entry'ler (236) - sayfa 16

başlık listesine taşı
  • yılmaz gruda kimdir?

    meşhur tiyatro ve sinema aktörü yılmaz gruda'yı kayıp şairler antolojisi nin içine almamın sebebi yakın zamanda gece kitaplığı'ndan çıkan yılmaz gruda'nın şiir yolculuğu kitabına kadar neredeyse kimsenin gruda'nın şairliğini görmemesi.

    eski bir antolojide rastladığım ve internette hiçbir yerde bulamadığım bir şiirini paylaşıyorum:

    pekoss -bill mehmet

    devasa çığlıkların nabzı atıyor bu sokakta
    bu sokakta düşlerimdeki dünyanın yıkılmışlığı
    haykıra-haykıra hep yek geliyor attığım bütün zarlar
    hep yek: kahrolası kıvancı dışımdaki kaderlerin
    son defa yudumluyorum adanmış pınarları
    aramıza bırakılmış bir çocuğun hüznü
    aramıza karanlıklar yığılıyor
    ben en güzel - en saf sesi
    demet demet ışık
    tertemiz ellerin sıcaklığını özlüyorum

    bir açabilsem duvarlarınızdaki pencerelerimi
    pencerelerimden bir haykırabilsem
    bağırabilsem: kanımdaki yangınlarınızı
    bağırabilsem nasıl düştü bileklerime sızılar
    neden söktün büyüyen çocukların gözlerini
    yollarımız neden ayrıldı?

    oysa hep aynı elma ağaçlarını taşlamıştık
    aynı isyanın açtığı yerden girmişti yüreğimize ilk sevda
    dudaklarımızda hep aynı mısra gülmüştü
    şimdi ötelerimde yaşıyorsunuz

    ben kendi yoluma pusu kuruyorum
    bir yumrukla dağıtıyorum değerlerini beynimin
    sabıkamı çiviliyorum alnımın tam ortasına
    yüreğimi bir çift kağıda sarıp limon çiçekleriyle donatıyorum dünyamı
    gün görmemiş küfürler - feriştah bir nara savuruyorum yaşadıklarıma

    sonra hanifem geliyor yaşamanızdan
    gözpınarlarımda kirinden arınıyor
    birtek yeşil zeytin - bir tutam tuzu paylaşıyoruz
    üçümüz oturup zar atıyoruz mavilere
    - üçümüz: hanifem gölgesi ve ben
    benim gölgem uzanmıyor artık toprağa
    ben yaşamıyorum
    haykıra haykıra hep yek geliyor attığım zarlar
    damarlarım çatlıyor ellerimde
    acılı bir huzuru emiyorum dimpdiri memelerimden hanifemin
    hanifem sessizce ağlıyor: geleceklerden gelmiyeceklerden yana

    pekoss bill'im diyor: pekoss-bill mehmedim benim
    kıhrım biraz uyuşuyor sesinde
    sesinde en güzel baharın kımıldanışı
    sesinde demet demet ışık
    ve uzak sıcakları tertemiz ellerin
    ellerimden bir yağmur boşanıyor çorak toprağıma

    sonra şafağın grileri koparıyor hanifemi
    -sonra bu kılıç ali hamamı benim mehmetsizliğim yitirilmiş kapılar
    yaşamamız düşüyor aklıma sonra
    kendimi bir kere da asıyorum bomboş sokakların darağaçlarına

    ---
    şiirde bütünlüğün yalpalayışı aşikar, yine de 20'lerinin başlarında yazdığı bu tür şiirlerin hislerini dikkatle izleyen ve dile hâkim birinin satırları olduğu belli.

    yılmaz gruda bugün 92 yaşındadır, sağlıklı nice yıllar dilerim kendisine.

