• altılı masanın yayınladığı uzun ve kapsamlı mutabakat metninde hayatımızı her alanda etkileyecek hedef ve projeler var. linkten ulaşabilirsiniz;
    https://www.altilimasa.biz/...alisma-grubu/calismalar-raporlar

    ben de naçizane bir değerlendirme yapmak istedim. 2300 maddenin hepsini yorumlamak elbette -benim için- mümkün değil ama ana hatlara ve önemli maddelere olumlu-olumsuz eleştiriler getirmek belki birilerine faydalı olur.

    mutabakat metnine geçmeden önce duruma dair genel bir yorumla başlayayım;

    erdoğan ve akp yönetiminin, ülkemize; sosyal, düşünsel, idari, politik, ekonomik -ve hatta etik- sahalarda, iyileştirilmesi çok zor görünen yaralar açtığını düşünüyorum. fakat, muhalefet kanadının -en azından- ilkelerde uzlaşabilmesi bile geleceğe dair umutlarımı arttırmıştı. yayınlanan mutabakat metninin, ben ve benim gibi düşünen insanların sorunlarını iyi tespit ettiğini ve planlananların bu sorunlara çözümler getirdiğini görmek umutumu biraz daha arttırdı.

    türkiye her ne kadar, akılsızlığın ve yolsuzluğun pençesinde kıvranıyor gibi görünse de, beş para etmez ahmakların sesi, aydınlık ve çağdaş insanların avazını bastırıyor olsa da, ülkemizin daha kötü ve çözümsüz görünen zamanlardan güçlenerek çıktığını hatırlayarak güzel günleri beklemeyi tercih ediyorum.

    bu karanlık zamanlardan çıkmak ve güzel bir geleceği inşa etmek için tuğla taşıyan sağdan-soldan, içeriden-dışarıdan kim olursa olsun, bende minnet ve teşekkür hisleri uyandırıyor.

    15 mayıs sabahında, ülkemizi beyaz sabunlarla şööyle güzel bir yıkadıktan sonra, daha mutlu ve -daha da önemlisi- ülkesinde kendisi olarak var olabilen insanlar olacağımıza inanıyorum.

    mutabakat metni 9 ana başlıkta düzenlenmiş. 'atılacak somut adımlar' olarak tanımlanan maddeler içinde en çok önem verdiklerim şunlar:

    1- hukuk, adalet ve yargı

    "etkin ve katılımcı bir yasama, istikrarlı, şeffaf ve hesap verebilir bir yürütme, bağımsız ve tarafsız bir yargı ile kuvvetler ayrılığının tesis edildiği güçlü, özgürlükçü, demokratik, adil bir sistem için güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçeceğiz."

    güçler ayrılığı: roma'nın son kralı lucius tarquinius superbus dönemi sonrası romalıların anladığı bir durum var; güç tek kişide toplanınca politik sistem yozlaşır. akp türkiye'sinde bunu herkes yaşadı. bu yozlaşmadan çıkar sağlamayan hiç kimse, bu güç temerküzünün devam etmesini istememeli. altılı masanın, beyan edilen maddelerin en başına bunu koymasını önemli ve olumlu görüyorum. demokrasinin doğru çalışabilmesi için bir koşul olan bu prensip, eğer doğru bir şekilde tesis edilirse bugün yaşadığımız çoğu kötü hâlin çözümü olacaktır.

    "devlet sırrı ve ticari sır kavramlarını, meclis'in bilgi edinme ve denetim yetkilerini engellemeyecek şekilde yeniden tanımlayacağız."

    bu maddedeki muğlaklık masadaki "sağ"ın varlığından dolayı diye düşünüyorum. evet, devlet aygıtları bazı sırları saklarlar ve saklamalıdırlar da. ancak şeffaflığın kapsamı ne kadar genişlerse, demokratik bilinç de bir o kadar artar. bu yüzden, yalnızca meclisin değil, 'sade' vatandaşın da bilgi edinmesinin önünün açılması gereklidir diye düşünüyorum.

