son oylananları (285) - sayfa 4

başlık listesine taşı
  • uyduruk unvanlar

  • sınıflandırıcı çiftleşme

    sapyoseksüellik olarak da bilinir.

    "ihtiyacın fazlası olan altmış binden fazla kelime cinsel seçilim­le açıklanabilir. dilin evrimsel işlevi sadece etkili iletişim sağlamak değil aynı zamanda bir seçilim değeri ve genel zeka göstergesi ol­maktır. bariz hastalık belirtileri dışında en iyi sağlık göstergesi vücut simetrisidir. ama vücut simetrisiyle zeka arasındaki kore­lasyon sadece %20 civarındadır. kelime hazinesi ve dağarcığın ne kadar etkili ve yaratıcı biçimde kullanıldığı zekayla çok daha ya­kından ilintilidir. bu yüzden hala hem profesyonel psikolojik test­lerde hem de genel olarak hepimiz tarafından başkalarının akıllılığını tartmak için otomatik olarak kullanılmaktadır.

    kelime dağarcığı isabetli kullanıldığında ruhun derinliklerine ulaşıp şah­sın zihinsel gücünü tespit etme potansiyeline sahip oldukça fayda­lı bir niceliksel ölçüdür. kelimelerin kavranışına dair hassasiyetimiz dilin cahilce veya akılsızca kullanımına karşı genel duyarlılığımız­la yakından ilişkilidir. bu ilişki, insanların mrs. malaprop gibi popüler gülünç karakterlerden ya da shakespeare'deki hiçbir şeyden anlamayan ve boylarını aşan kanuni terminolojiyi kullanmaya çalışırken ellerine yüzlerine bulaştıran polis amirlerini izlemekten neden hoşlandığını da açıklar.

    boyutları iyi pazular veya gençliği gösteren bir cilt vücut geliştirme salonlarının ve kozmetik endüst­risinin yakın zamanda işsiz kalmayacağını nasıl garanti ediyorsa, dil kullanımının seçilim değeri göstergesi işlevi de kitapların ve "kelime hazinesini geliştirmeye yönelik" işitsel programların her zaman alıcısı olacağı anlamına gelir. kelime dağarcığı dilin başka insanların zihninin içine bakma­mıza olanak tanıyan yönlerinden sadece biridir.

    dilbilgisi, sözdi­zimi, kelime seçimi, yerindelik, anlam bütünlüğü, bağıntılılık, cevap hızı, zeka kıvraklığı, ritim, kelimelerle oynayabilme ve ori­jinalliğin de katkısı olur. bu beceri ve niteliklerin hepsi bir araya gelince ortaya hitabet çıkar ve hitabete duyulan hayranlığın insan evrenselleri listesinde sağlam bir yeri vardır.

    tüm kültürlerde in­sanların önünde iyi konuşabilme yeteneğinin saygıyla karşılanma­sı bu durumun bir göstergesidir. ama edmund rostand'ın cyrano de bergerac'da ikna edici bir biçimde ele aldığı gibi, en samimi bağlamda, kur yapmada da kritik bir öneme sahiptir. rostand'ın oyununun şöhretine rağmen kelime dağarcığının genişliği, isabet­li sözdizimi ve dilsel yaratıcılık gibi niteliklerin, eş seçim tercihlerinde çekicilik kaynağı olarak adları pek geçmez. hatta birçok profesyonel dilbilimci, mükemmel konuşma sanki neredeyse uta­nılacak bir şeymiş gibi yaparak belki bir tür politik/dilbilimsel eşitlikçilik anlayışıyla (ya da belki de insanlara dilbilgisi dayatan öğretmenler gibi algılamak korkusuyla), yüksek dilsel becerileri ve "doğruluğu" sadece bir toplumsal sınıf göstergesi diye kenara ayı­rır. ama insanın sofistike ve orijinal dile duyduğu ilgi tüm toplum­sal geleneklerden daha derindedir.

    miller, "bekar kadın, elli bin işe yaramaz eşanlamlı kelime bilen adam arıyor" diye bir kişisel ilan bulmanın şaşırtıcı olacağına dik­kat çeker. ancak uzun süreli ilişkiler yaşayan çiftlerin kelime da­ğarcıklarının gerçekten de aşağı yukarı aynı boyutlarda olduğunu ve çiftler arasındaki bu eşleşme denkliğinin diğer niteliklerden daha fazla belirginlik gösterdiğini bildirir. dolayısıyla kelime ha­zinesinin boyutu ve dil kullanımı becerisi sınıflandırıcı çiftleşme­nin ileriki aşamalarıdır. bireyler burada "bana razı olacaklar arasından elde edebileceklerimin en iyisi" diyerek kendi seviyele­rine alçalacaklar arasından mümkün olan en iyisini seçerler.

