entry'ler (57) - sayfa 3

başlık listesine taşı
  • bir oy tip'e bir oy kemal'e

    ihmallerle dolu çorlu tren kazasında 9 yaşındaki oğlunu kaybeden mısra öz'ü,
    haber peşinde koşarken öldürülen metin göktepe'nin ablası meryem göktepe'yi,
    gezi ve birçok başka haksızlığa karşı savaşan avukat can atalay'ı,
    yandaş medyaya ilk karşı duranlardan biri olan ve kendini kapının önünde bulan irfan değirmenci'yi,
    uzun zamandır kimsenin vermediği umudu, karanlığa batmış halka veren genel başkan erkan baş'ı,
    meclis kürsüsünden bıyıklılara kök söktüren sera kadıgil'i,
    çürümüş düzene karşı ses çıkartmak için düzenlenen çoğu protestoda en önde dağ gibi duran barış atay'ı,
    ve 14 mayıs 2023 genel seçimlerinde aday olan diğer onlarca ismi meclise göndermek için olması gerekendir.

    haklarımızı var güçleriyle savunmaya çalışacaklarından zerre şüphem yok. bay kemal ve chp'yi bir kenara koyarak, keşke aynı şeyi diğer muhalefet partileri için de söyleyebilseydim. gerçi chp'yle kavgam başka bu seçimlerde. (bkz: sadullah ergin)

    bu arada, şahsen benim yapamayacağım eylemdir. zira, ankara 1. bölge'de aday göstermediler ve canım çok sıkkın.

  • narval


    grönland, kanada ve rusya yakınlarında arktik sularında yaşayan, denizlerin tek boynuzlu balinası. bilimsel adı, tek boynuz anlamına gelen monodon monoceros'tur. ingilizcede verilen narwhal adının "nar" kısmı da iskandinav dillerinde ceset anlamına gelir. boğulmuş denizcilerin şişen ve beyazlayan cesetlerine benzediği ve suyun yüzeyinde uzun süreler boyu hareketsiz durdukları için narwhal adı verilmiştir.

    burnundan çıkan upuzun boynuzuyla bilinirler. bu boynuzlar aslında sinir kökleriyle dolu diş yapısındadır ve çoğunlukla erkeklerde bulunur ancak bazen dişilerde de görülür. hatta bazı erkeklerde çift boynuz bile görüldüğü olur.
    boynuzlar 1.5 ila 3 metre uzunluğunda olur. bu dişimsi yapılar aslında bir duyu organıdır ve boynuzlarını birbirlerine sürterek bir tür iletişim kurup, bilgi aktarımı yaparlar. bu boynuz bazen de av yakalamak için zıpkın ya da kılıç görevi görür.

    narval'lar en yakın akrabaları beyaz balinalar gibi orta boylu balinalardır. boynuz dışında boyları 4 ila 5.5 metre arasında ağırlıkları 800 ila 1600 kilo arasındadır. normalde 5-10 bireylik gruplar hâlinde yaşarlar ama yaz aylarında bu gruplardaki birey sayısı 500'ü bulabilir.

    narval'lar deniz memeleri arasında en derine dalan hayvanlardan biridir. gerektiğinde günde yaklaşık 15 kez 1500 metreye kadar dalıp, 25 dakika suyun altında kalabilirler.

    nesli tehdit altında olan narval'ların en büyük düşmanı, boynuz avcıları, kaçak balıkçılar ve küresel ısınmadır. kanada'da geçtiğimiz aylarda resmi bir şekilde belirlenen korunaklı bölge tuvaijuittuq sayesinde sayılarının bir nebze olsun korunması bekleniyor.

    girdiyi gereksiz bir bilgiyle sonlandıralım. yetişkin bir narval günde 30 kilo yer. bu da yaklaşık 264 hamburger kadardır. *

  • boğa köpek balığı

    bilimsel adı carcharhinus leucas olan boğa köpek balığı insanlar için en tehlikeli köpek balığıdır. evet, yanlış okumadınız, büyük beyaz köpek balığından bile daha tehlikelidir. bunun birkaç nedeni var.

