• yaşamı anlamak için andy pross'un yaşam nedir? adlı kitabından faydalanacağım. bu kitapta pross yaşamı anlamanın önündeki engelleri tartışırken esas sorunun canlı diyebileceğimiz bir mekanizmanın termodinamiğin ikinci kuralıyla -her şey düzensizliğe meyleder- nasıl uyum içinde olabileceğini anlamak olduğunu söyler. zira üzerinde konuştuğu tüm çözüm yolları bu meşhur ikinci kuralla bir şekilde uyumsuzluk içinde görünmektedir. pross, bu kuralın kimya dünyasında karşılığının "kimyasal tepkimelerin görece kararsız materyallerin daha kararlı olanlara dönüşmesi" olduğunu söyleyerek kendi yaşam hipotezinin açımlamaya başlar. (pross, 2016, s. 64) meselenin teknik detaylarını burada vermeye gerek yok, aklımızda tutmamız gereken şey; bir kimyasal tepkimenin, daha yüksek serbest enerjili ve kararsız materyallerin katalizör ve reaktant denen aracılar ile daha düşük serbest enerjili ve kararlı materyallere dönme yönünde bir kurala uygun davrandığından haberdar olmaktır.

    ikinci önemli nokta kataliz ve otokataliz arasındaki farktır. aradaki temel fark kataliz sürecinde ürün ile katalizör birbirlerinden farklı maddelerken, otokataliz sürecinde ürün ile katalizör aynıdır. pross herhangi bir otokatalizör örneği bu noktada vermez, onun yerine farkın anlamına odaklanır. kataliz doğrusal ve otokataliz ise üstel artar. daha da basitleştirelim, 100 gr madde üretmek kataliz süreçte milyarlarca yıl alırken, otokataliz sürecinde bir saniyenin altında gerçekleşir. pross "yaşamın temelinin katalitik ve otokatalitik tepkimelerin hızları arasındaki farkta yattığını söylemek istiyorum." diyerek bu sürecin önemine dikkat çeker. (pross, 2016, s. 67) kataliz süreci için su örneği verilebilirken -su çıktılı hidrojen ­ oksijen tepkimesinde ürün su, katalizörse bir metal ya da metalik bir bileşiktir.- otokatalize asetonun bromla tepkimesi örnek verilebilir. bu tepkime sonucu bromoaseton ve hidrojen bromürün ortaya çıkar. çünkü hem tepkime bir asidin varlığıyla katalize edilir, hem de ürünlerden biri (hidrojen bromür) bir asittir.

    bu noktada rna hakkında da birkaç şeyi tekrar hatırlamamız gerekiyor. birincisi doğrudan pross'tan gelsin: "rna gibi kendilerini kopyalayabilen moleküller, serbest durumdaki yapıtaşlarının birbirleriyle bağ kurarak orijinal molekülün kopyasını mey­ dana getirmelerini sağladıkları için kendi kendilerini üretirler." bu işlemi yapabilmelerinin sebebi de rna moleküllünün bir şablon gibi davranabilmesidir(mills vd., 1967). bu süreçte kopyalanan kopyalayanın kendisi olduğu için yukarıda verdiğimiz tanımlara uygun bir şekilde tepkime oto-katalitiktir. ikinci önemli gelişme, moleküllerin daha önce enzimler olmadan kendini kopyalayamayacaklarının varsayılmasıydı. bu varsayım da düzensizliğe meyilli bir evrende düzenin ortaya çıkışının anlaşılmasını zorlaştırıyordu. ta ki 1986'da moleküllerin kendilerini bir enzime ihtiyaç duymadan kopyalayabildikleri ispatlanana kadar.(von kiedrowski, 1986)
    rna olsa bile tek bir molekülün ikinci bir enzime gerek kalmadan kendini kopyalayabilmesi yaşamın varlığı için yeterli değildir elbet, ancak tepkimenin hızı ve kendiliğindenliği göz önünde bulundurulduğunda kimya içinde yeni bir dalın ortaya çıkışına sebebiyet verecek kadar ciddiye alınmak zorundalığı doğar, bu yeni dala da biyoloji denir.

    buraya kadar olan argümanları kısaca toplayalım ve basitleştirelim:
    1- kimyada bazı tepkimeler anormal derecede hızlı gerçekleşir ve aşırı derecede üretim yaparlar bunlara otokatalitik tepkimeler deriz.
    2- rna şablon gibi davranır ve başka bir şeye ihtiyaç duymadan kendisini otokatalik şekilde kopyalayabilir.
    3- maddeler dünyasında dışarıdan bir itici güç olmadan kendi kendini kopyalayabilen moleküllerin varlığı ispatlanmıştır.

    kimyada kararlılık

    kimyada kararlılık görece daha basit bir kavram. tek cümleyle kendi halini koruyan şeye kararlı denir. kararlılık statik ve dinamik olarak ikiye ayrılır. statik kararlılıkta şey, tepkimeye girmeyerek kararlılığını korur ve ortaya çıkışından yok oluşuna kadar aynı parçalardan mürekkep kalır. dinamik kararlılık ise bir nehir gibidir, suları sürekli yenilenir ancak genel yapı olarak asla değişmez.

    statik kararlılık pross'un "sıradan" kimya dediği alana girerken dinamik kararlılık kendini kopyalayan sistemlerin dünyasına ait bir kavramdır. sürekli kendini kopyalayarak, tıpkı bir nehrin damlalarının sürekli yenilenmesi gibi, kendini yenileyen ve sabit kalışını bu şekilde sağlayan yapılara pross "dinamik kinetik kararlılık (dkk)" diyor. (pross, 2016, s. 76) buradaki kinetik kelimesi ise sürekli üreme/kopyalanma ve bozunma/ölme arasındaki denge olarak düşünmek gerekiyor. örneğin sivrisinekler ve böcekler yüksek bir dinamik kinetik kararlılık gösterirken pandalar düşük dinamik kinetik kararlılık gösterir. yani kısaca ölme/bozunma süreleri kopyalama/üreme hızlarından sineklere nazaran daha düşük.

    kararlılığı anladıysak eğer kararlılığın özellikle evrimsel anlamda ne kadar önemli olabileceğine dair bir referans verelim. richard dawkins örneğin herkesçe bilinen en uyumlu olanın hayatta kalması kuralını aslında en kararlı olanın hayatta kalması şeklinde de söyleyebileceğimizi iddia ediyor. (dawkins, 1995) maddenin kararsız durumda kararlı duruma geçmesi yönünde bir meyli olduğunun farkına varılması son derece önemli bir nokta. çünkü yukarıda belirttiğimiz üzere yaşamın ortaya çıkışı teorilerinin önünde duran en büyük engel termodinamiğin ikinci kanunuydu. maddenin kararsızlıktan kararlılığa geçiş meyli bugüne kadar bilim insanlarının en çok zorlandığı sorunu, dağılmaya yazgılı evrenin nasıl birleşen mekanizmalar yarattığını, aşmış gibi görünüyor.

    ancak argüman tabii ki de burada bitmiyor. çarpıcı bir diğer nokta yakın zamana kadar sadece canlı olarak bildiğimiz sistemlere ait görünen evrimsel seçilimin moleküler düzeyde de kendini gösteriyor oluşudur. yani kendini kopyalayabilen, canlı değil sadece bir molekül olan rna'nın kendini kopyalarken mutasyona uğrayıp, kendi çevresinde kendinden yavaş kopyalanan diğer rna moleküllerini yok ettiğini de gözlemlemiş durumdayız. (mills vd., 1967) referans verdiğimiz deneyde bir çözelti içinde 4000 nükleotidden oluşan rna ipliği giderek kısalmaya başlamış ve 550 nükleotidden mürekkep bir rna kendini daha hızlı bir şekilde kopyalamayı keşfederek orijinal rna ipliğini yok etmişti! bu deneyde önemli olan şey evrim sürecinin varlığı değil, evrimin tamamen kimyasal bir yapıda olması yani maddeye özgü olmasıdır.

    buraya kadar olan argümanları da bir önceki basitleştirilmiş ve özetlenmiş argümanlarla birleştirelim.
    4- kendini kopyalayabilen moleküller kararlılık kavramını önemli hale getirirler.
    5- kendini kopyalayabilen cansız maddeler, düşük entropi yüksek kararlılığa meyillidirler.
    6- kararlılık statik ve dinamik olarak ikiye ayrılır. dinamik kararlılık kendini kopyalayabilen maddeler dünyasına aittir ve bu dünyada evrimin kuralları işlemeye başlar.

