• jason brennan'a göre liberterler üçe ayrılırlar:
    1- klasik liberaller
    2-katı liberterler
    3- neoklasik liberaller

    öncelikle bilinmesi gereken bu sınırlar keskin değildir. kimi hususta bir tarafta iken kiminde diğer tarafa geçilebilir.

    klasik liberaller, ilk liberterlerdir. klasik liberal düşünürler arasında adam smith, david hume, john locke, mary wollstonecraft, harriet taylor mill, frédéric bastiat, ve on dokuzuncu yüzyıldan david ricardo,f. a. hayek, james buchanan, gordon tullock, ve yirminci yüzyıldan milton friedman sayılabilir. klasik liberaller açık, hoşgörülü toplumdan, güçlü mülkiyet ve ekonomik haklardan yanadırlar. savaşa, emperyalizme, fetihçiliğe, hükümetin ekonomiye müdahalesine, şirketlerin devletçe kurtarılmasına ve ahbap çavuş kapitalizmine (bkz: crony kapitalism)'e karşıdırlar.

    katı liberterlere nazaran hükümetin problem çözeme kapasitesinin kullanılmasına daha az karşı çıkarlar. milton friedman devletin bireysel olarak çözülemeyecek problemleri çözme kapasitesi olduğunu ancak bu kapasiteyi kullanmanın tehlikeli olduğunu ancak yine de sırf tehlikeli diye bir sorunu devlet eliyle çözmeyi tamamen rafa kaldırmamamız gerektiğini savunur. devletin ulaşım sistemleri ve ulusal güvenlik konularında devrede olması gerektiğini savunurlar.

    klasik liberaller özgürlüğü içinden erdemin, kültürün bilimin ve refahın yetiştiği verimli toprak olarak anlarlar. belirtmekte fayda var ki ilk liberterler kendilerine liberter değil liberal diyorlardı. liberal kelimesinin zaman içinde anlamının kayması, ve sosyal demokratların kelimeye ortak olması dolayısıyla liberter kelimesi türemiştir. günümüz klasik liberalleri amerikan liberallerinin savunduğu hemen her şeye karşı pozisyon alırlar.

    katı liberterler ise klasik liberallerin daha radikal versiyonlarıdır diyebiliriz. genelde üyeleri gençlerde oluşurlar, her radikal harekette olduğu gibi. klasik liberallerden farkları her türlü devlet müdahalesini baskı ve ne amaçla olursa olsun vergiyi hırsızlık olarak görmeleridir. katı liberallerin çoğunluğu devletin sadece adalet sisteminde, yani yargıç ve polis olarak, etkin olması gerektiğini düşünür. minarşisttirler.

    bazı katı liberterler ise doğrudan anarşisttir. tamamen ortadan kaldırılmış bir devletin sosyal hayata katkısının daha fazla olacağını iddia ederler. onlara göre devlet a- şiddet tekelidir b- hukuk tekelidir c-bu tekelleri sürdürecek güce sahiptir. anarşist liberterler piyasa tekellerinin kötü, politik tekellerin daha kötü olduğunu savunurlar. klasik liberallerle bir diğer farkları iyilik vurgularının toplumsal çıktıdan ziyade kişisel faydaya yönelik olmasıdır. kişisel faydanın optimal değil maksimize olmasının doğal olarak topluma da daha fazla fayda sağlayacağını iddia ederler. katı liberterler arasında ayn rand,murray rothbard, robert nozick ve eric mack sayılabilir. karı liberterliğin liberter gelenek için ana akım olmadığını ancak bir yorum olduğunu unutmamakta fayda var.

    neoklasik liberaller ise klasik liberalizm içinde son 30-40 yılda ortaya çıkmıştır. klasik liberallerle aşağı yukarı aynı duyarlılıkları paylaşırlar ancak onları ayıran esas kritik nokta sosyal adalete yaptıkları vurgudur. onlar toplumdaki faydaların ve yükümlülüklerin adil dağıtılması gerektiğini savunurlar. mülkiyet hakkını sonuna kadar savunurlar ancak eğer mülkiyet hakkı kalabalıkları mülkiyetsiz bırakarak mülkü az kişinin elinde topluyorsa bu rejimin meşru olmadığını savunurlar. neoklasik liberallere göre eğer yoksulları umursuyorsak ve sosyal adalet gibi bir kaygımız varsa bunu yapmanın en kolay yolu serbest piyasayı ve güçlü ekonomik özgürlüğü sağlamaktan geçer. yoksullara bir de marksizmle darbe vurmamalı, bilakis müreffeh toplumların ancak serbest piyasa içinden yetiştiğini hep aklımızda tutmalıyız.

    bu üç tip liberteryenizmi sosyal adalete olan bakışlarından ayırabiliriz. neoklasikler özellikle sosyal adalet vurgusu yaparken, katı liberterler sosyal adalet anlayışına şiddetle karşı çıkarlar. klasik liberaller ise bu konuda ikisinin ortasında bulunurlar. ancak özellikle belirtmek gerekir ki klasik liberal sınıfına koyduğunuz adam smith ülkenin zenginliğinin kralın hazinesinden ziyade insanların tok karınlarından ve çocuklarının fırsat zenginliğinden anlaşılacağını söyler.

    kaynak:
    brennan, j. (2012). libertarianism: what everyone needs to know. oxford university press. s.39-47