    öncelikle, boğa köpek balığı, büyük beyazdan yapı olarak daha küçük olsa da, çene gücü ve ısırığı büyük beyazdan daha fazladır. boğa köpek balıklarının hipopotam veya timsah bile öldürdükleri görülmüş.

    ikincisi, büyük beyazın aksine tatlı sulara girebilirler. boğa köpek balıkları karaciğerlerinin vücutlarındaki tuz oranını ayarlayabilmesi sayesinde hem tuzlu, hem de tatlı suda yaşayabilirler. üstelik, "şu nehirden geçiyordum, biraz burada takılıp soluklanayım, yoluma devam ederim" şeklinde değil. aylar hatta yıllarca tatlı suda kalabilirler. bunun en bilindik örneği, avustralya'daki bir selden sonra bir golf sahasının gölünde mahsur kalan 6 köpek balığı. gölü öylesine benimsemişler ki, azalarak yok olmak yerine serpilip çoğalmışlar gölde *

    haberi burada

    biraz teknik bilgi de verelim boğa köpek balıkları hakkında... köpek balıkları arasında en sıradan tipe sahiptirler. kaplan köpek balığı veya çekiç kafalı veya limon gibi diğerlerinden ayrıştıracak belirgin bir özellikleri yoktur ama diğer köpek balıklarıyla karşılaştırdığınızda daha tıknaz olduklarını görürsünüz. dişileri erkeklerinden daha iri olup, uzunlukları ortalama 3 metreyi, ağırlıkları da 140 kiloyu bulur. daha sıcak okyanusların kıyılarında ve daha önce dediğim gibi nehirlerde ve göllerde yaşarlar. doğal yaşamda insanlar dışında onlara tehdit edecek başka bir canlı yoktur. iucn red list'e göre, neredeyse tehdit altında olarak sınıflandırılmışlardır.

  • ispermeçet

    ingilizcesi sperm whale olan balina türü. bilimsel adı physeter macrocephalus olan ispermeçet balinası, dişli balinaların ve dişli yırtıcıların en büyüğüdür. ayrıca cuvier gagalı balinasının ardından, en derine dalabilen ikinci en büyük balinadır. 1000 metreye kadar dalıp, suyun altında 90 dakikaya kadar kalabilirler. tüm denizlerde görülebilir ve akdeniz'de en yaygın görülen balinadır.

    bir boy bir portre
    boy karşılaştırması

    ispermeçetlerin genel görümü bir dikdörtgeni andırır. erkeklerinin boyu 20 metre, ağırlığı da 70 tonu bulurken, dişiler 13 metre ve 20 ton ağırlığındadır. ayrıca canlılar arasında en büyük beyne sahiptirler.

    60-70 yıllık ömürleri olan ispermeçetlerin dişileri, 15 ay süren gebeliğin ardından, 4 ila 10 yılda bir doğum yapar ve yavrularına en az 10 yıl bakar.
    erişkin bir ispermeçet balinasının doğada düşmanı yoktur ancak yavruları ve zayıf düşmüş erişkinleri katil balina sürüleri öldürebilir. bu yüzden dişiler yavrularla birlikte 10-30 bireylik gruplarda tropik ve subtropik sularda yaşarken, erkekleri çiftleşme dönemi dışında genelde yalnızdır ve yazın soğuk denizlere göç eder. en sevdikleri besin mürekkepbalığıdır. dişileri günde 700-800 tane yerken, erkekler 400-500 civarı yerler.

