• "gençlerin takıldığı pret-a-revolter [isyana hazır olma] anlayışının artık hüküm sürmediği mekanlarda "kötü", "cool" olarak karşımıza çıkar. değerlilik mi yoksa değersizlik mi?" diye sorar sloterdijk(1) ve "atılan zarın sonucuna göre değişir" diye yanıtlar.

    bence bir eşcinsel erkeğin bir kadından çocuk sahibi olma ihtimali kadardır "cool"un gerçek bir değişiklik yaratma ihtimali. mümkün ancak baharatsız. zira eğer isyan yoksa, inisiyatif alma zorunluluğu hissedilmiyorsa ve herkes harekete geçmek için çok önemliyse bu durum kolaylıkla tüm pasif kitlelerin de arkasında toplanacağı genel bir işlevsizlik hali doğurur.

    cool yaşama karşı ilgisizliği ile karakterini kazanır ve bu ilgisizlik maskülen değerlerin toto genere yitirilişinden başka bir şey değildir temelde.

    sloterdijk, p. (2008). kapitalist dünyanın iiç-evreninde (1. bs). kırmızı yayınları.s.274

  • bu oluş çabasının toplumda geçici (ve yalancı) bir statü kazanma hissi yarattığından tercih edildiğini düşünüyorum.
    örneğin "düşen birine neden güleriz?" sorusunun cevaplarından biri thomas hobbes'a göre gülen tarafın hiyerarşik olarak geçici bir üstünlük ve zafer kazanma hissidir. pain and pleasure
    toplum içinde "komik duruma düşme"nin karşısında bir yerlere denk düşüyor cool olmak.

  • kölelik amerikasında doğuyor bu terim, köle sahipleri onları döverken-kırbaçlarken-tartaklarken sükunetini koruyabilen kişiler için kullanılıyor. oradan blues'a oradan da jazz'a sıçrıyor. 20'ler 30'lar jazz kültürünün içerisinden de sosyal sohbetlere yayılıyor.

    acı var. acı var.