• eski nors dilinden almancaya çevrilmiş 'tanrıların alacakaranlığı/uyanışı' anlamına gelen ifade. karşılığı 'ragnarök' iskandinav mitolojisinde kıyamet ve onun habercisi/kehanetiyle eşdeğerdir. snori sturluson adlı bir tarihçi ve şair tarafından şiirsel edda'da ilk defa 13.yy'da bahsedilmiştir.



    valhalla in flames, 1894'da orijinal operanın set dekaratörlerinden max brückner tarafından yapılan tasvir.

    götterdammerung, richard wagner tarafından bestelenen dört epik müzikal dram der ring des nibelungen (the ring of nibelung) adlı operanın sonuncusudur. 17 ağustos 1876'da ilk gösterimini beyrauth festspiele salonu'nda (daha sonra richard wagner tiyatro salonu) yapmıştır. alman kahraman hikayeleri ve eski iskandinav destanlarından bahsetmektedir. (bkz: nibelungen destanı) bu dört operayı yaratmak wagner'in 26 yılını almıştır. herkesin izlemese de bildiği star wars'taki şu şarkı ve bu şarkı benzerlik göstermektedir. star wars ve the ring (kısaltılmış adıyla) sadece müziğinde değil eser biçiminde; yapı ve tema olarak paralel olduğu üzerine karşılaştırmalar bulunmaktadır. kaynakçada bulabilirsiniz.


    hikaye dünyaya hükmedecek güce sahip büyülü bir yüzük etrafında geçer, bu yüzük nibelung cücesi alberich tarafından ren nehri'ndeki su perilerinden çaldığı altın ile dövülmüştür. tanrıların tanrısı wotan (odin) bu cüceden yüzüğü çalar ancak fafner (fafnir) ve fasolt adlı devlere tanrıların evi valhalla'yı inşa etmek üzere ödeme olarak vermek zorunda kalır; yoksa freia (freya)'yı alacaklardır. nesilleri içinde bulunduran bu hikayede wotan'nın fani torunu siegfried (sigrud) fasolt'u yüzük için öldüren fafnir'i öldürerek yüzüğü geri kazanır. ama sonunda yüzüğü kendisi isteyen alberich'in oğlu hagen'in entrikalarının bir sonucu olarak siegfried ihanete uğrar ve öldürülür. sevgilisinin babası sigmund'u kurtarmak için babasına meydan okuyup ölümsüzlüğünü bunun için kaybeden seigfried'in sevgilisi ve wotan'ın kızı valkür brünnhilde, seigfried'in cenaze ateşinde intihar ederken yüzüğü ren nehri'nin su perilerine iade eder. bu uğurda yüzüğü kurtarma peşinde olan hagen ise nehirde boğulur. bütün bunlar olurken de tanrılar ve valhalla da yok olmaktadır.

    tolkien akla geliyor değil mi? platon'un 'devlet' kitabında geçen gyges'in yüzüğü'nü duyduğumda da de direkt bu ışık yanmıştı (haliyle). wagner'in operasında da yüzüklerin efendisi'nde de aynı 'the one ring that rule them all' teması kullanıldı. tolkein, c.s. lewis ile birlikte operalardan ikincisi olan `die walküre `(valküreler) çevirisine başlamış olsa da wagner'den esinlenip esinlenmediği sorulduğunda 'her iki yüzük de yuvarlaktı ve orada benzerlik sona erdi'* demiştir. aşırı tepki olduğunu düşünenler de var. çoğu araştırmacı wagner ve tolkein'in yalnızca aynı hikayeden esinlendiği düşüncesinde. bu hikayede şiirsel edda'da bulunan völsunda destanı'na çıkarıyor bizi ve de nibelungenlied (nibelungen destanı). iskandinav mitolojisindeki andvaranaut (altın kaynaklarını bulabilen büyülü yüzük) ve sigurd'un ejderha fafnir'i ölürdüğü yüzük gram, tolkein'in dünyasında kendini the one ring ve narsil (tekrar oluştuğunda anduril) olarak bulur.