    "cumhurbaşkanının kararname çıkarma yetkisine son vereceğiz."

    mevcut düzenleme ile cumhurbaşkanı, hukukun temel ilkelerinden biri olan normlar hiyerarşisi'ne aykırı bile olsa, kararnameler vasıtası ile dilediğini yapabiliyor. bunun önüne geçilmesi fevkalade önemli.

    "cumhurbaşkanının 7 yıl süreyle bir dönem seçilebilmesine, seçildikten sonra partisi ile ilişiğinin kesilmesine ve görev sonrasında aktif siyasete dönememesine ilişkin düzenleme yapacağız."

    bu maddedeki 7 yıl fazla gibi görünüyor. ancak; yetkileri kısıtlanmış bir cumhurbaşkanı için o kadar da büyük bir sorun teşkil edeceğini düşünmüyorum.

    "olağanüstü hal kararnamelerine son verecek, ohal süresini altı aydan iki aya düşüreceğiz"

    güzel ülkemizde olağan haller, olağanüstü hallerden daha olağandışı hâle geldi. bu maddenin daha kapsamlı bir açıklama ile yeniden ele alınması gerektiği düşüncesindeyim.

    "düşünce, kanaat ve ifade hürriyetlerini güçlendireceğiz."

    muğlak bir ifade. güçlendirmenin yolları nelerdir? hangi kurumlar ve kanunlar bu hürriyetlerin teminatı olacak?

    "basın özgürlüğünü güçlendirecek, trt ve anadolu ajansı'nı bağımsızlık ve tarafsızlık esaslarına göre yeniden yapılandıracağız."

    yukarıdaki yorum basın için de geçerli, somut kanunlar vaatleri ile desteklenmesi gereken bir plan. medya ve basının devletin ideolojik aygıtları olarak kullanılmasından başka işlevleri de vardır. trt'nin bugünkü hali yüzünden, memleketin yarısı, abdülhamid'i kudretli ve yetkin bir lider zannediyor.

    "seçim barajını %3'e düşüreceğiz"

    itirazım var. mümkün olan her fırsatta çoğulcu demokrasi vurgusu yapan uzlaşma masası, seçim barajını, ancak %3'e düşürmeyi planlıyor. neden? yaklaşık iki milyon kişinin oyunu almış bir partinin temsil edilmemesi -onurumuz kadar korumamız gereken- demokratik hürriyetimize zeval vermiyor mu?

    "yurt dışındaki vatandaşlarımızın en fazla 15 milletvekili ile doğrudan meclis'te temsili için yurt dışı seçim çevresi oluşturacağız."

    bir yandan memleketleri için iyiyi ve doğruyu düşünen gurbetteki vatanseverler geliyor aklıma, bir yandan da biatçı ve -biraz zorlasan- saltanatçı-hilafetçi, dışarıda sosyal-demokrat, burada siyasal-islamcı doğrultuda oy veren iki yüzlüler. milletvekillerinin %2.5'ine denk gelen bu oran, temsil edilemeyecek baraj altı partilerin seçmenlerini gözetince nezdimde bir garabete dönüşüyor. oy devşirme maksatlı bir vaat gibi görünüyor.


    2- kamu yönetimi

    "cumhurbaşkanlığı bünyesindeki kurulları ve ofisleri lağvederek görev ve yetkilerini ilgili bakanlık ve kurumlara devredeceğiz."

    yetmez. sarayı da "demokrasi üniversitesi" haline getirmeli.

    "yerel yönetimlerde seçme ve seçilme hakkını yok sayan kayyum uygulamalarına son vereceğiz."

    bu da olumlu değerlendirdiğim bir plan. 'milli irade'ye vurgu ile oy ve meşruiyet devşiren bir iktidarın bu kayyum uygulamasını mazur gösterebilmesi de bir başarıdır.

