• hep kedilerin garipliklerinden söz ediyoruz şaşırarak. şaşırmamalıyız, biliyorum ama bu bizi güldürüp eğlendiriyorsa paylaşmak hoş.
    benim yaramaz mesela, benim neleri önemsemediğimi, neleri önemsediğimi kesinlikle hissediyor. hissettiğini bildiğimi de biliyor. aramızda süregiden tansiyonlu bir oyun var.
    ne zaman evin içinde bir yeri onun tüylerinden arındırıp bir şekilde ona çaktırmadan koruma altına almaya çalışsam, biliyor ve buluyor. fizik kanunları değişebilir ama bizde bu kural değişmez.
    dışarı çıkarken kep ve güneş gözlüğü kullanıyorum. kepin onun tüyüne bulanmasından da hoşlanmıyorum. bu nedenle kepi hep onun ulaşamayacağı yerlere koymaya dikkat ediyorum. genellikle de asıyorum. geçen koltuğun oturma yerine değil, sırt dayama yerinin üstüne koymuştum. aklımdaydı ama bir şekilde kaldırmayı unuttum işte.
    sabah bunu gördüğümde nerede uyanıp, geniş geniş gerinip esnediğini tahmin etmişsinizdir. üstelik o daracık yerde nasıl becerdiyse, kepin cırt cırtını da açmış, özellikle cırt cırtın üstü tüyden görünmez haldeydi. ben ona öylece bakarken bu, esnemesi biter bitmez, kepi bir tekmede koltuğun arkasına uçurarak, yere, yanıma zıpladı. "mavf!"
    böyle tek kelime, sonra kıçını döndü, tıpır tıpır merdivenlere. az sonra eşeleme sesleri de geldi.
    bence, bana, "bak üstüme gelme, bi dahakine o kıymetli şapkanın üstüne sıçarım!" demek istedi. anladım.
    n'apalım, kader. allah beterinden saklasın. gülü seven dikenine katlanır ve bilumum benzer atasözleri.......
    "ben şimdi seni........"

1 entry daha