    ispermeçet balinası ismini, baş bölgesinde bulunan ve mum yapımında kullanılan beyaz yağla dolu "spermaceti" adı verilen organından alır. uzmanlar günümüzde bile bu organın tam görevini belirleyememiştir. çoğunluk, dalma ve yüzme için kullanıldığını düşünürken bir grup da çiftleşme döneminde kafa tokuşturmaya karşılık koruyucu tampon görevini gördüğünü düşünüyor. bu teori herman melville'in ünlü romanı moby dick'te de dile getirilmiş.

    eti ve yağını mum yapımında kullanmak için uzun yıllar geniş çapta avlandıktan sonra 1979 yılında avlanması yasaklandı ve nesli tükenmenin eşiğinden döndü. ancak sayıları hâlen çok az olduğu için iucn kırmızı listesine göre tehlikede ve hassas (vu) olarak sınıflandırılmıştır.

    neslini koruma çabalarına, denizlerde artan plastik kirliliği de çok büyük bir balta vurmuştur. geçtiğimiz ay italya sardunya'da karaya vuran hamile bir ispermeçet balinasının karnından 22 kilo plastik çıkmış. midesinin üçte ikisini dolduran plastik atıkların bağırsaklarını da tıkadığı, bu yüzden de beslenemeyerek öldüğü tespit edilmiş. uzmanlar mürekkepbalığını çok seven ispermeçetlerin suda yüzen plastik torbaları mürekkepbalığı sanıp, yediklerini düşünüyorlar. yuttukları plastik de sindirilemediği için midelerinde birikiyor. insanoğlunun hayvanları avlaya avlaya bitirdiği yetmiyormuş gibi, kalanları için de dünyayı yaşanamaz hale getirmesi çok üzücü açıkçası.

    haberi burada

  • livyatan balinası

    bilimsel adı livyatan melvillei olan ve megalodon'la aynı dönemde yaşamış, tarihin en büyük balinalarından biri. günümüz ispermeçet balinalarının atası.

    kendisi böyle bir şey...

    2008'de peru'da fosili bulunan bu dev deniz canlısına ilk etapta eski ahit'te de bahsi geçen korkunç deniz canavarı leviathan adı verilmiş. ancak bu ismin daha önce mastodon ailesinden bir hayvana verildiği öğrenilince, ibranice leviathan anlamına gelen livyatan'da karar kılınmış. ve melvillei de tahmin edilebileceği gibi, moby dick'in yazarı herman melville'den geliyor.

    dev livyatan'ın ağırlığı 50 ton ve boyu 20 metreye kadar çıkarken, dişlerinin teki 30 santimi bulabiliyordu ve günümüz balinalarında artık bulunmayan bu dev dişleri sayesinde, diğer balinalarını yiyebiliyordu. hatta yapılan araştırmalar, günümüzün katil balinaları gibi grup halinde koordineli olarak avlandıklarını gösteriyor. ayrıca yunuslar ve bazı başka modern balinalar gibi ekolokasyon, yani sesle yön bulma becerisine sahip olduğu için avlanmada daha da etkili bir canlıydı.

    livyatan'da ayrıca günümüz ispermeçet balinalarına ismini vermiş "spermaceti" yani ispermeçet organı bulunuyordu. balinalar, baş bölgesinde bulunan ve mum yapımında kullanılan yağla dolu bu organı ekolokasyonda ve derinlere dalmak için kullanıyordu.

    daha önce de bahsettiğim gibi megalodon'la aynı dönemde ve aynı sularda yaşamış olan ve aynı besin için rekabet eden livyatan'ın, megladon'la sık sık kafa kafaya geldiği tahmin ediliyor. ikilinin karşılaşmasında kimin kazanacağına dair tahmini videolar mevcut.

    buyurun biri

    --spoiler--

    livyatan kazanır diyorlar. megalodon ancak livyatan'ın yüzgeçlerini koparırsa bir şanslı olabilir. ama livyatan'ın tek ısırıkta megalodon'un sırtını ısırıp kopartma şansı yüksek. ham yapar valla... *
    --spoiler--