    vikipedi'ye göre orijinal hikaye edda'sında loki yüzüğü çalmıştır. (tabii aynı hikayenin içerisinde odin de mevcut) yüzük ilk başta andvari adlı şelale altında yaşayan ve kendini tunabalığına çevirme gücüne sahip bir cüceye aittir. loki ondan yüzüğü çaldığında intikam olarak yüzüğü lanetler, kimin eline geçerse kötü talih ve yıkım getirmektedir. loki yüzüğü oğlu otr'u yanlışlıkla öldürdüğünün karşılığında savaş tazminatı gibi telafi olarak hemen cücelerin kralı hreidmar'a (büyücü) verir. otr'un ağabeyi fafnir ise heidmar'ı öldürüp yüzüğü alır ve ejderhaya dönüşüp ona gardiyanlık eder. (smauuuug) sigurd daha sonrasında fafnir'i öldürür ve brynhildr'e verir. nibelungların kraliçesi grimhild, sigurd ve byrnhildr'i manipüle edip çocuklarıyla evlendirir ve andvaranaut'un lanetini aileye getirir.

    ben ise 'götterdammerung' terimine joseph campell'in 'ilkel mitoloji' adlı kitabında karşılaştım. bu noktada campell'in mitos hakkında gününün görüşünü de eklemiş olmak isterim;
    (bkz: mitos nedir?)

    "mitos" thomas mann'ın gördüğü ve birçok psikologun derinliğini kabul edeceği gibi "yaşamın temelidir, zamansız şemadır, bilinçaltının içinden çıkardığı izlerin yeniden üretilmesiyle yaşamın devam ettiği inanç yapısıdır." öte yandan, bütün etnolog, arkeolog ya da tarihçilerin gözlemleyeceği gibi, farklı uygarlıkların mitosları yüzyıllar boyunca ve insan yerleşiminin dünyayı kaplamasıyla birlikte önemli ölçüde değişmiştir. bir mitolojide 'erdem' olanın bir başkasında 'kötü' diye görülmesi, birinin cennetinin ötekinin cehennemi olması derecesinde değişim olmuştur. dahası, eskiden çeşitli kültür çevrelerini ve panteonlarını ayırıp koruyan düşünce ufuklarının artık birer birer yıkılmasıyla gerçek bir götterdämmerung tüm evrene ateşini salmıştır. bir zamanlar mitolojilerinin sağladığı dindarlığın bilinci içerisinde huzur dolu bir yaşam süren toplumlar, komşularının gözünde, tam tersine şeytanlar olarak buldular kendilerini. artık geçmişle hiçbir yerde hayal edilmemiş, daha derin, daha geniş mitolojiye gereksinim olduğu açıktır. yerel geleneklerin birbirinden farklı hayalinden çok daha esnek ve incelmiş, bu mitolojilerin daha geniş olanın ancak maskeleri olarak bilineceği, bütün parıltılı panteonlarının "zamansız şeması"nın ancak geçici kipleri olduğu, şeması olmayan bir arcanum arcanorumdur bu. (bkz: arcanum arcanorum)

    ama bu, kesinlikle, önümüzde bölümler halinde değişik bilimlerin salon ve müzelerinde yalnızca fark edilmeyi bekleyen ve bir yandan da büyük sanatçıların eserlerinde yaşayan büyük gizemli törendir. onun günümüze hizmet etmesi için tüm boyutlarıyla toplanması -ya da yeniden toparlanması- gerekiyor ve sonra sanat biçiminde, mucize gibi, ahlaki olarak yargılamadan, sevgiyle, öğretici neşeyle geçmiş formların festivalinde uyanan insanlığa katılarak ona kendimize aitmiş gibi yaşam vermeliyiz.''

    not: götterdammerung kelimesinin orijinalinde 'a' harfinin üstünde iki nokta bulunmaktadır. bu yazının sonunda wardruna dinlemeniz şiddetle önerilir.

    kaynakça;
    wagner, his "ring" and how luke skywalker comes in the picture, houston symphony
    tolkein gateway, the lord of the rings and the ring cycle
    the wagnerian, the star wars and wagner's ring
    joseph campbell, ilkel mitoloji, tanrının maskeleri ı, ıslık yayınları
    byock, jesse l. (1990). the saga of the volsungs: the norse epic of sigurd the dragon slayer.
    carpenter, humphrey (1977). j. r. r. tolkien: a biography.
    morris, william; magnusson, eirikur, eds. (1870). völsunga saga: the story of the volsungs and niblungs, with certain songs from the elder edda.
    evans, jonathan. "the dragon lore of middle-earth: tolkien and old english and old norse tradition".
    simek, rudolf (2005). mittelerde: tolkien und die germanische mythologie [middle-earth: tolkien and the germanic mythology] (in german)
    *carpenter, humphrey, ed. (1981). the letters of j. r. r. tolkien.