    yani sofistike dil becerilerine sahip bir genç kız, delikanlının "benimde canım sıkılıyor." demesiyle bir ürperme yaşayıp maalesef gelecek hafta sonu işi olduğu söyleyebilir. dikkat ederseniz burada kesinlikle bir iletişimsizlik yaşanmamış, kız delikanlının demek istediğini gayet iyi anlamıştır. ancak kasten ilet­mekten ziyade belirtisini gösterdiği durum, "-de,-da" eklerini ayırmayı pek bilmediği ve dolayısıyla belki de onun tarzı bir adam olmadığıdır. bağlaç ile ek arasında­ki farkı kendileri de bilmeyen ama kendisinden etkilenecek çok sayıda genç kadın olması delikanlı için bir teselli olabilir. herkes kendi yeterlilik seviyesine göre: sınıflandırıcı çiftleşme böyle işler."

    kaynak
    dutton, d. (2017). sanat içgüdüsü (m. turan, çev.; 1. bs). ayrıntı yayınları.sf.171-172

  • piero manzoni

    kendi b.kunu konserveleyip sanat eseri olarak satmış, haşlanmış yumurtaları imzalayarak sanat eserine dönüştürmüş ve umberto eco'yu sanat eseri ilan etmiş italyan sanatçı.

  • cheesecake

    steven pinker'a göre "doğal dünyadaki hiçbir şeye benzemeyen bir lezzet bombasıdır çünkü zevk alıcılarımızı tetiklemez üzere tertip ettiğimiz, hoşnutluk veren uyarıcıların çok büyük dozlarla bir araya getirildiği bir düzenektir."

  • savana

    denis dutton'a göre tüm coğrafyalar içinde kilometrekare başına en çok protein bulunan coğrafyadır.

    dutton, d. (2017). sanat içgüdüsü (m. turan, çev.; 1. bs). ayrıntı yayınları.sf.30

  • kadın ve erkek arasındaki farklar

    kadınlar manzara resimlerinde bitkilerden daha çok hoşlanırken, erkekler yüksek avlanma ve keşif olanaklarının bulunduğu manzaralara yönelir.

    lyons, e. (1983). demographic correlates of landscape preference. environment and behavior, 15(4), 487-511. https://doi.org/10.1177/0013916583154005

  • nesil

    denis dutton'un kullandığı anlamıyla bir nesil 20 senedir. platon 120 nesil önceyken ilk şehirler 380 nesil öncedir. türkiye cumhuriyet 5 nesildir hayatta. osmanlı 31 nesil ayakta kalmıştı. zamanı böyle ölçmek tatlı olabilir gibi geliyor, deneyeceğim.

  • liberteryenizm

    liberteryenizm 3 döneme ayrılabilir.

    1- primordial liberteryenizm

    libertertenizmin ilk ortaya çıkışı olarak thomas hodgskin'in "the natural and artificial right of property contrasted" (1832) kitabını düşünebiliriz. 1840-50'li yıllarda ise tam anlamıyla bir liberteryen eser patlamasının yaşandı. herbert spencer'ın the man versus the state'i, gustave de molinari'nin the production of security"'si (1849), frédéric bastiat'ın "the law"'ı (1850), ve spencer'ın, social statics (1851) adlı eseri.

    bu dönem için liberterliğin ilk defa sistematik bir hale geldiği dönem diyebiliriz. klasik liberallerden ise özgürlükçü felsefenin altı sacayağı olan bireycilik, özel mülkiyet, otorite düşmanlığı, serbest piyasa, kendiliğindenlik and negative özgürlük başlıklarında tavizsizlikleri ile ayrıldılar. klasik liberaller için toplumun genel çıkarı için bu altı başlıktan yer yer fedakarlıklar yapılabilirdi, liberterler için ise bu başlıkların herhangi birinden verilecek en ufak bir taviz bile kabul edilebilir değildi.

    bu dönemde liberterlerin klasik liberallerden ayrılmasının esas sebebi sosyalizmin yükselmesidir. özellikle ingiltere ve fransa'da sanayi devriminin yarattığı yeni koşullar sosyalizmin bir alıcı kitlesinin oluşmasına yol açtı. bunun karşısında klasik liberallerin daha uzlaşmacı yaklaşımı, liberter diye bildiğimiz cenahın kopmasına yol açtı. abd'de ise durum biraz daha farklıdır. orada sosyalizm tehlikesinin olmayışı liberterlerin anti-kölelik hareketi olarak güçlenmesine yol açtı. bu noktada belirtmekte fayda var amerika'daki ilk liberterler katı derecede anti-kapitalistlerdi. bir malın satış değerinin onun maliyetinde olması gerektiğini savunuyorlardı. avrupa'daki "haklar" liberalizmine karşı abd'de daha çok "ego" liberalizmi gelişmekteydi. önemli son fark ise abd liberterleri zenginlerden çok orta ve alt sınıfın özgürlüğü ile ilgilenmişlerdir.

