son oylananları (285) - sayfa 5

başlık listesine taşı
  • naber

    umut sarıkaya'nın bu ay itibarıyla 2023 haziranı itibarıyla 10. sayısını çıkardığı mizah dergisi. çıkmasıyla değil çıkmamasıyla ünlüdür.

    son sayısı gerçekten şahane olmuş, herkese öneriyorum.

  • nîmhande

    yarım gülüş, gülümseme anlamına gelen farsça kelime.

  • yalan

    thomas reid'e göre insanın kendi doğasına şiddet uygulamasıdır.

  • pakize arıkan sandıkçıoğlu

    kendisinden "bonjour'un bağdaşımcılığında duyu deneyimlerinin rolü" isimli makalesi ile haberdar olduğum, akademik saçmalıklara sapmadan meramını son derece net ve açık şekilde anlatabilen, izmir katip çelebi üniversitesi felsefe bölümü öğretim üyesi. lisans eğitimini boğaziçi'nde, master ve doktora öğrenimini odtü'de tamamlamıştır.

  • sabine hossenfelder

    youtube kanalına buradan ulaşabileceğiniz, sloganı "science without the gobbledygook" olan alman fizikçi. günlük hayatın sorularına fiziğin gerçekten yanıtlar üretebileceğini söyleyebilen ve bilimsel altyapısı son derece sağlam olan bir kadın kendisi. bilim merakı olan tüm arkadaşların takibe almasını öneriyorum.

    kendisi hakkında da biraz dedikodu yapasım var. videolarına pro şakalar yazılmış eğlenceli olsun diye ama kadın o kadar ciddi ki şakalarını katiyen satamıyor. şakalarından çok onları satamayışına güldüm. üstelik hoş bir aksanı da var. evet bu kadar benim dedikodum.

  • johann georg hamann

    1730- 1788 yılları arasında yaşamış, hegel, herder, goethe ve kierkegaard üzerinde de etkileri olan ve "kuzeyin sokratesi" olarak bilinen alman düşünür.

  • mürteki

    irtikap yapan. rüşvet yiyen. ilber ortaylı'nın ortadoğu zihniyetini anlatırken kullandığı üç kelimeden biridir. diğer ikisi
    (bkz: muhtekir) (bkz: mürteşi)

  • p0rn0

    türkiye'de mayıs ayı itibarıyla en çok aranan kelimedir. kaynak.

    peki neden insanlar bu şekilde arama yapıyorlar?

    "dijital çağda, insanların çevrimiçi olarak ifade biçimleri sürekli değişiyor. internet kullanıcıları, belirli kelimeleri ve ifadeleri sansürlemek için çeşitli stratejiler geliştirdi. bunlardan biri, belirli bir kelimeye rahatsızlık verici bir çağrışım yapan "porno" kelimesini "p0rn0" olarak yazmaktır. peki, bu değişikliği neden yaparlar? bu makalede, bu konuya bir göz atacağız.

    sansürün aşılması
    en yaygın neden, internet sansürünü aşmaktır. bazı platformlar ve arama motorları, belirli ifadeleri ve kelimeleri otomatik olarak sansürler veya filtreler. bu, kullanıcıların "p0rn0" gibi alternatif yazımlar kullanarak bu kısıtlamaları aşmasına yol açar.

    rahatsızlık hissinin azaltılması
    bazı kullanıcılar, "porno" kelimesini kullanmaktan rahatsız olabilirler ve bu nedenle alternatif bir yazım kullanmayı tercih ederler. bu, kelimenin çağrıştırdığı olası stigmatizasyondan kaçınmayı sağlar.

    anonimliğin korunması
    bazı internet kullanıcıları, "p0rn0" gibi alternatif yazımların, çevrimiçi etkinliklerinin takip edilmesini veya izlenmesini zorlaştıracağını düşünebilir. bu, özellikle belirli bir platformda veya ağda anonimliği korumak isteyen kullanıcılar için geçerli olabilir.

    sonuç
    sonuç olarak, "porno" kelimesini "p0rn0" olarak değiştiren internet kullanıcılarının çeşitli sebepleri olabilir. bu, internet sansürünü aşmaktan, rahatsızlık hissinin azaltılmasına, anonimliğin korunmasına kadar değişebilir. dijital çağda, dilin ve ifade biçimlerinin nasıl değiştiğini ve evrildiğini görmek, çevrimiçi davranışları ve kültürü daha iyi anlamamızı sağlar."

