entry'ler (244)

başlık listesine taşı
  • auguries of innocence

    var olan en güzel şiirlerden:
    (bkz: william blake)
    (bkz: augur)

    ----

    to see a world in a grain of sand
    and a heaven in a wild flower,
    hold infinity in the palm of your hand,
    and eternity in an hour.

    a robin redbreast in a cage
    puts all heaven in a rage.

    a dove-house fill'd with doves and pigeons
    shudders hell thro' all its regions.
    a dog starv'd at his master's gate
    predicts the ruin of the state.

    a horse misused upon the road
    calls to heaven for human blood.
    each outcry of the hunted hare
    a fibre from the brain does tear.

    a skylark wounded in the wing,
    a cherubim does cease to sing.
    the game-cock clipt and arm'd for fight
    does the rising sun affright.

    every wolf's and lion's howl
    raises from hell a human soul.

    the wild deer, wand'ring here and there,
    keeps the human soul from care.
    the lamb misus'd breeds public strife,
    and yet forgives the butcher's knife.

    the bat that flits at close of eve
    has left the brain that won't believe.
    the owl that calls upon the night
    speaks the unbeliever's fright.

    he who shall hurt the little wren
    shall never be belov'd by men.
    he who the ox to wrath has mov'd
    shall never be by woman lov'd.

    the wanton boy that kills the fly
    shall feel the spider's enmity.
    he who torments the chafer's sprite
    weaves a bower in endless night.

    the caterpillar on the leaf
    repeats to thee thy mother's grief.
    kill not the moth nor butterfly,
    for the last judgement draweth nigh.

    he who shall train the horse to war
    shall never pass the polar bar.
    the beggar's dog and widow's cat,
    feed them and thou wilt grow fat.

    the gnat that sings his summer's song
    poison gets from slander's tongue.
    the poison of the snake and newt
    is the sweat of envy's foot.

    the poison of the honey bee
    is the artist's jealousy.

    the prince's robes and beggar's rags
    are toadstools on the miser's bags.
    a truth that's told with bad intent
    beats all the lies you can invent.

    it is right it should be so;
    man was made for joy and woe;
    and when this we rightly know,
    thro' the world we safely go.

    joy and woe are woven fine,
    a clothing for the soul divine.
    under every grief and pine
    runs a joy with silken twine.

    the babe is more than swaddling bands;
    throughout all these human lands;
    tools were made and born were hands,
    every farmer understands.
    every tear from every eye
    becomes a babe in eternity;

    this is caught by females bright,
    and return'd to its own delight.
    the bleat, the bark, bellow, and roar,
    are waves that beat on heaven's shore.

    the babe that weeps the rod beneath
    writes revenge in realms of death.
    the beggar's rags, fluttering in air,
    does to rags the heavens tear.

    the soldier, arm'd with sword and gun,
    palsied strikes the summer's sun.
    the poor man's farthing is worth more
    than all the gold on afric's shore.

    one mite wrung from the lab'rer's hands
    shall buy and sell the miser's lands;
    or, if protected from on high,
    does that whole nation sell and buy.

    he who mocks the infant's faith
    shall be mock'd in age and death.
    he who shall teach the child to doubt
    the rotting grave shall ne'er get out.

    he who respects the infant's faith
    triumphs over hell and death.
    the child's toys and the old man's reasons
    are the fruits of the two seasons.

    the questioner, who sits so sly,
    shall never know how to reply.
    he who replies to words of doubt
    doth put the light of knowledge out.

    the strongest poison ever known
    came from caesar's laurel crown.
    nought can deform the human race
    like to the armour's iron brace.

    when gold and gems adorn the plow,
    to peaceful arts shall envy bow.
    a riddle, or the cricket's cry,
    is to doubt a fit reply.

    the emmet's inch and eagle's mile
    make lame philosophy to smile.
    he who doubts from what he sees
    will ne'er believe, do what you please.

    if the sun and moon should doubt,
    they'd immediately go out.
    to be in a passion you good may do,
    but no good if a passion is in you.

    the whore and gambler, by the state
    licensed, build that nation's fate.
    the harlot's cry from street to street
    shall weave old england's winding-sheet.

    the winner's shout, the loser's curse,
    dance before dead england's hearse.

    every night and every morn
    some to misery are born,
    every morn and every night
    some are born to sweet delight.

    some are born to sweet delight,
    some are born to endless night.

    we are led to believe a lie
    when we see not thro' the eye,
    which was born in a night to perish in a night,
    when the soul slept in beams of light.

    god appears, and god is light,
    to those poor souls who dwell in night;
    but does a human form display
    to those who dwell in realms of day.

