"ocağında kutsal ateşin sürekli yandığı şehir ya da devlet konağı, daha özel olarak siyasal konaktı. `aristoteles`, solon öncesi dönemde bütün arkhonların burada oturduğunu belirtir. sözcüğün köküne bakıldığında "başkanın evi" anlamında prytanisle ilişkili olduğu anlaşılır. yeni bir koloni, yani yeni bir polis kurulacak olduğunda, göç eden kişiler, yanlarına bu kutsal ateşten alır ve gittikleri yerde öncelikle bu ateşle yeni bir ateş ya da ocak yakarak burayı işaretler ve yeni bir polisin inşasına girişirlerdi. o ateş ya da ocak yanmadan önce orası, henüz bir polis kurulmadığı için, bir kaos dünyası iken, ateşle birlikte artık orası, kendiliğinden tanrısal ve içkin bir düzenliliğe çevrilerek bir kozmosa, yani düzenlenmiş, kaotik olmaktan çıkmış bir alana dönüşürdü. ateşin işaretlediği bu alan aynı zamanda yeni polisin de merkezi olurdu. öyle ki polis sözcüğü ilk dönemlerde yalnızca "yüksek kent" ya da "tepedeki kent"i ifade eder. bunun dışındaki yerleşime ise asty adı verilmektedir. bazı polislerde kullanılan akropolis sözcüğü, işte bu yüksek kenti anlatmaktadır; polisin temel tapınaklarının ya da kült merkezlerinin ve en önemlisi prytaneionun bulunduğu alanı."
kaynak
ağaoğulları, m. a., türk, d., yalçınkaya, a., yılmaz, z., & zabcı, f. (2012). sokrates'ten jakobenlere: batı'da siyasal düşünceler (3. bs). iletişim yayınları.sf.26
hoş: tümü
|
bugün
başlıkta ara