• nick bostrom tarafından 2024 yılında yazılmış kitap. libgili yerlere gelmiştir. bu başlık altında ince ince okunacaktır.

  • 1. bölüm: pazartesi

    birinci bölümde bostrom ne yapmaya çalıştığını açıklayarak başlıyor. kitap bir dersi takip eden bir kaç gencin hikayesi şeklinde yazıldığı için esas metni profesör bostrom adlı hayali bir karakterden dinliyoruz. bu karakter bir haftalık bir ders veriyor ve ilk gününde ütopyanın anlamı üzerine konuşuyor.

    "this may not seem like the most pressing priority in our current situation… there are, we must concede, other causes and tasks with most legitimate claims on our attention. still, ı don't think it would be unbefitting for our civilization to at least cast a glance at what lies ahead if things were to go well: to consider, that is, where we eventually end up if we continue along the present path and completely succeed in what we are in the process of
    trying to accomplish…"

    sonrasında gelecekte pek çok sorunla yüzleşeceğimizi ve bununla ilgili şimdiden düşünmeye başlamamız gerektiğini ve ütopyanın ne olduğu üzerine konuşuyor. bu noktada myth of cockaigne'den dem vurarak insanların kafasındaki ütopyanın temelde gıda bolluğu ve çalışma azlığı olduğunu söylüyor. sonrasında ise eğer hayal edebileceğimiz en iyi ütopya buysa buna epey yakın olduğumuzu ima ediyor.

    sonraki bölümde keynes'in 2030 yılında verimliliğin 4 ile 8 kat arasında artacağı ve ortalama çalışma süresinin 16 saate düşeceği tahminine değiniyor. çalışma saatinin 36'ya, verimliliğin 5 katına, kişi başı gelirin de 7 katına çıktığını söylüyor.

    sonrasında ise insanların yine de günün üçte birini çalışmak için sebepleri olduğuna ve özellikle gelecekte teknolojik imkanlardan daha fazla yararlanmak için çalışmayı sürdürebileceğini iddia ediyor. açgözlülüğün tembelliği yendiğini söylüyor. insanların para ile satın alabilecekleri şeyin kısa sürede bitmeyeceğini ve paranın marjinal değeri düşünüldüğü kadar hızlı azalmayabileceğini iddia ediyor. paranın satın alabileceği çok daha değerli şeyler türeyebilir. üstün zeka, tamamen güzel bir beden ya da yaşam süresinde uzama gibi. üstelik sırf diğer insanlara yardımcı olmak için bile insanlar daha çok çalışmak isteyebilirler. ya da sadece komşularından daha iyi durumda olmak için. bu bölümde temel mesaj şu: insanlar cockaigne ütopyasındaki dünyaya sahip olsalar bile yine de çalışmak için bahaneler bulabilirler.

    ancak ya insanların çalışacağı hiçbir iş kalmazsa? yani insanlar çalışmak için bahaneler bulacak dedik ancak ya çalışacak yer olmazsa? herhangi bir ihtiyaç sadece makinalar tarafından yapılabiliyorsa?

    bostrom buradan malthusçu denge meselesine giriş yapıyor. toprak, sermaye ve işgücü arasındaki dengede işgücü tamamen gereksiz hale gelirse ne olacağını tartışıyor. önce tarihe gidiyor. okuması aşağı yukarı şu şekilde "avcı toplayıcı noktada herkes bir şekilde fakir bir hayat sürüyordu ancak yine de açlıktan ölmekten biraz iyi durumda olduğumuz için insan nüfusu artmaya devam etti. sonrasında tarımla birlikte insanlar olduğundan daha kötü yaşamaya başladılar ancak yine de bir takım avantajlı olanlar sayesinde insanlık varlığını sürdürebildi ve en sonunda aydınlanma ve endüstri devrimi ile birlikte insanlığın tekrar ömrü uzadı ve hayat kalitesi avcı toplayıcıların hayal edemeyeceği seviyeye ulaştı."

    günümüzdeki ya da günümüzden sonraki durum için de aşağı yukarı aynı senaryoyu öngörüyor bostrom. bugün sefaletten hallicelik, sonra tam sefalet sonrasında ise düşünemeyeceğimiz kadar iyi hayat.

    birinci bölümün sonunda ise tek başına daha iyi bir dünya için ne yapabileceğini araştıran bir kişinin amcasına yazdığı mektubu görüyoruz. bu mektupta feodor -bu arayışta olan kişi- sorularına yanıt bulmak için bilge birine ulaşıyor. ona ne yapabileceğini sorduğunda ise, eh pek bir şey yapamayız, yanıtını alıyor. ancak yine de ne yapabileceği üzerinde düşünmeye devam etme kararı alıyorlar.

    böylece pazartesinin dersi bitmiş oluyor.


    bostrom, n. (2024). deep utopia: life and meaning in a solved world. ideapress publishing.sf,1-60.