    yaşamın kökeni

    insanın evrende kapladığı yer sadece gözlemlenebilir evrenin yaklaşık 0.0000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000000002358'ine eşittir . canlılık ise 3.4 milyar yıl ile 3.9 milyar yıl arasında tarihleniyor.(mojzsis vd., 1996)(wacey vd., 2011) ilk canlının ortaya çıkışı ile ilgili üzerinde en çok mutabık kalınan görüş ilk canlıların okyanus tabanlarındaki bacaların etrafında ortaya çıktığıdır diyebiliriz.(wächtershäuser, 1992) öte yandan "virüsler canlı mıdır?" tartışması hala "canlı"'yı tam olarak tanımlayamadığımız için çözülemiyor. yanıt, "keyfiyete" bırakılmış durumda.(villarreal, 2004, s. 105)

    pross canlılığın cansız rna'dan türediği temel fikrinde ancak hiçbir canlılık emaresi olmayan dünyada canlılığı ortaya çıkaracak ilk rna nasıl ortaya çıktı diye sorulabilir. bu son derece makul soru yaşamın başlangıcı ile ilgili tartışmaları uzun süre tıkamış olmasına rağmen artık aşıldığını söyleyebiliriz. tamamen prebiyotik ortamda rna'nın ortaya çıkabileceği de kanıtlanmış durumda.(powner vd., 2009)

    biyoloji kimyadır bölümüyle birlikte ise tartışmanın göbeğine gelmiş bulunuyoruz. pross şöyle söylüyor "biyolojiyle kimyayı ayıran uçurumun üzerine köprü kurulabileceğini, darwinci kuramın maddenin daha genel kimyasal bir kuramına entegre edilebileceğini, biyolojinin kimyadan başka bir şey olmadığını, daha somut olmak gerekirse kimyanın bir alt dalı, kopyalanma kimyası olduğunu göstermeye çalışacağım."(pross, 2016, s. 116)

    bu köprüyü de kuracak olan şey sistem kimyasıdır. sistem kimyası basitçe biyolojik olanı oluşturan kimyasal sistemlere odaklanır. temel bir varsayımı alıp onun adım adım nasıl bir can yarattığını inceler. pross bir boeing uçağını anlamak istiyorsanız öncelikle wright kardeşlerin yaptığı ilk uçağın, uçuşla doğrudan ilintili parçalarını inceleyerek başlarsınız diyerek sistem kimyasını nasıl anlamamız gerektiğine dair basit bir örnek veriyor.

    o halde bakılması gereken temel nokta kendini kopyalayabilen moleküllerin doğasıdır. bu doğada unutulmaması gereken nokta rna'nın seçilime tabii olduğudur.(voytek & joyce, 2009) ancak buna doğal seçilim demek hatalı olur, buna daha çok hızlı olanın yavaş olanı yok etmesi olarak bakmak gerekir.

    evrim şu şekilde anlaşılmalıdır "kopyalanma, mutasyon, karmaşıklaşma, seçilim, evrim. ve bu akış hem kimyasal hem de biyolojik evreler için geçerlidir." (pross, 2016, s. 126) karmaşıklaşma hem biyolojide hem de kimyada temel eğilimdir. burası çok önemli zira bir molekülün karmaşıklaşmasının kural olarak belirlenmesi yaşamın abiyogenesisini çok daha anlaşılır kılmaktadır.

    o halde doğal seçilim hızlı olanın yavaş olanı yok ettiğini kinetik seçilime eşittir. aynı sürecin kimyadaki adı kinetik seçilimken biyolojideki ismi doğal seçilimdir. aynı şekilde uyum gücü dinamik kinetik kararlılığa eşittir. yani bir şey kendisi kalmak için ne kadar verimli bir şekilde enerji harcıyorsa en uyumlusu odur.

    bir diğer önemli nokta popülasyonlar üzerinden ilerleyen evrim meselesidir. burada çeyrek tür teorisi ve nüfusun heterojenliğinin pozitif etkisini görüyoruz. evrimsel süreçte kişilerin nereye hareketlendiğinden ziyade grupların nereye doğru hareketlendiğine bakmak gerekiyor.(eigen & schuster, 1979)(pross, 2016, s. 134)

    kopyalanma son tahlilde bir sayı oyunundan farklı bir şey değildir.(pross, 2016, s. 136)

    yaşam süreci için doğrudan alıntı: " süreç kendini kopyalayabilen ama kusurlu biçimde de kopyalanabilecek oligomerik varlığın ortaya çıkmasıyla başlar. bir rna molekülü ya da bir benzeri, süreci başlatabilecek türden bir molekül için örnek gösterilebilir; ama başka olasılıklar da dışlanamaz. her halükârda, sürecin ilkesini araştırırken o molekülün kimliğinin tam olarak belirlenmesi gerekli değildir. molekül ya tek başına ya da çok küçük bir ağın parçası olarak kendini kopyalamaya başladığında, bu varlıkların dünyasında işleyen itici kuvvet -yani daha fazla dkk'ya ulaşma güdüsü- sayesinde kararlılığını (daha önce gördüğümüz gibi dinamik kinetik türden) artırma eğilimine girer.

    şimdi de ikinci adım: kopyalanma süreci arada bir mutasyonlarla gerçekleşir ve böylece kendini kopyalayabilen farklı farklı varlıklar ortaya çıkar. ayrıca genetik çeşitliliğe yol açan ek bir mekanizma olarak yatay gen transferi de hesaba katılacak olursa, genetik çeşitliliğin yalnızca kopyalanma adımından kaynaklanmak zorunda olmadığı anlaşılır. gelelim karmaşıklaşma adımına. kendini kopyalayabilen her­ hangi bir molekül (ya da ağ) bir kez oluştuktan sonra, potansiyel olarak daha karmaşık kopyalayıcıların oluşmasına yol açacak başka materyallerle etkileşme eğiliminde olacaktır. karmaşıklaşma süreci ta en başta, moleküler düzeyde, sistem öteki kararlılık çeşidiyle ­ dkk- yönetildiği sırada devreye girer. elbette karmaşıklaşmanın yalnızca kendini kopyalayabilen moleküller sınıfıyla sınıdandırılması gerekmez. kendilerini kopyalayabilen ve yanı sıra başka kimyasal sınıfların -örneğin kopyalanma tepkimesine kendi katalizörlük becerilerini de katan peptidlerin- oluşumunu katalize etme becerisine sahip olan dizilimler, karmaşıklaşma ve kendini kopyalayabilen daha kararlı sistemlere doğru evrilme sürecine ayrıca katkı yaparlar. dolayısıyla karmaşıklaşma, kendilerini kopyalayamayan moleküllerin de giderek karmaşıklaşan ve kendilerini kopyalayabilen ağların oluşmasına katkı yaptığı bir birlikte evrilme sürecini içerir. böyle bir sistem, bütüncül olarak otokatalitik kaldığı sürece kendini sürdürür. demek ki, giderek daha karmaşık kimyasal ağlar oluşturmak suretiyle, kendilerini kopyalayan moleküllerin dkk'sını artıran ve kendini kopyalayan kararlı sistemler üreten mekanizma karmaşıklaşmanın ta kendisidir. ve nihayet: seçilim. kendini kopyalayabilen çeşitli sistemlerden oluşan bir popülasyon ortaya çıktığında, (kinetik) seçilim devreye girerek popülasyon içinde kendini kopyalayabilen moleküllerden popülasyonun dkk'sına daha çok katkı yapabilecek olanların oranını yükseltir. sürüp giden kopyalanma, mutasyon, karmaşıklaşma ve seçilim döngülerinin sonucu da elbette evrimdir. şimdi evrimi iten güç nedir konusuna geri dönelim. "uyum gücünü maksimuma çıkarma"nın "dkk'yı maksimuma çıkarma"ya tercüme edildiği önceki irdelememiz, biyolojinin son tahlilde ait olduğu fiziksel-kimyasal dünya çerçevesine sağlam biçimde yerleştirilmesine yardımcı oldu. nasıl ki "bilindik" kimyada tüm fiziksel ve kimyasal sistemlerin hareketi en kararlı durum yönündeyse, kendilerini kopyalayabilenler dünyasındaki istikamet de en kararlı durumu hedefler -ama o dünyaya uygulanabilecek bir kararlılıktır bu, yani dinamik kinetik kararlılık. gördüğümüz gibi maddi dünya bir bakıma, "bilindik" kimya dünyası ve kendini kopyalayanlar dünyası olmak üzere iki paralel dünyaya bölünebilir. "bilindik" dünyadaki dönüşümler ikinci yasa, kendini kopyalayanlar dünyasındaki dönüşümler ise ikinci yasa'nın bir benzeri sayılabilecek bir kural tarafından yönetilir. o halde şurası apaçık ortada ki, bizler aynı anda iki farklı kimyasal dünyada -farklı türden kararlılıklarca yönetilen, dolayısıyla da oldukça farklı iki kimyaya işaret eden- iki dünyada yaşıyoruz. gördüğümüz gibi, bu kimyalardan birine -kendini kopyalayanlar dünyasının kimyasına-biyoloji deniyor."(pross, 2016, s. 142)

    bir diğer sorudan devam edelim: nasıl olur da kimyasal dönüşümleri yöneten iki yasa olabilir? pross'un yanıtı şu: "hiçbir fiziksel ya da kimyasal sistemin ikinci yasa'nın katı taleplerini yerine getirmeksizin bir değişim geçiremeyeceği doğrudur. aksini iddia etmek topların kendiliklerinden yokuş yukarı yuvarlanabileceklerini söylemekle aynı şeydir ki, toplar bunu yapmazlar. gelgelelim, eğer kendini kopyalayabilen bir sistem enerji toplayıcı bir sistem de edinmişse, işte o zaman doğa istediğini gönlünce yapabilir."

