fishermansfriend 1. nesil yazar

(bkz: #6009)
yoah noah harari'nin büyük tarih serisinin ikinci kitabı.

her masal gibi ufuk açıcıdır, akla gelmeyen şeyleri akla getirir, üzerinde düşündürür bu kitap yani homo deus.

yoah noah harari -şimdilik, ortalarında- tam bir büyüklere masallar olarak değerlendirdiğim homo deus kitabında şöyle belirlemiştir; "olur böyle şeyler!". bir nevi koy g.t.ne rahvan gitsin.

buna çok gülmüştüm;
görsel
-le placard (2001)

freddie mercury'in öldüğü yıl yayınlanan queen'in aynı adlı albümünün açılış parçasıdır. sözleriyle mercury veda eder gibidir, moda tabirle helalleşmektedir.

kimi durumlarda bir takım uyanık elit tarafından uydurulan, kitleleri etkileyen bir hayal alemi olarak değerlendirilir, bu çeşidine bir nevi ponzi de denebilir.

kk sayısal olarak oyunu bir milyon, rte ise 300 bin artırmıştır. son birkaç seçimde icat edilen 1.5-2 milyon yurtdışı oy ve bir milyon vatandaş yapılan yabancı seçmen sonucu tayin etmiştir, bu da bizim kim tarafından yönetileceğimizin bu topraklar üzerinde yaşamayanlarca belirlendiğini göstermektedir.

yayladağlı ozan (1924-2015). hatay'ın en sapa, kıraç ilçesi yayladağı'nın hisarcık köyünde doğdu. 18 yaşına kadar çiftçilik yaptı. bu arada kuran öğrenip hafız oldu, molla diye anıldı köyde. sonra esiverdi herhalde, dışarıdan ilkokul diplomasını alıp düziçi köy enstitüsü'nün yolunu tuttu. yaşça büyüktü, belli etmemek için sürekli yüzünü kazırcasına tıraş eder oldu. daha sonra gazi eğitim ingilizce bölümünü bitirdi, öğretmenlik yaptı.

yukarıda anlattıklarımı bir de kendi ağzından dinleyelim/okuyalım;

abooov! bu ne dönemeç, ne yokuş öyle
antakya'dan yüzlerce yıl uzakta
asarcık mı bu, şeytanistan mı yoksa
bir karanlık ki güneş girmeye korkar
tanrı bile üşür yarattığını gördükçe.

16 yaşında koca kafalı bir çocuk
kur'an'ı hatmetmiş, molla ali
ilkokulu dışarıdan bitirir, abooov!
kele neyine gavur okulu, yetmez mi hocalığın
gavur mu olucun bre yeğenim.

molla ali kaydolmuş enstitü mektebine
vah yeğenim, oysa sen müftü bile olur idin
aboov, gâvur bir öğretmen oluk bre kele
bir de şair olmak istemez mi ali yüce
ataç'tan aldığı öğütle
öğrenir ingilizceyi kendi başına.
on yıl köy öğretmenliği… sonra
gavurca öğretmeni ali yüce.

abooov! bir de şair oluk gavur ali
bre kele inanmayan görsün, aha
kitapları: halk çağı, şiir sıcağı
boyundan utan darağacı
abooov! daha ne çok kitap bre kele
bir de şeytanistan romanı var ya!
hem şair, hem atatürkçü, hem komonist
ali yüce…

ben izmir'den, antakya'dan maraş'tan,
şurdan burdan, selman
"ne zaman seni ansam
mavi bir gül olacak gökyüzü…"
asi kol kola akacak içimde anılarla
defneler her yerde barış kokacak
sahi neden kokacak
şairim, güzel öğretmenim!

bilgisi, birikimi inanılmaz olmasına rağmen kötü bir insan olmayı tercih etmiştir, vardır böyleleri. merak ettiğim, içinde mi vardı kötülük, böyle ise bu son döneme kadar neden bu kadar bariz ortaya çıkmamıştı. gerçi ferhan şensoy ve dahi arkadaşları bundan okulda da hazzetmezlermiş, hatta lakabının "hayvan" olduğunu duymuştum bir yerlerden. belki de hep aradığı leş ortamı şu son dönemde buldu da uyum sağlamanın b.kunu çıkardı.

ispanyol yönetmen alex de la iglesia'nın 1995 yapımı, ikinci filmi. hiçbir fikrim olmadan izledim. fazla aksiyon beni yorar ama bunu keyifle bitirdim. filmde aksiyonun yanı sıra korku, dram, suç, gerilim, komedi, kara-komedi, her şey var. bonusu da eski bir çizgi roman çizeri olan alex'in filme verdiği çizgi roman havası.
--spoiler--
incil'de bazı nümerolojik kehanetleri keşfeden bir ilahiyat profesörü rahip, noel zamanı dünyaya gelecek deccalı bulmak ve durdurmak için ilginç bir yol seçer; yapacağı kötülüklerle günahlarını çoğaltmak.
--spoiler--

köln bülbülü yüksel özkasap'ın 1969'da çıkardığı 45'liğin a yüzünde yer alan fantastik eser.

'bir deliler evinin yalan yanlış anlatılan kısa tarihi' adlı romanını okuyorum son birkaç gündür. ilk kez bu tarz bir kurgu ile karşılaştım, etkilendim. roman, bir karakterle başlıyor sonra onunla ilişkili bir başka karakterle devam ediyor, daha sonra bu ikinciyle alakası olan biri veya etrafında ona dokunan başka biri çıkıyor ortaya ve böyle sürüyor bu zincir, akış. nasıl sonuçlanacak bu hikaye bilmiyorum ama okuması çok keyifli.
daha önce bir maniniz yoksa annemler size gelecek adlı kurgu dışı kitabını yarıda bırakmıştım. kapakları kadınlar için yazılmış beyaz dizi kitapları izlenimi veren, asla okuyamayacağımı düşündüren, bir üçlemenin ikinci kitabı olan yeşil peri gecesi'ni tesadüfen okudum, çok sevdim, tabii sonra kapak kızı ve osman'ı boş geçmedim.
favori yazarlarımın arasına şimdiden girdi 1964 doğumlu bu kadın yazar.

yakın geçmişte ezel akay'ın yeniden çekeceğine dair bir şeyler okumuş, pek mümkün olamayacağını düşünmüştüm, yanılmamışım.
ama şimdi, seçimden sonra en az birkaç kafada bu projenin canlandırılıyor olduğundan eminim.

(bkz: #5159)
burada yaptığım hesap şunlara dayanıyor;
katılım oranı yüzde 90 olacak,
rte 2018'de aldığı oydan yüzde 3 ya da 5 kaybedip, yeni seçmenlerin yüzde 40 ya da 43'ünü alacak.

tavakkul 48 yaşında, lezgi, azerbaycan'da kafkas eteklerinde qamarvan'da yaşıyor, inanılmaz yemekler yapıyor.
bu ağabeyimiz, ekmeği yaparken önce tarladan buğdayı toplar, av hayvanını kendisi avlar, fırınını sıfırdan yapar, ilkel ve doğal alet edevatla bir seferde yaptığı onlarca, yüze yakın porsiyon yemekle tüm köye, özellikle çocukları toplayıp ziyafetler verir.
gıpta edilesi çalışkanlığı ve hayatı vardır. dikkat, kanalı da bağımlılık yapar!
kanal