• "orta çağ nitelemesinin kendisi 15. yüz­ yıldan kalmadır ve roma imparatorluğu'nun çöküşüyle kapandığı kabul edilen antik çağ ile rönesans'la birlikte açıldığı düşünülen kültürel ilerleme çağının arasındaki dönemi ifade etmektedir.

    ancak bu uzun dönem tarihsel, sosyolojik ve siyasal olarak bir homojenlik göstermediği için, kaçınılmaz olarakkendi için­de de dönemlere ayrılmak zorunda kalınır. buna göre, orta çağ genellikle üç aşamaya ayrılır: ilk dönem "eski, alt, erken orta çağ" denilen dönemdir ve 5. yüzyıl ile 11. yüzyıl arasını kapsamaktadır. ikinci dönem "asıl ya da tipik orta çağ" olarak kabul edilir ve 11. yüzyıl ile 15. yüzyıl arasına yerleştirilir. nihayet, son olarak "yukarı, geç ya da üst orta çağ" olarak anılan ve 15 ile 16. yüzyıl­ları kapsayan dönem gelir. ancak tüm bu dönemselleştirme ve adlandırma giri­ şimlerinin avrupa'yla, özellikle de batı avrupa'nın belirli bir kesiminin tarihsel deneyimleriyle işaretlendiğini ve hatta yer yer onunla sınırlı olmaktan öteye git­mediğini unutmamak gerekir."

    her ne kadar bize orta çağ'ın başlangıcı olarak kavimler göçü(375) bitişi olarak da istanbul'un fethi(1453) gösterilse de, başlangıç olarak roma'nın yıkılışı(476) bitişi olarak da amerika kıtasının keşfi(1492) de gösterilebilir. bu sebeple bu tarihlerin ve sınıflandırmaların aslında gerçek bir manası olmadığını ve orta çağ fenomeninin sadece batı avrupaya özgü olduğunu unutmamak gerekir. bahsedilen yüzyıllar batı avrupa'da karanlık dönemler olarak adlandırılırken doğuda, özellikle islam dünyasında aydınlanmanın ve gelişmenin en yoğun olarak gözlendiği dönemdir. bu sebeple eurosantrizm'e(avrupamerkezcilik) düşmemek ve bu adlandırmanın sadece batı avrupa tarihi içinde bir anlamı olduğunu unutmamak gerekir.

    kaynak
    ağaoğulları, m. a., türk, d., yalçınkaya, a., yılmaz, z., & zabcı, f. (2012). sokrates'ten jakobenlere: batı'da siyasal düşünceler (3. bs). iletişim yayınları.sf.237