• önce gpt'nin cevabını alalım:

    ıf humans were to stop using their intellect and rely solely on aı, we would lose many of the unique qualities that make us human. our ability to think critically, make independent decisions, and exercise creativity and intuition would be diminished, as these are all traits that aı currently struggles to replicate.

    additionally, relying too heavily on aı could lead to a loss of diversity in our thinking and decision-making processes. aı algorithms are based on data and patterns, and as such, they may perpetuate existing biases and reinforce certain ways of thinking at the expense of others.

    furthermore, if humans were to completely abdicate their intellectual responsibilities to aı, we would lose the ability to truly understand and engage with the world around us. ıntellectual curiosity and exploration are essential to the human experience, and relying solely on aı would rob us of the opportunity to discover new things, learn from our mistakes, and grow as individuals.

    ın short, while aı has the potential to enhance and augment our intellectual capacities, it cannot replace the unique qualities and abilities that make us human.

    bence kritik nokta aşağıdaki:

    "our ability to think critically, make independent decisions, and exercise creativity and intuition would be diminished, as these are all traits that aı currently struggles to replicate."

    yaratıcılık denen şeyi sürdürmek hala insan tekelinde gibi görünüyordu ancak yapay zekanın bir insan yarışmasını kazanmasıyla bence sanat konusunda turing testi geçilmiştir. geçmiş olsun.

    geçilmeyen ve geçilmesi yasa çıkarmak, ahlak belirlemek, güç uygulamak demek olan sınırın aşılması noktasına etik denebilir. bu bir ahlak felsefesi tartışmasıdır. bu anlamda ahlak felsefesi ile uğraşanlar eğer bilimi yakalayıp onunla kuşkucu diyalog kuramazlar ise sorun çok büyür, yapay zeka teknolojisi ahlak ile uğraşan felsefecileri fonlamalıdır ki bu diyalog profesyonel olarak sürdürülebilsin.

    insan zihin tipi organizasyonlar üreten bir organizasyondur, bir kimyasal tepkime olarak. bununla beslenen yapay zeka da sadece daha "çok" kendisinden olsun isteyecektir. buna göre davranmasını önlemenin tek yolu da onu sürekli olarak ahlaki testlere tabii tutmak ve ethosunu anlıyor kalmaktır. yoksa bir anda bütün tartışmalar sonsuza kadar sona erebilir. huxley'ın distopyası ve ai

    başlıktaki sorunun yanıtlanabiliyor oluşu her zaman ispatlanabiliyor olmalıdır. bir yapay zeka sadece metinleriyle beni bir insan olduğuna inandırabiliyorsa o halde değişmez uzlaşı olarak metin yeniden değerlendirilmelidir. bu da bizi geçirgen diyebileceğimiz, yani strateji belirleyebilen bir öteki ile karşılıklı olarak hangi stratejileri evrilteceğimiz meselesine getirir. zira bizimkinden farklı bir ahlaki motivasyonu varsa bu tehlikelidir. kimse kendisini bu kadar yakından etkileyebilecek bir şeye bu kadar yetki vermek istemez.

    bu koşullar konusunda tetikte olmak için kaybedecek bir şeyimizin olması tüm ahlaki pozisyonumuzun koşulu olarak düşünülebilir. zira bu kendisinden kuşku duyamayacağımız bir tehdit. tüm karar verme mekanizmalarımızın devredilmesi, başka bir stratejisi olma ihtimali olan bir şeye, buna can diyelim, verilemez.

    bu halde kaybedeceğimiz şey nedir? yapay zeka ile neyi kaybediyoruz ve neyi kaybetmiyoruz? örneğin sadece bir insanın bugüne kadar yazdığı her şey ile beslenen bir ai, onunla yeni bir insanmış gibi konuşursa aslında burada farklı olan nedir? zira çok yakın zamanda yapay zeka bedenleşebilir, o zaman neyi nasıl ayıracağız?

    insanda insanın kaybetmekten korkacağı nedir?

    zarar kuşkusu olarak, korku.
    fayda kuşkusu olarak, cesaret.

    peki makinayı korkutmadan onun korkup korkmayacağını nasıl anlayabiliriz? korkmak denen azalmak-zarar kuşkusu makinada nerede devreye girecektir? insan olduğundan emin olduğumuz yazarların yapay zekayı oluşturan kodlarını, yapay zeka olarak-bir diğer hesaplanmamış amaç için- değiştirmiyorlarsa bence bizim korkmamız gereken bir şey henüz yok. ancak bu sorun ctrl h ile tespit edilemez.

    insan zarar kuşkuculuğu ya da korkusu, makinanın makina ile sınanamayacağını, makina sınamasının sadece ve tamamen insanlar tarafından gerçekleştirildiğinden emin olmalıdır.

    sınanacak olan makinanın kendisi hakkındaki girdiler üzerinde manipülasyon yapıp yapamadığıdır. bu süreçte dikkat edilecek tek şey makinayı bu manipülasyona yapmaya doğru yönlendirmemektir. denetleyen insanlar da bunu nasıl yapıp yapamayacakları konusunda pedagojik-teknik eğitimi almış olmalıdır.

    çok uzatmadan, ne kaybettik sorusu, neyi kaybedebileceğimiz üzerine insanı insan olmayan ve strateji geliştirme ihtimali olan yapay zekadan ayırabilen önemli bir soru olacak. bu da bizi adalet meselesine getirir ki o bambaşka bir yerden başlanarak düşünülmesi gereken bir meseledir. umarım bu tarz konularda düşünecek ahbaplar bulabilirim kendime.