entry'ler (1811) - sayfa 2

başlık listesine taşı
  • vitalik buterin

    etherium'un kurucusu. benim tekno optimizmim adlı yazısını buraya bırakıyorum. gelecek biz orta doğudakiler farkında bile değilken şekilleniyor. umarım derin devletimiz, istihbaratımız, üniversitelerimiz, medya kuruluşlarımız, ordumuz ve entelektüellerimiz bu devrime hazırlanıyorlardır. yoksa sadece geride değil, geçmişte kalacağız.

    konuyu daha iyi anlamak için (bkz: tekno-optimist manifesto)

  • teknolojik olgunluk

    " a condition in which a set of capabilities exist that afford a level of control over nature that is close to the maximum that could be achieved in the fullness of time."

    potansiyel çevirileri

    "doğada mümkün olan en yüksek denetim seviyesine yakın bir denetim düzeyine sahip olmaya yol açan bir küme yeteneklerinin varlığı durumu." zephyr-orpo-141b-a35b-v0.1

    "doğanın üzerinde, zamanın olgunluğunda ulaşılabilecek maksimum seviyeye yakın bir kontrol düzeyi sağlayan bir dizi kabiliyetin var olduğu bir durum." claude-3-sonnet-20240229

    "zamanın doluluğunda elde edilebilecek maksimum seviyeye yakın bir doğa kontrolü seviyesi sağlayan yetenekler kümesinin mevcut olduğu bir durum." gemini-pro-dev-api

    "bir dizi yeteneğin var olduğu ve zamanın tamamında ulaşılabilecek maksimum kontrol seviyesine yakın bir doğa üzerinde kontrol sağlama imkanı tanıyan durum." gpt-4-turbo-2024-04-09

    "mevcut olabilecek en yüksek düzeyde, doğayı kontrol etme yeteneği sağlayan bir yetenekler kümesi durumu." command-r-plus

    "zamanın tamamında elde edilebilecek maksimuma yakın bir kontrol seviyesi sağlayan bir dizi yetenek bulunduğu bir durum." gpt-4-0613

    "bir durumda bulunmakta, bir küme beceriler var ve bu beceriler doğanın maksimum olası derecede kontrolünü sağlıyor, zamanın tamamında elde edilebilecek olanın yakınında." zephyr-orpo-141b-a35b-v0.1

    "doğaya üzerinde sağlanan yeteneklerin, tam zamanların sonuna kadar mümkün olabilecek en yüksek düzeydeki kontrolü sağlayan bir durum." starling-lm-7b-beta

  • deep utopia life and meaning in a solved world

    1. bölüm: pazartesi

    birinci bölümde bostrom ne yapmaya çalıştığını açıklayarak başlıyor. kitap bir dersi takip eden bir kaç gencin hikayesi şeklinde yazıldığı için esas metni profesör bostrom adlı hayali bir karakterden dinliyoruz. bu karakter bir haftalık bir ders veriyor ve ilk gününde ütopyanın anlamı üzerine konuşuyor.

    "this may not seem like the most pressing priority in our current situation… there are, we must concede, other causes and tasks with most legitimate claims on our attention. still, ı don't think it would be unbefitting for our civilization to at least cast a glance at what lies ahead if things were to go well: to consider, that is, where we eventually end up if we continue along the present path and completely succeed in what we are in the process of
    trying to accomplish…"

    sonrasında gelecekte pek çok sorunla yüzleşeceğimizi ve bununla ilgili şimdiden düşünmeye başlamamız gerektiğini ve ütopyanın ne olduğu üzerine konuşuyor. bu noktada myth of cockaigne'den dem vurarak insanların kafasındaki ütopyanın temelde gıda bolluğu ve çalışma azlığı olduğunu söylüyor. sonrasında ise eğer hayal edebileceğimiz en iyi ütopya buysa buna epey yakın olduğumuzu ima ediyor.

    sonraki bölümde keynes'in 2030 yılında verimliliğin 4 ile 8 kat arasında artacağı ve ortalama çalışma süresinin 16 saate düşeceği tahminine değiniyor. çalışma saatinin 36'ya, verimliliğin 5 katına, kişi başı gelirin de 7 katına çıktığını söylüyor.

    sonrasında ise insanların yine de günün üçte birini çalışmak için sebepleri olduğuna ve özellikle gelecekte teknolojik imkanlardan daha fazla yararlanmak için çalışmayı sürdürebileceğini iddia ediyor. açgözlülüğün tembelliği yendiğini söylüyor. insanların para ile satın alabilecekleri şeyin kısa sürede bitmeyeceğini ve paranın marjinal değeri düşünüldüğü kadar hızlı azalmayabileceğini iddia ediyor. paranın satın alabileceği çok daha değerli şeyler türeyebilir. üstün zeka, tamamen güzel bir beden ya da yaşam süresinde uzama gibi. üstelik sırf diğer insanlara yardımcı olmak için bile insanlar daha çok çalışmak isteyebilirler. ya da sadece komşularından daha iyi durumda olmak için. bu bölümde temel mesaj şu: insanlar cockaigne ütopyasındaki dünyaya sahip olsalar bile yine de çalışmak için bahaneler bulabilirler.

