9 entry daha
  • ahmet oktay: beş kuruşa aşk şarkıları

    bir yalnızlık büyütürdüm saksıda
    kalandı çok eski günlerden
    bir bana yetsin, hıncımı arttırsın
    aşkımı pekiştirsin diye sevince.
    günüydü, gelip durdu hüznümün önünde
    gidilmemiş bir saklı deniz sandım.

    kıpırdamazdı yapraklar geceyle
    tüketirdi çiçeği, kuşu sevdiremeyen konyak
    bana neydi gülmeler, şarkılar
    otobüs durakları, alandaki kalabalık
    geldi durdu, alana merhaba dedim.

    bir göz bozgundur yerine göre
    vururdu pencereme rüzgâr,
    ben hep öyle bir gözdüm
    çığlığını kendine saklayan.
    düş kurmazdım, beklemezdim şurda burda,
    çiçek demetleri, bisikletler geçmezdi
    apansız geliverdi sokağıma.

    hıncım bana kalsın gayrı
    sen yalnızlığımı götür.
    bana çay demlemeyi öğret
    elimi yüzümü yıkamayı,
    ağzıma rakı koydurma.
    hıncım bana kalsın diyorum
    çünki ben bu kenti kendimde büyüttüm
    bir barbarın vahşi ateşiyle,
    çünki yapılarının taşında onulmazlığım
    çünki şarkılar kanımın bedeli.

    en sevdiğim kelimeler gibisin
    örneğin öfke gibi
    hani bir zamanlar
    dağda ve sokakta açan.
    örneğin umut gibi
    günde, gecede yitip durduğumuz
    zeytin dalını dal eden.
    örneğin aşk gibi
    denizlerin üzerinde yürüten.
    örneğin kavga gibi
    yüreğimi sıkı, saçlarımı kara tutan
    kayaları yumuşatan kavga gibi.

    denizler benim kadar kıpırdayamaz
    bak şimdi parklardayım
    bir çocuğun menevişli gözlerinde.
    hüzünleri bırakmanın günü
    günü çığlığı olmak dünyanın,
    hüznümü iki kat ediyor ama
    gecede alnıma dayalı alnın.

23 entry daha