müstekbir

[linkler]
  • "sözlükte "büyük ve cüsseli olmak" mânasındaki kiber kökünün "istif'âl" kalıbından (istikbâr) türeyen müstekbir kelimesi "kendini büyük ve üstün görüp gerçekleri kabul etmeyen, hakka karşı inatla direnen kimse" demektir. râgıb el-isfahânî'nin de belirttiği gibi "büyük" ile "küçük" izâfî kavramlar olup bir şeye nisbetle küçük olan diğerine göre büyük sayılabilir (el-müfredât, "kbr" md.). sözü edilen nisbîlik kur'ân-ı kerîm'de de görülmekte ve âyetlerde istikbârla ilişkili olarak istiz'âf da zikredilmektedir. müstaz'af, "zayıf ve cılız olmak" anlamındaki za'f (zu'f) kökünün "istif'âl" kalıbından türemiş bir sıfat olup "zayıf ve cılız kabul edilen, hakir görülen" demektir (a.g.e., "za'f" md.; lisânü'l-'arab, "kbr", "za'f" md.leri). istikbârın iki şekilde yorumlanması mümkündür. biri, kişinin kendini büyük işler başarmaya aday görmesi ve ona göre hazırlanmasıdır. bu uygun zaman ve mekânda uygun şekilde olduğu takdirde övgüye lâyık görülmüştür. ikincisi, insanın nefsini beğenip kendisinde bulunmayan bir değeri varmış gibi göstermesidir ki din ve ahlâk açısından yerilen bir davranıştır (râgıb el-isfahânî, el-müfredât, "kbr" md.)."

    kaynak
    islam ansiklopedisi