  • nihat fadıllıoğlu kimdir?

    hakkında internette hiç bilgi bulamadım. tuncay ılgaz'ın genç şairler antolojisi'nde (1955) hakkında şöyle bir not var:

    "1931 yılında elazığ'da doğmuştur. liseyi diyarbakır'da bitirdi. şimdi istanbul hukuk fakültesindedir. çeşitli dergilerde şiir ve karikatürleri yayınlanmıştır."

    acemice, ama yine de anlamca zengin bir şiiri paylaşılmış: ölümü hatırlamam

    denizin güneşle birleştiği saatler
    kaskatı bir bulut karşısında,
    kadın resimleri çizerken toprağa,
    ölümü hatırlamam...

    bir çift kalp resmi çizilmiş ağaçta
    damar damar soluyan
    taptaze bir bahar yaşadığını duyarsam
    ölümü hatırlamam.

    parça parça yağan yağmurda
    insan sevgisiyle yoğrulmuş,
    masmavi bir göz izi görürsem,
    ölümü hatırlamam.

  • benim adım aşk

    ben'li şiirlerden bir tanesi daha:

    bende sığar iki cihân ben bu cihâna sığmazam
    cevher-i lâmekân benim kevn ü mekâna sığmazam

    kevn ü mekândır âyetim zâta gider bidâyetim
    sen bu nişân ile beni bil ki nişâne sığmazam

    kimse gümân ü zann ile olmadı hakk ile biliş
    hakkı bilen bilir ki ben zann ü gümâna sığmazam

    sûrete bak vü ma'nîyi sûret içinde tanı kim
    cism ile cân benim velî cism ile câna sığmazam

    hem sadefim hem inciyim haşr ü sırât
    bunca kumâş ü raht ile ben bu dükâna sığmazam

    genc-i nihân benim ben uş ayn-ı ayân benim ben uş
    gevher-i kân benim ben uş bahr ile kâna sığmazam

    arş ile ferş ü kâf ü nûn bende bulundu cümle çün
    kes sözünü uzatma kim şerh u beyâna sığmazam

    gerçi muhît-i a'zâmım adım âdem durur âdemim
    dâr ile kün fekân benim ben mu mekâna sığmazam

    cân ile hem cihân benim dehr ile hem zamân benim
    gör bu latifeyi ki ben dehr ü zamâna sığmazam

    encüm ile felek benim vahy ile melek benim
    çek dilini vü epsem ol ben bu lisâna sığmazam

    zerre benim güneş benim çâr ile penc ü şeş benim
    sûreti gör beyân ile çünkü beyâna sığmazam

    zât ileyim sıfât ile kadr ileyim berât ile
    gül-şekerim nebât ile piste-dehâna sığmazam

    şehd ile hem şeker hem şems benim kamer benim
    rûh-ı revân bağışlarım rûh-ı revâna sığmazam

    tîr benim kemân benim pîr benim civân benim
    devlet-i câvidan benim îne vü âna sığmazam

    yer ü gökü düzen benim geri dönüp bozan benim
    cümle yazı yazan benim ben bu dîvâna sığmazam

    nâra yanan şecer benim çarha çıkar hacer benim
    gör bu odun zebânesin ben bu zebâne sığmazam

    gerçi bugün nesîmîyim hâşîmîyim kureyşîyim
    bundan uludur âyetim âyet ü şâna sığmazam
    ---

    https://www.youtube.com/...o&ab_channel=KalanM%C3%BCzik

  • rabia bayraktar kimdir?

    1955 yılında 25 yaşında vefat eden, ankaralı şair. dinar'da çıkan 'şairler yaprağı' dergisinin (o zamanlar yerel şiir dergileri çıkıyormuş, ilginç değil mi?) aralık 1954 sayısında kendi yazdığı kısa biyografisi var.

    "25 yıl önce ankara'da doğdum. ankara atatürk kız ilkokulu'ndan mezunum. başka okumadım, kendimi yetiştirmeye çalıştım. şiir ve hikaye yazmaya küçükken başladım. ankara , izmir, aydın gazetelerinde hikayelerim ve bazı dergilerde şiirlerim çıktı. bir de roman hazırlığım var. izmir sabah postası gazetesi tefrika edecek. sanata olan aşkım, kocam ve çocuklarımdan üstündür. 15 yaşımda evlendim. üç çocuk annesiyim. iki arzum var: çocuklarımı iyi yetiştirmek ve tanınmış bir sanatçı olmak. bunun için çalışıyorum."