  • !türk'ün p0rn0 ile imtihanı

    türkiye'de en çok tekrar eden 100 arama içinde p0rn0 birinci, p0rn0 izle otuz üçüncü, p0rn otuz sekizinci, pornhub altmış yedinci, türk p0rn0 seksen yedinci, hd p0rn0 doksan altıncı sırada.

    burada pornonun o'larını sıfır olarak yazan ben değilim bu arada. türk milleti içinde böyle bir eğilim varmış, ben de bugün öğrendim.

    bir bilene sordum bu konuyu şöyle özetledi

    "internet kullanıcılarının belirli kelimeleri ve ifadeleri sansürlemek için çeşitli stratejiler geliştirdiği bilinen bir gerçektir. "p0rn0" kelimesinin bu kadar popüler olmasının en yaygın nedeni, internet sansürünü aşmaktır. bazı platformlar ve arama motorları, belirli ifadeleri ve kelimeleri otomatik olarak sansürler veya filtreler. "porno" gibi sansürlenmiş veya filtrelenmiş bir kelimenin alternatif bir yazımını kullanmak, kullanıcıların bu kısıtlamaları aşmasına olanak sağlar.

    bazı kullanıcılar, "porno" kelimesini kullanmaktan rahatsız olabilirler. bu, kelimenin çağrıştırdığı olası stigmatizasyon veya tabu ile ilişkili olabilir. "p0rn0" gibi alternatif bir yazım kullanmak, bu rahatsızlık hissini hafifletebilir.

    ""p0rn0 izle", "türk p0rn0" ve "hd p0rn0" türevlerinin popülerliği
    "p0rn0 izle", "türk p0rn0" ve "hd p0rn0" gibi arama terimleri, belirli içerik türlerine yönelik talebi yansıtır. "p0rn0 izle", genellikle video içeriğine yönelik genel bir arama terimidir. "türk p0rn0", kullanıcıların türkçe konuşulan veya türk katılımcıları içeren içerik aradığını gösterir. "hd p0rn0" ise yüksek çözünürlükteki içeriği arayan kullanıcılar tarafından kullanılır. bu terimlerin popülaritesi, kullanıcıların belirli içerik türlerine olan talebini ve sansürü aşmanın yollarını yansıtır."

  • hainamoration

    fransız psikanalist jacques lacan tarafından türetilen bir terimdir ve bir kişi veya varlığa karşı hissedilen sevgi ve nefret duygularının geçişini ve bir arada var olmasını temsil eder. bu "nefretsevgi" durumu, sevdiğimiz kişiler aynı zamanda bazen nefret ettiğimiz, ve aynı şekilde, bizi sevenlerin de bize zaman zaman nefret ettikleri bir durum olduğu için yaygın ve evrenseldir. bu durum evliliklerde, ebeveynlikte, arkadaşlık ve kardeşlik ilişkilerinde görülebilir

    ayrıca, bu terim, derinden bağlantılı olduğu ancak bir takım şikayetlere sahip olduğu kurumlar hakkında birçok kişinin hissettiklerini de tanımlar. örneğin, bazı müslümanlar, özellikle belirli tartışmaların ardından, islam hakkındaki hislerini hainamoration olarak tanımlanabilir. islamı, temsil ettiği inançları nedeniyle severler, ancak kurumun belirli eylem veya davranışları nedeniyle ona karşı nefret hisleri de taşırlar

    hainamoration kavramı, nefretin duygusal yaşamlarımızdaki rolü ve işlevi hakkındaki daha geniş tartışmalara da bağlantılıdır. nefret hissetme yeteneğinin kişisel gelişimde olumlu bir rol oynayabileceği, travmaya karşı koruyucu bir yanıt olarak işlev gördüğü kabul edilir. nefret, öfke ile birlikte, bir kendini koruma mekanizması işlevi görebilir. ancak, bu duyguların özgürlüğümüzü, evrimleşen durumlara yanıt verme yeteneğimizi engellediği zamanlar, bunların zarar verici hale geldiğini fark etmek önemlidir. böyle bir durumda, bunların ötesine geçmenin bir yolunu bulmak gereklidir.

