güney italya'da felsefi düşünüşü orpheusçu bir tarikat olarak canlandıran, bugün ünlü bir matematikçi olarak kabul edilen ve adı dik açılı üçgen teoremi olan "pythagoras teoremi" ile birlikte anılan, hiçbir şey yazmadan öğretisini yandaşlarına ezberletmiş, sayıları bir anlamda arkhe olarak kabul eden iyonyalı düşünürdür.
sayıları, bir anlamda arkhe olarak kabul eden pythagoras, sayıların özelliklerinden yola çıkarak (tek sayılar, çift sayılar, sonlu ve sonsuz sayılar gibi) evrendeki her şeyin sayıların bir uyumundan ibaret olduğunu savunur. sayılar, ikili karşıtlıklara temel rengini verir. erkek-dişi, iyi-kötü gibi karşıtlıklar, karşıt sayılardan oluşmaktadırlar. ama nihayetinde evrende bir uyum vardır. herakleitos'u etkilediği de bilinmektedi. (bkz: herakleitos kimdir?).
sayılar arkhe olarak kabul edildiğinde, bekleneceği gibi, her şey onlardan başlamakta ve onlarda bitmektedir. örneğin bir varlık olarak tasarlanan adaletin sayısı dokuz (9), sağlığın sayısı üç (3), yetkinliğin sayısı ondur (10). tek sayılar sınırlı olanlardır, çift sayılar ise sınırsız olanlar.
pythagoras'ın etkisi tahmin edilebileceğinden daha uzun bir zamana yayılır. m.s 6. yüzyılın sonuna kadar zaman zaman çeşitli baskılarla karşılaşsa da varlığını sürdürür. pythagoras'ın hayatı gibi, ölümü de söylencelere karışmıştır. ama bu söylenceler in ortak noktalarından biri, pythagoras'ın siyasal kimliğine ilişkindir.
pythagorasçı tarikatın, çoğu benzer örgütlenmeler gibi, ortaklaşmacı ilkelere dayalı bir tarikat olduğu yönünde genel bir kabul vardır. öyle ki "dostların malları ortaktır ve dostlar eşittir," sözlerini ilk kez pythagoras'ın söylediğine ilişkin savlar ortaya atılmıştır. bunu göstermek üzere, tarikata katılan her kişi, kişisel eşyaları dahil, tüm varlığını diğerlerinin varlığına katarmış. tarikatın aynı zamanda siyasal bir özellik gösterdiği de genellikle kabul edilmektedir. ancak tarikatın yapısından hareketle pythagoras'ın eşitlikçi bir düşünür olduğu sonucu çıkarılmamalıdır. öncelikle kendisi de aristokratik bir aileden gelmektedir ve yurdundan ayrılmasının arkasındaki nedenler iktidar mücadeleleri gibi gözükmektedir. fakat pythagoras'ın aristokrasi yanlısı bir düşünür olduğu, daha çok, organizmacı toplum görüşünü önceleyen fikirlerinden çıkartılır.
pythagoras, olimpiyatlar benzetmesi üzerinden insanları üçe ayırır. bazı insanlar olimpiyatlara yalnızca toplanan kalabalığa bir şeyler satmak ve kazanç elde etmek için gelirler. bazıları ise doğrudan yarışçılardır. onların amacı şan ve ün kazanmaktır. üçüncü grup ise seyircilerdir. pythagoras, seyirci grubu en üste yerleştirir. yarışçılar ikinci sırada gelir, kazanç peşinde koşanlar ise üçüncü sırada, en altta yer alır. bunu biraz daha açıklamak için, en alttaki grubun isteklerine, maddi ihtiyaçlar alanına teslim olmuş grup olduğu söylenmeli ki insanların çoğu böyledir. yarışçılardan oluşan ikinci grup ise ruhsal yönü kuvvetli, cesur insanlardan oluşmaktadır. onlan besleyen şey şan, nam, ündür. en üstte yer alan seyirciler ise azınlık gruptur. bu gruptakiler akli yönü baskın olan, küçük bir gruptur. bunlar, izledikleri şeyin maddi yapısını ve onu oluşturan dinamikleri kavramış, seyrettiklerinde var olan uyumu görmüşlerdir. ama aynı zamanda seyredilenin geçiciliğinin de farkındadırlar. o yüzden olabildiğince geçici olana bulaşmamaya, yalnızca seyretmeye çalışırlar. gerçekte seyrettikleri matematiksel bir uyumdan başka bir şey değildir.
insanlara ilişkin bu sınıflandırma girişimi toplum ölçeğinde düşünüldüğünde, pythagorasçıların organizmacı bir toplum görüşüne sahip olduğu düşünülebilir. toplumda her insanın ait olduğu bir kategori vardır ve herkes ait olduğu kategorinin özellikleriyle donanmıştır. bu ölçüde, kendisinde akli yönü hakim olanlar yönetmek, yürekli yönü baskın olanlar savaşmak ve korumak, isteklerine ram olanlar ise toplumun tümünün maddi ihtiyaçlarını karşılamak üzere donatılmıştır. görüldüğü gibi, ortaklaşa bir yaşamı savunmak ve olabildiğince bunu sürdürmeye çalışmak, zorunlu olarak eşitlikçi bir düşünceye sahip olmayı gerektirmemektedir. pythagoras, bunun en güzel örneklerinden biri olarak tarikatını kurduğu şehir olan kroton'da sürekli siyasal etkinlikler içinde bulunmuş ama istediklerini gerçekleştiremeden, bir ayaklanma sırasında tarikatının bir iki üyesi dışında neredeyse tümü öldürülmüş, kendisi ise, yaygın kabule göre, sığınmak zorunda kaldığı metapontum'da hayatını kaybetmiştir.