  • murphy kanunları

  • thor heyerdahl

    dünyanın en ilham verici şekilde yanılan adamı.

    okyanusta ilkel bir sal ile yedi bin kilometrelik o meşhur yolculuğu yapışları esnasında yüzme bilmemesi de enteresan bir detay.

  • retorik nedir?

    antik yunan'da eğitim ikiye ayrılıyordu.

    trivium adı verilen söze ilişkin sanatlar: gramer, mantık ve retorik.
    ve quadrivium: aritmetik, geometri, müzik ve astronomi

    (bkz: yedi özgür sanat)

    romalılar da hem pragmatik bir medeniyet oldukları için hem de roma krallığı sonrası politik iklimleri bunu gerektirdiği için bu eğitimin retorik kısmına oldukça eğildiler . diğer sanatlar retorik kadar itibar görmedi çünkü toplumu etkilemenin ve sosyal-ekonomik güç kazanmanın yolu iyi hitabetten ve iknadan geçiyordu.

    büyük zaferler kazanmış romalı kumandanların başarıları, iyi hatipler tarafından kendilerine mal edilebiliyor, topluma büyük fayda sağlayan insanların yaptığı işlerin iyi olup olmadığı halka hatipler tarafından anlatıldığı için acta non verba düsturu tam olarak işlemiyordu. tıpkı bugün olduğu gibi.

    retorik kısaca ikna etme sanatıdır ve bu tanım üzerinde pek ihtilaf yoktur. ikna etmeye yönelik araçların ne olduklarını ve ne zaman ne düzeyde kullanılmaları gerektiğini araştırır. bir konuşmanın beş aşaması vardır.

    inventio(buluş) : ilkelerin en önemlisi, diğer ilkeler bu buluşun üzerine inşa edilecektir. kısaca, argüman bulma süreci.

    dispositio(düzen) : argümanların en etkili halde sunulmak üzere sıralanması.

    elocutio (biçim): argümanların nasıl sunulacağının kararlaştırılması.

    memoria (ezber): konuşmanın ezberlenmesi.

    pronuntiatio (konuşma): konuşmanın kendisi. konuşma yapılırken kullanılacak ses tonu, beden dili.

    bu ayaklardan herhangi birinin aksaması durumunda ikna çabası nafile olabilir. görüldüğü gibi şimdilik, ikna edilecek kişiler denkleme alınmadı. ama hitabetin asıl öğelerinden birinin hitap edilen kişiler olduğu o zamanlarda da biliniyordu. bu yüzden yukarıdaki aşamaların her birinde kime hitap edildiğinin gözetildiğini aklımızdan çıkarmayalım. "pathos" kısmında tekrar döneceğiz.

    bir retorik metnin üç ana niteliği vardır ve bu üç sacayağı üzerinde yükselecek metin için her birinde ayrı stratejilere ihtiyaç duyulur.

    ethos: konuşmacının karakteri/ahlakı. sıklıkla konuşmanın başında bu nitelik öne çıkarılır.
    örnek:
    "ömründe bir karıncayı bile incitmemiş olan ben"

    pathos: dinleyicide uyandırılacak hisler. duygudaşlık yaratarak dinleyiciyi konuşmacıyla aynı zemine çekmek amaçlanır.
    örnek:
    "beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber yürüdük yağan yağmurda."

    logos: meselenin kendisi. ikna için kullanılacak kanıtlar, veriler, göndermeler. konuşmacı artık hislere değil akla hitap etmektedir.

    ***

    hayatımız boyunca her gün kullandığımız dilin ikna etme özelliği en az 4000 yıldır inceleniyor ve daha etkili kullanılmaya çalışılıyor. gerçeği ve özgürlüğü arayanlar için retorik sanatını nasıl kullanacağını bilmek faydalı. daha da faydalısı bu sanatın kendine karşı kullanılıp kullanılmadığını anlayabilmek.

    kaynak:
    winterer, caroline (2002). the culture of classicism: ancient greece and rome in american ıntellectual life, 1780–1910. baltimore: johns hopkins university press.
    roberts, jimmy jack mcbee (1972). the earliest semitic pantheon. johns hopkins university press.
    kennedy, g. a. (1994). a new history of classical rhetoric. princeton university press.

  • enheduanna

    adını bildiğimiz en eski yazar. bu özelliğinin yanında güzel de bir kadın olduğu söylenir.