    nefret ve çelişkili duygularınızı ifşa etmek—onları bir terapist, manevi yönetmen veya arkadaşla paylaşmak—bu duygunun kalıcı ve patolojik bir duruma dönüşmesini önleyebilir. bu paylaşma veya ifşa, hainamoration için bir "tedavi" olmaktan ziyade, daha tatmin edici bir çözüm bulunana kadar onunla başa çıkmanın bir yoludur. nefretin bastırılmasını önler ve karmaşık duyguların daha sağlıklı bir ifadesine izin verir.

  • aptallığın norm olma süreci

    her camia nesnenin doğası gereği güçlenme çabası içindedir ve bu gayenin yolu -özellikle- yirmi birinci yüzyılda olabildiğince kalabalık olmaktır. organize kalabalık sahip olduğu güç sebebiyle gündem yaratıp, değiştirebilir. özellikle sosyal medya gibi örgütlü kalabalıkların seslerini süratle duyurabildikleri imkanların varlığında her bir etkileşim değerlidir. teoride bu hızlı örgütlenme ve gündem olabilme becerisinin herhangi bir camia içinde en makul ve bilge olanlar tarafından idare edileceği ve zıt kutuplarda olsalar dahi büyük destekçileri olan akil kişiler arasında gerçekleştirilecek diyaloglar neticesinde tartışmalı konularda makul bir orta yol bulunacağı düşünülür, ümit edilir. antik çağlardan beri var olan meclis mantığının ardında da bu düşünce vardır. ancak günümüzde meclislerde de nüveleri görünen fakat sosyal medyada abartı derecesinde karşımıza çıkan, süreç ilerledikçe tartışmanın çözüme değil, geri dönülemez ayrışmalara doğru ilerlemesini sağlayan mekanizma nedir ve nasıl toplumun yeni normu haline gelmiştir?

    bu sürecin üç genel adımı olduğunu düşünüyorum. birinci adımda radikaller ciddiye alınmamakla ve takdir edilmemekle birlikte herhangi bir davaya karşı olan aşırı inançları ve kendilerini göstermek için harcadıkları abartılı çabalar sebebiyle o meselenin/davanın makulleri tarafından hoş görülürler ve zamanla camiaya iyice adapte olurlar. ara sıra "tuhaf", camiayı sıkıntıya düşürecek çıkışlar yapsalar dahi bizden oluşlarıyla kollanır, görmezden gelinirler. bu süreçte makuller pek beğenmedikleri ve yetersiz buldukları bu radikallerle ilişkilerini sınırlı tutarlarken toplumun çoğunluğunu oluşturan kitle aynı radikalleri gözünde gittikçe büyütür.zira bu radikaller makullerin aksine hiçbir şeyden korkmamakta -çünkü neyden korkmaları gerektiğini dahi bilmezler- ve kitlenin ifade etmek istediklerini en basit ve pervasız şekilde dile getirebilmektedirler. tıpkı körler ülkesindeki samimiyetle körlerden yana olan tek gözlü kral gibi.