  • megalodon

    bilimsel adı carcharocles megalodon olan, soyu 3.6 milyon yıl önce tükenmiş, tarihin en büyük köpek balığı. 18 metreyi bulan boyu ve 50 tonu bulan ağırlığıyla, yaşadığı miyosen döneminin en heybetli, güçlü et obur avcılarından biriydi. bir diğeri de 17 metrelik boyuyla livyatan balinası.

    denizin bu dev canlısı, balina, fok, yunus, diğer büyük balık ve deniz kaplumbağalarıyla besleniyordu. ancak tüm köpek balıkları kıkırdaklı hayvanlar olup, kemikten bir iskeletleri olmadığı için, geriye sadece dişleri kalmıştır ve bu dişler üzerinden tahminler yürütülmektedir. görselde bir büyük beyaz dişinin yanında megalodon dişini görebilirsiniz. büyüklüğü buradan bir nebze anlaşılabilir.

    dişleri incelendiğinde, bugüne kadar yaşamış tüm hayvanlardan daha güçlü bir ısırığa sahip olduğu görülen megalodon'un hayatta kalmak için günde bir tondan fazla yemesi gerektiğine inanılıyor. bu yüzden de büyük beyaz köpek balıklarının atası olmasına rağmen, yapılan araştırmalar, megalodon'un soyunun tükenmesinde büyük beyazların rol oynamış olabileceğini gösteriyor. büyük beyazların evrilerek ortaya çıktığı ve megalodon'un avlarına ortak olmuş olabileceklerine inanılıyor.

    haberi burada

    megalodonlar geçtiğimiz yıllarda `the meg `filmiyle tekrar gündeme gelmiş, biraz da discovery channel'ın köpürtmesiyle, "acaba denizin bilmediğimiz derinliklerinde bir megalodon yaşıyor olabilir mi "senaryoları ortaya atılmıştı. ancak bilimciler, bunun kesinlikle mümkün olmadığını defalarca dile getirdiler. megalodon'un daha ılıman suları sevdiği, bu yüzden de soğuk olan deniz derinliklerinde hayatta kalamayacağını öne sürüyorlar. ayrıca bir megalodon'un günde bir tondan fazla yemesi gerektiğini hatırlatıp, bu kadar çok yiyen bir canlının günümüzde, denizlerdeki ekosistemi altüst edeceğini ve bunun da fark edileceğini söylüyorlar.

  • büyük beyaz köpek balığı

    latince adı carcharodon carcharias olan, boyu 6 metreye ağırlığı 1.7 tona kadar ulaşabilen, denizlerin en büyük avcı balığı. atalarının 3.6 milyon yıl önce soyu tükenen megalodon olduğuna inanılıyor.

    denizin taşlı dibinde kamufle olabilmesi için gövdesinin üst yarısı gridir ve ismini de alt yarısındaki beyazlıktan alır.
    suyun içinde 25 kilometre hızla yüzebilir ve üç kilometre uzaktan bir damla kanın kokusunu alabilirler. çoğu diğer köpek balığının aksine sıcakkanlıdır ve yavrularını doğururlar. ama diğer sıcakkanlı hayvanların aksine, yavrularıyla bir bağ oluşturmazlar.

    büyükbeyaz köpek balıkları tam bir avlanma makinesidir. lorenzini ampülü denilen ve çok sayıda kanalcıktan oluşan duyu organı sayesinde avlarının elektromanyetik alanını algılarlar ve harekete geçerler. çenelerinde 48'e yakın diş bulunur ama dişler sadece bununla sınırlı değildir. çenelerinde ayrıca yatay olarak 3-4 sıra diş daha bulunur. avlarını ısırdıklarında kaçmalarını zorlaştırmak ve kırılan dişlerine yerine geçmeleri için.