    2- soğuk savaş liberteryenizmi

    bu dönemin en verimli yılı olarak 1943 sayılabilir.rand'ın fountainhead'i, lane'in the discovery of freedom'ı ve paterson'ın the god of the machine'i bu yılda basılmıştır. bu dönemin karakteristik özelliği de anti sosyalizmdir. önceki dönemden farklı olarak abd'de de ağırlık merkezi anti-sosyalizme kaymıştır.

    bu dönemin bir diğer önemli özelliği ise liberteryen düşüncelerin adım adım farklılaşmaya başlamasıdır. kimi liberterlere göre sosyalizme karşı muhafazakarlıkla birlikte hareket edilmeliyken kimilerine göre esas rakip olarak sosyalizmi bir kenara bırakmak ve muhafazakarlığa odaklanmak gerekir.

    bu dönemde sosyalizmle birlikte özellikle nozick'in şahsında görülen bir rawls eleştirisi de liberteryen düşüncenin ağırlık merkezlerinden biri haline gelmiştir.

    3- üçüncü dalga liberteryenizm

    üçüncü dalga liberteryenizminin esas ayırıcı özelliği ise biribiri ile mücadele eden pek çok liberteryen pozisyonun varlığıdır.

    birinci pozisyon 1990'larda ortaya çıkan ve liberteryenizmi kültürel muhafazakarlık ile birleştirmeye çalışan görüştür. llewelyn rockwell jr. bu görüşün kurucusu sayılabilir. bu pozisyona paleo-liberteryenizm denir.

    ikinci pozisyon aşağı yukarı aynı dönemde belirmeye başlayan akademik liberteryenizmdir. bu tipte ise minimal bir devlet ve yeniden dağıtıma düşman olmayan bir liberteryenizm görmekteyiz. daha çoğulcu, daha empirist bir yaklaşıma sahiptirler.

    üçüncü pozisyon ise bleeding heart libertarians olarak bilinen pozisyondur. bu pozisyondaki önde gelen yazarlar olarak john tomasi, matt zwolinski sayılabilir. hareketin temel hedefi hayek ile rawls'ı birleştirmeyi başarmaktır.

    dördüncü pozisyon ise 2006 yılından sonra yükselişe geçmiş olan cato enstitüsü ve brink lindsey'in başını çektiği liberalterizm'dir. bu pozisyon liberterler ile demokratlar arasında bir uzlaşma arayışı olarak düşünülebilir.

    beşinci pozisyon olarak sol liberterleri sayabiliriz. bu fikrin esas argümanı "kapitalizmin liberter standartlara göre yeterli zengiliği yaratıp dağıtamaması"dır.

  • ama-gi

    özgürlük kelimesinin bilinen ilk halidir. sümercedir. ama anne anlamına gelir, gi ise geri dönmek.

    kaynak

  • charles sprading

    1913 yılında basılan liberty and the great libertarians adlı kitabında liberter kelimesini her türlü anti devletçilik için kullanan amerikalı şahıs. liberter kelimesini o denli geniş bir anlamda kullanmıştır ki liberter kelimesi bireyciler ile komünistleri beraber kapsar olmuştur.

    kaynak
    zwolinski, m., & tomasi, j. (2023). the individualists: radicals, reactionaries, and the struggle for the soul of libertarianism (first edition). princeton university press.sf.11

  • biz özgürüz

    üyesi olmaktan gurur duyduğum, yeni jenerasyon türk liberter hareketinin en yüksek inisiyatif alan, en enerjik ve en samimi oluşumudur. başkanı burak aşrak'tır.

  • muhammed ali fatih erbakan

    14-15 yaşında cinsel erişkinliğe ulaşmış kadınların evlendirilmesini "yerli ve milli" gören siyasetçi. buradan utanılabilir.

  • 24 haziran 2023 meral akşener açıklamaları

    konuşmayı başından sonuna kadar dinledim, haklı ya da haksız, akşener de öfkesine yenik düşebilen bir kadın.

    konuşmanın ruhu yüksekti, salonda defalarca ayakta alkışlandı, önce kendi partisine sonra da diğerlerine yüklendi. hakikaten hem hesap verdi hem hesap sordu. partinin de iplerini sert bir şekilde ele aldı bu konuşma ve kurultay sonucuyla.

