• "ey fazilet, basit ruhların yüksek bilgisi, sana ulaşmak için bu kadar zahmete ve külfete lüzum mu var? senin ilkelerin bütün kalplerde yazılı değil mi? kanunları öğrenmek için herkesin kendi içine bakması, ihtirasların sustuğu bir anda vicdanını dinlemesi yetişmiyor mu? gerçek felsefe işte budur!"

    j. j. rousseau ,ilimler ve sanatlar hakkında nutuk, çev. sabahattin eyüboğlu, m.e.b. yayınları, 1989.

  • richard rorty'e "felsefi yeterliğin ideali, mümkün sayıltıların bütün evrenini onların birbirleriyle tüm çıkarımsal bağıntıları içerisinde görmek ve böylelikle herhangi bir argümanı kırabilmek veya eleştirebilmektir."

    akt. hünler, hakkı. (2011). estetik'in kısa tarihi: modern kültür ve sanat üzerine felsefi bir araştırma (m. m. zorbay, ed.). doğu batı yayınları.sf.231

  • "felsefenin enerjisi, ciddi ve sistematik -başka türlüsü yoktur- bir filozofun er ya da geç birbiriyle içsel olarak ilişkide olan konulardan oluşan bütün bir dönügyle iş yapmasını gerektirir ki bu da kaçınılmaz olarak eğer bu döngünün kapsamına giriyorsa sanat üzerine de düşünmek demektir."(1)

    "zira felsefe gerçekliğin, onu elde etmek için, bir tür mesafede tutulmasını ve dolayısıyla da bir tarafına gerçekliğin, diğer tarafına da evrensel olarak ona karşıt olduğu düşünülen başka bir şeyin yerleştirildiği bir aralık gerektirir."(2)

    ikinci alıntıya örnek olarak danto, felsefenin hint ve yunan uygarlıklarında ortaya çıkmasını bu toplumlarda gerçeklik ile görünüş arasındaki farkın saplantı haline gelmiş olmasına bağlıyor. tabi bu çin'in dışarda bıraktığı gibi mısır, mezopotamya gibi yerlerdeki felsefi sayılabilecek davranışların tümünü ıskartaya çıkarıyor. felsefenin gerçekliği tanımak için hareketlenmesini gerçeklikten farklı bir gerçeklik yaratmış bir toplumla koşullandırmak ne kadar doğru emin değilim. ben felsefenin gelişimini daha çok iktisadi ve sosyal olarak belirli bir refaha/adalete ulaşabilmiş toplumsallaşma ile bağlantırmaya yakınım. yunanlılar ve hintlilerde farklı olan anlamanın derinliği üzerine de tartışmaya girmiş olmalarıdır. acele yoksa, anlamaya devam etmenin bir diğer motivasyonu olmalıdır ki bu da bilgiye duyulan sevgi yani felsefedir. sanatın salt sanat için olması ile felsefenin salt felsefe için olmasındaki benzerlikten yola çıkarak sanat ile felsefeyi aynılaştırmaya çalışmak bana çok doğru gelmiyor. ama emin de değilim bu söylediklerimden, sadece freestyle düşünüyorum şimdilik.

    1- arthur, d. (2019). sıradan olanın başkalaşımı (e. berktaş & ö. ejder, çev.; 2. bs). ayrıntı yayınları.sf.75
    2- arthur, d. (2019). sıradan olanın başkalaşımı (e. berktaş & ö. ejder, çev.; 2. bs). ayrıntı yayınları.sf.99