    bu açıklamanın ardından pross şu şekilde sorarak devam ediyor: "bu iki kararlılık türünün çoğu kez çelişen talepleri­ ne karşın, böyle bir sistem daha yüksek dkk yönünde ilerlemeyi ikinci yasa'nın sıkı kurallarıyla rahatça bir arada tutabilir. peki ama bu doğal olarak nasıl gerçekleşmiş olabilir?"

    yanıtı ise şu şekilde: "kısa süre önce ben gurion üniversitesi'nin kimya bölümü'nde iki meslektaşım -emmanuel tannenbaum ve nathaniel wagner­ ile birlikte gerçekleştirdiğimiz kuramsal bir simülasyonda, çevreden enerji sağlamasına -diyelim fotosentezin ilkel bir çeşidiyle ışık enerjisi toplamasına- yarayan rastgele bir mutasyon geçirmiş kop­ yalanabilen bir molekülün, böyle bir beceriye sahip olmayan bir benzerini rekabette alt ederek soyunu tüketeceğini gösterdik.(wagner vd., 2010)"

    kitabın sorusunu kitabın sonunda pross şöyle yanıtlıyor: "yaşam, kopyalanma tepkimesinden kaynaklanan, kendini sürdürebilen, kinetik olarak kararlı dinamik bir tepkime ağıdır. tanımdaki her sözcük tanıma önemli bir unsur katar. "kendini sürdürebilen", sistemin en tepedeki ikinci yasa'nın gereklerini yerine getirebilmek için enerji toplama yeteneğine sahip olması gerektiği anlamına gelir. "kinetik olarak kararlı" ve "dinamik" sözcükleri, öteki kararlılık türünün özelliklerini ifade eder; "ağ" ve "kopyalanma" ise yeterince açıktır. (pross, 2016, s. 150)"

    kaynaklar
    - dawkins, r. (1995). gen bencildir (a. ü. müftüoğlu, çev.). tübitak.
    - eigen, m., & schuster, p. (1979). the hypercycle: a principle of natural self-organization. springer.
    - mills, d. r., peterson, r. l., & spiegelman, s. (1967). an extracellular darwinian experiment with a self-duplicating nucleic acid molecule. proceedings of the national academy of sciences, 58(1), 217-224. https://doi.org/10.1073/pnas.58.1.217
    - mojzsis, s. j., arrhenius, g., mckeegan, k. d., harrison, t. m., nutman, a. p., & friend, c. r. l. (1996). evidence for life on earth before 3,800 million years ago. nature, 384(6604), 55-59. https://doi.org/10.1038/384055a0
    - powner, m. w., gerland, b., & sutherland, j. d. (2009). synthesis of activated pyrimidine ribonucleotides in prebiotically plausible conditions. nature, 459(7244), 239-242. https://doi.org/10.1038/nature08013
    - pross, a. (2016). yaşam nedir? (r. gürdilek, çev.). metis yayınları.
    - villarreal, l. p. (2004). are viruses alive? scientific american, 291(6), 100-105. https://doi.org/10.1038/scientificamerican1204-100
    - von kiedrowski, g. (1986). a self-replicating hexadeoxynucleotide. angewandte chemie ınternational edition in english, 25(10), 932-935. https://doi.org/10.1002/anie.198609322
    - voytek, s. b., & joyce, g. f. (2009). niche partitioning in the coevolution of 2 distinct rna enzymes. proceedings of the national academy of sciences, 106(19), 7780-7785. https://doi.org/10.1073/pnas.0903397106
    - wacey, d., kilburn, m. r., saunders, m., cliff, j., & brasier, m. d. (2011). microfossils of sulphur-metabolizing cells in 3.4-billion-year-old rocks of western australia. nature geoscience, 4(10), 698-702. https://doi.org/10.1038/ngeo1238
    - wächtershäuser, g. (1992). groundworks for an evolutionary biochemistry: the iron-sulphur world. progress in biophysics and molecular biology, 58(2), 85-201. https://doi.org/10.1016/0079-6107(92)90022-X
    - wagner, n., pross, a., & tannenbaum, e. (2010). selection advantage of metabolic over non-metabolic replicators: a kinetic analysis. biosystems, 99(2), 126-129. https://doi.org/10.1016/j.biosystems.2009.10.005

  • aynı zamanda iletişim yayınlarından çıkmış addy pross'a ait bir kitap. bu kitabın 150. sayfasında yaşam şöyle tanımlanır:

    "yaşam, zincir ben­ zeri belli moleküller (dünya örneğinde nükleik asitler) üzerinde sürekli kopyalanma, mutasyon, karmaşıklaşma ve seçilim döngüsü sonucu ortaya çıkan bir kimyasal tepkimeler ağıdır. başka kimyasal sistemlerin de bu özelliği sergileyebilmeleri mümkündür; ama şim­diye kadar bu olasılık deneysel olarak araştırılmamıştır. bu durum­ da yaşam, kendilerini kopyalayabilen belli kimyasal sistemler üze­rinde işleyen üstel büyümeden kaynaklanan kimyasal sonuçlardan başka bir şey değildir."

    sayfa 164'te ise bir diğer tanım görebiliriz: "yaşam, maddenin dinamik bir halidir."

  • " maturana and varela often describe living beings as 'autopoietic machines', thus pointing out that living beings and cybernetic machines share the characteristics of self-organisation and recursivity."

    zukauskaite, a. (2023). organism-oriented ontology. edinburgh university press. sf.9-10

  • "yaşam nietzsche'de arzu(büyüme ve üreme) ve enerji (birikme ve boşalma) ile karakterize edilir, ne ki bu yaşam faaliyetinin hiçbir şekilde bize odaklanmadığını biliriz."

    pearson, keith ansell. 2022. nietzche'yi nasıl okumalıyız? çeviren celal sabancı. nasıl okumalıyız no:8. istanbul: runik kitap.sf.23.

  • aşağıda 1855 ile 2002 arasında verilmiş yanıtlar listelenmiştir. arasından kafanıza göre seçip kullanabilir, parantez içindeki kaynakların tam olarak hangileri olduğunu görmek için de en sonda verilen kaynağa gidebilirsiniz.

    "1992 tarihli nasa exobiology (dünya-dışı bi­yoloji) programı tarafından önerilmiş ve nasa'nın yaşam tanımı diye bilinen, yaşamın en yaygın ve genel kabul gören tanımı şudur: yaşam, darwinci evrim sürecine uyan, kendi kendini sürdü­rebilen kimyasal bir sistemdir."

    1855 life will always remain something apart, even if we should find out that it is mechanically aroused and propagated down to the minute detail (virchov 1855).

    1871 life is a power, force, or property of a special and peculiar kind, temporarily influencing matter and its ordinary force, but entirely different from, and in no way correlated with, any of these (beale 1871).

    1872 living things are peculiar aggregates of ordinary matter and of ordinary force which in their separate states do not posses the aggregates of qualities known as life (bastian 1872).

    1878 life is neither a principle nor a resultant. ıt is not a principle because this principle, in some way dormant or expectant, would be incapable of acting by itself. life is not a resultant either, because the physicochemical conditions that govern its manifestation cannot give it any direction or any definite form. [...] none of these two factors, neither the directing principle of the phenomena nor the ensemble of the material conditions for its manifestation, can alone explain life. their union is necessary. ın consequence, life is to us a conflict (bernard 1878a).

    1878 ıf ı had to define life in a single phrase ... ı should say: life is creation (bernard 1878b).

    1880 no physiology is held to be scientific if it does not consider death an essential factor of life. [...] life means dying (engels ca. 1880).

