• hakkında yazmadan önce hapishanede ne kadar uzun süre dayanabileceğimi kafamda tarttığım türkiye cumhuriyeti devletinin 12. cumhurbaşkanı.

  • hakkında yazıp da klavyemi kirletmeme değmeyecek şahıs.

  • ekonomik olarak ülkeyi şahlandıran. vatandaşını ekmek , kıyma , kuyruklarına sokmayı başaran. marketlerde 1 çay , 1 pk şeker sınırlaması getirtecek kadar berbat bir ekonomiyle ilerleyen, ileride umarız nüfus cüzdanlarına damga basarak ekmek almaya gitmeyiz korkusu oluşturan türkiye cumhuriyetinin günümüz cumhurbaşkanı dır.

    nüfus cüzdanı da kalmadı. hepai çipli kimlik kartı

  • büyük lider.

  • bence çok zorlanan insan.
    artık kendi olmayan.
    bence mutsuz, yorgun, aciz.

    ne acayip şu başlığa herkesin yazacak çok şeyi olmasına rağmen şu kadarcık kelimeyle kalıyor olması. bilemedim.

  • ülkemizin başına gelen en kötü şeylerden biri olduğunu düşündüğüm, eğitimsiz kitlelerin kendisine teveccühünün büyük katkısı ile politik ve ekonomik gücünün zirvesinde uzun yıllar geçirmiş, makamına yakışmayan -hatta makamının da itibarını azaltan- kişi.

    machiavelli'nin "il principe"sinde bir satır bana, başbakanken oturduğu keçiören'deki eski evini hatırlattı.

    "uno primo errore, fu costretto a seguitare"

    "ve ilk hatayı işlediğinde, bu hatalı yolda yürümeye mecbur oldu"

  • övenin yücelere yerenin de cücelere çevirdiği, türkiye cumhuriyetinin darbeler döneminden sonra selanikli mustafadan da uzun süre tek başına türk siyasetine damgasını vurmuş, geriye bakıldığında övenler için binlerce hizmet, yerenler içinse bir o kadar hezimet bırakmış, bilmem kaç seçimde demokrasinin kuralları ile seçilmeyi başarmış, dünya konjonktüründe de başarılı olup olmadığına karar verilememiş, istanbul büyük şehir belediye başkanlığı da yapmış türk siyasetçi, devlet adamı.

    14 mayısta yapılacak olan son seçimlerde kendisini devirmek için +7 partinin bir araya gelerek ittifak kurduğu, devrilip devrilemeyeceği konusunda hala emin olunamayan parti lideri, tc cumhurbaşkanıdır.

    gerçekliğe bakıldığında bu kadar sevgi bir o kadar da sövgü alan bir başka örnek hatırlamıyorum.

    devlet yönetimi için hiç de uygun görmediğim 'demokratik' yönetim biçiminin kurallarına göre yapılan istisnasız her seçim, asker yetkisi ile gelen her yönetim yetersizdir, yanlıştır, eksiktir, kusurludur.

    demokrasiyi kutsayanların bu lidere sövmelerini anlamakta zorlanıyorum.

    ya demokrasiyi sevmeyin ya da demokratik yolla gidene kadar sabredin/sövmeyin.

    ben demokrat değilim.

  • erdoğan'ın bu seçimden sonra başkan olamayacağına emin oluşumun bir sebebi de bahis siteleri. şu linkteki kazanma oranları yıllar sonra ilk defa erdoğan aleyhine.

    siteyi kurcalarsanız bahis sitelerinin verdiği oranların yapılan araştırma anketlerinden daha isabetli bir şekilde sonuçları öngörebildiğini örneklerle görebilirsiniz.

    biliyorsunuz: kasa her zaman kazanır, erdoğan değil.