• deva partisi genel başkanı ali babacan'ın dahiyane (!) fikri. yurt dışında yaşayan vatandaşların sıkıntılarıyla ihtiyaçlarıyla ilgilenecek milletvekilleri olacakmış o plana göre.

    böylece yurt dışında yaşayan vatandaşlar oy verdiklerinde, oyları ülke geneline değil, sadece kendi milletvekillerine gidecekmiş. miş muş.

    euro'yla dolarla para kazanıp, sonra gelip o paraları türkiye'de ezip, yeğenim, türkiye cennet, avrupa'da yaşam çok kötü, sürünüyoruz diyen dayılara ayrı milletvekili tahsis edeceğiz, öyle mi?

    yahu, daha burada meclisin içini zar zor görmüş, seçim bölgesine gitmemiş milletvekillerini beslemekten bıktık ömür boyu. bi de bunların yurt dışı versiyonlarıyla mı uğraşacağız?

    kaldı ki, yurt dışında yaşayan vatandaşlarla dışişleri bakanlığı, dolayısıyla büyükelçiler ve konsoloslar ilgilenmiyor mu? bi zahmet işlerini düzgün yapsınlar.

    kaynağa buyurun

  • yurtdışında yaşayan insanların tamamının bu denli refah içinde yaşadığı varsayımını, avrupa'daki akrabalarım dolayısıyla, biraz fazla aceleci buluyorum. türk diasporası aşağı yukarı 6-7 milyon insana tekabül ediyor ve bu insanların temsillerinin olmaması, seslerinin parlamentoda duyulmuyor oluşu bence giderilmesinde fayda olan bir sorun. bu sebeple benim "ince görülmüş" gördüğüm ve desteklediğim bir öneridir.

  • amacım @ugur ismail'in girdisi üzerine kendi girdime bir ekleme yapmaktı. ancak lafı biraz uzattım ve düzenlemenin görülmeyeceğini düşündüm. bu yüzden ayrıca bir girdi yazmak istedim.
    başlıktaki ilk girdiyi yazarken amacım, yurt dışında yaşayanların temsil hakkı olmamalı demek değildi. tabii ki olmalı ve var zaten. yurt dışındaki vatandaşları dışişleri bakanlığı temsil eder. onların sorunlarıyla bakanlık ilgilenir. sorunlar bakanlar kuruluna getirilir, orada çözülür. vatandaşlıktan çıkartılmaları da bakanlar kurulu veya cumhurbaşkanı kararlarıyla olur. tbmm muhattabı değildir. çünkü bakanlar kurulu da milletvekilini muhattap almaz yapısı itibarıyla. meclis bakanlara soru sorar ama cevabı beğenmezse yaptırımı yoktur.

    bu temsilciler, gurbetçilerin yaşadıkları ülkelerle ilgili çok kapsamlı bilgi sahibi olmalılar. bu yüzden de dışişleri mensuplarıdır bunu yapan. bu eski parlamenter sistemde de böyleydi, şimdiki ucubik sistemde de öyle. ama son 20 yılda devletin tüm kurumlarını, işleyişini, protokollerini öyle bir hiçe saydılar, öyle bir değiştirdiler ki, hiçbir şey işlemesi gerektiği gibi işlemiyor.
    liyakatlı, eğitimli ve tecrübeli diplomatları monşer diye aşağılayıp, türkçeden başka dil bilmeyen, uluslararası ilişkilerle ilgili tek bir şey okumamış, tek istediği kapağı yurtdışına atıp, para kazanmak, gezip tozmasını, yemesini içmesini devletin hesabına yazdırmak olan insanları alıp, büyükelçi yaparsan, dış politikan masaya yumruk vurup, dayılanmak olursa senin diasporan da yaban ellerde yalnız kalır. sesini duyuramaz. 3 tane milletvekili seçip alın bunlar da sizi temsil edecek dersen hele hiç olmaz. sadece 3 tane milletvekiline devletin kasasından hayatını yaşatmış olursunuz ve bu devletin yeterince sömürüldüğünü düşünüyorum. sadece şu son 20 yılda değil, çok uzun zamandır öyle ama o başka bir girdinin konusu

    sonuç olarak fikir doğru, uygulama yanlış çünkü niyet yanlış. babacan'ın niyetinin yurt dışında yaşayan muhafazakar seçmenlerin oyunu akp'den tırtıklayıp, deva'ya milletvekili kazandırmak olduğundan eminim ama kanıtlayamam.

  • #4366 no.lu entry'de @la chatte noire o kadar çok ard arda doğru şey söylüyor ki bir yanıt yazmasam mı diye düşündüm bir an. ancak yine de diyaloğun sürmesi ve tartışmanın derinleşmesi için zannediyorum ki konuşmaya devam etmek gerekiyor.

    öncelikle yurt dışındaki insanların temsilinin dış işleri bakanlığı tarafından yürütülmesi gerektiğini söylemek zannediyorum ki temsil kavramını farklı anlamamızdan kaynaklanıyor. sorunlarla ilgilenmek noire için temsili kapsayan bir anlamı haiz iken benim için bu şekilde değil. ben temsili daha çok politik hürriyetin bir uzantısı olarak yasama sürecine dahil olmak olarak anlıyorum. elbette yurt dışında yaşayan insanların neden kendilerini bağlamayacak yasalar hakkında söz söyleme hakkı olmalı diye sorulabilir, ancak burada bahsettiğimiz kimseler türk vatandaşlarıdır ve yasamaya katılmak onların anayasal hakkıdır. artık bir bakanlar kurulu olmadığı için bu insanların dış işleri aracılığı ile yasamaya katılmaları mümkün değildir, ki öncesinde de zaten değildi.

    ikinci mesele gubidik sistemin b.ktanlığı ve son 10 yılda türk hariciyesinin geldiği durum. bu konuda sıfır itiraz. ortamı yumuşatmak adına bir kara mizah esprisi yapacağım: egemen bağış çekya büyükelçisi.

    sonuca bir itiraz olarak da uygulamanın yanlışlığı konusunda detaylı bir okumam olmadığı için derin bir yanıt vermeye çalışmayacağım ama babacan'ın niyeti buysa, partisinin vekil adayları chp listelerinden giren ve chp'nin vizyonuna gerçek bir katkı sağlayan bu siyasetçinin bu niyetinin neden yanlış olduğunu anlayamıyorum. akp'den oy tırtıklamak amacında yanlış olan nedir? muhafazakar demeyelim holigan akp'lilerin oylarını dolaylı olarak millet ittifakına katmak isteyen bir siyasetçiyi eleştirmeli mi, yoksa bunu daha önce kimsenin aklına gelmemiş bir yöntemle yaptığı için tebrik mi etmeli ben emin değilim.