    "mülakat uygulamalarına son verecek, yazılı sınavda en yüksek puan alandan başlamak üzere personel alımı yapılmasını sağlayacağız."

    liyakat! ülkemizdeki nice insanın kanayan yarası. eğer tesis etmeyi başarabilirsek, birçok sorunun çözümü kendiliğinden gelecektir. ilginç bir bilgi paylaşayım; ingilizce'de 'torpil' kelimesinin anlamını tam karşılayan bir sözcük yok. dürüstlük ve ahlak timsali halkımızın mezun olmak üzere gençlerinin sıklıkla bu kelimeyi telaffuz edişi bize bir şeyler anlatmalı.

    "kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin vekil ya da taşeronlar eliyle yürütülmesine izin vermeyeceğiz."

    şahane. bu durumun nasıl bir yağmaya ve talana yol açtığı da hesaplanırsa, belki ileride tekrar aynı uygulamalara gidilmez.

    3 -yolsuzlukla mücadele, şeffaflık ve denetim

    "yolsuzluktan elde edilen ve yurtdışına kaçırılan gelirleri ülkemize geri getirecek, bu çerçevede "malvarlıklarının geri alınması ofisi"ni kuracağız."

    allah bir daha bu millete böyle bir seçim vaadi yazdırmasın.

    "siyasi etik kanunu'nu çıkaracak, türkiye büyük millet meclisi bünyesinde siyasi etik komisyonu kuracak, grubu bulunan siyasi partiler bünyesinde siyasi etik kurulları oluşturulmasını düzenleyeceğiz."

    bahsedilen kanun'u dört gözle bekliyorum. zira, bu kanun düzenlenirken evrensel hukuk ilkeleri gözetilirse; hükümet veya devlet görevlileri artık 'egemen' değil 'yönetici' olacaklar. olması gerektiği gibi. 2023 yılında, hâla 'devlet büyükleri' gibi bir kavrama sahibiz.

    4-ekonomi, finans ve istihdam

    bu başlığın çoğu hedeflenen sayılardan oluşuyor: "ortalama büyüme hızının yüzde 5'in üzerinde gerçekleşmesini sağlayacağız" gibi.

    bu hedeflerin yöntemlerine ait plan ve vaatlerin en önemlileri bence şunlar:

    "merkez bankası'na fiyat ve finansal istikrarı sağlama dışında sorumluluklar yüklemeyeceğiz."

    "haksız gelir ve servet transferi ile rant devşirmeye dayalı politikalara son verecek, gelirin bireyler, haneler ve bölgeler arasında adil ve dengeli dağılımını sağlayacağız." (buradaki dengeli dağılım vaadi bir yeniden dağıtım politikasına işaret ediyor olabilir, temkinli yaklaşmakta fayda var.)

    "verimlilik, yüksek katma değer ve rekabetçiliğe dayalı sektörel politikalarımızla üretim yapısını ithalata bağımlı olmaktan kurtaracak ve ekonomimizi sürdürülebilir bir dış denge yapısına kavuşturacağız."

    "merkez bankası bağımsızlığına müdahaleye ve yetki-sorumluluk çatışmasına yol açan, hiçbir işlevselliği bulunmayan fiyat istikrarı komitesi'ni kaldıracağız."

    "merkez bankası rezervlerinin şeffaf olmayan bir biçimde ve dolambaçlı yollarla satışına ilişkin işlemleri idari ve hukuki denetime tabi tutacak, tespit edilen hata, usulsüzlük, yolsuzluk ve kamu zararının sonuna kadar takipçisi olacağız."

    "itibar gerekçesine sığınılarak gerçekleştirilen tüm gereksiz harcamalara son vereceğiz."

    "cumhurbaşkanlığı'nın kullanımındaki uçak sayısını azaltacağız."(cumhurbaşkanlığı'nın uçak filosu var. kaç uçak kalacağına ilişkin somut bir açıklama yerinde olurdu. )

    "kaynakları "kanal istanbul" gibi rant projeleri için değil güney doğu anadolu projesi (gap), doğu anadolu projesi (dap), konya ovası projesi (kop) ve doğu karadeniz projesi (dokap) kapsamındakiler başta olmak üzere tarımsal sulama projelerinde kullanacağız." (bu da önemli bir madde. mevcut iktidarın 3. havalimanı, kanal istanbul gibi projeleri hep imar baskısı ve rant odaklıydı. sürdürülebilir değerler yaratan ve kamu yararını gözeten büyük projelerin hayata geçirilmesinde bir sakınca görmüyorum. elbette ayrılacak kaynağın, vatandaşa külfet yaratacak vergilerle fonlanmaması kaydıyla)

    "çalışanlar üzerindeki vergi ve sigorta prim yükünü indireceğiz." (önemli ve gerekli bir düzenleme.)