  • alfred kinsey

    "sexual behavior in the human male" ve "sexual behavior in the human female" kitaplarıyla 1950'ler amerikasında sansasyon üzerine sansasyon yaratan seksoloji profesörü alfred kinsey, çağdaş "cinsiyet teorisi" çalışmalarının çoğunun üzerine inşa edildiği bir çok vaka çalışmasını gerçekleştirmiştir.

    bu çalışmaların yayınlanması esnasında farkedilmeyen ancak 40 yıl sonra kinsey üzerine kapsamlı bir çalışma yapan james jones* tarafından anlaşılan duruma göre kinsey, o zamanlar tabu olan seks, eşcinsel davranış ve çocuk cinselliği üzerine araştırma yapabilmek için pedofili suçlularından ve fahişelerden toplumdaki oranlarından kat kat fazla faydalanmıştır.

    bu örneklem seçimi de haliyle çalışmaların yanıltıcı sonuçlar vermesine sebep olmuştur. bugün bir öncü olduğu söylenerek lgbt ve woke kültürünce yüceltilen kinsey üzerine hollywood 2004 yılında bir film çekmiş, yetmeyince de "masters of sex" adında bir diziyle de yaşamı ve çalışmaları dramatize edilmeye çalışılmıştır.

    (bkz: yanlış örneklem nedir?)

    kaynak:
    *jones, james h. (1997). alfred c. kinsey: a public/private life. new york: norton.

  • !tübitak ne alemde?

    2018 yılında tracy bowell ve gary kemp'in "eleştirel düşünme kılavuzu" kitabını türkçe yayınlamışlardı. yetişkin kitaplığına güzel eserler eklemeye devam ediyorlar. ama bunu yayına hazırlayanlar yukarıdaki ansiklopediyi hazırlayanlarla pek alakalı değildir sanırım.

    her köklü kurum gibi orada da liyakat esasıyla zar zor işini yapmaya çalışanlarla, siyasi atamalarla orada olanlar bir arada.

    biz yine de sorumluluk bilinciyle işini -her şeye rağmen- yapmaya çalışanların hakkını yemeyelim. mehdiler gelir geçer, içi boşalan kurumlar bir zaman gelir esas kimliklerine tekrar kavuşurlar.

    artık bu tür kurumların ne halde olduğunu tartışmanın yararsız olduğunu düşünüyorum. sivil entelektüel bir kimlikle biz ne yapabilirsek onu yapalım.

    paylaşılan ansiklopediyi de inceledim. hazırlayanları temin ederim, sosyal bilimler böyle bir şey değil.

  • sakral çakra dengeleme

    tekerleme gibi pratik. (bkz: kartal kalkar dal sarkar)

    üşenmeyip izledim. daha doğrusu dinledim... kapsamlı bir eleştiri yazısı da yazacaktım ama videoya maruz kaldığım süre ile hayatıma verdiğim değer arasındaki ilişkiyi düşününce video hakkındaki düşüncelerimi yazmamın olağandan fazla sabır gerektireceğini düşündüm.

    lütfen bu videodaki öğüt ve düşünceleri ciddiyetle dinleyip kendisi için yararlı bulanlar buraya yazsınlar. o görüşleri samimiyetle merak ediyorum.

  • manipülatör

    ilacının eğitim olduğu konusunda @miteherik'e katılıyorum. aileden başlayarak çocukların kuşku ve merak kaslarını geliştirmeye çalışmak, işi ve yetkinliği bir fikri allayıp pullayıp satmak olan "hatip"lere karşı önemli bir önlem.

    bununla beraber yetişkinlerin de sorgulayıcı taraflarının zamanla epridiğinin farkına varması elzem. zaman zaman fikirlerini başka insanlarla konuşarak, tartışarak sınamayan kişiler kendi akıllarına fazlasıyla güvenir hale geliyorlar. bu güveni istismar edebilecek bir manipülatör de önce karşısındakinin fikrî tutumlarını övüyor, sonra sadece "yüce akıllı insanların vakıf olabileceği kanaatlerin" bu zihinlerde tutunmasını sağlıyor.

    batı medeniyetini diğer medeniyetlerin önüne taşıyan şey de bununla ilişkiliydi. kant'ın meşhur makalesini hatırlayalım. kanaat önderinin, papazın, babanın, kralın aklıyla düşünmek yerine kendi aklıyla olay ve durumları tartmaya başlayan nüfus bir-iki jenerasyonun sonunda yararlı bir fikir iklimi yaratabildi.

    cehalet, yanlış bilgilenmiş olmaktan daha tehlikeli değildir. cahil insan var olan az bilgisiyle tutarlı çıkarımlar yapabilir ve eğer erdemli bir insansa kendine ve toplumuna faydalı işler yapabilir. ama yanlış bilgilendirilen insan -bir de bu bilgi kutsalsa- neredeyse her zaman zararlıdır.

    buna karşı koyabilmenin reçetesi önce "kendini bilmek". descartes'ın yaptığı gibi, her şeyden şüpheyle ile işe başlayıp hakikat sandıklarımızı hayatla yüzleştirmek. kanaatlerimizi sınamak ve zor da olsa düzeltmek.

