• bağırmak çağırmak, batıyı övenleri dövmek, demokrasi özgürlük eşitlik diyenlere sövmek, arabanın arka camına osmanlı tuğrası yaptırıp, bayraklı filan yüzük, zippo, tesbih, rozet vb. şeyler kullanmak, atsız'ın romanlarından birkaçını okumak, ülkücülük ocakcılık filan yapmak sananlar ve; nutuk okumak (okuduğu da şüpheli ama bulundurmak), her şeyi atatürk imzalı ya da silüetli ya da resimli yaptırmak, laiklik, cumhuriyet, demokrasi diye bağırıp kürtçeye ve kürtlere antipati dolu olup arapçayı ve arapları gericilik olarak görmek şaşkaza bi iran edebiyatı filan övdüğün an lan bırak medeniyetmiş şuymuş buymuş onlar da aynı arap ya da araplardan bir farkı yok diye azar çekmek vs. sananlar arasına sıkışmış, özünü yaşayamamış, entelektüel olmayı becerememiş, ya gerçeklikten kopuk cahilliğe sıkışmış; ya dinleşmiş, ya sembolleşmiş ama bir türlü aklıselim, ülkenin dinamiklerini ve çıkarlarını koruyacak, dünyada örnek gösterilebilecek bir milliyetçilik olamamış, kısacası göstermelik bir şeyler yapmak ve söylemek olan anlayıştır.

  • (bkz: seküler milliyetçilik) türkiye özelinde düşündüğümüzde milliyetçilik ile özgür düşünce arasında kesişen çok önemli bir nokta var. ikisi de düşünce hürriyetini temelde dini bakış açısının dışına çıkarak başarmaya çalışıyor. bu anlamıyla türkiye'nin pejoratif anlamıyla kemalizm'i aşamamasının sebebi olan bu din temelli düşünce tıkanıklığı sosyalistleri de hürriyetçileri de milliyetçileri de yavaşlatıyor.

    türk düşüncesindeki henüz çözülmemiş birinci büyük problem sekülerlik anlayışıdır ve seküler-bilimsel zemin üzerinde mutabık kalınmadan herhangi görüşten biri herhangi görüşten birini veya görüşün kendisini rahatlıkla gericilik ve çağdışılıkla suçlayabilir.

    meseleyi bu şekilde ele almak ve kötüler iyiler dikotomisine gitmeden esas sorunu çözmeye çalışmak için hem daha anlayışlı hem de daha hoşgörülü bir şekilde her sesin rasyonel taraflarını dinlemekte fayda olduğunu düşünüyorum. yukarıda bkz verdiğim başlık okunursa tam olarak ne demek istediğim daha iyi anlaşılabilir.

    bu arada milliyetçiliği ya da sosyalizmi kişisel olarak daha çok beğeniyorum gibi düşünülmesin, daha çok tüm samimi fikir üretim süreçleri ile olabilecek en optimal ittifakı kurmak gerektiğini düşünüyorum. zira ancak bu şekilde birbirimizi düzeltebilir, geliştirebilir ve toplumsal bir refaha doğru aklımızı açabiliriz. (bkz: sapere aude)