8 entry daha
  • öncelikle şunu söylemeliyim:

    omlet yaparken başlayan bir düşünce silsilesi ya da yağmurdan kaçarak yaşanan bir akşamüstünün canlılığıyla paylaşılanlarla tahminim diğerleri de kendi yaşamlarından tecrübelerle yola çıkılarak yazılanları keyifle okudum. ben de, bu haller çok hoşuma gittiğinden bir günden yola çıkarak yazayım.

    açılan kimi başlıklarda verdiğim örneklerde denk gelen olmuştur, köyde yaşayan bir yazarım. buraya gelişimin en üst başlık olarak gerekçesi elbette doğal, sade ve küçük bir yaşamdı. büyüdüğüm şehirde buraya gelişime kadar yaşadığım hayata bakılırsa da bunu büyük ölçüde başarmış durumdayım. beş yıldır buradayım. yaklaşık bir buçuk yıldır da bir ilişkim var. birlikte yaşıyoruz. sevgilim gelene kadar karşılayabildiğim en lüks şeyler internet faturam ve birlikte yaşadığım bir köpeği doyurup sağlık giderlerini karşılayabilmekti. sevgilimin gelişiyle bunca yıldır kullandığım otostop yöntemi yerine motorsiklete binebilmek ve + iki kedi ve bir köpeği daha besleyebilmek lükslerim sıralamasında ilk ikiye yerleşti.

    bunca küçülme merakına rağmen, bu küçük hayatımda maddi olanakların sağladığı bu iki lüksten baya memnunum ve hayatımı da daha güzel yaptı açıkçası. örneğin, motorsiklet bizim için ihtiyaçları temin etmenin yanı sıra kendimizi dağlara vurmak için de çok önemli bir hale geldi. yürekleri köyü de geçip iyice yabana çekilmek isteyen bu çift için bu hayalle bağlantıda kalmak ilişkiyi de canlı tutuyordu. mesela benim yaratıcılığımı tetikliyor, onun için de gündelik yaşamdan kaçıp nefes almak için bir aralık yaratarak motivasyonunu artırıyordu. bu arada, her ikimizin de bolca yalnız geçireceği zamana ihtiyacı var, oluşumuz böyle. motorsikletin bize bu alanı tanımak açısından da çok önemli bir katkısı vardı.

    bir noktada maddi olarak zorlandığımız için motorsikleti sattı. bu süreçte kimi zaman eş dosttan pazara gidip gelmek için ya da birkaç günlüğüne emanet araç aldığımız oldu. ama dağ yollarına emanet vurulmaz, orman gezilerimiz sonlandı tabii. aylardır çalışılan saatlerin haricinde ihtiyaçları karşılamak için pazara gidip gelmek veya köy içi dolaşmak dışında evdeydik.

    yaklaşık iki ay önce uygun fiyatlı bir motorsiklet denk gelince, taksitli olması şartıyla karşılama hesap kitabını da yapınca bir motorsiklet edindik. ama iki aydır elimizde olmasına rağmen bu gezileri çoktan unutmuş halde garip bir rutinin içinde sıkılıp duruyorduk. ben doğru düzgün yazmıyor boyalarıma dokunmuyorum, o da aylardır oltayı şurasını burasını tamir etmek bahanesiyle bile eline almıyor mesela.

    geçenlerde uyanınca tabiri caizse kafası geldi ve yola çıktık, dağın öte yüzüne. akşam saatlerinde eve vardığımızda ruhumuz yıkanmış gibiydi. dün o balık tutmaya gitti ve gözlerinin içi gülerek döndü, ben de birkaç gündür yeni bir resme girişmiş durumdayım. canlandık, içimiz gıdıklandı, neşemiz yerine geldi.

    rutinlerine aşırı düşkün biri olarak rutinin de "daha olanı" sağlayabileceğini düşünüyorum. rutinlerimi uygulamak benim "daha sağlıklı" olmamı sağlıyor mesela. angelo'nun yazıda parmak basmak istediği şeyi doğru anladıysam buna biraz da katılarak, ister maddiyatla karşılanabilir olsun ister ruhani bir deneyim onu akıl etmedikçe, istemedikçe, aramadıkça, peşine düşmedikçe pek de gerçekleştirilebilir olduğunu düşünmüyorum. buna rutin de dahil ki bir rutini bilinçli olarak sürdürebilmek için sıkı bir motivasyon gerekiyor, eğer daha'nın peşindeysek. benim anlattığım hikayede para aslında daha güzel yaşamamızı sağlayan bir rutinin gerçekleştirilebilmesi için bir araç. fakat iki aydır evin önünde duran motorsikleti birinin dağ patikalarına doğru sürmeyi akıl etmesi gerekiyordu.

    acaba ismail angelo'nun gördüğü gibi gerçekten alışkanlıkla mı yapıyor bunu yoksa hayatının "daha …" olmasına katkısı var mı bu rutinin? sanırım burada da angelo'nun ismail'i bizden daha iyi tanıyor olmasının bunu bir alışkanlıkla yaptığını söylemesinde etkisi var, bu bilgiye sahip oluşuyla ortaya koyduğu yargılar biraz üstten bir dil duymamıza neden oluyor gibi gibi.

    bir de, ilk elden başlığı okuyunca aklımıza gelenler, yazdığın konuyu okurken birer gözlük takmamıza sebep oluyor ister istemez. "para" kelimesi hafiften gölge düşürüyor sanki. benim "daha güzel yaşamak parayla mı?" cümlesine yazından azade vereceğim yanıtlar çok daha farklı olurdu. bu açıdan uğur ismail'i görüyor ve artırıyorum. ***

3 entry daha