    yine aynı dergide yayımlanan bir şiiri var: denizde şarkı

    ben hep böyleyim işte köpüklü dalgalar
    şiir yazmak için gelip size bakarım
    güzelliğinizden iyiliğinizden söz ederim
    rüyalarıma da girersiniz benim

    ama bana hiçbir parçanız bir gün
    güzel kız merhaba bile demediniz
    günler günü sahilinizde duran bu kızın
    hatırını bir defa olsun sormadınız

    sizin aklınız mı var sanki
    köpük köpük kendinizi taşlara vuruyorsunuz
    insan kardeşlerim sizi sevdikçe
    siz neden öyle kuduruyorsunuz

    bakın ben niçin geldim bana baksanız ya
    ben balıkçı değilim balıklarınızı çalmam
    ben gemici değilim sizi çiğneyip geçmem
    ben yüzücü değilim kollarımla sizi dövmem
    ben fırtına değilim sizi sallayıp üzmem
    ben iyi kalpli şair bir kızım
    yirmi beş yıldır sizin dostunuzum.

    ---

    fakat eylül 1954'te, yukarıdaki şiiri yazdıktan 4 gün sonra kendini izmir'de denize atarak intihar eder. kardeşinin derlediği söylenen 'mavi çocuk' isimli bir kitap var, siparişini verdim, onun olup olmadığı ihtilaflı olduğundan henüz kaynak paylaşmıyorum. gelince girdiyi düzenleyeceğim.


    kaynak:
    güngör gençay. genç şairler antolojisi, ege matbaası, 1955, sayfa 32.
    http://www.dergi.havuz.de/...CMISLER2007/rabia-bayraktar.html

  • duende nedir?

    ispanyol şair federico garcia lorca'nın tanımlamak için bir sürü satıra ihtiyaç duyduğu sanatla yeknesaklık ânı. böylesine yetkin bir şairin bile anlatmak için onca örneğe ve kelimeye ihtiyaç duyması tanım yapmak isterken tereddütleri kucağına bırakıyor insanın. ölümsüzlüğe giden yol diye sanatı seçenlerin karşısında, ölümlülüğü ile kucaklaşmış sanatçıların ilhâmı.

    kendi tanımından bir pasajı çevirerek anlatmaya çalışalım:

    "gizli ve ürpertici, baldıran zehri içerken sokrates'e ilişen, mermerden ve tuzdan mamül o şen şakrak cin"in ceddinden duende.

    "descartes'ın, çizgiler ve çemberlerden bıkarak kanallardan, sarhoş denizcilerin şarkılarını dinlemeye kaçan melankolik şeytanından" geliyor.

    lorca'nın tanımını okumak için:
    https://www.poetryintranslation.com/PITBR/Spanish/LorcaDuende.php

  • beste yapmak ne demektir?

    beste hakiki bir hissi başkasına anlatmak istiyorsa 'duende' lazım.

    lorca'nın deyişiyle: insanın kanını tozdan cam gibi tutuşturmalı, anladığımız bütün tatlı geometriyi reddetmeli. ne haritayla, ne disiplinle ulaşılmalı duende'ye.

    (bkz: duende nedir?)

  • ismet özel

    anneciğimin erbain isimli derlemesini hediye etmesiyle tanıdığım, tanıdıkça hayran olduğum muhteşem şair. politik görüşleri ne kadar abuksa, şiirleri de bir o kadar mâhirane.

    şiirlerini duygusal epikler olarak anlarım, bilmediği hisleri bulmaya gitmek cesaretini taşır. "cebinde sedef çakı" gibi taşır hem de...

    bullet for my valentine kurulmadan 30 sene önce, "sevgilime bir kefen" şiirinde üstünü 'karınca cesetleri ve titreyişler' ile örtmüştür.

    "çatlayan tohumun hengamesi"nin kaşifidir.
    ve umulur ki "yepyeni bir hata için" tekrar iner
    "akdeniz'e"

    keşke ilk girdisi benden olsaydı, imrendim.

  • yüksel kasapbaşı kimdir?

