• 'gönüllü cahillik' de diyebiliriz.
    bana kelime kökü (ignore)dan dolayı "ignorance"ın tam karşılığı bu gibi gelmiştir hep ama aslında 'ignorance=uneducated' olarak da kullanılıyor.

    mutluluk mudur? galiba evet.

  • öncelikle (bkz: cehalet) (bkz: anlamak)

    cehalet girdisinde cehaletin üç anlamından bahsettim. toyluk olarak cehalet, bilgisizlik olarak cehalet ve post-modern cehalet. post-modern cehaleti biraz daha detaylı tanımlamak istiyorum.

    post-modern cehaleti "değişim kaygısıyla, değişim ihtiyacını doğuran bilgiyi anlamayı reddetme hali." olarak tanımladım. benim izlenimim bu cehalet tipinin bir çeşit politik güç yaratmak amacıyla suistimale son derece açık olduğu.

    (bkz: aptallığın norm olma süreci) burada anlattığım üzere sosyal medyanın daha hızlı ve daha sert tepkileri öne çıkarma özelliğinden dolayı kamusal alandaki tartışmalar bir meselenin ne olduğuna ve nasıl çözüleceğine dair akıl yoluyla bir diyalog değil, kimin kimi rezil edeceğine dair bir diyalog halinde yaşanıyor. sonuçta ortaya çıkan rezillik, liderlerimiz de en rezil olanlar.

    peki bu durum nasıl gerçekleşiyor? öncelikle bir kaç bilimsel hakikati belirtmemiz gerekiyor; (1) insanın rasyonel kararlar veren beyin bölgesi aşırı derecede enerji yakar (2) insanlar -özellikle üçüncü dünyada- akıllarıyla değil duygularıyla karar verir, bağlanırlar. (bkz: yankı odaları ve yanlış bilginin yayılması)

    bu iki hakikati bir de sosyal medya ile birleştirirsek toplumu post modern cehalete götürecek mekanizma kurulmuş oluyor. sosyal medya aracılığı ile insanlar ilk olarak tartışmanın en sert ve saldırgan tarafları ile karşılaşıyorlar. bu durumda rasyonel bir insanın yapması gereken sert ve saldırgan ifadeleri geride bırakarak tartışmanın özünü anlamaya çalışmaktır. ancak o kadar çok ayrıntı vardır, bir noktadan sonra kaynaklar o kadar aynılaşır - raqqa düşmek üzere,x raqqa'dan bildirdi, raqqa 100 yıl daha dayanabilir, y raqqa'dan bildirdi- ya da karmaşıklaşır ki maruz kaldığımız bilgi içinde bir bir doğrulama ya da yanlışlama yapmak pratik olarak olanaksızlaşır.

    bu durumda kimlerin ne dediğine odaklanmaya başlarız. bizlerden olanlar ve olmayanlar arasındaki fark belirli "bayrak" başlıklar üzerinden netleştirilir. 2slgbtqia+ hakkında ne düşünüyor, dinimiz ya da milletimiz hakkında ne düşünüyor vs. eğer kendim gibi düşünen insanların üzerinde mutabık kaldığı bir argüman görürsem benim o tartışmada artık tarafım bellidir. post-modern cehalet işte burada başlar. taraf belli olduktan sonra artık mesele bir tartışmanın doğrusunu yanlışını bulmak değil, benden olanın kazanması ve benden olmayanın kaybetmesi için elimden geleni yapmaktır.

    bir kere sahne bu şekilde kurulduktan sonra artık birinci öncelik safları sıkı tutmaktır. ancak safları sıkı tutmak için, geçerli ya da doğru olması önem arzetmeksizin, bir karşı argümana sahip olmak gerekir. bu karşı argüman da her zaman doğrusu "kolayca" ortaya çıkarılamayacak bir temel üzerinden yapılır. örneğin bilimin bize yalan söylemediğini ve zenginlerin oyuncağı olmadığını nereden biliyoruz? eğer bunu bilmiyorsak dünyanın yuvarlak olduğunu söyleyen bilim camiasına neden inanıyoruz?

    bu sorgulama kolayca yanıtlanamayacağı ve kimse oturup bununla uğraşmayacağı için argümanı zayıf olan tarafın lehine bir avantaj yaratır. makul tüm uzlaşı zemininin yok olduğu böyle bir durumda da artık tartışma "senin sözüne karşı benim sözüm" seviyesinde kalır. eğer argümanı güçlü taraf tek tek insanları ikna etmeye çalışırsa bile karşı tarafa ikna olması durumunda gerçek bir değişme yaşayacak ve o güne kadar tanıdığı insanlar tarafından hain ilan edilecek olma hali insanlara ağır gelir. bunun sonucu olarak da insanlar bilgiyi görürler ancak onu anlamayı reddederler. zira o bilginin kendisine saldırmak ve aslında onlardan yeni bir beyin enerjisi tüketimi yapmalarını isteyen şeyin yanlış olduğunu söylemek, onun anlayarak değişmekten çok daha kolaydır. bunun üstüne bir de kendinden olanlar bir şekilde bir fayda çeşmesini ele geçirmişler ve kendileri gibi olanlara akıtıyorlarsa o halde insanları post-modern cehaletle aralarına mesafe koymalarını beklemek naiflik olur.

    işte bu düşük mental güç ve aşırı holigan karakterin birleşerek ortaya çıkardığı fenomene post-modern cehalet diyorum.