    "felekten intikam almak, demektir ehl-i idrâke
    edip tezyid-i gayret müstefid olmak nedâmetten" *

    yanisi de şu:

    "yanlışından ders alıp çabayı arttırmak
    anlamakta usta insan için kaderden intikam almaktır"

  • ivan aivazovsky

    ilk görseldeki resim joseph mallord william turner'ı anımsattı. ertesi yıl bunun bir de "akşam ışığında galata kulesi" versiyonu yapılmış.

    bu da harikulade bir resim. link

  • chewbacca savunması

    adını star wars serisindeki kaba saba (gibberish) bir dili olan canlıdan*
    alan tartışma stratejisi. chewbacca defense.

    bu savunma karşı tarafı bir takım retorik taktiklerle susturarak haklı çıkmaya çalışarak yapılır. bu taktikler de aşağıdakilerin bir veya birden fazlasıdır:

    - tartışmayı uzatarak karşı tarafı yormak.
    - red herring
    - ökeleme safsatası
    - fikirdurduran kullanımı
    - foklamak
    - ad nauseam (bkz: ad nauseam nedir?)

    bu taktiklerden herhangi birinin işine yaradığını gören tartışmacı, karşı tarafın herhangi bir hatasını yakaladığında da bunun -aynı laubali tartışma üslubuyla- üzerine giderek haklılığını ispatlamaya çalışır. şahan gökbakar'ın sinan sağıroğlu tiplemesi bu savunmayı ustalıkla kullanır mesela.

    petrol tarım ürünü müdür?

  • 28 mayıs 2023 cumhurbaşkanlığı seçimi

    çankaya'daki sandığımızda katılımın seyri geçen turla aynı.

  • 28 mayıs 2023 cumhurbaşkanlığı seçimi

    yarın beraber kaybettiğim insanlara yarından sonra daha çok sarılacağım.

  • madsen pirie

    "how to win every argument: the use and abuse of logic" başlıklı çok satan kitabıyla tanınan britanyalı ekonomist.

    adam smith enstitüsünün başkanlığını yapan sıkı bir liberaldir.

    maalesef yukarıdaki kitap dışında türkçeye kazandırılmış bir kitabı yok. külliyatının pdf versiyonları malum yerlerde bulunabilir. önerdiğim kitapları:

    - freedom 101
    - trial & error and the idea of progress

  • köy sandıklarından gözlemler

    şehir sandığından gözlemlerimi yazayım da karşılaştırma fırsatı bulabilelim.

    çankaya'da sandık kurulu üyesiydim ve yarın da aynı sandıkta olacağım. burada görünürde mevzuata aykırı iş yapılmamasına rağmen özellikle akpli sandık kurulu üyesinin enteresan davranışları oldu. her aşamaya dahil olmak istediği için sayımda aksaklıklar yaşandı, sayın ve belgeleme olağandan çok fazla sürdü vb. halbuki diğer partili sandık kurulu üyeleri çıkan erdoğan-akp oylarını kurtaracak müdahalelerde de bulundular.

    başka bir örnek, sandık başkanları olayları tutanağa geçirmemekte diretiyor. başka sandıkta görevli olmasına rağmen oy kullanmaya çalışan bir vatandaşı son anda engelleyebildik ve bunu kaydetmenin -nedense- "ne gereği vardı ki?"

    bir tespit daha: çankaya özelinde akp teşkilatları harıl harıl çalışıyor arkadaşlar. biz oy çuvalıyla beraber gidecek millet ittifakından bir kişiyi bulmak için güçlük çekerken (yine sabah beşten beri ayakta olan ben gitmek zorunda kaldım) akpli genç çocuklar çuvalla gidebilmek için sıra bekliyorlardı. demokrasi aşığı gençler evlerinin rahatında "sandıkları terk etmeyelim!" tweetleri atarken bu tabloyu görmek insanı hayrete düşürüyor.

    son bir not olarak da "oy ve ötesi" gönüllülerine değinmek isterim. hemen hemen hepsinin nazik üslupları dikkatimi çekti. gün boyunca okulun bulunabildikleri her yerindeydiler ve bu fedakarlıkları için büyük bir teşekkürü hak ettiklerini düşünüyorum.

    daha önce de söylediğim gibi en kötü senaryoda bile 1 gün daha umut var.

    "sandıkları terk etmeyelim."

/ 17 »