    1935 rodos doğumlu, gazeteci ve şair. hürriyet gazetesinde çalışan muzip bir muhabirdir. 1963 yılında 2 gazeteci arkadaşıyla bir arabada donarak ölmüştür. şiirleri sonradan başka bir gazeteci necati zincirkıran'ın çabalarıyla 'ömür boyunca' adıyla bastırılmıştır.

    güngör gençay'ın hazırladığı 'genç şairler antolojisi 2' kitabında (şair 20 yaşındayken): istanbul erkek lisesi mezunudur. 'usta başılık yapmaktadır' diye bir not düşülmüş.

    yaşamak başlıklı şiiri:

    yaşadık,
    emdiğimiz süt burnumuzdan geldi...
    ot yedi koca bir memleket ahalisi
    nice kadınların
    nice günahları sayılamadı
    bilmedi kardeş kardeşin acısını.
    geviş getiren öküzcesine düşünceli
    bir kaplumbağa kadar kendi kendinin
    muza hasret ölen insanlar yaşadı
    yaşadı
    yaşadık
    emdiğimiz süt burnumuzdan geldi...

  • ömer nida kimdir?

    1929 trabzon doğumlu sosyalist ve toplumcu-gerçekçi şair.

    1955 basımı güngör gençay'ın hazırladığı 'genç şairler antolojisi'nde karşımıza çıkıyor.
    şöyle bir not düşülmüş: "orta okuldan itibaren mektebi bırakmıştır. halen sümerbank bez fabrikasında çalışmaktadır ve şiirleri bir çok dergide yayınlanmıştır."

    'sanaturyum havası' şiiri paylaşılmış:

    kadıköy'den - erenköy'e
    garipçe gidilir...
    içli bakışların ardısıra
    bir hafif öksürük duyulur beyciğim;
    ve insan uzaklara kaç türlü bakar,
    uzaklar kaç türlü görünür insana
    bilir misin, bilir misin beyciğim?

    erenköy'de çam kokusu,
    yollarında, bir ömrün ürkekliği...

    ---

    inceleyelim...

    sade ve kısa bir şiir. tarzda orhan veli var, zira bu yıllarda neredeyse her genç şaire sinmiş durumda. kafiyeyi kaldırınca ahengi sağlamak üzere 'haiku' gibi tarzlardaki zarif formlardan ilham almışlar. 'haiku'daki son dize bilindiği üzere bizdeki şah beyite benziyor. bu yüzden çok da yabancısı değiller bu tür bir matematiğin.

    dizelerinin konusu, gündelik yaşamdan, özel olarak ölümlülükten alınmış. rüştü onur ve muzaffer tayyip uslu'da da gördüğümüz, habis bir hastalığa gönderme var 'hafif öksürük' anılırken.

    "insan uzaklara kaç türlü bakar": burada okura sonsuz hislerin sonsuz çeşidi olduğunu hatırlatıyor. nitekim işi de o, insana kendini hatırlatmak.

    "bir ömrün ürkekliği": bu da hayatı olan insanların hepsinin bazen sarıldığı, bazen itiştiği bir hissi.

    ruhu şâd olsun.

  • kayıp şairler antolojisi

    unutulmuş şairlerin şiirlerini paylaşarak güncelleyeceğim bir başlık.

    ekşide yazmaya tenezzül etmediğim bir planımı burada hayata geçireceğim. arada bir güncellerim.

    (bkz: ömer nida kimdir?)
    (bkz: yüksel kasapbaşı kimdir?)
    (bkz: rabia bayraktar kimdir?)
    (bkz: nihat fadıllıoğlu kimdir?)
    (bkz: yılmaz gruda kimdir?)
    (bkz: ibrahim minnetoğlu kimdir?)
    (bkz: orhan alkaya kimdir?)
    (bkz: yaşar güngör kimdir?)
    (bkz: güney dinç kimdir?)
    (bkz: ahmet köksal kimdir?)
    (bkz: zeki serman kimdir?)
    (bkz: cemal kıral kimdir?)

  • !güzel sözlük yapmışsınız

    şiir-miir yazmaya geldim sevdim sizi

« / 16