• i.ö 342-271 yılları arasında yaşamış, sisam doğumlu olan, 306 yılında atinaya gelerek kepos ismini verdiği bir okul kuran, günümüze 3 mektubu ve bir kaç kısa sözü kalmış olan, hakkındaki bilgilerin çoğunu romalı şair lucretius'un şiirlerinden, diogenes laertios'un aktarımlarından ve epikuros'a yöneltilen eleştirilerden çıkardığımız düşünür.

    (bkz: epikuros ve dostluk)

    temelde bir etik felsefecisidir ve tüm felsefesi iyi yaşam üzerinedir. nedenleri bilmenin insanları kaygılardan ve korkulardan kurtaracağını düşünür. doğa felsefesinde atomlar ve boşluklar tezini destekler, bilgi kuramında ise duyumcudur. evet belki duyumlar bazen güvenilir değildir ancak yine de elimizdeki en güvenilir şeylerdir. materyalisttir ve maddi dayanağı olmayan şeylerin boş inançlar olduğunu söyler.

    ateisttir. zira tanrılar varsa bile kesinlikle dünyaya ilgisizdirler tezini savunur. ancak yine de tanrıları inkar etmemeyi onlardan mutluluk devşirmeyi salık verir. yani yoga yapmak kız arkadaşınızı daha çok mutlu ediyorsa onu namazla kıyaslayıp (çünkü aslında olan budur) üzmeyin, bırakın budizmden mutluluk devşirsin.

    siyasal olarak da toplumsal sözleşmecidir. "toplumsal yaşam, insanların vahşi hayvanlara ve diğer insanlara kar­şı güvenlik ihtiyacı duyma­larıyla, "kimseye zarar ver­meme ve kimseden zarar görmeme" ilkesi temelin­de bir anlaşma yapmala­rıyla kurulmuştur." bu görüşleri ile rousseau, spinoza, marks ve hobbes gibi isimleri etkilediği bilinmektedir.

    "epikuros'un ahlak felsefesi, kirene okulu'nun hedonizmini hatırlatacak biçim­de, mutluluğun ve iyinin ölçütü olarak, acı (pathe) ve haz (hedone) duygularını temel alır. fakat epikuros'un bu kavramlara yaklaşımı kirene okulu'nunkinden farklıdır. epikuros için haz, insanın doğasından gelen ilk iyidir ve acıdan uzak ol­mak biçiminde tanımlanır. diğer bir deyişle, haz basitçe zevk-sefahat düşkünlüğü değil, acısızlıktır. acı ise, açlık, susuzluk gibi temel bedensel gereksinimlerin gi­derilmediği hallerin yanı sıra, korku ve endişe içerisinde yaşamak, ruhsal gergin­lik halinde olmak anlamına da gelir. epikuros'a göre, her haz iyi ve her acı kötü­dür. fakat bu, her hazzın seçilmesi her acıdan kaçınılması gerektiği anlamına gel­mez; kimi zaman haz, sağladığı yarardan daha çok sıkıntıya yol açar veya kimi acı­ların sonunda daha büyük bir hazza ulaşılabilir. dolayısıyla, seçimlerimizde akıl devreye girmeli ve bir anlamda fayda-zarar hesabı yapmalıdır.

    epikuros, mutluluğu da yine acısızlık (aynı anlama gelmek üzere, haz duy­mak) olarak, "beden sağlığı ile ruh dinginliği"nin bir arada oluşu şeklinde ta­nımlar; her iki koşul da aşırılıktan ve gereksiz arzulardan uzak durmayı gerekti­rir. arzular, "doğal ve zorunlu", "doğal ama zorunlu olmayan", "ne doğal ne de zorunlu olan" biçiminde üçe ayrılır. buna göre, doğal ve zorunlu arzuların gi­derilmesi acıyı ortadan kaldım -ki, doğada bu gereksinimlerin giderilmesi za­ten kolay olandır. doğal ama zorunlu olmayan arzuların giderilmesi de zorunlu değildir; sadece hazzı çeşitlendirir. llki yaşamak için beslenmek zorunluluğuna denk düşerken, ikincisi, örneğin, fazladan beslenmek anlamına gelir. doğal da zorunlu da olmayan arzular ise, epikuros'a göre, gereksizdir ve mutsuzluk ve­rir; zenginlik, mevki, şöhret hırsı sürekli kaygı yarattıkları için kaçınılması gere­ ken türde arzulardandır. fakat bu tür arzulardan da çok, insan ruhunu sürekli sarsan, endişe yaratan şey tanrılardan ve ölümden duyulan korkudur. epikuros için bu korkulan bertaraf etmek mutlu bir yaşamın olmazsa olmazıdır. "ölüm bizim için hiçbir şeydir, bu fikre alış," diye yazar epikuros. zira, iyi ve kötü, haz ve acı ancak duyularla mümkündür; oysa ölüm duyulardan yoksun olmak an­lamına gelir. ruhun ölümsüzlüğü de söz konusu olamayacağından, ölüme ve ölüm sonrasına dair kaygılanmak anlamsızdır; ölüm korkusu "zihnin akıldışı bir sapmasıdır" ve varlığıyla yaşamı da tatsızlaştırır.

    kaynak
    ağaoğulları, m. a., türk, d., yalçınkaya, a., yılmaz, z., & zabcı, f. (2012). sokrates'ten jakobenlere: batı'da siyasal düşünceler (3. bs). iletişim yayınları.sf.154-160