    "mesleki eğitim müfredatını geleceğin meslekleri doğrultusunda güncelleyecek, öğrencilere farklı alanlarda da kullanabilecekleri taşınabilir yeni beceriler kazandıracağız."

    5-bilim, ar-ge, yenilikçilik, girişimcilik ve dijital dönüşüm

    "bilim politikamızı, insan, özgürlük, demokratik eğitim, bilimsel düşünme, girişimcilik ve teknoloji üretimi odaklı bir anlayışla yürüteceğiz."

    akp'nin bilim politikası sonrası, üzerinde iki tane gerçek bilim adamının uzlaştığı her politika makbul olacaktır zaten. ama burada altılı masanın, -üzerinde yoğun bir mesai harcandığı belli olan- planlarla vaatlerini desteklemesi beni çok şaşırttı ve mutlu etti. nedir bunlar?

    "türkiye'yi giderek dışlandığı uluslararası araştırma ve yenilik ağlarına dahil edeceğiz."

    "çok boyutlu bir beyin göçüyle mücadele eylem planı hazırlayacak ve uygulayacağız."

    "yurtdışındaki yetenekli yapay zekâ araştırmacılarını ülkeye çekmek ve ülkede kalmalarını sağlamak için burs ve araştırma imkanları sağlayacağız."

    "teknopark teşviklerini fiziksel mekândan bağımsız hale getirerek tüm türkiye'yi teknopark yapacağız."

    "bilişim ve yenilikçilik bakanlığı kuracağız."

    "fiber/optik uzunluğunu en kısa sürede 2 milyon kilometreye ulaştıracağız"

    "internete erişimi temel bir insan hakkı olarak tanımlayacak, vatandaşlarımızın her yerde, güvenli, hızlı, ucuz ve sansürsüz internete erişimini sağlayacağız" (bunu maddeden sonra internet için vergi ve kesintileri düzenleyeceğiz maddesi geliyor. kafaları bu konuda biraz karışık sanırım.)


    6-sektörel politikalar

    geneli itibarıyla olumlu bulduğum politikalarda uzlaşılmış. planların çağdaş ve çevreci kaygılarla ortaya konduğu belli oluyor. özellikle bu politikalar eğer madde madde uygulanabilirse, ülkemizin çağ atlayacağını düşünüyorum.

    tarım: vergi yükünün hafifletilmesi, teşvikler ve geri ödemelerle, türkiye'nin en büyük sorunlarından biri olarak gördüğüm tarım sahasında iyi ve sürdürülebilir bir düzene geçiş planlanıyor. sakıncalı bulduğum (istismarı mümkün) maddeler:

    "çiftçilerimizin traktör, biçerdöver, tarım makinaları gibi tarımsal üretim araçlarının ve canlı hayvan varlığının hiçbir şekilde haczedilmemesini sağlayacağız."

    "çiftçimizin örgütlü bir yapı altında birleşmesini sağlayacağız." (bunun sivil inisiyatif ile yapılmasının, çiftçilerin daha yararına olacağı kanaatindeyim)

    sanayi ve teknoloji, savunma sanayi başlığındaki maddelerin bazıları, bayraktar'la gururlanan seçmeni, mağrur duruşlarına halel gelmeyeceğini temin etmeye ayrılmış. yine de; şeffaflık ve çevrecilik vurgusu yaparak, büyük potansiyele sahip olan sanayi sektörümüze çağdaş bir düzenleme getirileceği söyleniyor.

