gidiyorumbu 1. nesil yazar

kahve.

"kahvenin kökenine ilişkin belki de en bilindik efsane, etiyopyalı bir keçi çobanı ve onun dans eden keçileri hakkında olan ve kahvenin kazara keşfedildiğini aktaran kaldi veya hâlid mitidir. bu efsanenin fazlasıyla revaç kazanmış olmasının nedeni, muhtemelen batı edebiyatlarında yoğun bir ilgi görmüş olmasıdır. miladi 800 yılı havaline kadar uzanan söz konusu hikâyenin, genellikle her seferinde benzer şekilde rivayet edildiği gözlemlenmektedir. bu efsaneye göre, kaldi veya hâlid adındaki keçi çobanı, meçhul bir bitkinin meyvelerini çiğneyen sürüsünde, bazı uyarıcı etkilerin husule geldiğine ve hayvanlarının büyük bir enerjiyle dolduğuna şahit olmuştur. bu meyveleri denediğinde, çobanın da kendisini enerjik hissettiği, hatta ondan şiir ve şarkıların hâsıl olduğu dahi anlatılmaktadır. keza çobanın söz konusu bitkinin meyvelerini yakınlardaki bir din adamına götürdüğü; ama din adamının bunların kötü olabileceği düşüncesiyle onları ateşe attığı anlatılmaktadır. ne var ki ateşle buluşan kahvenin havaya yaydığı güzel rayihanın din adamının fikrini değiştirdiği ve bu ürünü demlemek suretiyle dindaşları için yeni bir içecek imal ettiği rivayet edilmektedir. tahmin edileceği üzere, bu meçhul bitki, kahveden başkası değildir."

kaynak: ayyıldız, e.,(2021, december 3-5).ınternational anatolian conference on coffee and cocoa[paper presentation], turkey.coffee

pms yani premenstrual syndrome, menstrüasyondan önceki yaklaşık 1-2 haftalık süreci kapsayan, fizyolojik ve psikolojik semptomlarla kendini gösteren sendromdur.
semptomlar çoğunlukla göğüslerde hassasiyet, şişkinlik, baş ağrısı, duygu durumunda dalgalanmalar, gerginlik, huzursuzluk ve öfke şeklindedir.
türkçe'de "adet öncesi gerginlik sendromu" denen bu sendromun kesin sebepleri bilinmemekle birlikte değişen hormon seviyelerinden kaynaklandığı sanılır.

kaynak: premenstrual syndrome.(2022, november).in wikipedia.pms

amerikalı mitolojist ve yazar joseph campbell tarafından yazılmış, her senaristin baş ucunda duran, öykü yaratmanın formülü niteliğindeki kitaptır.
monomit de denilen teorisine göre tüm kurgularda kahraman aynı veya benzer döngüyü takip etmektedir.
buna göre kahramanın yolculuğu, sıradan dünya ve olağan dışı dünya olarak iki evrende geçer ve on iki aşamadan oluşur:
1- sıradan dünya
2- maceraya çağrı
3- maceranın reddi
4- akıl hocasıyla (mentor) tanışma
5- ilk eşik
6- testler, dostlar, düşmanlar
7- büyük soruna yaklaşma
8- büyük değişim/çile
9- ödül-ceza
10- geri dönüş
11- doruk noktası
12- sıradan dünyaya dönüş

yemek yapmamak.

sanatçılık. (her türlü sanat)

eylemeyi sevdiğim bir eylem.

kul e'ûzu birabbinnâs.
melikinnâs.
ilâhinnâs.
min şerrilvesvâsil hannâs.
ellezi yuvesvisu fî sudûrinnâs.
minelcinneti vennâs.

çok hoş bir rhyme'ı var ve cinlerden koruyor. harika.

akademisyen, editör, çevirmen ceren sungur'a ait çoğunlukla tarih konulu paylaşımlar yapan, bunun yanında "öz hakiki kişisel gelişim" başlığı altında faydalı kitaplar inceleyip sohbet yayınları da yapan bir youtube kanalı.

