en beğenilenleri (412) - sayfa 22

başlık listesine taşı
  • hiçten az

  • inci sözlük

    orta doğu pazar yerlerine benzeyen bir arayüzü olan, eskiden, ama çok eskiden iyi olan bu aralar neden hala var olduğunu bile anlamadığım sözlük.

  • !sözlükteki akp'liler

  • bülent arınç

    depremi fırsat bilip seçimi ertelemeyi gündeme taşıyarak, özündeki akp çürümüşlüğünü kamuoyuna en açık şekilde gösteren kişi. seçim yaklaştıkça kimlerin çürük kimlerin temiz olduğu adım adım ortaya çıkıyor. eski akp'li babacan deprem bölgesinde 1 haftadır, eski akp'li şener babala'da siyaset dersi veriyor. bülent arınç'tan benim bu ana kadar ümidim vardı, artık yok.

  • sparta nasıl bir polistir?

    ayhan yalçınkaya hocamızın uygun gördüğü başlıkla, "büyük sessizlik ya da eşitliğin eşitsizliği" olarak özetlenebilecek bir polistir.

    sparta ile ilgili bilgileri maalesef kendilerinin sağlam bir yazılı kültürü olmadığı için çevredeki dostları ve düşmanlarından öğreniyoruz. aynı hunlar ve göktürkler için olduğu gibi. heredotos ve thukydides kısmen sparta ile ilgili bilgiler verse de esas kaynak ksenophon ve plutarkhos'tur.

    "peloponnesos yarımadasının güneyinde dört ya da beş küçük yunan köyün­den oluşan bir toplululuktur spartalılar. bu köyler lakonia ya da lakedaimon ovasının yerleşim birimleridir ve topluca sparta polisini oluştururlar; yerleştik­leri ova ve polisin genel adı yüzünden spartalılar, lakedaimonlular olarak da anılırlar." coğrafyası itibarıyla denize uzaktır ancak tarıma verimlidir, bu sebeple denizci değil çiftçi bir topluluktur.

    spartalılar akhaları yıkan dorların soyundandır ve ele geçirdikleri yerleri genel olarak kabile içinde eşit dağıtırlar. bu dağıtım sadece toprakları değil aynı zamanda o toprak üzerinde yaşayan insanları da içerir. bu kölelere helot denir. bu dağıtıma kleroi denir. başlangıçta ele geçirilen toprakların on bin aileye dağıtıldığı düşünülmektedir.

    m.ö. sekizinci yüzyılda spartalılar messenia'yı fethederler ve bu şekilde artık kurulumunu tamamladığı söylenebilir.

    siyasal örgütlenmenin temelinde söylenceler yer alırdı. kurallar rhetra'ya göre düzenlenmişti. çekirdeğinde 3 kabile olsa dahi zamanla ikiye düşmüştür bu sebeple de her zaman iki arghagetes'leri olmuştur. diğer önemli kurumlar ise gerousia ve apella'dır.

    bu üçüne ek olarak bir de sparta'nın beş köyünün her birinin bir ephoros'u (devlet denetçisi) vardı. asli görevleri helotları gözetlemek ve kontrol altında tutmaktır.

    sparta 3 toplumsal katmandan oluşmaktadır. spartiatlar, perioikoslar ve helotlar.

    helotların m.ö. 630'daki ayaklanmaları şiddetle bastırıldı ancak bu süreç sparta'yı askeri ve dışa kapalı bir topluluk olarak iyice berkitti. m.ö. 550'de ticaret ve onun yarattığı kültürel hareketlilik neredeyse tamamen bitmişti. ünlü lykurgos yasaları bu dönemin ürünüdür. lykurgos, toprakları yeniden dağıtarak spartiarlar arasındaki tehlikli eşitsizliği ortadan kaldırmaya çalıştı.

    spartalılar eğitime özel bir önem verirlerdi. spartiatlar agoge denilen sıkı bir eğitime tabii tutulurlardı.

    sparta bu asketik, sade ve yalın hatalarını sürdürdükleri müddetçe güçlü kalmışlardır ve genel olarak emperyal politikalar izlememişlerdir. ancak bu özellikleri kayboldukça çözülüp dağılmaya başlamışlardır. bu dağılma ise büyük bir zaferin ardından başlamıştır.

