• öncelikle şu bilgi ile başlayalım: yetişkin insanlar da maymunlar ve bebekler gibi bir insanın 3 kere yaptığı şeyden daha fazla 3 farklı insanın aynı şeyi yapmasından daha fazla etkilenirler. yani bir kişinin bizim karşımızda 3 kere gökyüzüne bakmasındansa 3 kişinin birer kez bakması bizim gökyüzüne bakış arzumuzu daha çok etkiler(1).

    elbette bu hemen hepimizin zaten bildiği bir şey. hepimiz toplumun çoğunluğunun genelde yanlış olduğunu biliriz ancak yine de o anda, orada bulunduğumuzda gruba uyup sonrasında pişman olacağımız şeyler yapmaktan geri durmayız. peki bu nasıl gerçekleşiyor? nasıl oluyor da hayatında bir sineği dahi incitmemiş insanlar lince katılıp, dükkanlar yağmalayıp, katliamlar gerçekleştirebiliyorlar? işte bunun yanıtını vereceğim.

    1- kademeli artışın ikna edici gücü.

    milgram deneyini hatırlayalım. tam olarak bilmeyenler buradan ulaşabilir. burada birey şu şekilde manipüle edilir: "225 volt elektrik verdin zaten 226 volttan seni alıkoyan ne? çok saçma, yapmışken tam yap." ya da "madem bunları boykot ediyoruz o zaman dükkanın önünü de kapatalım kimse alamasın. zaten kimse onlarla çalışmak istemiyor. bak kapattık gitti. hadi şimdi de yağmalayalım zaten bu dükkanın kimseye bir faydası yok."

    kademelilik hali, potansiyel dirençli kişiyi savunma pozisyonuna iter. saldırganlığın ahlakla değil, akılcılıkla ilgili bir mesele olduğu imajını yaratır. böylece bir noktadan sonra artık "gerisini getirmemek " anlamsızlaşır ve yanınızdaki insanların da aynı duygusal durumda olması sizi cesaretlendirir.

    çözüm: kitlesel olaylarda sürüleşmemek için her vites yükseldiğinde gruptan bağımsız olarak tekrar durumu değerlendirmek gerekir.

    2- sorumluluk meselesi.

    eğer bu eylemin sorumluluğu bana kalmayacaksa, yani yazılı olarak amirlerimden gelen bir talimatsa o işin ahlaki tarafını düşünmeye daha az teşne olurum. bu işi "polislik, askerlik, gardiyanlık" seçerken bunların olabileceğini zaten biliyordum. ben sadece işimi yapıyorum. o halde insanlara işkence yapabilir, onları aşağılayabilir ve toplumca imha edebilirim.

    çözüm: kitlesel eylemlerde size verilen görev eğer temel insan haklarına aykırı ise o emri kimden aldığınızın bir önemi yoktur. her zaman en temelde bir insan olduğunuzu ve yaptığınız eylemin sizinle hayatınızın sonuna kadar geleceğini unutmayın.

    3- suçluluğun dağıtılması
    belki duymuşsunuzdur kurşuna dizme sırasında kurşuna dizen 5 askere aralarından birine sahte mermi verildiği söylenir. hepsi aynı anda ateş eder ve hepsi kendi kurşununun sahte olmasını umar. böylelikle birisini öldürmüş olmanın sorumluluğu hem beşte birine düşer hem de böyle bir durumda belki de benim mermim sahteydi şeklinde düşünüp rahatlamak daha kolaydır. ayrıca "zaten ben yapmasam başkası yapacaktı."

    çözüm: lince katılan 100 kişiden biri olmanız sizi %1 değil, %100 linççi yapar. bunu unutmayın yeter.

    4- anonimlik.

    eğer yüzünüz görünmüyorsa ve kimse sizi tanımayacaksa suç işlemek daha kolaydır. bu sebeple göstericilerin en saldırganları yüzlerini kapatır ve güvenlik güçleri illegal bir şey yapmadan önce kasklarındaki ya da göğüslerindeki numaraları silerler. bu saklanma davranışının ardında sadece tanınıp tanınmamak yatmaz, aynı zamanda bu bir persona yaratımıdır. böylelikle kendiniz de yaptığınız vicdana aykırı eylemlerden daha az sorumlu hissedersiniz.

    çözüm: kimse kendi yüzünü kendinden saklayamaz. kendinizi böyle çocukça kandırmaya yeltenmeyin.

    o halde toparlayalım. bir gruba soykırım yaptıracaksanız önce öteki grubu dövdürerek başlayın. kademeli olarak artırın. sonra sorumluluğu sizin aldığınızı söyleyin ve vatan için bunun gerekli olduğunu hatırlatın. sonrasında etraftaki kalabalığın göstererek " zaten olacak " olduğunu belirtin hem "6 milyondan 300 tanesini sen öldürmeyeceksen neden buradasın ki?" en sonunda da başlarına birer maske geçirin ve şu mesajı verin: "sizler, yani, babalar-anneler-evlatlar-komşular- bitki yetiştirenler- evde hayvan besleyenler- doğa aktivistler, sizleri ilgilendiren bir olay yok, bu işi maskeli bir grup insan yaptı. sizler sakince evlerinize dönüp çocuklarınızın başını okşamaya devam edebilirsiniz."

    böylece insanların bireyliklerini sabote eder, sürü ruhu içerisinde onlara istediğinizi yaptırabilirsiniz.

    ayrıca (bkz: kötülüğün sıradanlığı), (bkz: sürü ahlakı nedir?) (bkz: efendi ahlakı nedir?)


    kaynaklar
    1- s. asch, "opinions and social pressure," sci am, 193 (1955): 35.
    2- sapolsky, r. m. (2021). davranış: en iyi ve en kötü haliyle insan biyolojisi. pegasus yayınları.
    s.464-466