    enerji ve madencilik başlığında; mevcut iktidarın politikasına büyük bir itiraz göremedim. özellikle, arama faaliyetlerinin çevreye verdiği zararların önlenmesine dair bir madde yok. "çevre duyarlılığını ön planda tutarak" gibi üstünkörü bir beyan var.

    ulaştırma başlığı: buradaki ajandayı hazırlayan çalışma grubu muhteşem bir iş çıkarmış. öyle ki; planların bir hükümet döneminde uygulanabilmesinin mümkün olmadığını düşündürüyor. yine de ulaştırma konusunda atılacak adımlar eğer, yine aynı şuurla hareket edebilecek devam hükümetlerinde de sürdürülürse, ulaşım altyapısı problemlerimizi daha az konuşuyor hale geliriz.

    lojistik ve gümrükler: bürokrasinin ve kağıt işlerinin azaltılması, gümrük kapılarının arttırılması, hedef dış pazarlarda lojistik merkezleri kurulması gibi planlar var.

    dış ticaret politikası: bu konuyu da işin ehli bir kurula teslim ettiklerini düşündüm. küresel ve bölgesel ortaklıkların faaliyete geçirilmesi veya faaliyetlerinin arttırılması, ihracat teşvik ve desteklerinin düzenlenmesi ve arttırılması öngörülmüş. küreselleşme kaygısı ve markalaşma ile değer arttırılması gibi vurgular ümit verici.

    iç ticaret ve rekabet politikası: burası altılı masayla en az uzlaşabileceğimi düşündüğüm başlıktı. fakat mevcut koşullara göre piyasanın daha rahat olduğu ve rekabetin; üretici ve işletmeler yararına çalışabildiği bir düzenleme silsilesi amaçlamışlar. kartelleşmenin önüne geçme kaygıları da kapsamlı bir ekonomik reform halinde iç piyasanın, 'kamu yararı' veya 'ne olursa olsun büyüme hedefi' gözetilerek yıpratılmayacağına işaret ediyor.


    küçük ve orta boy işletmeler: maddeler özetle kısaca, kosgeb'in kuruluş amacına uygun bir biçimde çalışmasını sağlamaktan bahsediyor.

    esnaf ve sanatkârla: e-ticaret destekleri dışında kapsamlı bir öneriye veya plana rastlayamadım. aileleri ile büyük bir nüfusu oluşturan esnafların oylarına, kapsayıcı ve popülist politikalarla talip olmak yerine, kadim esnaf kültüründen nüvelerle desteklenebilecek orijinal çözümler üretilebilirdi.

    yeni nesil hizmet sektörleri: tasnifi zor olan, yeni yeni gelişen youtuber'lık, influencer'lık gibi sektörlere ve dijital varlıklara, özel destekler ve düzenlemeler planlanmış. altılı masa ajandasında bunun yer almasının iyi bir gelişme olduğunu düşünüyorum. sosyal medyanın kullanımı, çok şükür, yeni nesle şikayetlerini -en azından- muhalefete duyurabilme fırsatı veriyor.

    turizm: ilk maddesi şöyle;

    "başlatacağımız yerel turizm meclis ve şuralarının çıktılarını da dikkate alarak tüm paydaşların katılımıyla yeni bir perspektifle, yeşil, sürdürülebilir, koruma-kullanma dengesini gözeten turizm stratejisi ve master plan hazırlayacağız."

    'master plan' garabetini bir tarafa bırakırsak, sektörün dahli ile yapılacak bir çalışmayla belirlenecek perspektif ve yol haritasına vurgu yapmaları çok güzel. başlığın kalanında, turizmdeki imar rantını engellemeye yönelik planlar da mevcut. turizm başlığı da düşünüp-tartarak hazırlanmış. rantçılar ve yiyiciler dışındaki gruplara rahatsızlık vereceğini düşünmüyorum.

    kültür: uzun bir alt-başlık: değişik eğilim ve fikirlerdeki partilerin uzlaştığı bu metin, üzerinde bu kadar çalışılmış bir metin üzerinde uzlaşması sevindirici. bu uzlaşmayı sağlarken sadece kendi kültürümüze içkin öğeleri değil, evrensel kültür öğelerine de hassasiyet gösterilmiş. yönetimlerin dünyaya ve geleceğe karşı olan sorumluluğu da atlanmamış.