    (bkz: peloponez savaşı) bu zaferin etkisiyle kendi değerlerini yitirmeye başlayan sparta, 371 yılında kendileri gibi dor kökenli olan thebai'lilere yenilecek ve bir daha asla eski gücünü toparlayamayacaktır. bu savaşlar sonucunda kalan spartiat sayısı da 700'e düşecektir.

    son not olarak; "sokrates'in öğrencilerinden antisthenes şöyle demektedir: "sparta, diğer şehir devletlerinin hepsinden üstündür. atina ile karşılaştırılacak olursa sparta, bir kadın topluluğunun yanındaki düzenli bir erkek topluluğunu andırıyor." ama tarihe damga­sını vuracak olan bu "kadın topluluğu"dur."

    kaynak
    ağaoğulları, m. a., türk, d., yalçınkaya, a., yılmaz, z., & zabcı, f. (2012). sokrates'ten jakobenlere: batı'da siyasal düşünceler (3. bs). iletişim yayınları. sf.34

  • sparta, spartan, lakonik

    öncelikle, (bkz: sparta nasıl bir polistir?)

    "sparta adı lakedaimon polisinin merke­zi durumundaki askeri bir karargah olan sparta'dan kaynaklanmaktadır. sparta soy bağlarıyla birbirine bağlı topluluk üyeleri­nin hep birlikte sade bir yaşam sürdüğü bir karargah yerleşimi olduğu için, bu sı­nıfın sade yaşantısına atfen spartan (sa­de, dünya zevklerinden uzak yaşam tar­zı), yine bu sınıfın kültür ve sanat dünyası­na uzaklığı ölçüsünde yalın hayatları sözü çok fazla önemsemediğinden lakonik (kı­sa ve özlü söz) sözcükleri günümüze ka­dar gelmeyi başarmış durumdadır. sparta karargahında yaşayan özel statülü bu gru­ba, aynı terimden hareketle spartan denil­diği gibi spartiat da denir."

    kaynak
    ağaoğulları, m. a., türk, d., yalçınkaya, a., yılmaz, z., & zabcı, f. (2012). sokrates'ten jakobenlere: batı'da siyasal düşünceler (3. bs). iletişim yayınları. sf.30

  • polisler nasıl ortaya çıkmıştır?

    polislerin ortaya çıkışı aristokratların adım adım toprakları kişisel mülk haline getirmeleri ile başlamış sayılabilir. bu süreç içinde topraklarını kaybedenler kaçınılmaz olarak pazarların kurulduğu alanlara doğru aktı. pazar çevresindeki bu yapılar adım adım köylerden farklılaşarak kentsel alanlar olarak sivrilmeye başladılar.

    o dönemdeki ekonomi sadece tarıma bağlı olduğu için köyler giderek pazarlara daha bağımlı hale geldiler. bu durum da pazar çevresindeki kentsel yapılanmaya gittikçe geliştirdi ki bu merkez ve o merkeze bağlı köylerin birliğine biz bugün polis diyoruz.

    ancak polislerin de kendi aralarında gelişmişlik farkları vardı. örneğin gelişmiş bir polis pazar yerine ek olarak her türlü sözün de mallarla birlikte takas edildiği bir agora'ya, bir eğitim merkezi olarak düşünülebilecek gymnasiona'ya ve belki bir tiyatroya sahipti.

    ancak bazı kentler, örneğin sparta, dağınık bir köy gruplanmasından başka bir şey değildir.