    köpek balıkları kafalarının iki tarafında olan gözleriyle neredeyse 360 derecelik bir görüş alanına sahip olurlar. retinalarında bulunan tapetum lucidum sayesinde kediler gibi loş ışıkta karanlıkta rahatça görürler ve ışık vurduğunda gözleri de parlar. büyük beyazların, avlarına saldırdıkları sırada, göz küreleri arkaya doğru yuvarlanır ve böylece saldırı sırasında hasar almaktan korunur.

    dünyanın en eski canlılarından biri olan büyük beyaz köpek balıkları zamanla kendi dna'larını onarabiliyorlar. bu sayede birçok hayvanın aksine, hastalıklara ve kansere karşı çok dirençli olup, uzun ömürlü olabiliyorlar. bilimciler bu köpek balıklarının genomunu ve dnalarını inceleyerek, insanoğlu için de bir takım çareler geliştirmeyi umuyorlar.

    son yıllarda ise, güney afrika'nın false körfezindeki seal adasında, büyük beyaz köpek balıklarının sayısının büyük ölçüde azalması ekostistemde büyük değişikliğe yeni bir yırtıcı köpek balığı türünün baskın çıkmasına yol açtı. sevengill, yani 7 solungaçlı köpek balıkları bölgede hakimiyet kurmuş durumda. ancak bu değişikliğin sonuçlarının bölgeyi nasıl etkileyeceği henüz bilinmiyor.

  • katil balina

    latince ismi orcinus orca olan deniz memelisi. aslında verilen isminin aksine, balina değil, yunus ailesinin en büyük üyesidir çünkü orka olarak da bilinen bu canlıların dişleri vardır.



    insanoğlu ürkütücü" siyah beyaz" görünümden dolayı bu hayvanlara katil lakabını takmıştır. (kendileri hiç değilmiş gibi) ama aslında son birkaç yüzyıl içinde, orkaların insanlara saldırma vakalarının toplamı bir düzineyi bile bulmaz. buna rağmen denizlerin apex predator'u olarak bilinirler. yani besin zincirinin tepesini büyük beyaz köpek balığıyla paylaşırlar. hatta son 5 yılda, orkaların büyük beyaz köpek balıklarını karaciğerleri için tuzağa düşürerek, öldürdükleri vakalar hızla artmıştır.

    geçen yıldan bir haber

    son dönemde ise, bilimciler d tipi dedikleri yeni bir orka türünü keşfettiler. güney amerika'nın en ucunda, dünyanın en kötü havasına sahip bir bölgede, denizin derinliklerinde keşfedilen d tipi orkalar amatör fotoğraflardan ve balıkçıların tariflerinden biliniyordu ama bugüne kadar doğal ortamlarında hiç görüntülenememişlerdi. diğer bilinen orkaların aksine daha yuvarlak bir kafaya, daha sivri bir sırt yüzgecine ve gözlerinin etrafında çok daha küçük beyazlığa sahipler. ayrıca normal orkalardan biraz daha kısa oldukları gözlemlenmiş. yapılacak dna incelemeleri sonucu başka bir tür olarak sınflandırıp, sınıflandırılmayacaklarına karar verilecek.

  • balina aydın

    türkiye'nin en iyi tanıdığı beyaz balina. aydın, 25 ocak 1992'de gerze sinop'ta ortaya çıkmış ve kısa bir sürede sadece türkiye'de değil, tüm dünyada tanınır hâle gelmişti.

    işte burada

    aydın, gerze limanı yakınlarında balıkçılara yanaşmış, yiyecek istemiş ve gerze'den ayrılmayarak, kısa bir sürede yerli halkın sevgilisi haline gelmişti. o zamanlar aydın'ın rusya'daki bir akvaryumdan fırtına vurduğunda kaçtığı söylense de, kanadalı deniz memelisi uzmanı pierre beland'a göre, hükümetten bazı yetkililerin onu arayıp, bir beluga'nın karadeniz'de yaşamasının normal olup olmadığını sormuştu. bunun üzerine türkiye'ye gelen beland, beluga'nın dişlerinin iyice tıraşlandığını ve getir götür numaralarını çok iyi bildiğini görmüştü. bu tür özellikler donanma tarafından eğitilen başka balinalar ve yunuslarda da görülüyordu.