    ikinci adımda süreç içinde kendilerine sağlam bir yer ve belirli bir takipçi kitlesi edinen bu vasat radikaller ilk ortaya çıkan tartışmalı hususta her zamanki gibi radikal, sadece düşmanları değil müttefikleri de irite eden bir çıkış yaparlar. bu çıkışın ertesinde alacakları iki tip tepkiyi bilirler; bu tepkilerden birincisi makul insanlardan gelecek olan "fazla abarttın", "haddini aştın" tarzında eleştiriler şeklindeyken ikincisi " yürü be aslanım" tarzındaki tasdikler ve sıradan cahilin abartılı tebriklerinden ibarettir. vasat radikal kritik eşiği tam bu ikilemdeyken aşar: ya kendisine rol model olan ve sağlıklı mücadele eden insanların takdirini kazanacak ancak yavaş ilerleyen bir sürecin herhangi bir taşı olacaktır ya da kendisini yeni lider ilan edip gündemi belirleyen ve daha hızlı kitleselleşen basitleşmenin taşıyıcısı olacaktır. bahsettiğimiz üzre bu kişi vasat olduğundan doğal olarak ikinci yolu seçer ve artık bilinçli olarak provakatif çıkışlar yapmaya başlar. bu sorunlu çıkışlar camianın içindekilerden bazen tartışmanın o anlık öfkesiyle genelde ise sırf öteki tarafa karşı saldırıda "hep birlikte" yer almak için üzerine düşünülmeden desteklenir. bu ikinci adım vasatın popülerleşmesi ve artık bir figür haline gelme aşamasıdır. o artık dostlar tarafından arkasında birleştiğimiz gözü pek bir savaşçı düşmanlar tarafından ise (çünkü düşmanlar da bir diğer kitledir ve provokatif çıkışı karşı tarafın genel fikri olarak görmek işlerine gelir ) baş düşman haline gelmiştir. bu noktadan sonra artık vasat radikalin görüşleri tam olarak doğru olmasa dahi sırf düşmanlar karşısında güç kaybetmemek için desteklenmek zorundadır.

    üçüncü adımda iki tarafın da makulleri mezkur radikalin hem kendi haklı noktalarına zarar verdiğini hem de anlamsızca saldırgan tutumundan dolayı karşı tarafla olan verimli uzlaşma zeminini yok ettiklerinden bahsetmeye başlar. fakat bu bahsediş radikal vasat tarafından behemehal sığlaştırılır ve korkaklık, davaya ihanet, karşı tarafa sempatik görünmeye çalışmak, geri adım atmak şeklinde değersizleştirilir. bu noktada radikalin sözü ve makulün sözü karşı karşıya gelir ve kimin haklı olduğunu belirlemek kalabalığa kalır. sncak hepimizin bildiği üzere kalabalığın ne tartışmanın gerçek doğasını anlamaya yetecek birikimi ne de bunu anlamaya niyeti vardır. kitle -hemen her zaman- kendisine daha yakın hissettiği ve daha kolay anlayabildiği vasat radikali, karmaşık ve uzun konuşan, biraz kibirli biraz monşer ve biraz da kitleden uzak durmayı tercih eden makule tercih eder. böylece herhangi bir görüşün, fikrin, tavrın ilk ve gerçek savunucuları binbir çabayla belli bir noktaya getirdikleri hareket içinde marjinalleşmek durumunda kalırlar. bu kansız devrim hemen her zaman tartışmanın iki karşı kutbu arasında yakın zamanlarda gerçekleşir ve gerçekleştikten sonra artık tartışma hiçbir makul insanın içinde barınmayacağı tek gözlü krallar egemenliğindeki körler dövüşüne döner. bu dövüşte ne herhangi bir ilerleme ne de herhangi bir uzlaşma mevzubahistir. ortada olan tek şey iki tarafın da birbirini olabildiğince irite etme ve aşağılama çabasıdır.

    neticede her görüş, tavır, fikir sesini duyurabilmek ve kendi haklı noktalarından hareketle topluma fayda sağlamak için iyi niyetle kitleye ulaşmanın en kolay yolu olan sosyal medyaya sarılır ve yukarda bahsettiğim adımlardan sonra bahsedilen görüş, tavır, fikir en iyi ihtimalle "duyar kasmak" en kötü ihtimalle de "çok kötü bir şeyden yana olmak" haline gelir. hayvanlara zulmetmemek, insanlara tecavüz etmemek, kadınları dövmemek, hükümetten ya da muhalefetten yana olmak, dini inanç sahibi olmak ya da olmamak, biriyle sevişmek ya da sevişmemek, et yemek ya da yememek hatta herhangi bir şeyle ilgilenmek ya da ilgilenmemek dahi tecavüzcülükten, vatan hainliğine bir insanın bir başka insana yakıştırmaktan dahi hicap duyacağı şeylerle yaftalanmaya başlar. artık et yememek vatan haini olmak için, müslüman olmak tecavüzcü olmak için yeter sebep haline gelir. zira karşılıklı provakatif diyalog ancak gittikçe artan basitleşme ve agresifleşme ile mümkündür.