    "bu bağlamda örneğin thukydides, polis sözcüğünü hem surlarla çevrili kent için, hem de surlarla çevrilmemiş köyler topluluğu için rahatlıkla kullanır. kentlerin surlarla çevrilmeye başlanması aslına bakılırsa çok eski değildir. yu­nan dünyasının en ünlü polisi atina'nın bile bir sura kavuşması en erken m.ö. vı. yüzyılda mümkün olabilmiştir. iyonya'dan italya'ya kadar uzanan polislerin en önemli vasıflan küçük boyutlarıdır. sparta, laconia ve messenia'yı kendisine kattıktan sonra 8300 km2'ye ulaşmıştı ve üstelik en büyükleriydi. atina, bütün attika bölgesi ve salamis'le birlikte 2800 km2 idi. diğer polislerin alanı 80 km2'den 1300 km2'ye kadar deği­şiyordu. örneğin 1615 km2'lik fokis bölgesinde 22 polis bulunuyordu. aynı şe­kilde, bir ada üzerinde kurulmuş olan delos'un yüzölçümü hepi topu 5.5 km2 idi. kestirilebileceği gibi, nüfus da aynı oranda azdı."

    --polis'in özgüllüğü, yokluğudur.--

    "polisin kökeni nasıl açıklanırsa açıklansın, her zaman açıklanmaya muhtaç kalan ve her açıklama girişi­mini, açıklamaya çalışanla sınırlı ya da koşullu bir girişime dönüştüren temel sorun alanı polisin özgül bir de­neyim oluşudur. polis özgüllüğünü nereden alır? bu soru, en genel çer­çevesi itibariyle "polisin yokluğundan alır" yanıtı verilerek karşılanabilir. bu yanıtı açmak için birkaç yan soru daha sorulabilir: polisin bir dini var mıdır? polisin bir ordusu var mı­ dır? polisin bir mimarisi var mıdır? sorular çoğaltılabilir. bu yan soruların tümü eğer siyasal bir birim olu­şuyla birlikte, polisin aynı zamanda mekansal, dinsel, askeri bir birim ol­duğu kabul edilirse "evet, vardır" di­ye yanıtlanabilir. ama bu yanıt polisi, aynı anda özgül bir deneyim alanı ol­maktan çıkarır da. herhangi bir siya­sal örgütlenmeye dönüştürür; şu ya da bu dine mensup, şu ya da bu dini seçebilecek, şöyle ya da böyle örgüt­ ü bir ordusu olan herhangi bir siya­ sal organizasyona. oysa polisin siya­sal haklara ve görevlere layık gördü­ğü kesimleri örgütleyerek oluşturdu­ğu güç dışında, ayn bir ordusu olmadığı gibi, aynı şekilde kendisine dışsal bir dini de yoktur: polis dinin ta kendi­si olduğu gibi, yurttaşların ve yönettiği bütünün ta kendisidir.

    tanrılar diniyle kuşatılmış olması polisle tanrılar arasında bir mesafe olduğunu göstermemekte, tersine bizzat polisin kendisinin tanrısal bir kutsallığa sahip olduğunu göster­mektedir. aynı şekilde, polis askeri bir birimdir ama bu birim polisin savaş dö­nemi örgütlenmesinden başka bir şey değildir. polis, bu yanıyla adeta bir "dev­leti" değil, "devletsizliği" ifade eder. ancak bu siyasal bir örgütlenmenin olma­ması anlamında devletsizlik olmadığı gibi, eşitlik anlamına da gelmemektedir. bileşenlerinin matematiksel toplamına indirgenemeyeceği gibi, ondan da soyut­lanamaz bir varlıktır polis. bunu açıklayabilmek için polis içindeki toplumsal-sınıfsal mücadelelere bakılabilir. örneğin demosun aristokratlara karşı mücadelesi, aristokratlara kar­şıydı, polise karşı değil. bu yanıyla polis aristokratların yönetimi altında bile ol­ a, polisle aristokratik yönetim arasında bir mesafe vardı ve polis, tam da bu me­safe sayesinde kendisini bütün bileşenlerine ait olarak sunabiliyordu. tüm bile­şenlerinin toplamı olarak kendini sunabildiği ölçüde de polis aslında, bileşenle­rinden ayrı bir siyasal birim olarak yoktu ve özgüllüğünü de tam bu yokluğun­dan alıyordu."

