tabloda göstermeye çalışmıştır. ünlü ve saygın bir sanatçı olduktan sonra ise sanatın sınırlarını keşfe çıkmıştır. meşhur çeşme çalışması ile sanat tarihinde bir dönüm noktasını temsil etmektedir.

    kaçılması gereken tehlike estetik zevktir demiştir.(2)

    kaynak
    1- saehrendt, c., & kittl, s. t. (2012). bunu ben de yaparım! modern sanat kullanma kılavuzu (z. aksu yılmazer, çev.; 1.). ayrıntı.sf. 171
    2- danto, a. c. (2014). sanat nedir (z. baransel, çev.; birinci baskı: kasım 2014). sel yayıncılık.sf.140

  • !sanatçı gariplikleri

    bu aralar sanatla ilgili bir şeyler okuduğumda karşıma çıkar şeyleri burada toplayacağım.

    jeff koons bir porno yıldızı ile olan evliliğinden doğan oğlunu bir röportajda biyolojik sanat eseri olarak tanımlamıştır.

    thomas rentmeister üst üste dizdiği buzdolaplarını nivea kremle sıvadı, köln sanat derneği'nin içine bir ton nutella boşalttı.

    gordon matta clark, 1970'li yıllarda heykelleri için yıkım aşamasındaki evleri kullandı: koca koca evleri elektrikli testereyle ortadan ikiye böldü ya da bunlardan geometrik figürler kesti.

    1993'te `rachel whiteread `londra'nın east end semtinde yıkılması planlanan üç katlı bir evin içini betonla doldurduktan sonra dış duvarlarını söktürerek iç mekanın heykelini yaptı.

    gregor schneider'e ailesinden küçük, döküntü bir ev kal­mıştı. ren eyaletinin rheydt kasabasındaki bu evde yıllarca tadilat ya­pan schneider, gerekli malzemeyi yakınlardaki linyit kömürü işletmesi garzweiler'in harap binalarından tedarik ediyordu. çift duvarlar, çift zemin ve merdivenler, boşluğa açılan kapılar ve koridorlar, kaçırılan kurbanların saklı tutulduğu yerleri akla getiren ses geçirmez odalar yap­tı. totes haus ur [ölü ev ur] adını verdiği bu tüyler ürpertici eve bir kiracı bile buldu. hannelore reugen adındaki bu kadın schneider'in performanslarında alte hausschlampe [evin yaşlı pasaklısı] olarak hiç kıpırdamadan yerde yatmak zorundaydı.

    çok özel bir kavramsal heykel de jochem hendricks 'in elinden çıktı: sanatçı 2000 yılının son haftalarında, o yıl kazandığı gelirin vergisini hesaplattı. kazancının tamamını yatırdığı altını heykel ilan edip adını da taxes [vergiler] koydu. böylece hendricks, heykeli çalışma malze­mesi olarak vergiden düşebildi.

    ingiliz müzisyen­ler bill drammond ve james cauty, 1980'lerde klf adlı gruplarıyla bir servet kazanmışlardı. müzik piyasasından çekildikten sonra sansasyo­nel kültürel gerilla eylemlerinde uzmanlaştılar. 1993'te toplam bir mil­yon sterlin değerindeki 50 sterlinlik banknotlardan oluşan nail to the wall [duvara çivile] adlı objeyi sergilediler. banknotlar çerçeveli bir tahtaya çivilenmişti. satış fiyatı 500.000 sterlin olan objenin yanına dü­şülen notta, eseri satın alan kişinin iki seçeneği olduğu, eseri hemen parçalarına ayırıp 500.000 sterlin kar edebileceği ya da eserin değerinin zamanla daha da artmasını bekleyebileceği yazıyordu. karlı bir iş olma sına rağmen, nail to the wall'a alıcı çıkmadı. cauty ve drammond er­tesi yıl işi daha da ileri götürdüler ve o bir milyon sterlini iskoçya'nın ücra bir adasında yakıverdiler: tam bir saat boyunca ateşe kürek kürek para attılar.

    ayrıca (bkz: piero manzoni)


    kaynak
    saehrendt, c., & kittl, s. t. (2012). bunu ben de yaparım! modern sanat kullanma kılavuzu (z. aksu yılmazer, çev.; 1.). ayrıntı yayınları.

  • bokun tarihi

    eskilerden tanıdığımız ve sevdiğimiz bir yazar kardeşimiz.

« / 28 »