    1884 the broadest and most complete definition of life will be the continuous adjustment of internal relations to external relations (spencer 1884).

    1923 ıt is the particular manner of composition of the materials and processes, their spatial and temporal organization which constitute what we call life (putter 1923).

    1933 a living organism is a system organized in hierarchical order [...] of a great number of different parts, in which a great number of processes are so disposed that by means of their mutual relations with wide limits, with constant change of the materials and energies constituting the system and also in spite of disturbances conditioned by external influences, the system is generated or remains in the state characteristic of it, or these processes lead
    to the production of similar systems (von bertalanffy 1933).

    1934 life has the following characteristics: 1. character of animal or plant manifested by the metabolism, growth, reproduction, and internal powers of adaptation to the environment; 2. vital force distinguished from inorganic matter; 3. experience of animal from birth to death; 4. conscious existence; 5. of being alive; 6. duration of life; 7. individual experience; 8. manner of
    living; 9. life of the company; 10. the spirit and 11. a duration of similarity (webster's ınternational dictionary 1934).

    1944 life is replication plus metabolism. replication is explained by the quantum-mechanical stability of molecular structures, while metabolism is explain by the ability of a living cell to extract negative entropy from its surroundings in accordance with the laws of thermodynamics [reformulated by dyson (dyson 1997) from schrodinger 1944].

    1948 the essential criteria of life are twofold: (1) the ability to direct chemical change by catalysis; (2) the ability to reproduce by autocatalysis. the ability to undergo heritable catalysis changes is general, and is essential where there is competition between different types of living things, as has been the case in the evolution of plants and animals (alexander 1948).

    1948 life is not one thing but two, metabolism and replication, [...] that are logically separable (von neumann 1948).

    1952 life is a potentially self-perpetuating open system of linked organic reactions, catalyzed stepwise and almost isothermally by complex and specific organic catalysts which are themselves produced by the system (perrett 1952).

    1956 life is the repetitive production of ordered heterogeneity (hotchkiss 1956).

    1959 the three properties mutability, self-duplication and heterocatalysis comprise a necessary and sufficient definition of living matter (horowitz 1959).

    1961 any system capable of replication and mutation is alive (oparin 1961).

    1967 life is a partial, continuous, progressive, multiform and conditionally interactive, self-realization of the potentialities of the atomic electron state (bernal 1967).

    1968 life is a hierarchical organization of open systems (von bertalanffy 1968).

    1972 life is a structural hierarchy of functioning units that has acquired through evolution the ability to store and process the information necessary for its own reproduction (gatlin 1972).

    1973 life is made up of three basic elements: matter, energy and information. [...] any element in life that is not matter and energy can be reduced to information (fong 1973).

    1973 life is a metabolic network within a boundary [maturana and varela 1973, reformulated by luisi (luisi 1993)]. all that is living must be based on autopoiesis, and if a system is discovered to be autopoietic, that system is defined as living, i.e., it must correspond to the definition of minimal life (maturana and varela 1973).

    1973 living organisms are distinguished by their specified complexity (orgel 1973).

    1974 the criteria of living systems are: metabolism, self-reproduction and spatial proliferation. the more complicated kinds also have the ability to mutate and evolve (ganti 1974).

    1975 we regard as alive any population of entities which has the properties of multiplication, heredity and variation (maynard-smith 1975).

    1979 life is the property of plants and animals which makes it possible for them to take in food, get energy from it, grow, adapt themselves to their surroundings and reproduce their kind. ıt is the quality that distinguishes an animal or plant from inorganic matter. life is the state of possessing this property (webster 1979).

    1979 life is that property of matter that results in the coupled cycling of bioelements in aqueous solution, ultimately driven by radiant energy to attain maximum complexity (folsome 1979).

    1980 living units are viewed as objects built up of organic compounds, as dissipative structures, or at least dynamic low entropy systems significantly displaced from thermodynamic equilibrium (prigogine 1980, prigogine and stengers 1984, cited and reformulated by korzeniewski 2001).

    1981 the sole distinguishing feature, and therefore the defining characteristic, of a living organism is that it is the transient material support of an organization with the property of survival (mercer 1981).

    1982 a living organism is defined as an open system which is able to fulfill the following condition: it is able to maintain itself as an automaton. [...] the long-term functioning of automata is possible only if there exists an organization building new automata (haukioja 1982).

    1984 the uniqueness of life seemingly cannot be traced down to a single feature which is missing in the non-living world. ıt is the simultaneous presence of all the characteristic properties [...] and eventually many more, that makes the essence of a biological system (schuster 1984).

    1985 replication – a copying process achieved by a special network of interrelatedness of components and component-producing processes that produces the same network as that which produces them – characterizes the living organism (csanyi and kampis 1985).

    1986 life is synonymous with the possession of genetic properties. any system with the capacity to mutate freely and to reproduce its mutation must almost inevitably evolve in directions that will ensure its preservation. given sufficient time, the system will acquire the complexity, variety and purposefulness that we recognize as being alive (horowitz 1986).

    1986 life is characterized by maximally-complex determinate patterns, patterns requiring maximal determinacy for their assembly. [...] biological templates are determinant templates, and the uniquely biological templates have stability, coherence, and permanence. [...] stable template reproducibility was the great leap, for life is matter that learned to recreate faithfully what are in all other respects random patterns (katz 1986).

    1986 a living system is an open system that is self-replicating, selfregulating, and feeds on energy from the environment (sattler 1986).

    1987 just as wave–particle duality signifies microscopic systems, irreversibility and trend toward equilibrium are characteristic of thermodynamic systems, space-symmetry groups are typical for crystals, so do organization and telemony signify animate matter. animate, and only animate matter can be said to be organized, meaning that it is a system made of elements, each one having a function to fulfill as a necessary contribution to the functioning of the system as a whole (lifson 1987).

    1989 the characteristics that distinguish most living things from nonliving things include a precise kind of organization, a variety of chemical reactions we term metabolism, the ability to maintain an appropriate internal environment even when the external environment changes (a process referred to as homeostasis), movement, responsiveness, growth, reproduction and adaptation to environmental change (vilee et al. 1989).

    1992 to biologists, life is an outcome of ancient events that led to the assembly of nonliving materials into the first organized, living cells. 'life' is b chronology of definitions and ınterpretations of life a way of capturing and using energy and materials. 'life' is a way of seeing and responding to specific changes in the environment. 'life' is a capacity to reproduce; it is a capacity to follow programs of growth and development. and 'life' evolves, meaning that details in the body plan and functions of each kind of organism can change through successive generations (starr and taggart 1992).

    1993 life is the ability to communicate (de loof 1993).

    1993 life is an expected, collectively self-organized property of catalytic polymers (kauffman 1993).

    1994 life is a self-sustained chemical system capable of undergoing darwinian evolution (nasa working definition of life, joyce 1994, 2002).

    1994 life is like music; you can describe it but not define it (lazcano 1994).

    1997 life may [...] be described as a flow of energy, matter and information (baltscheffsky 1997).

    1997 ıt is suggested that the existence of the dynamically ordered region of water realizing a boson condensation of evanescent photons inside and outside the cell can be regarded as the definition of life (jibu et al. 1997).

    1997 living organisms are systems characterized by being highly integrated through the process of organization driven by molecular (and higher levels of) complementarity (root-bernstein and dillon 1997).

    1998 first we give the definition of a biosystem as an adaptive, complex, dynamic system that is alive to some degree (clark and kok 1998).

    1998 a living entity is defined as a system which, owing to its internal process of component production and coupled to the medium via adaptative changes, persists during the time history of the system (luisi 1998).

    1999 life is seen as a recursive (self-producing and self-reproducing) organization where dynamic and informational levels are mutually dependent (bergareche and ruiz-mirazo 1999).

    1999 to schrodinger's (1944) mother of all questions 'what is life', biologists can therefore answer today that they do not consider it some magical force that animated lifeless materials, but rather an emergent property based on the behavior of the materials that make up living things (turian 1999).

    2000 life is defined as a material system that can acquire store, process, and use information to organize its activities (dyson 2000).

    2000 life is defined as a system of nucleic acid and protein polymerases with a constant supply of monomers, energy and protection (kunin 2000).

    2001 a potentially useful conceptual approach to the question of life's definition is to consider the origin of life as a sequence of 'emergent' events, each of which adds to molecular complexity and order (hazen 2001).

    2001 life on the earth [...] seems to possess three properties (strongly related to each other and in fact being different aspects of the same thing) which are absent in inanimate systems. namely, life is (1) composed of particular individuals, that (2) reproduce (which involves transferring their identity to progeny) and (3) evolve (their identity can change from generation to generation). a living individual is defined as a network of inferior negative feedbacks (regulatory mechanisms) subordinated to (being at the service of) a superior
    positive feedback (potential of expansion of life) (korzeniewski 2001).

