çağlar ötesinden gelen şaka
görsel
!sözlükte açılan kavram başlıkları'na cevaben, vurmayın.
entry'ler (244) - sayfa 12
-
!haftanın hitleri
-
!sözlükte açılan kavram başlıkları
ben çoğunlukla mantık üzerine yazılar yazdığım için atıf yapacağım kavramların başlıklarını açıyorum. (bkz: godwin yasası) (bkz: finagle kanunu)
detaylı bilgi verecek ve kaynak göstereceksem (bkz: sturgeon kanunu nedir?) şeklinde açıyorum.
hayta başlık açacak olsam ünlemli açarım. (bkz: !haftanın hitleri) -
agora
aynı isme sahip, iskenderiyeli düşünür hypatia'nın hayatını konu alan bir film de var. geç roma dönemine ilgili kişilerin ilgisini çekebilir.
-
hume yasası
şuurumuzun ufkunu genişleten muhteşem düşünür, iskoç aydınlanmasının müstesna ismi david hume'ün epistemoloji üzerine bir tezi.
is-ought problem veya hume'ün giyotini isimleriyle de karşılanabilecek bu tez ilk defa, "a treatise of human nature" eserinde karşımıza çıkar. kısaca şöyle:
"ahlaki bir ifade, sadece maddi nitelikler ve olgusal gerçeklerle değerlendirilemez."
yani, "olması gereken" anlaşılmaya çalışılırken, "olan"dan hareket edilemez. -
format hakkında öneriler
test sonuçlarının bir sonraki aşamada, teste girenlere gösterileceği söylenmişti.
bir de testi yapanlara, kalanlara kıyasla nasıl bir performansa sahip olduğunu düşündükleri sorulsa güzel olmaz mı?
böylece `dunning–kruger etkisi` de sınanmış olur. -
dunning–kruger etkisi
insanın kendini değerlendirirken kapıldığı bir çeşit bilişsel ön yargı.
bu etki şu şekilde çalışıyor: herhangi bir alanda yüzeysel bilgi sahibi ve bilişsel yetenekleri gelişmemiş bir zihne sahip insanlar, o alandaki değerlendirmelerini daha kesin ve geçerli buluyorlar.
yani, işin uzmanları, birçok sorgulamadan geçirdiği ve başka uzmanların görüşlerini okuyup-sindirerek oluşturduğu kanaatlerinden o kadar da emin değil ve hâla gerçeğe daha yakın görüşlerle değiştirmeye açık.
ancak, konu hakkında bir makaleye göz ucuyla bakmamış; üç berber sohbeti, iki ana-akım medya beyanı ve bir kanaat önderinin kanaatini kıstas alan ahmak, kendi fikri sandığı kanaatten fazlasıyla emin. -
yanlış bile değil
bilimsel olanla, olmayanı ayırmanın önemli yollarından biri de akıl yürütmenin sonucunda varılan sonucun yanlışlanabilirliğidir. popper'in dimağımıza armağanı olan yanlışlanabilirlik her "insan"ın anlaması ve içselleştirmesi gereken bir konsept bence.
carl sagan'ın the demon-haunted world kitabındaki meşhur garajımdaki ejder örneği yanlışlanabilirlik konseptini çok güzel açıklıyor.
' sana garajımda bir ejderha olduğunu söylüyorum. sen de garajıma gelip kendin görmek istiyorsun. garaja geldiğimizde ejdarhayı göremiyor ve diyorsun ki: "burada bir ejder göremiyorum."
ben de, görünmez olduğunu söylemeyi unuttuğumu söylüyorum. "peki" diyorsun; "yere boya döküp ayak izlerini görebilir miyiz?"
"sürekli havada uçtuğunu" ve "yere hiç basmadığını" söylüyorum. "pekala, ısı kamerasıyla bakıp tespit edelim, en azından ateşini görürüz" diyorsun. ejderin ve ateşinin yalnızca görünmez değil, ısısız da olduğunu söylüyorum.
sprey boyayla ejderhayı boyamayı ve görünürleştirmeyi öneriyorsun. ben de ejderhanın boya da tutmayacağını söylüyorum.
ve bu önerilere kaşı çıkışlarım böyle sürüp gidiyor...
peki, bu yanlışlanamazlık, ejderin var olduğunu mu gösteriyor? yani, hipotezin çürütülememesi, ejderin varlığını kanıtlar mı?
sınanamayan iddialar, karşısına kanıtlarla çıkılamayan önermeler geçersizdirler. her ne kadar bize ilham verip bir merak duygusuyla bizi heyecanlandırsalar da. '
--
başlıktaki şahane söz öbeğinin ortaya çıkışına gelelim.
kritik aklı yücelten değerli bir teorik fizikçi olan wolfgang pauli'ye bir arkadaşı, eleştirmesi için bir makale veriyor. makaleyi inceledikten sonra pauli'nin tepkisi şöyle oluyor:
"das ist nicht nur nicht richtig; es ist nicht einmal falsch!"
