• stoa felsefesinin temelinde bireyin tanrısal yazgısını kabullenmesi yatar. siyasal sosyal yaşam da doğal kabul edilmeli ve ne ise o şekilde idrak edilmelidir. etkisini roma siyasal ve toplumsal yaşamına sağladığı uyumdan ve hı­ristiyanlığı da besleyecek olan bir inanç sistemi sunabilmesinden alır.

    "stoacı düşüncenin m.ö ııı. yüzyıla denk düşen ve "eski stoa" da denilen er­ken dönemi, okulun kurucusu olan zenon'un, ondan sonra başa geçen kleant­hes'in ve özellikle okulun ikinci kurucusu kabul edilen khrysippos'un düşünceleri ile şekillenir. epikuros gibi (bkz: epikuros kimdir?) stoacılar da felsefeyi mantık, fizik ve ahlak ol­mak üzere birbiriyle sıkı ilişki içinde olan üç ana bölüme ayırır ve ağırlığı ah­lak felsefesine verirler."

    stoa okulunun kurucusu zenon'dur. (bkz: kıbrıslı zenon) "zenon'dan sonra stoa okulu'nun başına, assoslu (behram­köy) kleanthes (m.ö. 312-233) geçmiştir. kleanthes'i, soloi (taşköprü) veya tarsus doğumlu olan khrysippos (m.ö. 281-208) izlemiştir. helenistik dönem stoa felsefe­ sinin başlıca üç isminin de atina'ya sonradan yerleşen, anadolu veya kıbrıs kö­kenli düşünürler olması; stoacılığın doğu düşüncesinden öğeleri yunan felse­fesiyle birleştirerek, helenistik döneme en uygun felsefi yaklaşımı sunmasında etkili olmuştur."

    "stoacı düşüncede bilginin kaynağı duyumlardır. fakat, sağlam bilgiye ula­şılabilmesi için duyumlarla edinilen izlenimin zihinsel tasarımının da sağlam, gerçeğe uygun olması gerekir. stoacılar, nesneyi gerçeğine tam olarak uyacak biçimde kavrayan imgeleme (gerçeğe dayalı olarak zihinde canlandırma, hayal etme gücüne) katalepsis adını verirler. katalepsis, doğru bilginin ölçütü olarak kabul edilmekle birlikte, yalnızca bilgelere özgü olan episteme sarsılmaz kesin­likteki bilimsel bilgi vasfıyla klasik felsefe dönemindeki üstünlüğünü sürdürür."

    tanrı tek hareket ettirici ilkedir ve varlığı doğaya yayılmıştır, insanda görülen akıl da tanrının özelliklerinden biridir. "tüm varlıklar, tanrısal "yazgı"nın belirlediği aralıklarla, "yaratı­cı bir ateş" olan tanrıya geri döner ve ondan yeniden doğarlar. doğada olan her şey yaratıcı ilkeye uygun olarak, diğer bir deyişle, yazgısının önceden belirlediği biçimde gelişir. insanın tanrısal parçası olan akıl da "insana özgü doğa" olarak düşünülür; öyleyse, tanrısal olana, akla ve doğaya uygun yaşam bir ve aynı şey olacaktır. stoacı ahlak felsefesi bu kabuller üzerinden şekillenir."

    stoacılara göre insanın yapması gereken kaderini kavrayıp ona göre hareket etmekten ibarettir. eğer kaderiniz erdoğan sultası altında yaşamaksa bunu değiştiremezsiniz zaten, o halde baş eğin ve hayatınıza devam edin. stoacılığı en iyi özetleyen cümle "insan at arabasına bağlanmış bir köpek gibidir. ya o arabayla birlikte yürümeye devam eder ya da o araba tarafından arabanın gittiği yere doğru acı içinde sürüklenir." dir.

    doğal olarak stoacılar kozmopolittir. onlara göre tüm insanlar aynı ilahi yasaya boyun eğen tanrının çocukları olarak kardeştirler. onlara göre tek eşitsizlik bilgelik düzeyindedir. en önemli üyelerinden biri roma imparatoru marcus aurelius'tur.

    kaynak
    ağaoğulları, m. a., türk, d., yalçınkaya, a., yılmaz, z., & zabcı, f. (2012). sokrates'ten jakobenlere: batı'da siyasal düşünceler (3. bs). iletişim yayınları.sf.160-164

  • bana göre ölçülülük ve rasyonelizm olarak 2 sözcükle özünü ortaya koyabiliriz. tabii bu benim kendime pay çıkardığım tarafları ki bu dönemde en çok bu iki yanıyla ön plana çıkıyor. belki de post-stoacılık demeliyiz bilemedim.