    2001 we adopt this weak definition of life. a living system occupies a finite domain, has structure, performs according to an unknown purpose, and reproduces itself (sertorio and tinetti 2001).

    2001 the characteristics of artificial life are emergence and dynamic interaction with the environment (yang et al. 2001).

    2002 ıgnoring the misgivings of those few life-origin theorists with 'mule' fixations, life is the 'symphony' of dynamic and highly integrated algorithmic processes which yields homeostatic metabolism, development, growth, and reproduction (abel 2002).

    2002 life is the process of existence of open non-equilibrium complete systems, which are composed of carbon-based polymers and are able to selfreproduce and evolve on the basis of template synthesis of their polymer components (altstein 2002).

    2002 any living system must comprise four distinct functions: 1. ıncrease of complexity; 2. directing the trends of increased complexity; 3. preserving complexity; and 4. recruiting and extracting the free energy needed to drive the three preceding motions (anbar 2002).

    2002 life is defined as a system capable of 1. self-organization; 2. selfreplication; 3. evolution through mutation; 4. metabolism and 5. concentrative encapsulation (arrhenius 2002).

    2002 life is defined as a self-sustained molecular system transforming energy and matter, thus realizing its capacity of replication with mutations and anastrophic evolution (baltcheffsky 2002).

    2002 life appears as a set of symbiotically-linked molecular engines, permanently operating out of equilibrium, in an open flow of energy and matter, although recycling a great deal of their own chemical components, through cyclic chemistry (boiteau 2002).

    2002 life is a chemical system capable of transferring its molecular information independently (self-reproduction) and also capable of making some accidental errors to allow the system to evolve (evolution) (brack 2002).

    2002 ın order to be recognizable life must: 1. be a non-equilibrium chemical system; 2. contain organic polymers; 3. reproduce itself; 4. metabolize by itself; 5. be segregated from the environment (buick 2002).

    2002 we consider to be alive any homo- or heterotrophic cellular irreversible heat engine, or their assembly, that carries instructions for its function, reproduction, topical location, individuality and life cycle (eirich 2002).

    2002 the living organism is a multilevel open catalytic system achieved in its evolutionary development of maximal catalytic activity in basic process and possessing the property of self-reproduction. life is a process of functioning of living organisms (erokhin 2002).

    2002 paraphrasing theodosius dobzhansky: life is what the scientific establishment (probably after some healthy disagreement) will accept as life (friedman 2002).

    2002 life is matter that makes choices, binds time and breaks gradients(guerrero 2002).

    2002 living beings are complex functional systems. life is an abstract concept describing properties of cells, concrete objects. life is the process manifested by individualized evolutionary metabolic systems. the functions, which are called life, are: metabolism, growth, and reproduction with stability through generations (guimaraes 2002).

    2002 life is an energy-dependent chemical cyclic process which results in an increase of functional and structural complexity of living systems and their inhabited environment (gusev 2002).

    2002 life is simply a particular state of organized instability (hennet 2002).

    2002 life is synonymous with the possession of genetic properties, i.e., the capacities for self-replication and mutation (horowitz 2002).

    2002 life is a system which has subjectivity (kawamura 2002).

    2002 life is metabolism and proliferation (keszthelyi 2002).

    2002 life is an inevitable consequence of the existence of optically active organic compounds (like proteins) (klabunovsky 2002).

    2002 life is a new quality brought upon an organic chemical system by a dialectic change resulting from an increase in the quantity of complexity of the system. this new quality is characterized by the ability of temporal self-maintenance and self-preservation (kolb 2002).

    2002 life is a highly organized form of intensified resistance to spontaneous processes of destruction developing by means of expedient interaction with the environment and regular self-renovation (kompanichenko 2002).

    2002 any system that creates, maintains and/or modifies dissymmetry is alive (krumbein 2002).

    2002 life is the form of existence of a substance capable of self-reproduction and maintenance of permanent metabolism with the environment (kulaev 2002).

    2002 to be alive is to be a degradable, semi-isolated system which has survived because it was able to generate a molecular memory both of its environment and how to respond to it. life can be defined by the following list of characteristics (lacey et al. 2002):
    1. ıt must be isolated from an external environment but still be able to
    exchange materials with it (must possess individuality).
    2. ıt must be susceptible to degradation by the environment.
    3. ıt must be small enough so that rates of transfer of materials into and
    out of the isolated system will be rapid.
    4. ıt must be able to generate a molecular representation of its internal
    and external environments (i.e., it must have a molecular memory of its
    environments).
    5. ıt must be able to sense the environment and respond to it, i.e., it must
    be able to synthesize active molecules capable of utilizing materials it
    encounters in the environment.

    2002 a terrestrial living entity is an ensemble of molecular-informational feedback-loop systems consisting of a plurality of organic molecules of various kinds, coupled spatially and functionally by means of template-and-sequence directed networks of catalyzed reactions and utilizing, interactively, energy and inorganic and organic molecules from the environment. a living entity is an uninterrupted succession of ensembles of feedback-loop systems evolved between the emergence time and the moment of observation (lahav 2002).

    2002 a living entity is an ensemble of molecules which exhibit spatial organization and molecular-informational feedback loops in utilization of materials and energy from the environment for its growth, reproduction and evolution (lahav and nir 2002).

    2002 ıt's alive if it can die (lauterbur 2002).

    2002 from a chemical point of view, life is a complex autocatalytic process. this means that the end products of the chemical reactions in a living cell (nucleic acids, polypeptides and proteins, oligo- and polysaccharides) catalyze their own formation. from a thermodynamical point of view, life is a mechanism which uses complex processes to decrease entropy (marko 2002).

    2002 life is an attribute of living systems. ıt is continuous assimilation, transformation and rearrangement of molecules as per an in-built program in the living system so as to perpetuate the system (nair 2002).

    2002 any definition of life that is useful must be measurable. we must define life in terms that can be turned into measurables, and then turn these into a strategy that can be used to search for life. so what are these? a. structures, b. chemistry, c. replication with fidelity and d. evolution (nealson 2002).

    2002 life is a system which can reproduce itself using genetic mechanisms (noda 2002).

    2002 life is a structurally stable negentropy current supported by selfcorrection for the biological hereditary genetic code [...] providing an energy inflow (polishchuck 2002).

    2002 life is instantiated by the objects that resist decay by means of constructive assimilation (rizzotti 2002).

    2002 we propose to define living systems as those that are: (1) composed of bounded micro-environments in thermodynamic equilibrium with their surroundings; (2) capable of transforming energy to maintain their low-entropy states; and (3) able to replicate structurally distinct copies of themselves from an instructional code perpetuated indefinitely through time despite the demise of the individual carrier through which it is transmitted (schulzemakuch et al. 2002).

    2002 life is a form of matter organization that is energetically and informationally self-supported, with a good capacity of self-instruction and creation (scorei 2002).

    2002 life is the ability of an organism to formulate questions (soriano 2002).

    2002 life is a historical process of anagenetic organizational relays (valenzuela 2002).

    2002 life is a population of functionally connected, local, non-linear, informationally-controlled chemical systems that are able to self-reproduce, to adapt, and to coevolve to higher levels of global functional complexity (von kiedrowski 2002).

    2002 a living system is one capable of reproduction and evolution, with a fundamental logic that demands an incessant search for performance with respect to its building blocks and arrangement of these building blocks. the search will end only when perfection or near perfection is reached. without this built-in search, living systems could not have achieved the level of complexity and excellence to deserve the designation of life (wong 2002).

    2002 the existence of a genome and the genetic code divides living organisms from non-living matter (yockey 2002).

    ---------------------------------------------------------

    chatgpt 4 tercümeleri (bunları kontrol etmedim lütfen hakikatmiş gibi yaklaşmayın. tercümelerde bir hata tespit ederseniz de lütfen mesajla uyarın.)

    1871 yaşam, özel ve garip bir tür güç, kuvvet veya özelliktir; geçici olarak maddeyi ve olağan gücünü etkiler, ancak bunlardan tamamen farklıdır ve hiçbir şekilde bunlarla ilişkilendirilemez (beale 1871).

    1872 canlılar, ayrı durumlarındaki yaşam olarak bilinen niteliklerin toplamını elde etmeyen olağan maddeden ve olağan kuvvetten oluşan garip birleşimlerdir (bastian 1872).

