• incir çekirdeği görmeyen var mıdır, bilmiyorum ama kendisi çok minnacık bir şeydir.
    başlığımızdaki deyim, çok küçük, önemsiz birtakım 'şeyleri', durumları anlatmak için yaratılmış bir deyim.

    yeri gelmişken size incir çekirdeğinin de hikayesini anlatmak istiyorum:
    -incir seven veganlar belki de bu hikayeyi okumak istemezler, şimdiden onları uyarayım, onların okuması sakıncalı olabilir.-

    şimdi incir ağacının da hem dişisi hem erkeği var. erkek incir ağacının incirleri yenmiyor bildiğiniz gibi.
    dişi incirin meyvesinin yenilebilir hale gelmesinin nedeni incir arıları. çünkü erkek incirden gerekli polenleri alıp dişiye taşıyan ve böylece bizim bayılarak yediğimiz o ballı, şahane incirleri oluşturanlar hep bu incir arıları. yani incirin içinde o ağzımıza çıtır çıtır gelen şeyler aslında o arıcıktan geriye kalanlar. evet, onu arı haliyle tabii ki yemiyoruz, içeri erkek incir poleniyle giren ve dişiyi bu şekilde dölleyen incir arıları, incirin ürettiği bir tür enzimle, incirin içinde parçalanıyorlar ama yine de tümüyle yok olmuyorlar işte. belki de incirin ağzımıza bu kadar lezzetli gelmesinin nedeni de onlardır.

    şu arı denen canlıya neresinden bakarsanız bakın, gerçekten çok büyük saygı duymak gerekir. neredeyse yaşamın temel taşları onlar. zaten denmiyor mu hep bilim dünyasında; arılar dünyadan kaybolduğunda insanlık da sonlanır, diye.

    bütün bu anlattıklarım aklıma daha önce netflix'de izlediğim bir filmi getirdi. film pek matah bir film değil ama ilginç ve içinde arılar da var. buraya 'trailer'ını bırakayım, belki birinin ilgisini çekebilir.
    io:
    bilimkurgu sevenler, bu filmi de seveceklerdir eminim. bir de başrolünde margaret qualley'nin oynadığını öğrenirlerse. (bu kızla ilgili bir yazıyı da paylaşmalıyım, henüz başlığı da açılmamışken.)