• havacılığın gelişimini kabaca iki kısıma ayırabiliriz: wright kardeşlerin 17 aralık 1903'teki meşhur uçuşu öncesi ve sonrası. daha önce de insanoğlu -kısa süre de olsa- havada durabilmenin/dolaşabilmenin çeşitli yollarını buldu (planör-balon vb.).

    fakat wright kardeşlerin deneyini önemli yapan, sabit kanatlı ve motorlu bir uçan aracın 3 eksende yönlendirilebilmesiydi. (1902 yılında 3 eksende yönlendirilebilen bir planörle uçmuşlardı)



    bu yönlendirilebilme sayesinde artık hava aracı, teknik kabiliyet ve yakıt sınırları hâla var olsa da, bu sınırları aşmaya daha yetenekliydi.

    wright kardeşler öncesi sabit kanatlı uçak denemeleri çok da geriye gitmiyor. örnek olarak, sapanla aynı prensibi kullanarak uçan alphonse penaud'nun 1871 yapımı uçağı veya buhar gücüyle çalışmaya çalışıp ancak 3-5 metre irtifa kazanabilen 1899 gustav albin weisskopf yapımı uçağı verebiliriz. (gustav hakkında çok türkçe kaynak yok, kendisi hakkında başka bir başlıkta detaylı bilgi vermeyi düşünüyorum.)

    fakat, motorsuz hava araçları hakkında elimizde azımsanamayacak kayıtlar var. bu denemeler ve icatlar bu yazının konusu değil, fakat bu denemelerin sahiplerinden bizim için önemli olan bir isim hakkında bilgi vermek isterim: hamidoğlu ismail, nam-ı diğer imam cevheri.

    otrar'da doğan bir kazak olan ismail, horasan-nişabur'a gelip burada dilbilim çalışmaları yapıyor. arapça sözlüğü 'vankulu lügatı' meşhur matbaacımız müteferrika'nın ilk bastığı eserdir aynı zamanda.

    1002 yılında yaptığı bir buluş sayesinde(maalesef teknik detay veya çizimler günümüze ulaşmamış) uçabileceğine kanaat getiriyor ve nişabur'da bir caminin tepesine çıkıp halkı etrafına topluyor, sesleniyor: "ey ahali, bu dünyada emsali görülmemiş bir eser keşfettim, gelecek insanlar için bir ilim tasavvuru nasip olmadı".

    ardından iki kanat sathına kollarını bağlıyor ve deneyine başlıyor. kanat satıhları maalesef imam cevheri'yi taşıyamamış, yere şiddetle çakılarak maalesef vefat etmiştir.

    günümüzde yaşasa belki de darwin ödüllerine layık görülecek bu kıymetli kişi, belki de günümüzdeki bilimsel metodun aşinası olsa, öncü bir alim olarak kayıtlara geçecekti.

    gelecek girdide başka bir talihsiz isimle devam edeceğim: doğulu siracettin.

    https://web.archive.org/...ige-ait-el-yazma-eserler/5018423
    https://web.archive.org/...d=354&cid=2518&spec=auth
    yalçın, o. (2017)türk hava gücü: kuruluşu, ilk seferleri ve yükselişi(1911-1950), iş bankası kültür yayınları, istanbul, sayfa 8.

  • 1903 öncesi havacılık tarihimiz lağari hasan çelebi ile devam ediyorum.

    bu renkli karakteri de yalnızca evliya çelebi'nin tanıklığı sayesinde bilebiliyoruz. seyahatname'de şöyle tanıtılıyor:

    --spoiler--

    murad han'ın kaya sultan adlı bir kızı doğduğunda akika şenliği olduğu gece bu lağari hasan 50 okka baruttan yedi kollu bir fişeng icat edip sarayburnu'nda padişah huzurunda derya üzere fişeğe bindi. yardımcıları fişenglere ateş edip lağari: "padişahım seni hüda'ya ısmarladım. isa peygamber ile konuşmaya gideriz." diye göklere yükselirken dua edip allah'a hamdler ederek yanında olan fişenglere ateş ederek deniz yüzünü aydınlattı.

    gök kubbede büyük fişengin barutu kalmayıp yere inerken ellerinde olan kartal kanatlarını açıp sinanpaşa kası önünde denize düşüp yüzerek çıplak pardişah üzerinde yer öpüp, "padişahım isa peygamber padişahıma selam eyledi" diye şakalar etti. bunun üzerine bir kese altın ve 70 akçe ile sipahi zümresinden olup kırım'da selametgiray han'a gidip orada öldü. rahmetli yakın dostumuz idi. allah rahmet eylesin.

    --spoiler--

    bilindiği üzere; fatih'in eflak seferi'nde bile ilkel roketlerin kullanıldığı söylenmektedir. ancak insanlı bir uçuşu mümkün kılan bu denli bir gösteri gerçekten zamanının ötesinde. aktaran evliya çelebi olunca yine alaycı bir şüphe gülümsemesi oluşuyor bende, fakat hezarfen'in hikayesinden daha mümkün görüyorum.

    bir de bu zatın ankara türk hava kurumu müzesinde allahlık bir temsili vardır, aşağıya bırakalım.

5 entry daha