• kendime çok baskı yaptığım bir konudur. belki başkaları da mustariptir diyerek anlatmak istedim. kitap, bazen ilişkiler, bazen de yaptığınız eylemi sonuna yaklaşmışken bırakmaktır bu. genellikle istemeden ya da bazen isteyerek yapılıyor.

    bilerek olduğunda, ya gerçekten bitmesini istemediğinizden ya da sonunu bildiğinizden kaynaklanan bir durum; istemeden olduğunda ise eğer benim gibi aklı ve zevkleri daldan dala atlayan biriyseniz, ya unutuyorsunuz ya da sıkılıyorsunuz. çünkü hali hazırda elinizde 5 kitap varsa her biri yaşadığınız bir duygu durumunu destekliyor olabilir. bu nedenle, o durumu geçtiğinizde olan motivasyon da darmadağın oluyor.

    tabii ki kimse neyi okumuş neyi bitirmiş biri diye tartışacak ya da yargılayacak değil, dönüp bitirmek de zor değil. (kendime verdiğim bir öğüt bu aslında) ama iş, çalışmaya ya da bir projeye geldiğinde aşırı sıkıntılı bir hal alıyor. kararsızlıkla birleşiyor, ertelemeler, isteksizlik... müthiş bir heyecanla başladığınız proje bir bakmışsınız cüsseli bir sorumluluk olmuş.

    insan ilişkilerinde ise ghosting dediğimiz şeye karşılık geliyor. biriyle mesajlaştıktan hemen sonra hevesiniz geçtiğinde ya da başka bir şeye ilgi gösterdiğinizde cevap vermeme durumu ya da cevap vermenin, hatta önemli bir mailini atmanın aynı iş yapmak gibi cüsse kazandığı saçma sapan bir durum.

    günde 20.000 duygu değişikliği yaşayan ben, inanın her birini yaşamaktan çok yoruluyorum, ama dönüp de yok efendim düzeltmeye girişeyim hiç gelmiyor içimden.

    ikizler burcu olmaktan kaynaklanıyorsa gerçekten çok güzel bir bahanem var elimde.

  • modern çağın en yaygın hastalığı sayılabilecek sorun. burçlarla ya da kişilik tipleriyle ilgili değil, etrafta çok fazla dikkat dağıtan şey olmasıyla alakalı gibi geliyor bana.

    her gün hala avcı toplayıcı olan beynimize akan nicelik olarak aşırı nitelik olarak neredeyse hiç verinin zihnimizde tetiklediği yeni yeni süreçler bizleri yeni fikirler, hareketler için heyecanlandırıyor. üst üste gelen heyecanlar da alttakileri gittikçe daha az çekici bulmamızı sağlıyor.

    yeni çağın insanları olarak belki daha az şeyi bilip, daha az yeri görüp, daha az duyguyu tadıp, daha az deneyim yaşamaya ihtiyacımız vardır. fomo ile yüzleşip, yeni ile aramıza biraz mesafe koymak iyi gelebilir.

    en azından ben kendi "bitirememe" sorunumu bu şekilde çözmeye çalışıyorum.