    daha sonra "aydın'ı ne yapalım" tartışmaları başlamıştı. bir kısım uzman, bering denizine götürme fikrini savunurken, başka bir grup da hayvanın fazlasıyla insan canlısı olduğunu ve doğada kendi başına hayatta kalamayacağını, hatta avcılar tarafından kolayca vurulabileceğini savunmuştu. en sonunda aydın'ın olduğu yerde bırakılmasında hemfikir olunmuştu. ancak dönemin hükümeti bu tavsiyeye uymayarak rus hükümetine aydın'ı tekrar yakalama ültimatomu vermişti. gerze halkı ve hatta greenpeace bile bu kararı şiddetli bir şekilde protesto etse de, nisan ayının başında ukrayna bayraklı bir araştırma gemisi aydın'ı bulmuş ve 45 dakika süren bir mücadelenin ardından, alıp götürmüştü.
    aydın'ın geri götürülmesini protesto eden halka, aydın'ın marsa adlı eşiyle daha mutlu olacağı söylenmiş ancak öyle bir balinanın olmadığı daha sonra ortaya çıkmıştı.

    bir ay sonra associated press, aydın'ın olduğu yeri bulmuştu. ukrayna'da bir akvaryumda, donanmadan başka bir beluga'yla birlikte gösteriler yapıyordu. ancak sovyetler birliğinin dağılması üzerine ekonomi çok sıkıntılıydı ve akvaryum büyük zarardaydı. aydın'ı türkiye'de incelemeye gelen uzmanlardan emilio nessi aydın'ın serbest bırakılması için akvaryumla pazarlığa girişti. akvaryum, aydın için 60 bin dolar istemişti çünkü japonya'da belugaların gittiği fiyat buydu o yıllarda. pazarlıklar devam ederken kasım ayında bir fırtına daha vurmuş ve aydın bir kez daha kaçmıştı. akvaryum bu sefer aydın'la ilgili bilgi verebilecekler için 3,500 dolar ödül vaat etmişti. şubat 1993'te aydın bir kez daha gerze'ye döndü. çevre bakanlığı bu sefer, aydın'ın türk suları içinde yakalanmasını yasakladı. aydın 17 temmuz'a kadar günlerini onu besleyen turistler ve dalgıçlarla sinop'ta geçirdi ve en son bir festival sırasında görüldü. 1994 yılında bulgaristan kıyılarında bir beluga görülse de, aydın olup olmadığı asla tespit edilemedi.

    haberi burada

  • beyaz balina

    dünyada beluga olarak bilinen beyaz balina, katil balina gibi aslında yunus ailesindendir. beluga adı rusçada beyaz anlamına gelen belukha kelimesinden türemiştir. bilimsel adı delphinapterus leucas'tır. beyaz (leucas), yüzgeçsiz (-apterus) yunus (delphin-)" anlamına gelir. çıkardığı yüksek ve tiz sesli ıslıklar ve gıcırtılar yüzünden ingilizcede de sea canary, yani deniz kanaryası da denir. beluga da maalesef nesli tükenmekte olan canlılardan biridir.



    boyları 5 metreye uzadığı ve ağırlıkları da 1.5 tonu bulabildiği için çoğu yunustan büyüktür. bir sırt yüzgeci yerine, aynı bölgede bir çıkıntısı vardır. bunun da buz altında yaşamın daha kolay olması için bir evrimsel gelişme olduğu söylenir. alın bombesi de diğer yunuslar ve balinaların aksine daha çıkık, yuvarlak ve yumuşaktır. belugaların omurları da diğer balinaların aksine birbirine kaynamamıştır. dolayasıyla kısmen de olsa başını yanlara ve yukarı aşağı oynatabilirler.