uyku ihtiyacımız yaşa göre değişiklik gösteriyor. ihtiyacımız olan uyku süresi national sleep foundation'a göre okul çağına kadar (6 yaş) 10 saat ve üstüne çıkarken genç yetişkin ve yetişkinler için 7-9 saat arası optimal süre. (1)

bu durumda ortalama 8 saat uykuya ihtiyacımız olduğunu varsayıyoruz ama bu herkes için geçerli değil. maastricht university'den dr. merijn van de laar çoğu insan için 4.5 ila 5 saatlik uykunun yeterli olduğunu söylüyor. bu noktada bilmemiz gereken; uykunun aralıksız tek bir kesit ya da derin başlayıp sonra hafifleşen bir süreç olmadığı. uyku; derin uyku ve rem safhalarından oluşuyor. vücudumuzun hem fizyolojik hem de beyin aktiviteleri açısından yenilendiği süreç ise 4.5-5 saatlik derin uyku safhası. peki neden light sleep safhaları var? buna evrimsel açıdan bakarak cevap bulabiliriz. yalnızca 5 saatlik bir derin uyku uyuyor olsaydık bu sürede uyanmak daha zor olurdu; bu da tehlikeli ortamlarda uyumak zorunda kalan atalarımızı savunmasız hale getirirdi. (2)

bazılarımızın 8 saatten az uyuyarak zinde hissettiği ve sağlıklı kaldığı da bir gerçek. çünkü uyku sürelerimizi etkileyen genler var. 2009 yılında uc san francisco scientists, yaptıkları bir araştırmada dec2 dedikleri "kısa uyku geni"ni keşfediyorlar. bu gene sahip insanlar 6 saatlik uykuyla en az 8 saat uyuyanlar kadar zinde hissedebiliyorlar. daha sonra 2019 yılında aynı araştırmacılar adrb1 dedikleri bir başka geni keşfediyorlar. benzer etkileri olan bu gene sahip insanlar daha az uykuyla yetiniyorlar ve dahası bu insanların daha iyimser, daha enerjik ve çoklu göreve daha yatkın oldukları gözleniyor. (3)

kaynak:
1- suni, e.(2022, august 29). how much sleep do we really need.sleep foundation. sleep foundation
2- universal-sci. (2021, august).why you don't actually need 8 hours of sleep per night.sleep
3- alvarez, j. (2019, august 28). after 10-year search scientists find second short sleep gene.short sleep gene

bir diğer yöntem de şüpheliyi cildinde herhangi bir ben, yara izi yahut doğum lekesi var mı diye araştırmaktır; bunlar şeytanın işareti kabul edilir.

takdir edilmesi güç bir iş yapıyor zira en özgürlükçü ve medeni olanlarımız bile örneğin pedofilinin şakası yapılmaz düşüncesinde.

çabasız mizahı çok hoşuma gidiyor.

müşteri deneyimi uzmanı

ilk sebep; beynimizin ödül mekanizmalarını harekete geçiren pek çok şeyden birinin de eşgüdümlü hareketler olması. beynimizin orbitofrontal korteksini hem müzik hem de yapılan veya seyredilen dans hareketleri harekete geçiriyor. birini dans ederken izlemek sizin beyninizdeki hareket mekanizmalarını da etkiliyor. (1) bu durumu ayna nöronlarımızla da ilişkilendirebiliriz. insanlar, dans patternlerini fark etmeye, tekrar etmeye ve hatırlamaya yatkınlar. (2)

cambridge üniversitesi müzik profesörü ıan cross dansın evrilişinin muhtemelen dilin evrilişine çok benzer bir sebepten kaynaklandığını, dansın sosyal ilişkilerimizi kuvvetlendirdiğini söylüyor. kendimizle aynı hareketleri yapan başkaları arasında bağ kurduğumuzu gösteren teorik çalışmalar var. çünkü imitasyona da yatkınız.(3) güney kaliforniya üniversitesi'nden dr. scott wiltermuth, başkalarıyla senkronize olarak dans etmenin birliktelik duygularını güçlendirdiğini söylüyor. (4)

bir diğer sebebin evrimsel olması mümkün. university of reading'ten prof. steven mithen, neandertallerin de şarkı söyleyip dans ettiklerini söylüyor. ona göre neandertaller iletişim kurmak için ritimli sesler çıkarıp el çırptılar ve vücutlarına vurarak dans ettiler. aynı zamanda kuş seslerini ve diğer organik sesleri de taklit ettiler.(5)


kaynakça:
(1): (2008, september 26).why do we like to dance:and move to the beat.scientific american.scientific american

(2): (2019, june 14).the dancing species: how moving together in time helps make us human.the dancing species

(3):laland, k.n., bateson, p.p.g., (2001).the mechanism of imitation. cybernet. sys.,32.

(4): dingfelder, sadie f.(2010. april).dance, dance evolution.dance, dance evolution

(5):mithen, s.(2005)the singing neanderthals: the origins of music,language, mind and body