"bunun için sadece 'doğru değil' demek yetmez. bu, yanlış bile değil."
şiddetle önerilen okuma ve kaynak:
karl popper - conjectures and refutations -
contrarium eadem est scientia
"bir şeyi anlamak için olmadığı şeye bakmalı." şeklinde anlaşılması gereken veciz.
bu veczi rehber alırsak, bir önermenin "mantıklı" olup olmadığını anlamak için, "mantıksız" olup olmadığını anlamak ve araştırmak en doğru seçenek haline geliyor. -
reductio ad hitlerum
hitler'e indirgeme safsatası. meşhur leo strauss tarafından isimlendirilen bu safsata biçimi aslında absürde indirgeme: reductio ad absurdum'un bir türüdür.
bu tür safsatalar, yanlış ilişkilendirilme safsatası veya alakasızlık satsatası olarak adlandırılır.
ikinci dünya savaşı sonrası; modernleşmenin, teknolojinin, ve pozitivist yaklaşımların zararlı da olabileceğini keşfeden entelijansiyanın tartışmalarının odağında nazilerin metotları, anlaşılır bir sıklıkla göze çarpıyordu.
halkın ve ulusun bütünlüğüne vurgu yapan herhangi bir ideolojininin savunucusu olan bir tartışmacının argümanlarının bertarafı için başvurulabilecek en kolay şey, nazilerin de aynı kavramlara sık atıf yaptığı ve bu nazilerin çirkni ideolojisinin dünyada yarattığı tahribatın hatırlatılmasıydı.
meşhur bir örneği de sigaraya ilişkindir, sigaradan hoşlanmayan -ama yasaklayacak kadar ileri gitmeyen- hitler'le aynı kanaati paylaşan birisine bu örnek verildiğinde nur topu gibi bir hitler'e indirgeme safsatamız olacaktır.
bugün gündemimiz, ikinci dünya savaşı sonrasındaki zamanın ruhunu taşımadığı için sık kullanılan bir safsata değildir. ancak godwin yasası'nın da işaret edeceği gibi, hâla bu safsatadan kurtulabilmiş değiliz. -
roma nasıl cumhuriyet sistemine geçmiştir?
kıyıda köşede kalmış bir bilgi de ben vereyim. lucius junius brutus, devirdiği kral tarquinius superbus'un yeğenidir.
(bkz: şerefsiz dayı sendromu) -
godwin yasası
internet ortamından doğarak yayılmış bir öngörü. kısaca; "bir tartışma ne kadar uzarsa, nazilere atıf yapma veya reductio ad hitlerum safsatasının kullanılma olasılığı o kadar artar.
1990'larda amerikalı yazar mike godwin tarafından oluşturulan bu veczin geçerliliğine, 2000'ler sonrası popüler kültürün hızla ve yaygın bir şekilde sahiplendiği; "feminazi" ve " grammar nazi" kavramlarının ilaveler yaptığı anlaşılıyor. -
theseus'un gemisi
felsefi bir soruya ilham kaynağı olmuş bir nesne.
atina'yı kuran efsanevi kral theseus, atina'nın çocuklarını meşhur minotaurus'u öldürerek kral minos'tan kurtararak delos'a kaçar. atinalılar bu yolculuğun yapıldığı gemiyle her yıl, bu olayı anmak için delos'a giderler.
aradan geçen yıllar boyunca geminin parçaları yenilenir ve bir süre sonra ilk yolculuğun yapıldığı geminin hiçbir parçasının mevcut gemide olmadığı anlaşılır.
soru şöyle: bu gemi hâla theseus'un gemisi midir? -
yalancı paradoksu
bu cümle yalandır.
-
timsah ikilemi
yalancı paradoksuna benzeyen bir ikilem.
"bir timsah, bir çocuğu çalar ve babasına şöyle der:
'eğer çocuğa ne yapacağımı bilirsen çocuğu sana geri vereceğim.'
eğer baba: 'çocuğu bana geri vermeyeceksin' derse, timsah ne yapmalıdır?" -
manyaklar da ondan
(bkz: hanlon'un usturası)