    beluga aslında türkiye'de de çok iyi bilinen bir canlıdır. 1992 yılının ocak ayında sinop gerze'de balıkçılar tarafından bir beyaz balina görülmüş ve beslenerek gerze limanına getirilmiştir. yerel halkın beyaz balina aydın adını taktığı beluga'nın sivastopol ukrayna'daki bir araştırma enstitüsünden kaçtığı anlaşılmıştır.

    ayrıca bir süre önce rus donanması tarafından eğitildiği düşünülen bir beyaz balina, norveç'te ortaya çıktı. tasmasının üstünde "st. petersburg ekipmanı" yazıyordu. norveç deniz araştırmaları enstitüsünden deniz memeleri uzmanı martin biuw, rusların soğuk savaş döneminden beri belugaları eski mayın ve füzeleri bulmak için ve eğittiğini ve kullandığını bildiklerini dile getirdi. şimdilik norveç'in konuk ettiği beluga için isim yarışmaları da başlatılmış. en popüler isimler arasında snow white, ajan james beluga ve white russian varmış.

    haberi burada

    ve son bir not: aslında herman melville'in ünlü romanı moby dick'in balinası, beyaz balina ya da namıdiğer beluga değil, beyaz renkli bir ispermeçet balinasıdır.

  • kangal



    dünyanın en iyi çoban köpeklerinden biridir kangallar. öyle ki, afrika kıtasında, özellikle namibya ve güney afrika'da soyları hızla tükenen çitaları korumak için yetiştiriliyorlar. çitaların sayılarının hızla azalmasının nedeni, av havuzunu aslan ve sırtlan sürüleriyle paylaşmak zorunda kalmaları ve giderek daralan doğal ortamlarında, çiftliklerdeki büyükbaş ve küçükbaş hayvanlara musallat olmaları.

    hayvanlarını çitalara kaptıran çiftlik sahipleri de, çareyi çitaları gördükleri yerde vurup öldürmeye ve çevreye kapanlar kurmaya başlamışlar. 1980-1990 arası 10 binden fazla çitanın böyle öldüğü tahmin ediliyor. bunun üzerine 1995'te namibya'da çiftçilerin sürülerin korumak için köpekler kullanılmaya başlanmış. 2005'te yapılan tüm çalışmalar ve araştırmalar sonucu "de wildt çita koruma vakfı" kurulmuş ve bu iş için en iyi hayvanların kangallar olduğu belirlenmiş. vakıf namibya ve güney afrika'nın dört bir yanındaki çiftliklere eğitimli kangallar veriyor veya yavru olarak verip, eğitimini çiftlikte gerçekleştiriyor. düzenli olarak bakımlarını, aşılarını yapıyor. koruma programının başlamasından bu yana, çitalara hayvan kaptırma oranında %95 azalma görülmüş. dolayısıyla da çiftçilerin elinde ölen çitaların sayısında da büyük oranda azalma olmuş.

    daha fazla bilgi için buraya buyurun

  • yurt dışı milletvekilliği

    amacım @ugur ismail'in girdisi üzerine kendi girdime bir ekleme yapmaktı. ancak lafı biraz uzattım ve düzenlemenin görülmeyeceğini düşündüm. bu yüzden ayrıca bir girdi yazmak istedim.
    başlıktaki ilk girdiyi yazarken amacım, yurt dışında yaşayanların temsil hakkı olmamalı demek değildi. tabii ki olmalı ve var zaten. yurt dışındaki vatandaşları dışişleri bakanlığı temsil eder. onların sorunlarıyla bakanlık ilgilenir. sorunlar bakanlar kuruluna getirilir, orada çözülür. vatandaşlıktan çıkartılmaları da bakanlar kurulu veya cumhurbaşkanı kararlarıyla olur. tbmm muhattabı değildir. çünkü bakanlar kurulu da milletvekilini muhattap almaz yapısı itibarıyla. meclis bakanlara soru sorar ama cevabı beğenmezse yaptırımı yoktur.