    1878 yaşam ne bir ilkedir ne de bir sonuçtur. bir ilke değildir çünkü bu ilke, bir şekilde uyuyan veya beklemede olan, kendi başına hareket etmeye yeteneksizdir. yaşam, onun tezahürü için malzeme koşullarının toplamının yönlendiremeyeceği ve belirgin bir şekil veremeyeceği için sonuç değildir. [...] bu iki faktörden hiçbiri, ne olayların yönlendirici ilkesi ne de tezahürünün malzeme koşulları, yaşamı tek başına açıklayamaz. birleşmeleri gereklidir. sonuç olarak, yaşam bizim için bir çatışmadır (bernard 1878a).

    1878 eğer yaşamı tek bir ifadeyle tanımlamam gerekseydi ... derdim ki: yaşam yaratmaktır (bernard 1878b).

    1880 hiçbir fizyoloji, yaşamı yaşamın temel bir faktörü olarak görmeyen bilimsel olarak kabul edilmez. [...] yaşam demek ölmek demektir (engels ca. 1880).

    1884 yaşamın en geniş ve en eksiksiz tanımı, içsel ilişkilerin dışsal ilişkilere sürekli uyumu olacaktır (spencer 1884).

    1923 yaşam, bizim için malzemelerin ve süreçlerin belirli bir şekilde bileşimi, mekansal ve zamansal organizasyonlarıdır (putter 1923).

    1933 bir canlı organizma, [...] büyük bir sayıda farklı parçaların hiyerarşik düzende organize olduğu bir sistemdir; dış etkilerle şartlı olarak rahatsız edildiğinde bile, sistem, kendi kendini üretmeye veya benzer sistemlerin üretimine yol açan süreçlerin karşılıklı ilişkileriyle geniş sınırlarda oluşturulur veya korunur (von bertalanffy 1933).

    1934 yaşam, şu özelliklere sahiptir: 1. metabolizma, büyüme, üreme ve çevreye uyum sağlama yetenekleri ile ortaya çıkan hayvan veya bitki karakteri; 2. inorganik maddeden farklı olan vital güç; 3. doğumdan ölüme kadar olan hayvan deneyimi; 4. bilinçli varoluş; 5. canlı olma hali; 6. yaşam süresi; 7. bireysel deneyim; 8. yaşam tarzı; 9. şirketin yaşamı; 10. ruh ve 11. benzerlik süresi (webster's international dictionary 1934).

    1944 yaşam, kopyalama ve metabolizma işlemleridir. kopyalama, moleküler yapıların kuantum mekaniksel stabilitesiyle açıklanırken, metabolizma, bir hücrenin termodinamik yasalarına göre çevresinden negatif entropi elde etme yeteneği ile açıklanır [dyson (dyson 1997) tarafından schrodinger 1944'ten yeniden formüle edilmiştir].

    1948 yaşamın temel kriterleri iki kısımdır: (1) katalizle kimyasal değişimi yönlendirebilme; (2) otokatalizle üreyebilme. miras alınabilir kataliz değişimlerine sahip olma yeteneği geneldir ve bitkilerin ve hayvanların evriminde farklı yaşam türleri arasında rekabet olduğu durumlarda önemlidir (alexander 1948).

    1948 yaşam, mantıksal olarak ayrılabilir iki şey olan metabolizma ve kopyalama işlemleridir (von neumann 1948).

    1952 yaşam, sistem tarafından üretilen karmaşık ve spesifik organik katalizörlerle aşamalı ve neredeyse izotermal olarak katalize edilen, bağlantılı organik reaksiyonların potansiyel olarak kendini sürdüren açık bir sistemidir (perrett 1952).

    1956 yaşam, düzenli heterojenliğin tekrarlanan üretimidir (hotchkiss 1956).

    1959 değişebilirlik, kendini çoğaltma ve heterokataliz özellikleri, yaşayan maddenin gerekli ve yeterli tanımını oluşturur (horowitz 1959).

    1961 çoğalma ve mutasyon yeteneğine sahip her sistem canlıdır (oparin 1961).

    1967 yaşam, atomik elektron durumunun potansiyellerinin kısmi, sürekli, ilerleyici, çok biçimli ve koşullu etkileşimli, kendini gerçekleştirmesidir (bernal 1967).

    1968 yaşam, açık sistemlerin hiyerarşik bir organizasyonudur (von bertalanffy 1968).

    1972 yaşam, işlevsel birimlerin yapısal hiyerarşisidir ve evrim yoluyla kendi çoğalması için gerekli bilgiyi depolama ve işleme yeteneğini edinmiştir (gatlin 1972).

    1973 yaşam, üç temel unsurdan oluşur: madde, enerji ve bilgi. [...] yaşamdaki enerji ve madde olmayan her unsur bilgiye indirgenebilir (fong 1973).

    1973 yaşam, bir sınır içindeki metabolik ağdır [maturana ve varela 1973, luisi (luisi 1993) tarafından yeniden formüle edilmiştir]. canlı olan her şey ototrofi temelinde olmalıdır ve bir sistem ototrofik olarak keşfedilirse, bu sistem yaşam olarak tanımlanır, yani, minimal yaşam tanımına uygun olmalıdır (maturana ve varela 1973).

    1973 canlı organizmalar, belirli karmaşıklıklarıyla ayrışır (orgel 1973).

    1974 yaşayan sistemlerin kriterleri şunlardır: metabolizma, kendini çoğaltma ve mekansal yayılma. daha karmaşık türler aynı zamanda mutasyon ve evrimleşme yeteneğine de sahiptir (ganti 1974).

    1975 çoğalma, kalıtım ve varyasyon özelliklerine sahip herhangi bir varlık popülasyonunu canlı olarak kabul ederiz (maynard-smith 1975).

    1979 yaşam, bitkilerin ve hayvanların besin alabilme, enerji elde edebilme, büyüyebilme, çevrelerine uyum sağlayabilme ve türlerini çoğaltabilme yeteneğini sağlayan özelliktir. bu özellik, bir hayvanı veya bitkiyi inorganik maddeden ayıran niteliktir. yaşam, bu özelliğe sahip olma durumudur (webster 1979).

    1979 yaşam, madde özelliği olarak sulu çözelti içinde biyo elementlerin eşleştirilmiş döngüsünün, sonunda maksimum karmaşıklığa ulaşmak için radyant enerjiyle yönlendirildiği durumdur (folsome 1979).

    1980 yaşayan birimler, organik bileşiklerle yapılan nesneler, disipatif yapılar veya termodinamik dengeden önemli ölçüde uzaklaşmış dinamik düşük entropi sistemleri olarak görülür (prigogine 1980, prigogine ve stengers 1984, korzeniewski 2001 tarafından aktarılmış ve yeniden formüle edilmiştir).

    1981 yaşayan bir organizmanın tek ayırt edici özelliği ve dolayısıyla tanımlayıcı özelliği, geçici maddi desteğin hayatta kalma özelliğine sahip bir organizasyon olmasıdır (mercer 1981).

    1982 yaşayan bir organizma, şu koşulu yerine getirebilen açık bir sistem olarak tanımlanır: kendini bir otomat olarak sürdürebilir. [...] otomatların uzun vadeli işleyişi, yeni otomatlar inşa eden bir organizasyonun varlığı olması durumunda mümkündür (haukioja 1982).

    1984 yaşamın eşsizliği, canlı olmayan dünyada eksik olan tek bir özellikle izlenemez. bir biyolojik sistemin özünü oluşturan şey, tüm karakteristik özelliklerin [...] ve nihayet çok daha fazlasının eşzamanlı varlığıdır (schuster 1984).

    1985 çoğaltma - bileşenler ve bileşen üreten süreçler arasındaki özel bir ilişkiler ağıyla gerçekleştirilen bir kopyalama süreci - yaşayan organizmayı karakterize eder (csanyi ve kampis 1985).

    1986 yaşam, genetik özelliklere sahip olma ile eşanlamlıdır. serbestçe mutasyona uğrama ve mutasyonunu çoğaltma kapasitesine sahip herhangi bir sistem, neredeyse kaçınılmaz olarak korunmasını sağlayacak yönlere evrimleşecektir. yeterli zaman verildiğinde, sistem yaşam olarak tanıdığımız karmaşıklık, çeşitlilik ve amaç odaklılığı kazanacaktır (horowitz 1986).

    1986 yaşam, maksimum karmaşıklık gerektiren belirli kalıplarla karakterize edilir. [...] biyolojik şablonlar, belirleyici şablonlardır ve eşsiz biyolojik şablonlar istikrar, uyum ve süreklilik sahibidir. [...] istikrarlı şablon üretilebilirliği büyük sıçramaydı, çünkü yaşam, diğer tüm yönlerde rastgele olan kalıpları sadakatle yeniden yaratmayı öğrenen maddedir (katz 1986).