    fakat hesabında bence hala hatalar var. öncelikle istanbul'un hdp sayesinde kazanıldığı algısına çok bozulmuş. haklıdır, iyip oyları olmasa da kazanılamazdı ancak belediyede iyip kendi başına kazanabilecek miydi? eğer aday çıkarsa seçimi erdoğan'a hediye etmiş olacaktı, aday çıkarmayıp akp adayına bassaydı mhp'den ne farkı var denecekti? türkiye'nin siyasi ikliminin sıkışıklığı iyi partiyi ittifaka mecbur bıraktı. istanbul ve ankara seçimlerinde "ben zaten türkiye'li değilim, adayımı çıkarır işime bakarım" diyebilme hakkına sahip hdp, chp'nin zamanında yaptığı baraj katkısı hasebiyle istanbul ve ankara'da chp-iyip ittifakının kazanmasını sağladı, yetmedi, altılı masa zan altında kalmasın diye cumhurbaşkanlığı seçiminde aday çıkarmayıp chp ile çalıştı. hdp'nin türkiyelileşme dışında bir siyeseti yok zannediyorsa akşener, yanılıyor. hpd de kendi içi dinamikleri ile çatışarak aslında kürt sekülerleşmesini taşıyor. bu bağlamda evet, istanbul'da ankara'da hdp sayesinde kazanılmıştır. şimdi yerel seçimde hdp kendi adayını çıkaracak, iyip kendi adayını çıkaracak ve seçimi açık ara farkla akp kazanacak.

    gelelim ikinci meseleye, akşener'in partisinin bir davası yok. üstelik partisi içinde muhammed bahadırhan dinçaslan gibi teori yazan genç ve kalibreli adamlar varken. bugünkü konuşmasında yine türk-islamcılık aldı başını gitti. türk islamcı parti zaten var meral hanım, iki tane türk islamcı partinin anlamı nedir? sekülerlik vurgusu yok üstüne karakoç'tan şiirler var. akşener içi boş bir merkez sağ partisi olmaya çalışacaksa adım adım tüm tabanını zafer ile mhp arasında kaybedecek gibi görünüyor.

    bir diğer mesele parti için koltuk dağılımı. üyelerini bir türlü memnun edemediğinden uzun uzun dert yandı sayın akşener. 6 senedir neyle uğraşıyorsunuz o halde diye sormazlar mı adama? şımarıklık bitti artık dedi akşener, 6 senedir neden partide şımarıklığa izin veriyordunuz ki? üstelik net bir çıkıştan da bahsetmedi akşener, almış eline bir torba "ne yapayım kurayla mı seçeyim?" 2017 tarihinde kurulmuş bir parti olarak hala kendi içinizde seçimlerin nasıl yapılacağını belirleyecek oturmuş bir sistem geliştiremediyse sayın akşener, gerçekten liyakatli bir siyasetçi olarak sayılabilir mi?

    son mesele kürt meselesi. bu seçimde de açıkça görülmektedir ki kürtler blok halinde oy kullanıyorlar. kürtlerle arasına gittikçe daha sert bariyerler çekmeye çalışan akşener güneydoğu'da hangi tabanına dayanmaktadır. bir sonraki seçimde nasıl olacak da hdp saflarında sıkışmış kürt seçmenin oylarına talip olacaktır? iyi parti kendi düşünce dünyası içinde bu kadar çok türk-islam diye bağırırken şırnak'ta hangi desteği alarak bir türkiye partisi haline gelecektir? akp karşısında olması mecburi bir sonraki koalisyonda hangi yüzle kürt seçmenden oy isteyecektir? ya da zafer partisi gibi dışlayıcı bir şekilde mi politika yapacaktır? akşener'in samimi öfkesi bence kendisinin ahlaki temizliğini göstermekle birlikte genel strateji inşasında önünde bir engel teşkil etmektedir.

    netice olarak akşener öfkesini kusmuş, salondaki partilileri biraz sindirerek, biraz tehdit ederek biraz cesaretlendirerek kurultaydan ezici çoğunlukla parti lideri olarak çıkmıştır. eğer bu saatten sonra kendisinin gerçek bir planı olduğunu doğru bir şekilde anlatmazsa bir sonraki seçime kadar partisinin tamamen ortadan kalkması muhtemel görünmektedir. yok eğer kendi sistemini, teorisini, kadrosunu ortaya koyarak 5 sene boyunca çalışır, hem chp, hem akp, hem hdp tabanından oyların akabildiği bir parti haline gelirse türk siyasi hayatının yeni merkez partisi olması da muhtemeldir. ancak ben karamsar taraftayım.

  • pavel kroupa

    ateşli bir şekilde dark matter diye bir şeyin olmadığını savunan astrofizikçi.

    kanıtlarını dinlemek için buradan

  • dark matter

    pavel kroupa tarafından olmadığı iddia edilen fiziğin temel taşlarından biri. araştırmaların sürmesinin sadece fonlarla alakalı olduğunu iddia ediyor. burada bir dark matter uzmanı ile tartışmasını izleyebilirsiniz.

    bir hevesli adamın teorisi mi yoksa hakikatin kendisi bilemiyorum, kanıtın niteliği beni fersah fersah aşıyor.

« / 19 »