    bu temsilciler, gurbetçilerin yaşadıkları ülkelerle ilgili çok kapsamlı bilgi sahibi olmalılar. bu yüzden de dışişleri mensuplarıdır bunu yapan. bu eski parlamenter sistemde de böyleydi, şimdiki ucubik sistemde de öyle. ama son 20 yılda devletin tüm kurumlarını, işleyişini, protokollerini öyle bir hiçe saydılar, öyle bir değiştirdiler ki, hiçbir şey işlemesi gerektiği gibi işlemiyor.
    liyakatlı, eğitimli ve tecrübeli diplomatları monşer diye aşağılayıp, türkçeden başka dil bilmeyen, uluslararası ilişkilerle ilgili tek bir şey okumamış, tek istediği kapağı yurtdışına atıp, para kazanmak, gezip tozmasını, yemesini içmesini devletin hesabına yazdırmak olan insanları alıp, büyükelçi yaparsan, dış politikan masaya yumruk vurup, dayılanmak olursa senin diasporan da yaban ellerde yalnız kalır. sesini duyuramaz. 3 tane milletvekili seçip alın bunlar da sizi temsil edecek dersen hele hiç olmaz. sadece 3 tane milletvekiline devletin kasasından hayatını yaşatmış olursunuz ve bu devletin yeterince sömürüldüğünü düşünüyorum. sadece şu son 20 yılda değil, çok uzun zamandır öyle ama o başka bir girdinin konusu

    sonuç olarak fikir doğru, uygulama yanlış çünkü niyet yanlış. babacan'ın niyetinin yurt dışında yaşayan muhafazakar seçmenlerin oyunu akp'den tırtıklayıp, deva'ya milletvekili kazandırmak olduğundan eminim ama kanıtlayamam.

  • yurt dışı milletvekilliği

    deva partisi genel başkanı ali babacan'ın dahiyane (!) fikri. yurt dışında yaşayan vatandaşların sıkıntılarıyla ihtiyaçlarıyla ilgilenecek milletvekilleri olacakmış o plana göre.

    böylece yurt dışında yaşayan vatandaşlar oy verdiklerinde, oyları ülke geneline değil, sadece kendi milletvekillerine gidecekmiş. miş muş.

    euro'yla dolarla para kazanıp, sonra gelip o paraları türkiye'de ezip, yeğenim, türkiye cennet, avrupa'da yaşam çok kötü, sürünüyoruz diyen dayılara ayrı milletvekili tahsis edeceğiz, öyle mi?

    yahu, daha burada meclisin içini zar zor görmüş, seçim bölgesine gitmemiş milletvekillerini beslemekten bıktık ömür boyu. bi de bunların yurt dışı versiyonlarıyla mı uğraşacağız?

    kaldı ki, yurt dışında yaşayan vatandaşlarla dışişleri bakanlığı, dolayısıyla büyükelçiler ve konsoloslar ilgilenmiyor mu? bi zahmet işlerini düzgün yapsınlar.

    kaynağa buyurun

  • ad nauseam nedir?

  • istanbul finans merkezi

    yaşadığımız deprem felaketlerine, istanbul'un ne kadar büyük bir risk altında olduğunun her türlü uzman tarafından defalarca dile getirilmesine rağmen, şehre bir de bu projeyle daha da fazla insan yığmanın mantığını anlayamıyorum. tabii işin içinde rant ve para olunca mantık aramamak lazım, unutuyorum. alışamadım hala.
    düpedüz, biz para kazanalım da, siz gerekirse ölün diyorlar. kanlı para bu. gece nasıl uyuyorsunuz yahu?

« / 4 »