    1986 yaşayan bir sistem, enerjiyi çevreden alan, kendini çoğaltabilen ve kendini düzenleyebilen açık bir sistemdir (sattler 1986).

    1987 dalga-parçacık ikiliği mikroskobik sistemleri belirtirken, tersinemezlik ve dengeye yönelme eğilimi termodinamik sistemlerin özelliği, uzay-simetri grupları kristaller için tipiktir; böylece organizasyon ve telemoni canlı maddeyi belirtir. canlı ve sadece canlı madde, organizasyonla nitelendirilebilir; bu, her birinin sistemin bütününün işleyişine gerekli bir katkı sağlamak için yerine getirmesi gereken bir işleve sahip öğelerden oluşan bir sistemdir (lifson 1987).

    1989 yaşayan ve yaşamayan şeyler arasındaki farkı belirleyen özellikler arasında kesin bir organizasyon türü, metabolizma olarak adlandırdığımız çeşitli kimyasal reaksiyonlar, dış ortam değişse bile uygun bir iç ortamı sürdürme yeteneği (homeostaz olarak adlandırılan bir süreç), hareket, duyarlılık, büyüme, üreme ve çevresel değişime uyum bulunmaktadır (vilee ve diğerleri 1989).

    1992 biyologlara göre, yaşam, cansız malzemelerin ilk düzenli, yaşayan hücrelere montajına yol açan eski olayların bir sonucudur. 'yaşam', enerji ve malzemeleri yakalama ve kullanma şeklidir. 'yaşam', çevredeki belirli değişiklikleri görmeye ve buna tepki vermeye yöneliktir. 'yaşam', üreme kapasitesine sahip olma; büyüme ve gelişme programlarını takip etme kapasitesidir. ve 'yaşam' evrimleşir, yani her türlü organizmanın vücut planındaki ve işlevlerindeki ayrıntılar, ardışık nesiller boyunca değişebilir (starr ve taggart 1992).

    1993 yaşam, iletişim kurabilme yeteneğidir (de loof 1993).

    1993 yaşam, katalitik polimerlerin beklendiği gibi, kolektif olarak öz düzenlemeli özelliği olarak görülür (kauffman 1993).

    1994 yaşam, darwinist evrim geçirebilen, kendini sürdürebilen bir kimyasal sistemdir (nasa'nın yaşam tanımı, joyce 1994, 2002).

    1994 yaşam müzik gibidir; onu anlatabilirsiniz ama tanımlayamazsınız (lazcano 1994).

    1997 yaşam, [...] enerji, madde ve bilgi akışı olarak tarif edilebilir (baltscheffsky 1997).

    1997 hücre içinde ve dışında geçici fotonların bozon yoğunlaşmasını gerçekleştiren suyun dinamik olarak düzenlenmiş bölgesinin varlığı, yaşamın tanımı olarak kabul edilebilir (jibu ve diğerleri 1997).

    1997 canlı organizmalar, moleküler (ve daha yüksek düzeylerde) tamamlayıcılıkla yönlendirilen organizasyon süreciyle yüksek derecede entegre olan sistemler olarak karakterize edilir (root-bernstein ve dillon 1997).

    1998 ilk olarak, bir biyosistem, belirli bir derecede canlı olan uyarlanabilir, karmaşık ve dinamik bir sistem olarak tanımlanır (clark ve kok 1998).

    1998 yaşayan bir varlık, iç bileşen üretimi sürecine ve ortama uyarlamalı değişikliklerle bağlı olarak, sistemin zaman tarihinde sürekli olan bir sistem olarak tanımlanır (luisi 1998).

    1999 yaşam, dinamik ve bilgi düzeylerinin karşılıklı bağımlı olduğu özyinelemeli (kendini üreten ve kendini çoğaltan) bir organizasyon olarak görülür (bergareche ve ruiz-mirazo 1999).

    1999 schrodinger'in (1944) 'yaşam nedir' sorusuna biyologlar, bugün yaşamsız materyalleri canlandıran sihirli bir güç olarak düşünmediklerini, ancak yaşayan şeyleri oluşturan materyallerin davranışına dayalı ortaya çıkan bir özellik olduğunu cevaplayabilirler (turian 1999).

    2000 yaşam, faaliyetlerini düzenlemek için bilgi edinebilen, depolayabilen, işleyebilen ve kullanabilen bir materyal sistem olarak tanımlanır (dyson 2000).

    2000 yaşam, sürekli bir monomer, enerji ve koruma kaynağına sahip nükleik asit ve protein polimerazları sistemi olarak tanımlanır (kunin 2000).

    2001 yaşamın tanımına yönelik potansiyel olarak faydalı bir kavramsal yaklaşım, yaşamın kökenini, moleküler karmaşıklık ve düzene katkıda bulunan 'ortaya çıkan' olaylar dizisi olarak düşünmektir (hazen 2001).

    2001 dünya'daki yaşam [...] cansız sistemlerde bulunmayan üç özellik taşımaktadır (birbirleriyle güçlü şekilde ilişkili ve aslında aynı şeyin farklı yönleri olan). yani, yaşam (1) belirli bireylerden oluşur, (2) ürer (bu, kimliklerini soyuna aktarmayı içerir) ve (3) evrimleşir (kimlikleri nesilden nesile değişebilir). yaşayan bir birey, daha üstün bir olumlu geri bildirim (yaşamın genişleme potansiyeli) hizmetinde olan (buna tabi olan) düşük seviyeli negatif geri bildirimler (düzenleyici mekanizmalar) ağı olarak tanımlanır (korzeniewski 2001).

    2001 bu zayıf yaşam tanımını benimsiyoruz. yaşayan bir sistem, sınırlı bir alanı işgal eder, yapıya sahiptir, bilinmeyen bir amaç doğrultusunda performans gösterir ve kendini üretir (sertorio ve tinetti 2001).

    2001 yapay yaşamın özellikleri, ortaya çıkma ve çevre ile dinamik etkileşimdir (yang ve diğerleri 2001).

    2002 yaşam, homeostatik metabolizma, gelişim, büyüme ve üreme sağlayan dinamik ve yüksek derecede entegre algoritmik süreçlerin 'senfonisi' olarak tanımlanır ve 'katır' fiksiyatlarına takılmış birkaç yaşam kökeni teorisyeninin kuşkularını görmezden gelir (abel 2002).

    2002 yaşam, karbon temelli polimerlerden oluşan, açık dengesiz tam sistemlerin varoluş sürecidir ve polimer bileşenlerinin şablon sentezi temelinde kendi kendine üreyebilme ve evrimleşebilme özelliklerine sahiptir (altstein 2002).

    2002 herhangi bir yaşayan sistem, dört farklı işleve sahip olmalıdır: 1. karmaşıklığın artması; 2. karmaşıklık artışının yönlendirilmesi; 3. karmaşıklığın korunması; ve 4. önceki üç hareketi sürdürmek için gereken serbest enerjinin elde edilmesi ve çıkarılması (anbar 2002).

    2002 yaşam, 1. kendi kendine örgütlenme; 2. kendi kendine çoğalma; 3. mutasyon yoluyla evrim; 4. metabolizma ve 5. yoğunlaştırıcı kapsülleme yeteneğine sahip bir sistem olarak tanımlanır (arrhenius 2002).

    2002 yaşam, enerji ve maddeyi dönüştüren, böylece replikasyon kapasitesi ile mutasyonlar ve anastrofik evrim gerçekleştiren kendini sürdüren moleküler bir sistem olarak tanımlanır (baltcheffsky 2002).

    2002 yaşam, sürekli dengesiz durumda çalışan ve enerji ve madde akışında simbiyotik olarak bağlantılı moleküler motorlar kümesi olarak görülür; bu motorlar, döngüsel kimya yoluyla kendi kimyasal bileşenlerinin büyük bir kısmını geri dönüştürür (boiteau 2002).

    2002 yaşam, moleküler bilgisini bağımsız olarak aktarabilen (kendi kendine üreme) ve sistemin evrimleşmesine izin veren bazı kazara hatalar yapabilen (evrim) kimyasal bir sistemdir (brack 2002).

    2002 tanınabilir yaşamın: 1. dengesiz bir kimyasal sistem olması; 2. organik polimerler içermesi; 3. kendini üretmesi; 4. kendi kendine metabolize olması; 5. çevreden ayrılması gerekmektedir (buick 2002).

    2002 yaşam, fonksiyon, üreme, konum, bireysellik ve yaşam döngüsü talimatlarını taşıyan herhangi bir homo- veya heterotrofik hücresel geri dönüşsüz ısı motoru veya montajlarını canlı olarak kabul ederiz (eirich 2002).

