• budizmin öğütlediği nefis terbiyesi meselesine bir de burada bakalım. bizim bu kavramı anlayışımızda büyük bir sakatlık var. kime sorsanız size "eldekiyle mutlu olmayı öğrenmek" ve "şükretmek" gibi kalıplar sıralayacaklardır.

    ama burada sevgili angelo'nun anlatmaya çalıştığı çok güzel bir şey var. adını koyalım: "eldekiyle mutlu olmak" değil, "mutluluğu eldekiyle yaratmak".

    eline aynı fırsatlar geçen iki insandan biri diğerinden daha mutlu. çünkü biri elindekini kendine mutlu ve huzurlu bir hayat sağlamakla değerlendiriyor, diğeri değerlendirmiyor. bu kadar basit.

    aynı parayla çankırı'da apartman dairesi de alabilirsin, kıyıda müstakil bir ev de. hem de aynı zamanı harcayarak. aynı zamanı "çankırı'da daha mutlu olacağını söyleyen adam"ı aksi fikre ikna etmekle de harcayabilirsin, lale yetiştirerek de.

    enstrüman aynı, çalan şarkı farklı. çalanın mahareti tabii ki denklemin bir parçası ama biraz da farkındalık meselesi.

  • kendi farkındalığını 'gerçeklik' addetmek çok tehlikeli bir davranış işte.
    tamam elimizdekilerle mutluluk yaratalım da mutluluğun çılbırda olduğuna kim karar veriyor?
    çankırılı dayıyı ikna etmekle lale yetiştirmek benim için eşit derecede zaman kaybı mesela. ikisiyle de ilgilenmiyorum.