cort markasının üretmiş olduğu, h-s-s manyetik dizilimine sahip, strat kasa elektrogitar (bkz: stratvari)(bkz: startımtırak)(bkz: stratımsı)

günümüzde üretilip üretilmediğine ilişkin bilgiye sahip olmamakla birlikte, 2014 ve öncesi için bilgi vermek gerekirse; son derece kaliteli bir köprü olan wilkinson tremolo, vs50ı ve gitarın fiyat aralığına göre iyi sayılabilecek mighty mite manyetikler kullanılmıştır.

bir adet 2006 model arctic white - endonezya üretimine sahip olduğum bu gitar, güzel clean ve crunch tonlarına sahiptir; son derece yumuşak, yıllar geçtikçe güzelleşen bir ton yelpazasi vardır. elimdeki gitar için konuşmak gerekirse; yaklaşık 17 yaşında olmasına ve gitar standında sürekli açıkta durmasına rağmen köprüsünde ve/veya donanımında en ufak bir pas bulunmaması ve akort kaçırma probleminin olmamasıyla gönülleri kazanmıştır. tüm gitarlarda olduğu gibi seçerek almak gerekir, keza aynı model arasında uçurum derecesinde farklılıklar olabileceği unutulmamalıdır. 2008 öncesi üretimlerinin işçiliği ve kalitesi, yenilere göre kesinlikle daha üst düzeydedir. 2004 model kore yapımı olanların ilanlarına da denk gelinebilir.

pickguarda sahip versiyonu için (bkz: cort g250)

new york şehri için önemli bir isim olan colombia üniversitesi profesörü wallace sayre'ın ortaya attığı kanun.

bu kanuna göre; "bir tartışmadaki hararet, tartışma sonucunun pratikte etkileyeceği şeylerin büyüklüğüyle ters orantılıdır."

"kant tartışmasının kanlı bitti" haberini bu açıdan değerlendirirsek biraz daha anlaşılır olur diye düşünüyorum. buradan

türkiye'de sosyal bilimlerin gelişmesi adına- çağı yakalama biçimleri sebebiyle- neredeyse tüm sosyal bilimler fakültelerinden daha fazla katkı sunacağını düşündüğüm websitesi.

web sitelerine buradan, telegram kanallarına buradan, twitter adreslerine ise buradan ulaşabilirsiniz. haklarında daha detaylı bilgi edindikçe burayı güncelleyeceğim. umarım aralarından bir kaç kişiyi güncel fikirlerini burada tartışmaya açmaya için ikna edebilirim.

normalleştirdik vakıflardaki tecavüzleri normalleştirdik
şehit haberlerini normalleştirdik
duyduğumuz yolsuzlukları normalleştirdik
kadın cinayetlerini normalleştirdik
komşusu açken tok yatmayı normalleştirdik
ezilmeyi ve ezmeyi normalleştirdik
hukuksuzluğu normalleştirdik
adam kayırmayı normalleştirdik farkında mısınız böyle haberleri duyunca artık hiç kimse vermesi gereken tepkiyi vermiyor sizin de fark ettiğiniz normalleştirdiğimiz neler var? nietzchenin bahsettiği tanrının ölümünün sebebi her şeyi bu kadar normalleştirdiğimiz için mi ?

bazı insanlar için perşembe akşam namazından sonraki zaman dilimine verilen isim.

bir durumu ortaya çıkaran sebebin tek bir şey olduğu yanılgısı. reduction fallacy veya indirgeme hatası isimleriyle de anılır.

havacılık kazalarını inceleyenler bilirler ki bu kazalar neredeyse her zaman birkaç sebebin birleşimi yüzünden meydana gelirler. bir gösterge bozuktur, uçağa bakım yapan personelin gözünden kaçmıştır ve bunu başka aletlerle teyit etmek yerine evine daha hızlı varmaya çalışan pilotlar tarafından bu bozukluk ihmal edilir. bütün bu sebepler bir araya geldiklerinde de felakete yol açmıştır.

örnek:

"faiz sebeptir enflasyon sonuçtur. böylece faiz indirimine gidersek enflasyon düşecektir."

tek cümlede iki yanılgı. burada ters nedensellik hatası da yapılmış. yani yüksek faiz yüksek enflasyonun bir sonucudur aslında. aynı zamanda enflasyonun tek sebebini yüksek faiz sanmak diğer bütün etkileri görmezden gelmek demek. nedir bu etkiler? merkez bankasına göre:

1- para arzının artması
2- emtia fiyatlarında yükselme
3- enflasyon beklentisi

kaynak:
merkez bankası

not: enflasyon hakkında danıştığım değerli yazar @muktesid'in konuyla ilgili görüşünü de izniyle aşağıya bırakıyorum:

"günümüzdeki case'e bakarsak düşük faiz kur ve talep artışı kanalıyla yüksek enflasyona neden oldu, denebilir. ancak ileride yüksek faiz nedeniyle arzda yaşanacak daralma talebi karşılayamazsa da enflasyon yükselişi devam edebilir. malum turizm ülkesiyiz, vatandaş yüksek faiz nedeniyle talebi kesse de turist tüketimi devam edecek. aynı şekilde rusya, ukrayna ve diğer ülkelerden gelen göçmenler de var. bu ortamda faiz artırılırsa bazı ürünlere erişimde sıkıntı yaşanabilir.

gıda, konaklama gibi kalemler kritik.. deprem nedeniyle de çok fazla tarım ürünü ve hayvan kaybedildi, üretim durdu. oralardan batıya göç edenlerin neden olduğu kira artışlarını da hesaba katmak gerek. yani şu an dahi düşük faiz ortamında arz problemi var, mesela sıfır araç kıtlığı var. yüksek faizle birlikte talep dizginlense de normal talebin karşılanamaması halinde fiyat artışları sürebilir. bu nedenle, iktidar değişiminden bağımsız olarak birkaç sene daha yüksek enflasyon bekliyorum mevcut ortamda maalesef... "

gündelik hayatta ve kampta kullanılabilecek kaliteli çakılar üreten marka.

fazıl say'ın cumhuriyetin 100. yılı için bestelediği marş.