    iklim değişikliği, çevre, doğa ve hayvan hakları, ormanlar ve su yönetimi: gelişen küresel çevre kaygıları, bize de 'çevre bilinci' ve 'sürdürülebilirlik hassasiyetleri' olarak yansıdı. altılı masa, bu yeni eğilimleri iyi etüt etmiş. özellikle aşağıdaki madde manidar;

    "cumhurbaşkanlığı envanterindeki uçakları satarak elde edilen gelirle alınacak yangın söndürme uçaklarını orman yangınlarını söndürme filosuna dâhil edeceğiz."

    bu maddede görüldüğü üzere, cumhurbaşkanı 'itibarından' yapılacak tasarruf; doğaya ve geleceğe yararlı, gerçek bir gururu yaratabilecek politikalarda kullanılabilir.

    kentleşme ve afet yönetimi: politikayı özetleyen madde şu;

    "şehirlerimizi kısa vadeli kişisel rant ve menfaat odaklı değil uzun vadeli planlayacağız."

    istanbul depremine alınacak önlemleri de: 'hayat istanbul projesi' adı altında ajandalarına alacakları beyanı var.

    7-eğitim ve öğretim

    benim için en önemli olan başlık bu; kalan bütün yanlış politikaların 5-10 yıl içerisinde telafisi mümkünken, yanlış eğitim politikaları, en az bir jenerasyonun kaybı demek. eğitim; demokrasi için şarttır, demokrasi de eğitim için. 1916'da yayınlanan kitabında john dewey şöyle diyor:

    "demokrasi ve eğitim birbiriyle iki şekilde bağlantılıdır: birincisi, demokrasinin kendini devam ettirebilmesi için eğitimli vatandaşlara ihtiyacı vardır; ve ikincisi, demokratik fikirler eğitimin kendisini, yani devlet okulu sisteminin yapısını ve sürecini şekillendirir."

    buradaki "eğitim"le anlatılmak istenen, elbette bir sürü bilgiyi öğrencinin zihnine sokuşturmak değil. öğrenciye, öğrenme yollarının öğretilmesi, sorgulayıcı aklın yerleştirilmesi ve merak duygusunun körüklenmesi. bir de değerler eğitim, yani: insanın sahip olması gereken erdemlerin, bireylerde yeşermesine uğraşmak.

    erdoğan'ın eğitim politikaları maalesef, makbul ve itaatkâr bir halk yaratmaya çalıştı. sorgulayan değil kabullenen, değerlerle çelişse bile geleneklerle yaşayan, kanaat ve biat eden bir halk. halbuki biz bu meseleyi 1908 yılında başladığımız hürriyet macerası ile halletmiştik.

    altılı masanın eğitim politikası için vaatleri, -maalesef- bu tabloyu değiştirecek adımları içermiyor. teknolojik yeterliliklere sahip okullarda okuyan, çağı yakalayan, ücretsiz süte sahip, adil sınavlara giren öğrenciler elbette hepimizin hayali. ancak eğitim; her şeyden önce zihniyet ve prensip meselesi. burada muhalefetin, şu seçimi çok iyi yapması ve seçmene anlatabilmesi gerekiyor:

    "kız anadolu imam hatip fen ve sosyal bilimler lisesi" gibi liselerde, ideolojik kolajlarla hazırlanmış müfredatlarla endoktrinasyona mı devam edilecek? yoksa, sorgulayıcı aklı ve çağdaş bilimsel metodu sindirmiş, ilerlemeyi ve insanlığın evrensel değerlerini kerteriz alan vatandaşlar mı yetiştirilecek?

    8- sosyal politikalar

    bu başlıktaki politikalara itirazımı da 'sürdürebilirlik' üzerinden arz etmek istiyorum. yardımlar, gelir destekleri ve teşvikler yerine dar gelirli hanelerin üretime katılarak kalıcı refaha kavuşturulması daha doğru olacaktır düşüncesindeyim. bir madde ile bu fikre taraftarlık belirtilmiş ama diğer maddeler de gözetildiğinde, istihdam çözümü, sosyal politika belirleme çözümüne sinmiş değil gibi geldi.

