• sinop doğumludur, hazinedar hikesios'un oğludur. babasına emanet edilen paranın değerini düşürdüğü için babasıyla birlikte kentten sürülmüştür. (bkz: kalpazan) bize ulaşan birinci derecen bir eseri olmamasına rağmen laertios, diogenes'in pordalos isimli bir kitabı olduğunu söyler. pordalos gaz çıkaran adam manasına gelir bu arada *.

    cengiz çevik hocamız güçlü referanslar göstererek diogenes'in kalpazanlık ile aslında parasal sisteme karşı olduğunu gösterdiğini ve sonraki kinik yaşamı ile birlikte düşünüldüğünde tüm değerleri aşındırmanın gerekliliğini ima ettiğini savunur ki bana biraz zorlama geldi. ancak ne demişler? credo experto . cengiz hocamız diyorsa inanmasak bile unutmamakta fayda var.

    yine hocamızın yorumuyla "diogenes de sokrates ile aynı tanrısal irade tarafından marjinal yaşam tarzı ve eleştirileri ile toplumu uyarsın diye gönderilmiş bir köpektir." platon da diogenes için "kudurmuş sokrates" demiştir.

    diogenes'in sisteme önemli itirazlarından biri (bkz: nomos-physis tartışması) olarak bilinen tartışmada physis tarafından yükselttiği itirazdır. insanların doğa kanunlarından saptığını sorunların bu sebeple arttığını savunur. ona göre erdem doğaya göre yaşamaktır ve polis doğadan uzaklaşmıştır.

    insanların mutluluğu dışarda aradığını ancak mutluluğun ancak sadece kendi içlerinde bulabileceklerini söyler. bunları hocası antisthenes'ten öğrendiğini biliyoruz - ki kendisi de büyük kafalı adamlardandır.

    diogenes "zenginlik talihin kusmuğudur" diyerek hocasının yoksul yaşam tarzına sonuna kadar destek çıkmıştır. hocasından ne öğrendiğini ise şöyle anlatır: antisthenes bana neye sahip olup neye sahip olmadığımı öğretti. mal varlığı, akrabalar, ün, bildik yerler bana ait değil. sadece görünümleri değerlendirme gücü benim ve bunu benden kimse, hiçbir şekilde alamaz. ayrıca köleleşme nesnelere boyun eğmek ile başlar. yaşamdan hiçbir şey istemeyen birinden kim daha özgür olabilir?"

    hayatı da gariptir. bir keresinde korsanlar tarafından kaçırılarak girit'te köle pazarında satılmış, kendisine ne iş bilirsin diye soran alıcılara "insan yönetirim" demiştir. sonrasında ise kendisini satın alan kişi tarafından özgürlüğü geri verilmiştir o da hanenin ve çevrenin eğitmeni olarak bir müddet yaşamıştır. köle pazarında satılırken de kendini yere atıp yalandan çırpınarak kendisini satanın bir balık tüccarı olduğunu haykırmış böylece etrafındakileri güldürmeyi başarmıştır. yani köle olarak satılmak üzereyken bile neşesini kaybetmemiştir. hatta bir kere kendisine sürülmesi üzerinden saldırmasına karşılık "hayır ben onlara orada kalma cezası verdim keh keh" diyerek gülmüştür.

    son olarak öğle vakti elinde fenerle adam arıyorum diye dolaşan da kendisidir.

    kaynak
    öztürk, a., & çevik, c. (ed.). (2022). kavramlar tarihi: özgürlük (1. bs). doğu batı yayınları. s.75-105