    bu karşılıklı saldırı mantığı, tarafların vasatlarının geniş zamanları olduğundan ve beyanları zaten derin bir düşünüm gerektirmediğinden sürekli gündem hale gelir. böylelikle her tarafın sözcüleri güçlerini uzlaşmadan değil, sığ çatışmaların sıklığından almaya başlarlar. kitlenin de işine gelen bu olduğundan sığ-agresif önderleri ön plana çıkarırlar ve böylece tüm diyalog süreci karşılıklı agresyon sergileme haline gelir. bugün içinde yaşadığımız durum da tam olarak budur.

  • kinik

    kinik, yunancada köpek anlamındaki kyon sözcüğünden türemiş olan kynikos sıfatı kökenlidir. kynikos köpek gibi, köpeğe özgü" demektir. ancak bazı antik yazarlara göre kelimenin kökeni atina'da bulunan antisthenes'in ders verdiği kynosarges gymnasium'undan gelmektedir.

    oxford sözlükte "insanların iyi ve doğru nedenlerle değil, sadece kendilerine yarar sağlamak için bir şey yaptığına inanan insan" ve "iyi veya önemli bir şey olacağına inanmayan insan" anlamları verilmiştir.

    j. d. taylor'a göre " modern kinik yaptıklarının bir değeri olduğuna veya anlamlı herhangi bir politik vasıtaya sahip olduğuna inanmaz, bu yalın olguyu açıkça itiraf edemez. kinik bir çağda ütopya yıkım ve felaketle yer değiştirir, neşeli ve arsız bir şekilde hakikati arayan onaylama soğuk, asık suratlı bir moral bozukluğu ve narsizme geri çekilme durumuyla yer değiştirir".


    kaynak
    j. d. taylor negative capitalism:cynicism in the neoliberal era, winchester: zero books,2013, s.85
    öztürk, a., & çevik, c. (ed.). (2022). kavramlar tarihi: özgürlük (1. bs). doğu batı yayınları. s.86

  • !rüyada milletvekili olduğunu görmek

    siyasetle olan ilişkinin derhal askıya alınmasına yönelik bir göstergedir.

  • onlyfans

    konuyu doların fırlamasından uzaklaştırmak için hedef tahtasına konmuş fuhuş mecrası. eğer bırakın onlyfans'ı doları konuşalım derseniz sizi fuhuşu savunmak ve ülkemizin genç kızlarını "kötü yola" sürüklemekle suçlarlar.

  • virtue signalling

    erdem iması olarak türkçeleştirilebilir. günlük hayatta kullanımı şu şekildedir:

    normal human: hayat nasıl gidiyor?

    virtue signaler: afrika'daki insanların içecek su bulamadığı bu günlerde sen nasıl olur benim gibi istediği zaman su içebilen birinin hayatının nasıl gittiğini sorabilirsin???!!!birbir utan kendinden! afrika'daki aç çocuklar için çok üzülüyorum ben hep ağlıyorum! sen ağlıyor musun? ağlamazsın tabi faşist, yobaz, gerici, cahil iğrenç heteronormatif cis!

    nh: sakin ol sordum sadece...

    vs: soru mu soruyorsun depremde binlerce insan ölmüşken? soru mu sormak tek yapabildiğin binlerce sokak hayvanı soğukta tir tir titrerken!

    nh: abi sakin ol gel ben sana bi kebap ısmarlıyım

    vs: (işte üstteki mental bozukluğun vegan ve 2slgbtqıa+ hali)

    bu arkadaşlarla diyalog kurmak mümkün değildir zira kendileri zaten ahlaki olarak %100 doğru olan pozisyondadırlar. lince meyillidirler.

    ya da kısacası, yaptığı yardımı her yerde anlatıp mürit kasan insan ile virtue signaling yaparak sosyal ortamlardaki duyarlı arkadaşları peşine takan insan aynı karakterin farklı ailelerde doğmuş halidir diyebiliriz.

« / 19 »