    "sosyo-ekonomik yönden dezavantajlı vatandaşlarımızın istihdamını öncelikli olarak tanımlayacak, sosyal yardım alanlara yönelik iş edindirme programlarını ve geniş çaplı istihdam desteklerini hayata geçirecek, bu kapsamdakileri istihdam eden firmalara destek vereceğiz."

    aşağıdaki madde de seçim öncesi yardımların oy hareketliliği yaratmasının önüne geçmek için özellikle önemli:

    "sosyal yardımları insan onurunu zedelemeyecek şekilde sağlayacak ve siyasi bir rant alanı olmaktan çıkaracak kurumsal ve yasal altyapıyı kuracağız."

    son olarak, "iş sağlığı ve güvenliği" konusunda da doyurucu vaatler var. umarım bu vaatler, verimlilik ve kalkınma kaygıları ile göz ardı edilmezler.

    9-dış politika, savunma, güvenlik ve göç politikaları

    dış politika: buradaki politika maddeleri belirlenirken olağanüstü bir sağduyu ile hareket edilmiş. türk dış politikası'nın başlıca ilkelerinden "yurtta barış, dünyada barış" düsturunun bu metinde yer alması beni ayrıca mutlu etti.

    hariciyemize kaybettiği saygınlığı kazandırmak amacıyla düzenlemeler var. genel dış politika hedeflerinde; avrupa birliği üyeliği, nato ile koordineli dış politika ve kıbrıs sorununa kalıcı çözüm arayışı bulunuyor. davutoğlu masada olmasına rağmen, 'stratejik derinlik' nosyonu ile hareket edilmeyişi takdir edilesi. bununla beraber; göç başlığındaki çözümleri, vatandaşların akut sorunlarına kesin ve kalıcı çözümler oluşturabilecek çözümler olduğunu düşünmediğimi de söylemeliyim. yine de, -en azından- açıkça, gayrimenkul vasıtası ile vatandaşlık satılmayacağı açıkça belirtilmiş.

    sonuç:

    toplumun hemen hemen her derdine değinmek ve bir çözüm üretmek amacı ile gerçekçi ve uygulanması mümkün politikalar oluşturulmaya çalışılmış. 20 yıllık erdoğan döneminin; muhalefette, çeşitli köklerden gelen ve farklı görüşlerdeki bu masayı birleştirebilmesi, çağdaş ve yapıcı politikalarda uzlaştırabilmesi çok hoş.

    bir dönemi kapatmaya namzet olan bu masanın, seçim tarihinin de cumhuriyetin yüzüncü yılına denk gelmesi ile beraber, ülkemizi daha aydın, daha özgür bir döneme götürebileceğini düşünüyorum. ancak kurulacak hükümetin, uzlaşılmış ilkelerden uzaklaşmaması ve bu politikaları samimiyetle uygulaması kaydıyla.

  • hepsini bitiremesem de büyük çoğunluğunu okudum.
    maddeler hakkında spesifik değerlendirmelerde bulamayacağım ama muhalefetin farklı bileşenlerinin kendi tabanlarının hassasiyetleri açısından sıkıntı olabilecek konulardan ve ifadelerden kaçınılması bakımından çok başarılı bir metin olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. ikibin küsür maddelik bir metinde bunu başarabilmek aslında altı siyasi partinin ilgili heyetlerinin ne kadar ciddiyetli bir çalışma yaptıklarının ıspatı.
    bugün hükümet yanlısı yazarların bazılarını özellikle okudum. o kadar madde üzerinden manipülasyon yapmak üzere tepinecekleri bir malzeme bulamamaları da mutabakat metninin başarısının bir başka kanıtı.

  • muhalefetin çalışmamasından ve somut öneri getirmemesinden yakınan varsa, dikkatlice okumalılar bu metni.