2 entry daha
  • benim aslında çok büyük korkularım var.
    kimsenin bilmediği.
    hiçbir zaman bir hayvandan korkmadım aslında. çekirdekten inançsız olduğumdan allah korkum da olmadı.
    aslında şu sineklerden halen daha korkuyorum ama öyle çığlık attıracak bir korku değil.


    neyden mi korkuyorum?
    hedeflerimi gerçekleştirememekten korkuyorum.
    ne gibi hedefler mi?
    samimi anlamda belli bir entelektüel seviyeye gelemeden ölmekten çok korkuyorum.
    okunacak kitapları okuyamadan vs.

    kanser olmaktan çok korkuyorum ama öyle böyle değil. maalesef bizim aile gerçeği de kanser.
    iki dedem de kanserden 3 ay arayla vefat etti. annemin dedesi kanserden vefat etti. annemin bir amcası da kanserden vefat etti.
    babamın amcası da şuan kanser hastası.

    ama en çok hafızamı kaybetmekten korkuyorum. bu alzheimera yakalanmaktan korkmak gibi değil ama. örneğin ileride bir doğum günü fotoğrafına bakıyorum diyelim, o günkü detayları hatırlayamayacak olmaktan çok aşırı korkuyorum ve direkt anksiyete krizlerine giriyorum.

    ölmekten korkmuyorum ama hastanelerde sürünerek ölmekten korkuyorum. veya hastalanıp ölmekten. en acılı ölüm denen yanarak ölmekten bile korkmuyorum ama hastalıktan ölmek düşüncesi beni çıldırtıyor. umarım kalp krizi veya uykumda ölürüm.

    bu arada hastaneye gitmeyi hiç sevmem. zaten gitmem de. toplasan 10 kere anca gitmişimdir. yılda da bir kere hasta olurum onda da kendim iyileşirim.
    aslında bir sırrımı yazayım: ben tıbba inanmıyorum.
    gerçi pandemi yılları boyunca (bu seneye kadar) 3 ayda bir hasta oluyodum. şimdi geçti.
    bunun sebebi bence bağışıklık sistemime dışarıdan etki edenler. yanlış anlaşılmasın aşı karşıtı değilim. ancak bu kadar erken ve topyekün zorunlu aşılanmaya karşıyım.
    peki aşı sebep olmadıysa ne sebep oldu?
    maskeler sebep oldu. sürekli temizlenen dış ve iç ortamlar sebep oldu. dezenfektanlar vb maddeler sebep oldu.

    tıbbı reddediyorum çünkü tıp aslında çok çelişkili bir kavram.
    tıbbın amacı hastalıklara çare bulup insanların yaşam konforunu arttırmakken tıbbın çare bulabildiği bir tane rahatsızlık yok. ne vebaya çare olabildi, ne gribe ne de kansere...

    insanlık olarak zaten bu kibrimizden dolayı affedersiniz bir gün çok fena yarrağı kökten yiyeceğiz. (yedik bile.)
    insanlık olarak canlılara da doğanın işleyişine de müdahale edemeyiz.
    bir kere hastalıklara çare bulunması demek insan ömrünün çok uzaması demek.
    baştan bir kere kendimize müdahale ediyoruz.
    ayrıca dünyada devletlerin en çok para gömdüğü alan eğitim ve ordu giderleriyle birlikte sağlıkken doktorlar minoset yazmaktan öteye gidemiyor.
    en basit gribe bile tıp çözüm bulamamışken benim tıbba inanmamı kimse beklemesin lütfen.
    tabi siz en fazla 1 hafta dinlenmekle geçecek gribi antibiyotiği şurubu dayayıp 3 günde geçirmeyi çözüm sanıyorsanız o ayrı.

    hem vücuduma bir sürü laboratuvarda üretilmiş içeriği belirsiz nesne sokacağım hem de bana anında çözüm sunmayacak! affedersiniz ama hassiktir be ordan.

    tamam sağlığıma dikkat etmiyorum çok fazla ama ben neredeyse işlenmiş gıda da tüketmiyorum. yaşadığım yer olarak bırak türkiye'yi dünya'nın sayılı tarım bölgelerinden birinde yaşıyorum.
    yediğim yağ en kaliteli zeytinyağlarından. keza zeytin de öyle.
    market tavuğu tüketmiyorum. sadece köy tavuğu yiyorum. yumurtam da aynı şekil de.
    reçellerimi halen daha ya ananem yapar ya da annem. söylememe gerek yok onlar da en organik çilekten vişneden vs.
    eve ne paketli süt giriyor ne de paketli yoğurt. biri köylerden biri de ev yapımı.
    sadece peynir dışarıdan alıyoruz onu da söylememe gerek yok elbette kaliteli.

    hal böyleyken yediğimde de seçici biriyim ve aslında bu kadar kapitalistleşmiş çok ürün çok çeşit az kalite anlayışına dayalı üretimde olabildiğince doğal bir insanım.

    eğer cidden tıbba inanmamamı tutarsız buluyorsanız, veya dediklerimin aksini diyebilecekseniz lütfen bana söyleyin aydınlanmış olayım. tabi lütfen ''bilim abi, adamlar 6 sene okumuş o kadar.'' düzlüğünde olmasın. belki tıp hiçbir hastalığa çare bulamadı derken biraz haksız olabilirim o kadar.