• afişiyle caspar david friedrich tablosunu andıran nuri bilge ceylan filmi. tam da öyle yapayalnız bir yerden düşünceli düşünceli konuşuyor hayat üzerine.
    kuru otlar üstüne… kurumak üstüne… içimizdeki çöller üstüne… birey üstüne… yalnızlık üstüne… aradıklarımız üstüne… elimizdekiler ve elimizdekiler arasından bulduklarımız üstüne… rastlantılar üstüne… kesitlerden mürekkep hayatımız ve hayattan bir kesit üstüne…

    "uzun" demem hiç nbc filmleri için, bence tamamlanmaları için ideal uzunluktadır. filmin daha en başında güzel bir yolculuğa çıktığınızı hisseder ve o yüzden de zaten uzun sürsün istersiniz.
    --spoiler--
    okul sahneleriyle açılıyor film ve bunları ilkokul öğretmeni olarak izlemek daha mı tuhaflaştırdı her şeyi yoksa daha mı anlaşılır hale getirdi emin değilim. ama her şeyi daha da gerçekçi yaptığını söyleyebilirim. sinemada gerçeklik izlemekten aslında hoşlanmam. en azından absürd bir tat arar ya da daha iyisi büyülü gerçekçi bir şeyler görmek isterim. perdedeki şeyin bizzat yaşadığım hayattan biraz farklı olmasını tercih ederim. ama bu filmin gerçekliğinden -tıpkı yönetmenin diğer filmlerinde olduğu gibi- bambaşka bir lezzet buluyorum. çünkü bazen öyle spontane hissettiren, öyle tekrarı ya da taklidi mümkün olamayacakmış gibi hissettiren eşsizlikte bir an ya da replikle karşılıyorsunuz ki bundan haz almamak elde olmuyor.

    kimilerinin bu filmden niçin nuri bilge ceylan'ın en iyi filmi diye bahsettiğini anladım. güzel darbeydi, çok sevdim. güzel fotoğraflardı, çok sevdim. fakat benim kıstasım bir zamanlar anadolu'da 'dır. bence onu aşan bir film değil. henüz değil.

    "neden hep taşra hikayesi?" sorusunun niçin gündeme geldiğini de anladım. nuri bilge filmin bir sahnesinde bu soruyu soranları tiye almış. içimin yağları eridi.

    tenis maçı gibi bir tartışma sahnesi burada da var, pek leziz. son derece doğal akan ama parıltılı diyalogları bir yandan yakalamaya çalışırken bir yandan içinizden içinizden karakterlerden biriyle kavga etmeye başlıyorsunuz, artık hangisine yakınsanız ötekiyle…
    --spoiler--

    sinemada oturduğum yere çakılıp kalmayalı uzun zaman olmuştu. salonu en son terk etmeyi severiz. mis.

  • bu gece izlediğim ve epey beğendiğim film. anadoluda bir şey varsa değişmez, bir şey yoksa da oluşmaz mesajını aldım filmden ben.

    --spoiler--
    orospusun nuray
    --spoiler--

  • burada deniz celiloğlu'nun film üzerine güzel bir röportajı var. "karakter bana karanlık gelmiyor çok fazla." dediği yerde beni kendine çekti. :)

  • analiz izlemek isteyenler için şurada sevgili fırat yücel ve altyazı ekibinin ne yazık ki "film benim siyasi hırslarımı ve beklentilerimi yeterince besleyemedi"den öteye gitmeyen profesyonel ama vasat bir analiz videosu ve burada da çok daha samimi bulduğum bir yorum videosu var.

    bu da çok güzel bir yalın alpay analizi.