ismi minerva olan -1 aylık kızıma @ugur ismail amcası tarafından hediye olarak gönderilen peluş baykuş sayesinde vuku bulan olay.
şöyle açıklayayım: hegel, grundlinien der philosophie des rechts isimli eserinin sonunda "minerva'nın baykuşu alacakaranlıkta kanatlarını açar" diye bir cümle kullanıyor. benim okuduğum felsefe metinlerinde tanık olduğum en incelikli metafor olan bu cümle şu anlama geliyor:
"bilgelik(baykuş) zamanın ruhu zaten ortaya çıkmak üzereyken(alacakaranlıkta) durumu tespit eder."
hoş: tümü
|
bugün
başlıkta ara
-
-
bu cümlenin şarkı hali de var.*
(bkz: hep sonradan gelir aklım başıma) -
"felsefe, düşüncede kavranılan kendi çağıdır. herhangi bir felsefenin
kendi çağına özgü dünyayı aşabildiğini hayal etmek ...saçma bir şeydir. felsefe soluk rengini solgun zemin üstüne vurduğu zaman, bir yaşam biçimi daha eskimiştir. felsefenin soluk rengi ile o artık gençleştirilemez, sadece anlaşılabilir. minerva 'nın baykuşu kanatlarını ancak gün batarken açar."