    2002 canlı organizma, temel süreçlerde maksimum katalitik aktiviteyi evrimsel gelişimiyle elde eden ve kendini çoğaltma özelliğine sahip çok seviyeli açık bir katalitik sistemdir. yaşam, canlı organizmaların işleyiş sürecidir (erokhin 2002).

    2002 theodosius dobzhansky'yi yeniden ifade ederek: yaşam, bilimsel kurumun (muhtemelen sağlıklı bir anlaşmazlık sonrasında) yaşam olarak kabul edeceği şeydir (friedman 2002).

    2002 yaşam, seçimler yapan, zamanı bağlayan ve eğimleri kıran madde olarak kabul edilir (guerrero 2002).

    2002 canlı varlıklar karmaşık işlevsel sistemlerdir. yaşam, hücrelerin somut nesnelerini tanımlayan soyut bir kavramdır. yaşam, bireyselleştirilmiş evrimsel metabolik sistemler tarafından gösterilen süreçtir. yaşam olarak adlandırılan fonksiyonlar: metabolizma, büyüme ve nesiller boyunca istikrar ile üreme (guimaraes 2002).

    2002 yaşam, yaşayan sistemlerin ve yaşadıkları çevrenin işlevsel ve yapısal karmaşıklığında bir artışa yol açan enerji bağımlı bir kimyasal döngüsel süreçtir (gusev 2002).

    2002 yaşam, organize olmuş bir dengesizlik durumudur (hennet 2002).

    2002 yaşam, genetik özelliklere sahip olma ile eşanlamlıdır, yani kendini çoğaltma ve mutasyon kapasiteleri (horowitz 2002).

    2002 yaşam, öznelliği olan bir sistemdir (kawamura 2002).

    2002 yaşam, metabolizma ve çoğalma sürecidir (keszthelyi 2002).

    2002 yaşam, optik olarak aktif organik bileşiklerin (örneğin proteinler gibi) varlığının kaçınılmaz bir sonucudur (klabunovski 2002).

    2002 yaşam, bir organik kimyasal sisteme nicelik olarak karmaşıklığın artması sonucu meydana gelen diyalektik bir değişiklikle ortaya çıkan yeni bir niteliktir. bu yeni nitelik, geçici kendini koruma ve kendi kendini sürdürme yeteneği ile karakterizedir (kolb 2002).

    2002 yaşam, çevreyle uyumlu etkileşim yoluyla ve düzenli kendi yenileme ile yıkıcı süreçlere karşı yoğunlaşmış direncin yüksek derecede örgütlenmiş bir biçimidir (kompanichenko 2002).

    2002 dissimetriyi yaratan, sürdüren ve/veya değiştiren herhangi bir sistem canlıdır (krumbein 2002).

    2002 yaşam, çevreyle sürekli metabolizma sağlayarak kendini üretebilen ve sürdürebilen bir madde varlığının biçimidir (kulaev 2002).

    2002 canlı olmak, çevresi ve ona nasıl tepki vereceği hakkında moleküler bir hafıza oluşturabilen ve bu nedenle yaşamayı başarabilen bozulabilir, yarı-izole bir sistem olmaktır. yaşam şu özelliklerle tanımlanabilir (lacey ve diğ. 2002):

    dış ortamdan izole olmalıdır ancak hala onunla malzeme alışverişi yapabilmelidir (bireyselliğe sahip olmalıdır).
    ortam tarafından bozulmaya karşı duyarlı olmalıdır.
    izole sisteme malzeme aktarım hızlarının hızlı olabilmesi için yeterince küçük olmalıdır.
    iç ve dış ortamlarının moleküler bir temsilini oluşturabilme yeteneğine sahip olmalıdır (yani ortamlarının moleküler bir hafızası olmalıdır).
    çevreyi algılayıp ona tepki verebilme yeteneğine sahip olmalıdır, yani çevrede karşılaştığı malzemeleri kullanabilecek etkin moleküller sentezleyebilmelidir.
    2002 bir karasal yaşam varlığı, çeşitli organik moleküllerin, enerji ve çevreden gelen inorganik ve organik moleküllerle etkileşimli olarak katalize reaksiyonların şablon ve dizi yönlendirmeli ağlarıyla mekansal ve işlevsel olarak bağlantılı moleküler-bilgi döngü sistemleri topluluğudur. bir yaşam varlığı, ortaya çıkış zamanı ve gözlem anı arasında evrimleşen döngü sistemleri topluluğunun kesintisiz bir devamıdır (lahav 2002).

    2002 bir yaşam varlığı, çevreden malzeme ve enerji kullanarak büyüme, üreme ve evrim için moleküler-bilgi geri besleme döngülerini sergileyen moleküllerin bir topluluğudur (lahav ve nir 2002).

    2002 eğer ölebilirse, canlıdır (lauterbur 2002).

    2002 kimyasal açıdan bakıldığında, yaşam karmaşık bir otokatalitik süreçtir. bu, yaşayan bir hücredeki kimyasal reaksiyonların son ürünlerinin (nükleik asitler, polipeptidler ve proteinler, oligo- ve polisakkaritler) kendi oluşumlarını katalize ettiği anlamına gelir. termodinamik açıdan bakıldığında, yaşam entropiyi azaltmak için karmaşık süreçler kullanan bir mekanizmadır (marko 2002).

    2002 yaşam, canlı sistemlerin bir özelliğidir. canlı sistemde yerleşik bir program doğrultusunda moleküllerin sürekli asimilasyonu, dönüşümü ve yeniden düzenlenmesi ile sistemin sürekliliği sağlanır (nair 2002).

    2002 yaşamın faydalı bir tanımı ölçülebilir olmalıdır. yaşamı ölçülebilir terimlerle tanımlamalı ve bunları yaşam arayışı için kullanılacak bir stratejiye dönüştürmeliyiz. peki bunlar nelerdir? a. yapılar, b. kimya, c. sadakatle çoğalma ve d. evrim (nealson 2002).

    2002 yaşam, genetik mekanizmalar kullanarak kendini çoğaltabilen bir sistemdir (noda 2002).

    2002 yaşam, enerji akışını sağlayarak biyolojik kalıtsal genetik kod için kendi düzeltme mekanizmasıyla desteklenen yapısal olarak kararlı bir negentropi akımıdır (polishchuck 2002).

    2002 yaşam, yıkımı yapıcı asimilasyon yoluyla direnen nesneler tarafından somutlaştırılır (rizzotti 2002).

    2002 canlı sistemleri şöyle tanımlamayı öneriyoruz: (1) çevreleriyle termodinamik denge içinde olan sınırlı mikro-ortamlardan oluşan; (2) düşük entropi durumlarını sürdürmek için enerjiyi dönüştürme yeteneğine sahip; ve (3) bireysel taşıyıcının yok olmasına rağmen, kendilerinin yapısal olarak farklı kopyalarını sürekli olarak zaman boyunca aktaran öğretici bir kodla çoğaltabilen sistemler (schulze-makuch ve diğ. 2002).

    2002 yaşam, enerjisel ve bilgi açısından kendi kendini destekleyen, iyi bir öz-eğitim ve yaratma kapasitesine sahip bir madde örgütlenme biçimidir (scorei 2002).

    2002 yaşam, bir organizmanın sorular formüle etme yeteneğidir (soriano 2002).

    2002 yaşam, anagenetik örgütlenme süreçlerinin tarihsel bir sürecidir (valenzuela 2002).

    2002 yaşam, işlevsel olarak bağlantılı, yerel, doğrusal olmayan, bilgiyle kontrol edilen kimyasal sistemlerin bir popülasyonudur; bu sistemler kendilerini çoğaltabilir, uyum sağlayabilir ve küresel işlevsel karmaşıklığın daha yüksek seviyelerine ko-evrimleşebilir (von kiedrowski 2002).

    2002 bir yaşayan sistem, çoğalma ve evrim yeteneğine sahip olup, yapı taşları ve bu yapı taşlarının düzenlemesi ile ilgili performans için sürekli bir arayış talep eden temel bir mantığa sahiptir. bu arayış, sadece mükemmeliyet veya yaklaşık mükemmeliyet elde edildiğinde sona erecektir. bu yerleşik arayış olmaksızın, yaşayan sistemler yaşam tanımına layık olacak karmaşıklık ve mükemmellik seviyesine ulaşamazdı (wong 2002).

    2002 bir genomun ve genetik kodun varlığı, canlı organizmaları cansız maddeden ayırır (yockey 2002).

    kaynak
    popa, r. (2004). between necessity and probability: searching for the definition and origin of life. springer-verlag is a part of springer science+business media. sf.197-205