şuradan dinleyebilirsiniz

başıma bir şey gelmeyecekse, pek beğenmedim diyeceğim. müziğini beğendim ama ilkokul çocuğunun bile "bu ne olm" diyeceği sözler müziğe hiç yakışmamış. cumhuriyet, türkiye kelimelerinin geçmediği bir 100. yıl marşı mı olur? hele sözlerini bi didiklemeye kalksam, girdi bitmez.
coşku moşku duymadım. bak 10'uncu yıl marşına, izmir marşına, her çaldığında akpli değilsen yerinde duramazsın.
kendimi sokaklarda ver ver ver ver elini diye bağıra bağıra söylerken hayal edemiyorum. dile dolanacak bir şey bulamadım marşta. yazık olmuş bence.

o gün geldiğinde türkiye genelinde iki şarkının hakimiyeti söz konusu olacaktır diye düşünüyorum.
1- yaşa mustafa kemal paşa yaşa!
2- dombra

(birinci sıradaki şarkı değil marş mahiyetindedir, farkındayım)

ben o gün vakit bulursam sadece ve sadece uyumak istiyorum. bunun daha 15 mayıs sabahı vs. var, o sebeple uykum bir tık daha ağır basıyor.

dünyanın bilinen en geniş şempanze topluluğunun (120 üye) 6 sene boyunca alfalığını yapmış, dokuz çocuk babası jackson isimli şempanzenin hikayesini izlediğimiz muazzam bir netflix belgeseli.

arctic monkeys grubunun solistidir ve söz yazarıdır.

bence son münasip çocuklardandır.

friedrich wilhelm nietzsche'ye göre "onursuz olanlar, kendine zarar vereni hakaret edeni hor görenler ya da sevenler dışında herkes öç alır."

friedrich wilhelm, n. (2014). gezgin ve gölgesi insanca, pek insanca-2 (m. tüzel, çev.; 1. bs). türkiye iş bankası kültür yayınları, sf.31

"sanatın tarihi, teknik becerilerin gelişmesinin tarihi değil, düşünce tarzının ve gereksinimlerin değişmesinin tarihidir."

kaynak
gombrich, e. h. (2019). sanatın öyküsü (e. erduran & ö. erduran, çev.; 11. bs). remzi yayınevi.sf.44

yavuz turgul şener şen ikilisinin 2007'de çektikleri film. kurtlar vadisi dahil her ortamda değinilen "kabadayı ve mafya farkı" ile bu kuşak çatışmasına odaklanmaktadır.

--spoiler--
ali osman* eski kuşak bir kabadayıdır. alemden elini ayağını çekmiştir ama ortamlarda saygı görür, el öptürür, kendisi de küçükleri sever büyükleri sayar, darda olanları mazlumları korur. bir gün, yıllar sonra murat isminde bir oğlu olduğunu öğrenir.

murat* uzun yıllar sonra ortaya çıkan bu babayla uğraşmaya niyetli değildir zira başı yeterince derttedir. çalıştığı bara yeni nesil bir çete lideri olan devran* el koymuştur, üstelik devran murat'ın sevgilisi karaca'ya da aşıktır. o kadar saplantılı aşıktır ki, karaca'nın kendisine "şeyin küçük" demesini bile sorun etmez, onun için dünyayı yakıp beraber iş yaptığı abilerini kıtır kıtır kesecek kadar da gözü karadır. ve bu tehlikede murat ile karaca'nın tek çareleri ali osman'a sığınmaktır. ali osman ise murat'ı gerekirse tek başına koruyacaktır...



--spoiler--

kurtlar vadisi karakterlerinden. nişan şirinyan tarafından canlandırılmıştı.

--spoiler--

kurtlar konseyinin yahudi asıllı dışişleri bakanıdır. asıl işi borsa manipülatörlüğüdür ama her türlü iktidar değişikliğini bile kolayca yaratabilecek kadar güçlü bir adamdır. polat alemdar baron olduğu zaman da ona siyonist örgütlerle ilgili kapsamlı bir sunum yapmıştı. o da nizamettin gibi 3. sezonda rolü büyüyenlerdendir. karahanlı'nın öldürülmesiyle baronluğa adaylığını koyar, ama karısının kasedi ortaya çıkar (ki aslında bu olayı kullanan da kendisiydi, laz ziya'nın görüntülemesine ve kendisine şantaj yapmasına izin verip sonra şantaj diyaloğunu kayda alarak konseye ulaştırmış, "adaylığımı çekiyorum ama laz ziya'yı da sizlere şikayet ediyorum" diye yemişti adamı). laz ziya'yı konseyden attırsa da kendi adaylığını da koyamaz ve polat'ın baron seçilmesine sesini çıkaramaz...

konseyin tasfiyesi kapsamında, kırmızı ışıkta beklerken bir çocuğun uzaktan kumandalı arabasıyla w124'üne takılan uzaktan kumandalı bomba patlamadan hemen önce duyduğu son söz auferte malum ex vobis olmuştur.

--spoiler--