    kaynak
    ağaoğulları, m. a., türk, d., yalçınkaya, a., yılmaz, z., & zabcı, f. (2012). sokrates'ten jakobenlere: batı'da siyasal düşünceler (3. bs). iletişim yayınları. sf.25-26,29

  • orta doğu

    aslında bizlerin, yani osmanlı imparatorluğu'nun, güvenli birliği altında olduğu için avrupa'da olduğu gibi büyük din savaşları yaşamamış, bu sebeple de sekülerliğe geçişte sıkıntılar yaşamak zorunda kalmıştır. avrupa'nın 30 yıl savaşlarını şu zamanlarda yaşayacak kadar dini radikalizmi vardır ancak bu savaşlar sonrasında tekrardan medeni bir dünya inşa etmeye yetecek kadar teorisi yoktur.

    iqsözlük ve y kuşağının düşünürleri bu açığı kapatmak ve dünyanın ortadoğu olarak bilinen bu bölgesinden tekrar medeniyetin yükselmesini sağlamak ile yükümlüdür. eğer nasıl bir dünyada yaşamak istediğimizi kendimiz yazmaz ve kendi kurallarımıza sadık kalmazsak ortadoğu denen çukurda nesillerce boğulmaya devam edeceğiz.

  • mustafa kemal atatürk

    mustafa kemal atatürk zekidir, cesurdur, vatanseverdir ve hepsinden öte gerçek bir aydınlanmacıdır. kendisinin anlamaya çalışan insanlardan beklentisi "bence" atatürk ilkelerini %100 kabul ederek sonsuza kadar yaşatmak değil, bilimsel gelişmeler ve medeniyet kavramı peşinde bir ülke yaratmaya çalışmalarıdır. "en hakiki mürşit ilimdir, fendir ve benim sözümle çelişirse onu seçin" diyerek büyüklüğünü zamanlar üstüne taşımıştır.

    ama (bkz: kemalizm) eleştirilere açıktır, açık olmalıdır.

  • yıldıray oğur

    serbestiyet ve karar gazetelerinde yazan gerçekten aydın bir insana benzeyen gazeteci. takipçisiyiz.

  • turkish philanthropy

    ahbap'a iki milyon dolar bağışlamış, buradan twitter hesabına ulaşılabilecek kar amacı gütmeyen sivil toplum kuruluşu. buraya tıklayarak anasayfalarına ulaşabilrsiniz.

  • !salartesi

    haftanın üçüncü günü. plebler arasında çehar-şenbe yani 4. gün olarak bilinir.

  • parokyalizm

    cahilliğin bilimsel ismi. bir olayı tek bir bağlamıyla düşünmek, kendi sahip olduğu görüşün veya inanışın hiçbir şekilde tartışmaya açık olmadığını düşünmektir.

    cümle içinde örnek/tanım da denis dutton'dan gelsin: "[ kant'ın kozmopolitliğini övdükten sonra ] bunun tersine parokyalizm annenizin dizinin dibinde öğrendiğiniz değerleri mutlak doğrular olarak alır ve bunlar başka insanların ( ve onların annelerinin) değerlerinden tartışmasız üstündür: benim dinim tek doğru din, yalnızca benim adetlerim rafine ve medeni, sadece benim dilim şiir yazmaya müsait, benim müziğim en güzel müzik gibi."

    sanat içgüdüsü, sf.234

  • deprem vurdu iktidar yıktı

    türkiye işçi partisi'nin bu videosunun adı. insanları doğruyu görmeye zorlayan bir video olmuştur.

  • kültür savaşı

    en güncel anlamıyla, belirli hayat görüşlerine sahip insanların kamu politikaları yönlendirmek amacıyla birbirleri ile mücadele etmeleri.

« / 28 »