su

  • thales'e göre arkedir. kimyaya göre h2o.

    ama ben bambaşka bir şey hakkında konuşmak istiyorum. ilk bilinçli insanların su ile olan ilişkilerini düşünmek güzel bir egzersiz değil mi sizce de?

    3 gün su bulamıyorsan, ölüyorsun. pubg çocuk tiyatrosu kalır bunun yanında. bugün firmalar yahut devlet olmazsa suyu nereden bulacaksın?

    özgürlük tartışmaları almış başını giderken suya ulaşımı dolaylanmış insanın cyborg'lük hayalleri kurması ne anlama geliyor? serap görmekten kurtulmak yerine sanki seraplar gerçekmiş gibi mi davranmaya başladık? ya da daha kötüsü seraplar artık gerçekten gerçek mi? (bkz: jean baudrillard)

    suyu bulursan susamışlar, ateşi bulursan ateşi sönmüş zavallılarla ölümüne dövüşmek zorundasın. kurtlar, aslanlar, tilkiler ve ayılar da cabası.

    su bulununca, yemek bol olunca insanlar mağaraların duvarlarına resimler çizmeye başlıyorlar. biz ise ölüm kutularında özgürlük manifestoları yazıyoruz. sanat yapmamak için yemek ve suya ulaşamamanız dışında bir bahane yok.

    içinden su akan bir mağara bulduğunda en büyük dedelerimizden biri dans etmeyi icat etmiş olabilir.

    su dünyanın en underrated metasıdır. fiyatının düşük olması onun kıymetini unutmaya sebebiyet veriyor. su kaynakları hakkında halkı daha iyi düşündürmek gerekiyor.

    su ya serindir ya da eski. hayatı yaşamayı gerçekten sevenler suyu soğuk içerler.

    bir bardak su vermemek mesela, ahlaksızlıkların en büyüğüdür. richard rorty örneğin, yapabileceğimiz en büyük kötülüğün acımasızlık olduğunu söyler. ancak acımak her zaman en iyi strateji değildir. bu da kötülük sorunu üzerine düşünmemizi gerekli kılar.

    (bkz: kötülük sorunu)(bkz: kötülüğün sıradanlığı)

    su çok olunca da rahatsız eder, en güzelin sınırını bilmeyi yani, sevmeyi-sevilmeyi öğretir.

    22 mart su günü'nüz kutlu olsun!

3 entry daha