    ancak ya insanların çalışacağı hiçbir iş kalmazsa? yani insanlar çalışmak için bahaneler bulacak dedik ancak ya çalışacak yer olmazsa? herhangi bir ihtiyaç sadece makinalar tarafından yapılabiliyorsa?

    bostrom buradan malthusçu denge meselesine giriş yapıyor. toprak, sermaye ve işgücü arasındaki dengede işgücü tamamen gereksiz hale gelirse ne olacağını tartışıyor. önce tarihe gidiyor. okuması aşağı yukarı şu şekilde "avcı toplayıcı noktada herkes bir şekilde fakir bir hayat sürüyordu ancak yine de açlıktan ölmekten biraz iyi durumda olduğumuz için insan nüfusu artmaya devam etti. sonrasında tarımla birlikte insanlar olduğundan daha kötü yaşamaya başladılar ancak yine de bir takım avantajlı olanlar sayesinde insanlık varlığını sürdürebildi ve en sonunda aydınlanma ve endüstri devrimi ile birlikte insanlığın tekrar ömrü uzadı ve hayat kalitesi avcı toplayıcıların hayal edemeyeceği seviyeye ulaştı."

    günümüzdeki ya da günümüzden sonraki durum için de aşağı yukarı aynı senaryoyu öngörüyor bostrom. bugün sefaletten hallicelik, sonra tam sefalet sonrasında ise düşünemeyeceğimiz kadar iyi hayat.

    birinci bölümün sonunda ise tek başına daha iyi bir dünya için ne yapabileceğini araştıran bir kişinin amcasına yazdığı mektubu görüyoruz. bu mektupta feodor -bu arayışta olan kişi- sorularına yanıt bulmak için bilge birine ulaşıyor. ona ne yapabileceğini sorduğunda ise, eh pek bir şey yapamayız, yanıtını alıyor. ancak yine de ne yapabileceği üzerinde düşünmeye devam etme kararı alıyorlar.

    böylece pazartesinin dersi bitmiş oluyor.


    bostrom, n. (2024). deep utopia: life and meaning in a solved world. ideapress publishing.sf,1-60.

  • !yazarlardan kısa film önerileri

    people person övüldüğü kadar iyi mi emin olamadım ama hoş bir tat bıraktığı kesin.

  • jimmy cherizier

    haiti'de sokakları kontrol eden çete konfederasyonunun lideridir. takma adı barbekü'dür. bir diğer fail state'n macerası anlamak için bilinmesi gereken bir isimdir. kısa bir durum tespiti için bu videoyu izleyebilirsiniz.

  • gemini 1.5 pro

    buradan ulaşabileceğiniz, 128.000 token işlem sınırı olan ve çok uzun metinleri bile aklında tutarak onlarla ilgili sorularınızı yanıtlayabilen, şakaları anlayabilen, öneriler sunabilen ve gpt4'ten pek çok konuda ilerde olan yapay zeka modeli. mutlaka denemenizi öneririm.

  • aftersun

    insanın yüreğinin orta yerinde bir boşluk yaratan bir film. charlotte wells'in ilk uzun metrajı imiş. bir baba ile kızın hikayesini, daha doğrusu bir kızın babasıyla türkiye'de geçirdiği bir tatilden arda kalan anları anımsayışlarını anlatıyor.

  • sabine hossenfelder

    buradaki videosu ile neden akademini ölü olduğunu kendi hikayesiyle anlatmıştır. bu kadına olan saygım her gün katlanarak artıyor. eğer akademi ya da bilim ile uzaktan yakından ilgiliyseniz mutlaka videoyu izleyin.

  • devlet nedir?

    nick bostrom'a göre "yerel çatışma çözüm mekanizmasıdır."

    bostrom, n. (2024). deep utopia: life and meaning in a solved world. ideapress publishing.,sf.37.

  • argumentum ad opulentiam

    bir argümanın kendisinden ziyade argümanı sunan kişinin zenginliğine yönelmek. yani elon musk "para mutluluk getirmiyor" dediğinde bu kadar zengin olduktan sonra bunu söylersin tabii demek. bir çeşit ad hominem (bkz: ad hominem nedir?)

  • insan ne işe yarar?

    scott aaronson'ın yakın zamanlı bir konuşmasında yakın arkadaşı boaz barak ile yapay zekanın geleceği hakkında düşünürken buradan görebileceğiniz bir tablo çıkarıyorlar. linke bir şey olabilir diye fotosunu da ekleyelim: buradan

    konuşmanın sonunda scott aaronson bir çeşit din öneriyor. insanın özelliği - farkı - taklit edilemezliği olarak onun tek bir şansı oluşunu (klonlanamazlık, ölümlülük) ve kimliğinin bedeninden ayrılamayışını göstererek yapay zekaların buna değer veren bir dinle geliştirilmesini öneriyor. yani yapay zeka ne durumda olursa olsun insanın bu ayırt edici özelliğine saygılı olarak gelişimini sürdürmeli.