  • "söylendiğine göre bu ilim (felsefe) eskiden ırak halkı olan keldaniler arasında mevcuttu. onlardan mısır halkına geçmiş, oradan yunanlılara intikal etmiş, süryaniler ve daha sonra araplar'a geçinceye kadar onlarda kalmıştır. bu ilmin içerdiği her şey yunan dilinde, daha sonra süryancede, nihayet araoçada ifade edilmiştir. bu ilme sahip olan yunanlılar onu hakiki hikmet ve en yüksek hikmet diye adlandırırlar ve onun elde edilmesine ilim, onunla ilgilli zihin durumuna ise felsefe derlerdi. bununla en yüksek hikmeti arama ve sevmeyi kastederlerdi. onu elde edene filozof derler ve bununla da en yüksek hikmeti seven ve onu arayanı kastederlerdi. onlar en yüksek hikmetin kuvve halinde bütün erdemleri içerdiğine inanırlar ve onu ilimlerin ilmi hikmetlerin hikmeti ve sanatların sanatı diye adlandırırlardı. bununla da bütün sanatları içine alan sanatı, bütün erdemleri içine alan erdemi, bütün hikmetleri içine alan hikmeti kastederlerdi.

    farabi, mutluluğun kazanılması (tahsilus-sa'ada), çev. ahmet asrslan, ankara, 1999, s.88-89

  • "[felsefe bir yanıyla da] normal olarak dinin her zaman pratik ve duygusal olarak yaptığı şeyi, yani insan hayatını insanın içinde bulunduğu evrenle belli ölçüde doyurucu ve anlamlı bir ilişkiye sokma ve insani işlerin yürütülmesinde birazcık bilgelik sağlama çabasını entelektüel planda gerçekleştirme girişimidir."

    j.h. randall, jr.-j. buchler, felsefeye giriş, çev. ahmet arslan, 2. bs, izmir, 1989.

  • "felsefe, kendisini akla dayanan nedenlerle, gerekçelerle meşrulaştırmaya çalışan bireysel, eleştirisel, refleksif, bütüncü ve tutarlı bir düşünme faaliyetidir. "

    arslan, ahmet. 2011. sokrates öncesi ve yunan felsefesi. 4. bs. ilkçağ felsefe tarihi sokrates öncesi yunan felsefesi. istanbul: istanbul bilgi üniversitesi yayınları.sf.23.

  • (bkz: filozofların felsefeyle ilgili vecizleri)

    "felsefe onunla ilgilenen kişiden bilgin, sa­natçı, militan ve aşık olmasını bekler. ben bunu felsefe­nin dört "koşutu olarak adlandırıyorum"

    alain badiou, nicholas truong, aşka övgü, can yayınları, istanbul, 1994, 1. bs, sf.11.

  • "nietzsche felsefenin korkuyla başladığını, varoluşun hem korkunç hem de saçma bir şey olduğunu dile getirir. "

    pearson, keith ansell. 2022. nietzche'yi nasıl okumalıyız? çeviren celal sabancı. nasıl okumalıyız no:8. istanbul: runik kitap.sf.21.

    [nietzsche'ye göre]"felsefe, yalnızca karanlık (dionysos) ile aydınlık (apollon) arasındaki ezeli çekişmeye -yani yaşamın her şeyi yiyip bitiren, biçimsiz ve dipsiz zemini ile bireyleri biçimlendiren aydınlık alan arasındaki çekişmeye- ilişkin bir kavrayış yemelinde geliştirilebilecek trajik bir bilgelik meselesidir."

    pearson, keith ansell. 2022. nietzche'yi nasıl okumalıyız? çeviren celal sabancı. nasıl okumalıyız no:8. istanbul: runik kitap.sf.24.

  • felsefe genelde geçmişe dair bir cevaplar koleksiyonu ya da düşünceler müzesi olarak görülür. oysa onu, düşünceler arasındaki iletişim ve konuşma süreci olarak görmek ve değerlendirmek gerekir.

    türer, c. (ed.). (2018). türkiye'de felsefe sorunları ve çözümler. türkiye felsefe derneği yayınları. sf.7.

  • eğer sanat gibi, "hayata karşı bir tavır" olarak değil de bir bilim kolu olarak düşünülürse kaçınılmaz olarak kendi tarihçiliğine dönüşecek olan gelenek.