1 entry daha
  • an itibarıyla elimize ulaşmıştır ve buradan okunacaktır.

    1. bölüm - turtles all the way down

    ilk almak istediğim not sapolsky'nin yaklaşımı. diyor ki eğer özgür iradeye inanıyorsanız bunun iki sebebi var. a- determinizmi tam olarak anlamıyorsunuz b- evrenin bazı parçalarının deterministik olmayan şekilde çalıştığını savunuyorsunuz. ikisi de doğal olarak yanlış.(1)

    ------

    davranış kitabında sapolsky davranışı şöyle özetlemişti:

    davranışından bir saniye önce beyin nöronlarında hareketlenme oldu. bu nöron dakikalar öncesinden ya bir düşünce ya hatıra ya duygu ya da bir algı tarafından uyarıldı. saatlerden haftalar öncesine hormonların düşüncelerini, hatıralarını, duygularını ve algılarının seçiciliğini belirledi. aylardan yıllar öncesine deneyim ve çevre nöronların nasıl değiştiğini ve kimi tepkilere daha duyarlı kimilerine ise daha duyarsız hale gelişini etkiledi. yıllarda geriye gittiğimizde ergenliğin beyninin spesifik bölgelerini, sosyalleşmeni ve kültüre dahil olmanı şekillendirdi. çocukluğunda ve anne karnında yaşadıkların beyninin şekillenmesini etkiledi. ondan öncesinde de genlerin etkisindeydin. doğduğun andan itibaren anne ilgisini şekillendiren çağlara yayılmış kültürün etkisi altında kaldın ve bu kültür de evrimsel bir süreç içinde şekillendi. (2)

    -------

    maymunlar da özgür iradeleri olduğuna inanıyorlar.

    l. egan, p. bloom, and l. santos, "choice-ınduced preferences in the absence of choice:
    evidence from a blind two choice paradigm with young children and capuchin monkeys,"
    journal of experimental and social psychology 46 (2010): 204.

    -----

    sapolsky'e göre kitabın iki amacı var, birincisi bizi özgür iradenin olmadığına - ya da düşündüğümüzden çok daha az olduğuna- ve özgür irade olmadan aslında daha iyi hayatlar sürebileceğimize ikna etmek.

    bu noktada felsefi yaklaşımın gerekli olduğunu düşünüyorsanız sapolsky şu listeyi öneriyor:

    g. strawson, "the ımpossibility of moral responsibility," philosophical studies 75 (1994): 5;
    d. pereboom, living without free will(cambridge university press, 2001);
    g. caruso, rejecting retributivism: free will, punishment, and criminal justice (cambridge university press, 2021);
    n. levy, hard luck: how luck undermines free will and moral responsibility (oxford university press, 2011); and s. harris, free will (simon & schuster, 2012).

    ------

    henüz hür iradeyi yok sayan tek bir bilimsel kanıt ya da disiplin yok, ancak tüm bilimsel kanıtları yan yana koyduğunuzda da özgür iradeye yer yok, diyor sapolsky. "yeah, no single result or scientific discipline can do that. but—and this is the incredibly important point—put all the scientific results together, from all the relevant scientific disciplines, and there's no room for free will.[*]

    -------
    özgür irade ile ilgili temelde 4 pozisyon olduğunu söylüyor sapolsky:
    1- dünya deterministiktir ve özgür irade diye bir şey yoktur. sapolsky bu kanatta, bu arkadaşların görüşüne "hard incompatibilism" deniyor. bunu "katı uzlaşmazcılık" olarak çevirmeyi öneriyorum.

    2- dünya deterministiktir ve özgür irade vardır. bunlara compatabilist deniyor. bu kelimeyi uzlaşırcılık olarak çevirmek istiyorum. bu fikri destekleyenler dünyanın deterministik olduğunu iddia etmekle birlikte zihin ve beynin farklı şeyler olduğunu ve özgür iradenin deterministik bir yaklaşımda dahi mümkün olduğunu iddia ediyorlar. felsefecilerin büyük bölümü (sapolsky'e göre %90'ı hossenfelder'e göre 59'i bu görüşte. bkz)

    3- dünya deterministik değildir ve özgür irade yoktur. bu arkadaşlar her şeyin tamamen random gerçekleştiğini düşünür. çok ciddiye almaya gerek yok bunları.

    4- dünya determinist değil ve özgür irade vardır. bu arkadaşlara da liberteryen deniyor. sabine'ye göre bu arkadaşlar da %19 civarında. tabi tüm bu istatistiklerin detaylarına da bakılmasında faide var. zira halk arasında değil akademide yapılan çalışmalar bunlar.
    ------

    sapolsky özgür irade, determinizm ve ahlaki sorumluluk meselesini bir bütün olarak ele almamız gerektiğini düşünüyor ve kendi pozisyonunu: "özgür irade yok, dünya deterministtir ve ahlaki sorumluluk yok" olarak tanımlıyor. "thus, my stance is that because the world is deterministic, there can't be free will, and thus holding people morally responsible for their actions is not okay"

    ----

    sapolsky yukarıda bahsettiğimiz compatabilism (uzlaşırcılık) hakkında epey bir şeyler okuduğunu ve aslında tüm kitapların şu üç temel cümleye indirilebileceğini savunuyor: (a) nörobilimdeki gelişmeler deterministik dünya görüşünü destekliyor (b) bu gelişmeler bizim klasik ahlaki olarak sorumlu aktör anlayışımızla ters düşüyor (c) yok ama yine de özgür irade vardır.

    burada sapolsky epey açıktan uzlaşılırcılıkçılarla dalga geçiyor gibi görünüyor. devamında da eğer bir uzlaşırcı biyolojiden gelen seslerle boğuşmadan özgür irade savunmaya devam ediyorsa onunla vakit harcamaya gerek yoktur diyor, haklı.
    ----

    birinci bölümün sonunda da determinizmden ne anladığını şöyle açıklıyor sapolsky: mezuniyet töreninde mezun olan biri ile o sırada temizlikçilik yapan birini ele alalım. ikisinin de hayatındaki kontrol edemediği değişkenleri yer değiştirelim (anneleri, babaları, genleri, çocuklukları vs.) bu iki arkadaşın aslında tamamen değiştirmiş olmaz mıyız?

10 entry daha