entry'ler (1951) - sayfa 93

başlık listesine taşı
  • aristoteles'in doğa felsefesi

    aristoteles bir biyolog olarak 500 cins hayvanı adlandırmıştır. hayvanların nasıl algıladığı üzerine dönemi için çok ilerde sayılabilecek gözlemler yapmıştır.

    "aristoteles, doğanın durağan değil, devinim içinde olduğunu kabul eder. devinim bir ereğe doğru yönlenmiştir. erek, po­tansiyellikten edimselliğe geçmek, başka bir deyişle, formun madde içinde ger­çekleşmesidir. form en yetkin niteliğine ulaşma ereği içinde kendini gerçekleştiriyorsa, doğada en yetkin biçimine ulaşma yönünde bir devinim olması gere­kir."

    maddelerin kendi formlarının ereğine ulaşmasının önünde bazı engeller vardır. örneğin insan 5 parmaklıdır ancak 6 veya 4 parmaklı doğabilir. bu olaylar rastlantısal gerçekleşir ve doğanın içinde olmalarına rağmen doğaya uygun değillerdir.

    "aristoteles, teleolojisine uygun bir evren tasarımı sunar. küre şeklinde dü­şündüğü evrende, varlıklar oldukça hiyerarşik bir düzene sahiptir; tanrı'ya ya­ kın ya da uzak olmalarına göre belli bir sıra içinde yerleştirilmişlerdir. evren, gökyüzü (ay üstü dünyası) ve yeryüzü (ay altı dünyası) olmak üzere temel iki parçadan oluşur. tanrı'ya daha yakın olan gökyüzündeki varlıklar, gezegenler, yıldızlar, değişmez bir öze sahiplerdir. ancak bunlar hareketsiz varlıklar değil­lerdir; aristoteles, yıldızların ve gezegenlerin dairesel yörüngeleri üzerinde ha­reket ettiklerini kabul eder."

    ona göre dünya hareketsiz bir küredir, evrenin merkezindedir ve içindeki her şey değişme, bozulma ve yok olmaya mahkumdur.

    "aristoteles can­sız varlıklar gibi canlı varlıkları da hiyerarşik bir sınıflandırmaya tabi tutar. bu sınıflandırmanın dayandığı ilke, bizim bugün bilimlerde kullandığımız bir il­ke değildir kuşkusuz. çünkü o bütün canlı varlıkların içinde bir "ruh" taşıdığı­na inanıyordu."

    "ruh, bedenin nedeni ve ilkesidir, hem devinim kaynağı, hem amacı hem de gerçek özüdür. bilgi türlerine benzer bir şekilde, ruh türleri de alttan üste doğru sıralanırlar. bu sıralama içinde varlıklar, sahip olduktan ruh gücüne göre dere­celendirilirler. ruh güçleri, "beslenme, duyusal algılama, iştah, yer değiştirme, düşünmeden oluşur. ruhun en altta yer alan biçimi, sadece beslenme gücüne sahip olan bitkilerdir; hayvanlar ise bitkilerden daha fazla bir ruh gücüne sahip­tirler, çünkü algılama, yer değiştirme ve iştah gibi güçlere sahiptirler. insan ise akıl ve entelekt (düşünme gücü) ile en üstte yer alır. insana ait olan ruh güçle­ri, bilimsel düşünme gücü (logos, teoretikos) ve karar verme gücü (dianoia praktike) olmak üzere iki şekilde çalışır. bizler bugün "ruh" kelimesinin bu anlamda kullanılmasına karşı çıkabili­riz; ama o, ruh ve beden ikiliği ile, canlı bir varlığı cansız bir varlıktan ayıran te­mel özelliğin ne olduğu sorusunu yanıtlamaya çalışıyordu. ruh kavramı, onun "gizillik" ve "edimsellik" kavramlan ile ve teleolojik yaklaşımıyla yakından il­gilidir. canlı varlıklar dışarıdan bir itki olmaksızın, içlerindeki ruh ile (bunu "form" olarak da düşünebiliriz) devinime geçme, değişme özelliklerine sahiptir. bedeni hareket ettiren, "edimsel" kılan, ruhtur."

    kaynak
    ağaoğulları, m. a., türk, d., yalçınkaya, a., yılmaz, z., & zabcı, f. (2012). sokrates'ten jakobenlere: batı'da siyasal düşünceler (3. bs). iletişim yayınları. sf. 133-134

  • 10layn.com

  • thomas rowlandson

    1792 yılında yılında "the contrast" adlı karikatürü ile fransız özgürlükçülüğü ve ingiliz özgürlükçülüğünü karşılaştıran ingiliz karikatürist.

