• türkiye'nin ilk faili meçhullerinden.

    25 şubat 1907'de yüzbaşı ali bey'in oğlu olarak gümülcine'de doğar. trabzon kökenli bir aileye mensuptur ama her asker ailesi gibi çocukluğu geze geze geçer. ilkokul hayatı mesela, istanbul'da başladıktan sonra üsküdar, çanakkale ve edremit gibi yerlerde tamamlanır. edremit özellikle hayatında büyük etki yapacak, kuyucaklı yusuf romanında edremit'i anlatırken kürk mantolu madonna'nın raif'i, içimizdeki şeytan'ın ömer'i hep edremitli olacaktır...

    ilkokuldan sonra balıkesir darülmualliminine (muallim mektebi) giren sabahattin burada okurken öykü ve şiir yazmaya başlar. ilk şiirlerini de yerel çağlayan gazetesinde yayınlar. 1927 yılında istanbul çapa darülmualliminini bitirdikten sonra yozgat'ta bir ilkokula atanır.

    1920'lerde genç devlet, tüm krizin ortasında yurtdışında öğrenci okutmaya başlamış, sınavlar açılmış ve talebelere burs ayrılmıştır. böyle bir sınavı kazanan genç sabahattin de almanya'ya bir burs kazanır. potsdam'da okuduğu iki yılın ardından, o sıralarda yeni güçlenen bir nazi grubuyla kavga ettiği için deport edilir ve türkiye'ye almanca öğretmeni olarak döner. yabancı dilini geliştirirken avrupa edebiyatını da öğrendiği ve savaştan yeni çıkmış bir ülkede faşizmin yavaş yavaş büyümesini gördüğü bu iki yıl sabahattin'in fikir hayatı açısından cok verimli geçer. bu dönemde sertellerin çıkarıp nazım hikmet'in yönettiği resimli ay dergisinde de öyküleri yayınlanmaya başlar.

    yurda döndüğü 1930 yılında aydın'a almanca öğretmeni olarak atanan sabahattin ali, 1931'de "komünizm propagandası" iddiasıyla tutuklanır. üç ay hapis yattıktan sonra aklanır ama konya'ya sürülür. burada ise yerel bir gazete çıkaran cemal kutay tarafından atatürk'e hakaret eden bir şiir yazıp okuduğu iddiasıyla ihbar edilir*. 14 ay hapse mahkûm olur, 1933'te genel afla hapisten çıksa da memuriyete dönmek için atatürk'e özür mektupları yazmak ve bir övgü şiirini yayınlamak zorunda kalır. sonuçta devlet konservatuarına atanır...

    * cemal kutay ile yazarın aralarında bir alacak verecek davası olduğu ve bu sebeple iftira ettiği yaygın bir söylentidir.

  • (devamla)

    1934'te devlete döndükten sonra milli eğitim bakanlığı merkez örgütünde çalışmaya başlayan, devlet konservatuarında carl ebert'in çevirmenliğini yapan sabahattin ali, bu dönemde ard arda kitaplarını yayınlamaya başlar. değirmen, kağnı, ses gibi öyküleri cezaevlerinde, köylerde kasabalarda tanıdığı insanları anlatır. romanlarından içimizdeki şeytan'da 1940'ların turancılarına gönderme yaptığı söylenen bölüm ise hayatını değiştirecektir. zira nihal atsız bu sebeple sabahattin ali aleyhine yazılar yazar. 1944'te sabahattin ali'nin nihal atsız aleyhine açtığı dava da konunun iyice gündeme gelmesine ve duruşma günü büyük mitinglere sebebiyet verir. davadan bir şey çıkmaz ama 2. dünya savaşı'ndan sonraki antikomünizm rüzgarları sabahattin ali'yi memuriyetten eder.

    devletten açığa alınınca istanbul'a taşınan sabahattin ali burada marko paşa mizah dergisini yayınlamaya başlar (1946). aziz nesin ve rıfat ılgaz ile beraber çıkardığı dergi büyük ilgi görür ve sık sık da kapatılır. kapatıldıkça merhum paşa, malum paşa, hür marko paşa gibi isimlerle dergiyi çıkarmayı sürdürür ama yasakların önünü bir türlü alamaz. en sonunda ailesini geçindirmek için kamyon şoförlüğü yapmaya karar verir. ressam melek celal sofu'ya ait bir kamyonla sağa sola mal çeker. derken 1948 nisanında trakya'ya bir sefere çıkar ve bir daha ondan kimse haber alamaz.

    1948 yazında kırklareli'nin üsküp köyü yakınlarında bir iskelet bulunur. sonra ocak 1949'da gözaltına alınan insan kaçakçısı ali ertekin "sabahattin ali'yi bulgaristan'a götürmek üzere anlaşmıştık ama yolda kafam attı vurdum" diyerek iskeletin bulunduğu yeri tarif eder. daha önce bulunan iskelet üzerinde o günün koşullarında muayene yapılamaz ama olay yerine yakın bir yerde sabahattin ali'nin çantası bulunur. sonuçta yapılan yargılamada kaçakçı ertekin 4 yıl ceza alır, 1950'de afla hapisten çıkar. iskelet ise adli tıpta kaybolur. halen mezarı olmayan sabahattin ali'nin ölüm sebebi bile bilinmemekte, ali ertekin'in mit tarafından cinayeti üstlendirilen bir gariban olduğu söylenmektedir. emekli korgeneral nevzat bölügiray'ın anılarında trakya sınırında geçen bir olayda öldürülmesi anlatılan komünistin sabahattin ali olduğu ima edilmişti o ayrı...

    kaynaklar: her derde deva yesevi sözlük. ayrıca sabahattin ali hakkında pek çok monograf yazılmıştır (iki örnek verelim, yeşil mürekkep - osman balcıgil ve başın öne eğilmesin - hıfzı topuz).