• anarşizm, özellikle 1890-1910 arası avrupa'daki yıkıcı terör eylemlerinden ötürü halk ve aydın kitleleri arasında büyük bir paniğe ve nefrete sebep oldu. bu şiddet eylemleri, anarşist fikrin karşısında olduğu egemenler tarafından -biraz korkunun yanında- sevinçle karşılanmış olsa gerek.

    çünkü anarşizmin vaaz ettiği doğal ve özgür düzen; bu eylemlerdeki vandallık ve sivillere yönelen şiddet ile inandırıcılığını kaybediyordu.

    anarşizmin öncüleri arasında***, bu şiddetin ve yıkıcılığın güzellemesini yapan tek kişi bakunin'dir denilebilir. bakunin eski, köhne düzeni yıkacak ve insanlara hayatlarına gerçek manasını verecek olan bir kıyameti bekliyordu.

    bakunin'de düşünürlük ve yazarlık kimliğini fersah fersah aşan bir hatiplik ve eylem adamlığı vasfı vardır ve bu yönüyle bakunin -marx'la olan tartışmaları bir yana- hem sosyalist hem anarşist devrimci kitlelerinde çok büyük bir etkiye sahiptir.

    ancak egemen ideolojilerin savunucuları için de şiddet güzellemeleri sebebi ile anarşizmi terörizmle yan yana getirebilmeyi sağlayan parlak argümanların kaynağıdır.

    öyle ki bakunin; "o halde, bütün hayatın sınırsız ve sonsuz kaynağı olduğu için yıkan ve yok eden sonsuz ruha güvenelim. yıkma tutkusu(veya yıkma dürtüsü) yaratıcı bir tutkudur." diyecek kadar radikal değişimin, yıkımın yüceliğine ve araçsallığına kânidir. bu kanaat de, sadece egemen ideolojilerin savunucularının değil, benim de nezdimde, bakunin'i makyavelist bir terörist yapar.

    kaynak:
    peter marshall, anarşizmin tarihi: imkansızı istemek, imge kitabevi, ankara 2003 , s. 352
    mikhail bakunin, tanrı ve devlet, öteki yayınevi, ankara 2007