• amerika'da yapılan şahane bir gelir dağılımı araştırmasına denk geldim. en güzel kısmını sizler için altta paylaşıyorum.

    2000-2020 arasında amerikalıların %10'luk dilimlerinin toplam gelirden aldıkları payın ortalaması şu:
    0-10 ----- 1,7%
    10-20 ----- 3,5%
    20-30 ----- 4,4%
    30-40 ----- 5,3%
    40-50 ----- 6,4%
    50-60 ----- 7,7%
    60-70 ----- 9,3%
    70-80 ----- 11,3%
    80-90 ----- 14,7%
    90-100 ----- 35,7%

    bu arada %5, 25,7% alırken %1'in de 13,5% aldığını da belirtelim. (1)

    türkiye'de ise bu denli ince bir araştırma var mı ben bulamadım. ulaşabildiğim tek şey %20'lik dağılımlar(2) ki o da şu şekilde:

    0-20 ----- 5.9
    20-40 ----- 10.6
    40-60 ----- 14.9
    60-80 ----- 21.1
    80-100 ----- 47.5

    avrupa ortalaması ise şu şekilde
    0-20 ----- 7-9 arası
    20-40 ----- 12-15 arası
    40-60 ----- 17-20 arası
    60-80 ----- 22-26 arası
    80-100 ----- 35-45 arası

    bu veriler herkesin ulaşabileceği ya da zaten daha önce mutlaka bir yerde gördüğü veriler. ben sadece bu dağılımın insan grubunun doğası ile ilgili bize bir şey söyleyip söylemediği hakkında biraz spekülasyon yapmak istiyorum.

    bildiğimiz şey şu ki devlet müdahalesi olmadığında para en fakirlerden en zenginlere doğru hızlanarak akıyor. avrupa -özellikle nordik ülkeler- bu konuda abd ve dünyanın geri kalanına göre biraz daha iyi durumda. ancak bunun sebebi piyasa ekonomisi değil, ağır vergiler ve yeniden dağıtım politikaları. liberal düşünce içindeki en büyük tartışma aslında en başından beri bu. tek cümlede özetlemek gerekirse, insanların hayırseverliği insanlığa yetmiyor.

    "kendim için yapıyorum!" motivasyonu; farklılığı, zenginliği ve refahı yaratan ancak aynı zamanda da onun bölüşülmesini engelleyen şey. peki bu sorunu nasıl çözebiliriz? çok farklı öneriler var elbette. sosyal demokratlar avrupa'daki gibi vergileri artırıp yoksullara dağıtma peşinde. ancak bu da avrupa'nın amerika karşısında geri kalmasının temel sebeplerinden biri. sosyal demokrasilerde tembeller çalışmaya ikna edilemiyor, sermaye birikimi abd örneğindeki gibi aşırı yükselmediğinden büyük yatırımlar ya yapılamıyor ya da doğrudan devlet tarafından finanse edilmek zorunda kalıyor. üstelik bizim gibi seküler aydınlanmanın tamamlanmadığı ülkelerde devlete verilen her kuruşun suistimal edileceğinden eminiz.

    liberterlerin önerisi kulağa ne kadar mantıklı gelse de henüz denenmiş değil ve sonuçlarından emin değiliz, durumu daha da kötü bir hale getirme ihtimali var. üstelik toplumsal dayanışma üzerindeki etkileri de negatif olabilir. liberal eşitlikçi rawls ve dworkin'in fikirleri ise dünyanın bugünkü noktasında uygulanması imkansız fikirler. sosyalistlere, nasyonalistlere ve islamcılara değinmiyorum bile.

    o halde yeni bir düşünceye, yeni bir yaklaşıma ihtiyaç var. dünyada bunun üzerine çalışan çok fazla sayıda ekonomist olsa da gelir dağılımı sorunu sadece ekonomik bir sorun değil. tüm siyasal sistemi revize etmek ve hatta ahlaki normları en baştan tartışmak gerekiyor. umuyoruz orta-uzun vadede burada gerçekleşecek tartışmalarla da bu yeniliğe katkı sağlayanlar arasında olabiliriz.


    kaynak
    1-https://www.bea.gov/.../distribution-of-personal-income
    2-https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/2180996