    bu karikatürde fransız devriminin sertliğinin eleştirilerek, özgürlüğün demokrasi ile alakalı olmadığını savunan burke çizgisinin desteklendiğini görebiliyoruz.

    the contrast

    ancak taraflı olmamak için: (bkz: kant'ın jakobenleri savunması)

  • kant'ın jakobenleri savunması

    kant believed that "all the horrors of france were unimportant compared with the chronic evil of despotism, from which france had suffered, and the jacobins were probably right in all they were doing".

    yani fransa'nın çektiği despotizmin kronik kötülüğü ile karşılaştırıldığında fransa'daki dehşet önemsizdir, ve jakobenler yaptıkları her şeyde büyük ihtimal haklıdır.

    bu arada belirtmekte fayda var jakobenlerin gücü ellerinde tuttukları dönemde on yedi bin kişi idam edilmiştir.

    kaynak
    quoted in g. p. gooch, germany and the french revolution (london: longmans, green, 1920), 269.

  • auteur nedir?

  • john adams

    1776'da kendi yaşadığı çağı "at a time when the greatest lawgivers of antiquity would have wished to live." diyerek kutlamış, amerika'nın kurucu babalarından (bkz: abd'nin kurucu babaları kimlerdir?) olan düşünür, fikir adamı.

  • abd'nin kurucu babaları kimlerdir?

  • anti-kürt anti-alevi damar

    can dündar'a göre türk sağının genetiğine işlenmiş olandır.

    maalesef bunun gerçek olduğunu ülkücü geçmişim sebebiyle son derece iyi biliyorum. eğer iyi parti'nin gerçek kavgası bir alevinin cumhurbaşkanı olma ihtimaliyse -ki ben asla öyle olmadığını ummak istiyorum - o zaman ha iyip ha akap.

  • petek pastanesi

    iskenderun'da bulunan, restoranında akdenize nazır rakı içebildiğiniz dünyanın en güzel künefelerini yapan mekan.

  • m1 macbook air

    sahip olduğum ancak oyun oynanamayan laptoptur. onun dışında bunu alıp pişman olan henüz görmedim.

  • jean-baptiste regnault

    buradan görülebilecek olan "ya istiklal ya ölüm" tablosunun fransız ressamı.

  • vita potior libertas

    ingilizlere karşı hürriyet savaşı veren amerikalıların zamanında kullandığı, "hürriyet yaşamdan daha önemlidir, yukardadır" anlamına gelen latince deyiş.

  • patrick henry

    23 mart 1775 yılında 39 yaşındaki bir avukat olarak "give me liberty or give me death!" ile bitirdiği konuşması ile virginia eyaletini ingiliz tahtına karşı ayaklandıran siyasetçi, hatip, delikanlı.

  • stanislaw staszic

    on sekizinci yüzyılda yaşamış ünlü leh düşünür.

    "bir yerde kural koyma hakkı millete ait değilse, orada sadece bir lord ve onun koyun sürüsü vardır." cümlesi ile beni düşündürmüştür.

  • !aristoteles'in metafiziği ve islam filozofları

    "metafizik, felsefe metinlerinin en anlaşılmaz ve karanlık örneklerinden biri olarak değerlendirilir. (bkz: aristoteles'in metafiziği) metafizik'in anlaşılır bir metin olmasını beklemek aslında gerçekçi olmazdı; aristoteles, mantık dersleri gibi metafizik derslerini de en soyut düzeyde verirdi. öğren­cileri ne derece dersleri anlardı bilinmez ama, rivayet odur ki, ibn-i sina bu kitabı kırk ke­re okumuş ve bütün üyle ezberlemiş olmasına karşın hala anlamamış olmaktan yakınır­mış. tam ümitsizliğe kapıldığı sırada farabi'nin metafizik üzerine yazmış olduğu bir risaleyi bulmuş ve bunun sayesinde kitabın özüne varmış. sadece bu büyük islam bilgini değil, tarih boyunca kitabı okuyan pek çok filozof, yorumlama zorlukları çekmiş, kitabın anlaşılmaz noktalarını aydınlatmak için sayısız şerhler, haşiyeler, açıklamalar yazmışlar­dır. bu filozoflardan biri olan ibn-i rüşt'ün yazdığı şerhler orta çağ boyunca aristoteles'i anlayıp yorumlamak için temel bir referans noktası olmuştur. bu şerhler yalnız islam fel­sefesinde değil, bütün bir batı düşüncesinde aristoteles'i anlamak açısından önemlidir."

    kaynak
    ağaoğulları, m. a., türk, d., yalçınkaya, a., yılmaz, z., & zabcı, f. (2012). sokrates'ten jakobenlere: batı'da siyasal düşünceler (3. bs). iletişim yayınları. sf.130

« / 131 »