kaynak
ağaoğulları, m. a., türk, d., yalçınkaya, a., yılmaz, z., & zabcı, f. (2012). sokrates'ten jakobenlere: batı'da siyasal düşünceler (3. bs). iletişim yayınları. sf. 59-61
-
-
hakan yücefer hocanın 23.10.2023 tarihli dersinde alınmış notlar:
pythagoras'ı bir filozof gibi düşünmek yerine pythagorasçılık'ı bir tarikat, öğretinin etrafında birleşmş bir grup olarak düşünmek daha faydalıdır. zaman içinde pythagoras ile pythagorasçılık birbirine karışmıştır ki ahmet arslan'ın da kitabında pythagoras ve pythagorasçılık şeklinde başlık atmasının sebebi budur.
pythagoras mö 6. yy'da doğmuştur. samosludur. samos'un tiranıyla arası bozulduktan sonra kroton şehrine yerleşmiştir. kroton'da çok sonraları yeni platonculukla da karışarak çok uzun süre etkili olacak okulunu kurmuştur. i.s. dördüncü yüzyıla kadar öğretisi yaşamayı sürdürmüştür. bugün bildiğimiz tarikatçılığın ilk örneklerinden sayılabilir.
pythagorasçılar ile ilgili bildiklerimiz
1- ruhun ölümsüzlüğüne inanıyor gibiler. bu fikir milet okulunda hiç görülmeyen bir fikir. pythagorasçılar fizikçi değiller. bildiğimiz anlamıyla doğa bilimcisi olarak görülemezler.
2- ruhun beden değiştirdiğine, ruhun göç ettiğine de inanırlar. dayak yiyen bir köpek görünce "durun o benim ölmüş arkadaşımın ruhu, çığlığından tanıdım" diyor pythagoras bir anlatıya göre.
3- vejetaryenler. ruh hayvana dönüşebildiği için özel günler hariç özellikle et yemiyorlar. özel günlerinde arkadaşlarının ruhunu yiyorlar gerçi ama onu şimdi karıştırmayalım.
4- 217 erkek 17 kadın lideri var. kadınla erkek arasında bir doğa farkı yok derece farkı var. kadınlar erkeklerde daha az erdemli sadece ama ruh göçerken kadın ya da erkek olabildiği için kadın liderlere karşı da hoşgörülüler. 17'ye karşı 217 aşırı bir fark gibi görünse de aslında 17 kadın lider bile dönemin koşulların düşünüldüğünde cinsiyet konusunda aşırı derecede ileri bir bakış açısına sahip olduklarını söyleyebiliriz.
5- pisagorcular matematikle doğrudan bağlantılı. örneğin adalet karedir çünkü karenin her yanı eşittir, 5 evliliğin sayısıdır zira 2 kadın 3 erkektir gibi numerolojik inançları var. yalnız sayı sistemleri henüz sıfırlı sisteme geçmediğinden matematiği bizim düşündüğümüz gibi değil geometri üzerinden düşünüyorlar.
6- bir yandan da müzik sistemleri var. gök cisimlerinin dönerken çıkardığı bizim duyamadığımız müzikler arasındaki matematiksel bağlantıyı görmek gibi bir amaçları var.
7- içe kapanık bir tarikat. irrasyonel sayıları buluyorlar ancak bunun doğanın irrasyonelliğine işaret ettiği için paylaşmıyorlar. bu bilgiyi paylaşan bir kimseyi öldürdüklerine dair bir rivayet mevcut.r
8- bu öğretinin esas amacı ruhun kurtuluşu.
9- siyasete karışıyorlar ve kroton başta olmak üzere idareyi ele geçiriyorlar. bir ara halk isyan edip pisagorcuları öldürüyor. osho'nun tarikatı gibiler.
10- pythagoras'ın ölümünden sonra iki gruba ayrılıyorlar
10.a. kulaktan duyarak pythagorasçılığı öğrenenler.
10.b. bir de matematikçiler var. bunlar pythagorasçu teoriye hakim.
11- cemiyete giren kişiler 5 sene boyunca hiç konuşmuyorlar, önce susmayı öğreniyorlar.
pisagorcular fizik ve matematik tarihinde epey önemli yerleri var. kopernik kendi kitabını yazarken pisagor'u anıyor. dünyanın küre şeklinde olduğunu söyleyen ilk kişiler olabilir.
sırf mükemmel sayı olan 10'a tamamlamak için antikton diye bir anti-dünya varsayıyorlar. -
göç ettiği kroton'un parasal sistemini dahi onun yarattığına dair bir efsane vardır. sf.141
-----
yazılı eser bırakmamıştır.
---------
kroton'da çıkan ayaklanma sonrası iki pythagorasçı hariç tüm pythagorasçılar öldürülmüştür. sf.143
-----
yunan dünyasında aritmetiğin yaratıcısı olarak adlandırılır. sf.147.
arslan, a. (2011). sokrates öncesi ve yunan felsefesi (4. bs). istanbul bilgi üniversitesi yayınları.