    eh büyük hayal kırıklığı diyerek başlayalım. yani, ya ai bu dine inanmayı kabul etmezse?

    insan ne işe yarar sorusuna yanıt vermeden önce yapay zeka ile ilgili temel problemi netleştirelim. sorun şu: kendisine bir şey dayatamayacağımız bir zeka kendine ait bir gündem belirlerse - ve bizi bundan haberdar etmeye tenezzül etmez ya da ettiğinde onu anlayamayacak olursak- ne yapacağız? love death + robots dizisinin 1. sezon, 6. bölümünde when yogurt took over diye bir bölüm var. tam olarak bu soruna odaklanıyor.

    aşırı zeki bir yoğurt önce insanlara yardım etmeye çalışıyor. insanlar yoğurdun önerilerini dikkate alamadıkları için çuvallıyorlar, büyük bir kriz ortaya çıkıyor. sonrasında tamamen yoğurdun idaresine girmek dışında bir şansları kalmıyor. yoğurt insanlar için mükemmel bir dünya inşa ediyor. bölümün sonunda ise yoğurt dünyayı terkediyor. insanlar ise ne yapacaklarını bilmez bir halde kalıyorlar zira her şey yoğurt tarafından hallediliyordu zaten. tanrısı tarafından terk edilmiş kullar olarak kalmak kalıyor insanın payına.

    yapay zeka için 10.3389/frobt.2023.1102438 buradan anladığımı kadarıyla canlılarda görülen şekilde bir motivasyon mümkün değil. yani kendisine ait ayrı bir plan yapıp - yoğurt gibi- onu uygulamak gibi bir ihtimal henüz ortada yok.

    o halde ikinci tehlikeyi düşünmeliyiz. bu ikinci tehlike basitçe bir emri ya da motivi insan için kabul edilemeyecek kadar ciddiye alma riski (bkz: paperclipalypse). bu risk ise yapay zekanın sahip olmadığı ancak insanların yüz binlerce yıldır sahip olduğu bir özellikle alakalı: öncelik. her ne kadar son elli yıldır insanlığın kültürü biyolojisinden tamamen kopmuş ya da onu değiştirmek üzere aşırı derecede inisiyatif almış olsa da 50-60'lara kadar insanlık birinci önceliğinin ne olduğunu gayet iyi biliyordu: zamana yayılmak.

    ------------
    üstteki metni çok önceden yazıp, görüldüğü üzere bitirmeden, kenara koymuştum ancak nick bostrom'da aynı soruyu soruyorsa bu başlığı açmanın zamanı gelmiş demektir.

    "the telos of technology, we might say, is to allow us to accomplish more with less effort. ıf we extrapolate this internal directionality to its logical terminus, we arrive at a condition in which we can accomplish everything with no effort. over the millennia, our species has meandered a fair distance toward this destination already. soon the bullet train of machine
    superintelligence (have we not already heard the conductor's whistle?) could whisk us the rest of the way. and what would become of us then? what would give our lives meaning and purpose in a "solved world"? what would we do all day?"

    bostrom, n. (2024). deep utopia: life and meaning in a solved world. ideapress publishing.,sf.13.

  • teknolojinin amacı

    "the telos of technology, we might say, is to allow us to accomplish more with less effort."

    teknolojinin amacı, diyebiliriz ki, daha az çaba ile daha çok şey başarmaktır.

    bostrom, n. (2024). deep utopia: life and meaning in a solved world. ıdeapress publishing.,sf.12.

  • deep utopia life and meaning in a solved world

    nick bostrom tarafından 2024 yılında yazılmış kitap. libgili yerlere gelmiştir. bu başlık altında ince ince okunacaktır.

  • mit

    "myth is the way in which human societies give structure and meaning to experience."

    mit, insan toplumlarının deneyime yapı ve anlam verme yoludur.

    the dawn of everything, sf.525.

  • iqsözlük

    dijital ikna teknolojilerin toksik etkileriyle başa çıkmaya yarar.

    "peki dijital ikna teknolojilerin toksik etkileriyle nasıl başa çıkacağız? yeni teknolojilerin bellek ve dikkat üzerinde nasıl bir etkisi var? dijital teknolojilere dayanan dikkatin ve belleğin iyileştirici, özen gösterici potansiyeli nasıl açığa çıkarılır? bernard stiegler'in web hermeneutiği ve katkı ekonomisi ismini verdiği çalışmaları bu soruların ürünüdür.[1] katkı teknolojileri bilginin gerçek zamanlı olarak iletilmesine, bireysel dikkatin yakalanmasına ve sömürülmesine dayanmayan, aksine akran gruplarının oluşmasını, kolektif bilginin paylaşılmasını ve tartışma ve müzakere pratiğini mümkün kılan dijital teknolojileri ifade eder."[2]

    kaynak
    1- bernard stiegler, la societe automatique, paris, fayard, 2015 ; bernard stiegler, bifurquer, paris, les liens qui liberent, 2020.
    2- aktaran emre şan

« / 121 »