• kökü latince 'solus' kelimesi olan, 'yalnız' anlamına gelen sözcük. önce müzik camiası tarafından kullanılmaya başlanmış. 1909 yılından sonra da havacılık terminolojisine eklenmiş.

    hava aracını tek başına bir uçuşa çıkarmaya 'solo uçuş' yani 'yalnız uçuş' denir. her havacı için ilk solo unutulmazdır. bu uçuşu bir nevi ergin olma törenine çevirecek adetler de vardır. bunlardan bir tanesi ilk solosunu gerçekleştiren pilotun gömleğinin, uçuş eğitmeni tarafından kesilmesidir.

    bu adet de şuradan geliyor: eskiden, pilotlar eğitilirken arka koltukta oturan uçuş eğitmenleri öğrencileri gürültülü ortamda uyarırken gömleklerinin arkasından çekiştirerek dikkatlerini çeker ve kulaklarına bağırarak talimatları duyurmaya çalışırlarmış. ilk yalnız uçuşlarından sonra da 'sana artık güveniyorum, gömleği çekiştirmeye gerek kalmadı' anlamında gömleklerinin arkasını keserlermiş. tatlı bir sembolik güven eylemi yani.

    diğer bir adet de ilk solo uçuşundan sonra pilotun ıslatılması. filo arkadaşları veya uçuş eğitmeni, bu uçuştan sonra taze pilotu bir güzel yıkarlar. tercihen hortumla veya kovayla. herhalde bu adet de bir vaftiz anlayışıyla yapılıyor. havacılık dünyasına geçiş yapan insanı arındırma seramonisi, bir çeşit abdest. (bu adet yüzünden hipotermi geçirenler var, aman dikkat)

  • dağcılık sporunda da kullanılan terim. solo tırmanış yapan dağcı, bu tırmanışa ölümü göze alarak çıkar. çünkü tırmanırken kendisini olası bir düşüşten koruyacak bir emniyet kemeri, tırmanma ipi ya da yardımcı ipler kullanamaz. ekip arkadaşları yoktur. onu izleyenler olsa dahi tırmanırken tamamen yalnızdır. bir anlamda kişinin bizzat kendisine meydan okumasıdır solo. her babayiğit dağcının da maçası sıkmaz soloya.
    insanoğlu gerçekten garip bir varlık. neresinden bakarsan. bir yandan o derece aşağılıkken bir yandan da bilinen bütün güçlerin ve güçlüklerin ötesinde. anlaşılmaz gerçekten.